"Cennet ve cehennem arasındaki farkı yalnızca bir yuvaya sahip olanlar anlayabilirler çünkü huzurla evimdeyim diyemeyen kimseler cennette de cehennemdedirler. Belki de değildirler..."
"Farklı olan ne? O da yaşadığı yeri korumak istediği için talihsiz bir karar vermek zorunda kaldı, o da bunun yüzünden senin karşında göz yaşlarına boğuldu ve o da ne kadar pişman olursa olsun aynı şeyi yeniden yapabileceğini biliyor çünkü doğrunun bu olduğuna inanacak kadar çaresiz. Aramızdaki tek fark o kızın odana girmeye bile izni yokken benim burada olmam için can atıyor olan sensin."
"Aranızdaki tek fark Nimfea," diye başladı yanağının içindeki kas nabız gibi atarken. "Sen bana zarar vermeye çalıştın ama o sana. Bana karşı işlenen suçu cezasız bırakabilirim ama sana karşı olanı asla."
|
Gerçek kurum ve kuruluşlarla hiçbir alakası yoktur, tümüyle zihnim ve ruhumla şekillenmiş bir hayatın hikayesidir
"Yok yok, bu alçak gönül meselesi değil Orhan`cığım. Göz var izan var neticede, benim gibi fıstık senin gibi dağ ayısının yanında garip kaçıyor."
"Fıstığın da çeşidi var Hülya," dedi Orhan kızı sinirlendirmek için. "Sana bakınca yer fıstığı görüyorum mesela ben."
"Ananı da göstereyim sana o zaman." E Hülya ağzı bozuk bir kadındı, Orhan`dan bunu gizleyemezdi.
"Anamı karıştırma."
"Ebeni göstereyim o zaman hayatım, hm?"
"Olur ışığım," dedi Orhan gıcık gıcık gülerek. "Göster bana neyi istiyorsan."
|
Ne kadar Orhan yanındayken her şey bir romantik komedinin içindeki çekişmeli aşk hikayesine dahilmiş gibi hissettirse de burası gerçekti ve hayat biraz böyleydi işte, aşk meseleleri fazla abartmaya gelmezdi.