Yeni Üyelik
32.
Bölüm

1. Bölüm - Ra'nın Tapınağı

@aysenurtekkanat

Heliopolis, mitolojide Ra'nın tapınağı olarak biliniyordu. Güneşin şehri de deniyordu. Şimdilerde Mısır'da bir şehir olarak bilinsede asıl Heliopolis gökyüzündeydi. Ra'nın her gün Apep ile savaştığı, geceleri ise yer altına inip o diyarı koruduğu bu tapınak güneşi çekmekteydi. Şimdiyse geride kalan tanrı ve tanrıçaları ağırlıyordu. Esasında her biri kendi evinde yaşıyordu fakat bugün Heliopolis'e gelmelerine sebep olan o haberi almışlardı.

"Set'in mahzenine birisi girdi." dedi Horus. O mahzene Set'i bizzat kendisi hapsetmişti ve çıkamasın diye de, annesi İsis'in yardımıyla pek çok büyü yapmıştı. Gökyüzü tanrısıydı o, bir zamanlar Mısır'ın kralıydı. Set, Osiris'i öldürdüğünde tahta çıkmıştı. Horus gözlerden uzakta doğmuş ve büyümüştü. Sonrasında geri dönüp taht üzerinde hak iddia etmişti. Bu iddia sonucu Set ile yarışmış ve galip gelmişti. Horus, Mısır'ın ebedi kralıydı. Pek çok firavunun ondan geldiği söylenirdi.

"Mahzeni sen koruyordun." diyerek lafa atlayan kişi Nephthys'ti. Set'in eşiydi ve zamanında onun yanında olan kişiydi. Nitekim Set kötüleşip her şeyi yok etme hırsına kapılınca Horus'un yanında durmuştu. Set'e karşı savaşmış ve Horus'un galip gelmesinde etkili olmuştu. Şimdiyse kocasının, esaretinden kurtulmak üzere olduğunu öğreniyordu. Bu ona göre bir kaostu, ki diğer tanrılar da farklı düşünmüyordu.

"Ben koruyordum zaten. Annemin büyüleri o mahzeni görünmez ve erişilmez kılıyordu ama sadece büyüler yoktu. Şimdiyse mahzen açılmak üzere çünkü annemin büyükleri yetersiz gelmeye başladı, gücü zayıflıyor. Ve eğer mahzen açılırsa Set serbest kalacak." diyerek durumu açıkladı Horus. O büyüleri aşmaya çalışan kişiyi merak etmekle beraber yakıcı bir öfke de hissediyordu.

Zamanın çok öncesiydi. Yeryüzü yaratılmış ve Mısır tek bir medeniyet olarak var olmuştu. Kral en başta Ra'ydı. Adil ve iyi bir firavundu fakat Apep adındaki yılan şeytan dünyadan beslenmek isteyince Mısır'ı oğulları Set ve Osiris arasında pay etmek durumunda kaldı. Sonucunda ise Heliopolis'e, gemiye benzeyen bu tapınağa yerleşti. Güvertesinde oturup Apep'i dünyadan uzak tutmayı görev bildi. Nil kıyılarını Osiris'e verdi. Set ise çöllere hükmetti. Hükümleri uzun yıllar sürdü ve aralarında her hangi bir anlaşmazlık olmadı, en azından görünürde böyleydi durum. Set, arka planda pek çok plan geliştirmiş ve kendisine sadık koca bir ordu kurmuştu. Bazı tanrıları tarafına çekerek isyan etmişti. Bu isyanı başarılı olurken, Set, Osiris'i öldürdü. İsis bu ölümün ardından büyük bir acıyla sarsıldı. Set'in eşi olan Nephthys ona destek oldu ve yasına ortaklık etti. Horus bu ölümden sonra doğdu. İsis'in, büyüleri sayesinde, yeniden hayata dönen Osiris'ten olma oğluydu. Kuytuda saklanarak büyüyen gök tanrısı en nihayetinde dönüp Mısır'ı alırken, Set'i de hapsetmişti. Zamanla tanrılar ellerini dünyadan çekti fakat Set, dört bin beş yüz küsür yıllık Keops Piramidi'nin altına büyüyle gizlenmiş mahzeninde hapis kaldı. Ra'nın isteği ise şöyleydi; kalbi yumuşadığında ve kötülükten arındığında, hizmetkarı onu bulacak ve esaretinden kurtaracaktı. Set'in kalbi hiçbir zaman yumuşamadı ama birisi o mahzene girmeyi başardı.

"Bunu kim yapıyorsa onu durdurmalıyız." dedi Hathor. Güzellik ve aşk tanrıçasıydı. Yüzüne bakıldığında bile bu çok net bir şekilde anlaşılıyordu zira tapınakta bulunan en dikkat çekici kişi kendisiydi. Mitlere göre kalbinde kimse olmayan herkese istediğini yaptırabilirdi. Bir savaşçı değildi ama cazibesi tüm savaşlarda galip gelmesi için yeterliydi.

Hathor'un sözlerinden sonra tapınakta büyük bir sarsıntı yaşandı. Ra, tahtından kalkıp bir geminin güvertesine benzeyen tapınağının ön kısmına yürüdü. Elindeki mızrağı uzattı ilerdi doğru. Etrafını saran güneş ışığı ona büyük bir güç bahşederken, Apep adındaki şeytani yılana saldırdı. Apep'in acı haykırışları tanrıların kulaklarına ulaştı. Hiçbiri kılını kıpırdatmadı. Bazıları ilk kez bu savaşa tanıklık ediyordu ama bazıları buna çokça kez şahit olmuştu. Nitekim her biri neler olacağını çok iyi biliyordu. Bundan mütevellit herkes sakindi. Apep karanlığa geri dönerken, Ra'nın çevresindeki güneş kalkanı geldiği gibi yok oldu. Ra, güverteye geri dönerken Heliopolis bir kez daha bu savaşa sahne olmuştu.

"Ra?" dedi sorarcasına Anubis. Her ne kadar mitlerde çakal başlı olarak anılsada normal bir yüzü vardı. Tanrıların yanında bu yüzünü gösterirdi. Yüzünün sol tarafındaki diş izleri bir çakala aitti. Çakal başı ise yalnızca ölülere refakat ederken ortaya çıkardı. "Ne düşünüyorsun?"

Ra, Anubis'e baktı. Kırlaşmış sakallarını sıvazladı. Ra, ihtiyar bir adam gibi görünmeyi seçmişti. Tanrıların babası ve en büyük tanrı olarak bilindiğinden dolayı bu görünüm ona uygun gelmişti. İlk tanrıydı.

"Set'i çıkaracak olan hizmetkarı daha doğmadı." dedi Ra. Büyüleri İsis yapmış ve Horus mahzeni korumuş olsada hükmü o vermişti. Bundan mütevellit oğlu hakkındaki son karar her zaman onundu. Hizmetkarın doğumunu ise oğlunun taş kesmiş kalbinin yumuşadığı o ana saklıyordu. Öyle ki onun ruhunu boynuna astığı bir kolyeye hapsetmiş ve orada taşımıştı. O ruh bir çeşit anahtardı. Parmakları kolyeyi kavradı ve tanrılarda gezdirdi bakışlarını. "Hizmetkar olmadan mahzen açılamaz."

Horus, "Annemin büyüsü yeterli değil. Kırılıyor. Benim tuzaklarım ve korumalarım ise etkisiz kalıyor. Eğer biz bir şey yapmazsak Set'in serbest kalması kaçınılmaz olacak." dedi. Bakışlarındaki öfke ve korku görülmeyecek gibi değildi. Korkusu Set'e karşı değildi. Asıl korkusu Set'in insanlara zarar vermesi ihtimalindendi. Nitekim diğerlerinin de ondan bir farkı yoktu.

"O zaman git ve onu durdur." dedi Ra. Fakat Horus olduğu yere çakılmış gibi kalakaldı. Sonrasında söyledikleriyse tüm tanrılar için büyük bir yıkımdı.

"Mahzen açıldı."

Set artık serbestti.

***

Nasıl buldunuz?

Tanrılar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Set'in neden serbest kalmak üzere olduğunu sormayacağım elbette çünkü bunu hepimiz biliyoruz.

Görünen tanrılar arasından en sevdiğiniz hangisiydi?

Beni soracak olursanız her zaman Hathor hayranı olmuşumdur. Kabul ediyorum kötü bir şöhreti var ama ben de en iyisini aramıyorum zaten. Kaldı ki tanrıların zaman zaman sapıttığı da bir gerçek. Neyse

Oy vermeyi 🌟 ve yorum yapmayı 💭 unutmayın. Seviliyorsunuz. ❤️

İnstagram - aysenurtekkanat_

Loading...
0%