@aytengul
|
Uzun aradan sonra buradayım umarım beğenirsiniz...
Arzela, sabahın erken saatlerinde odasında yankılanan ani ve yüksek bir gürültüyle uyandı. Yatağının sıcaklığında, bir haftadır yanında ona eşlik eden küçük kurt yavrusuna sıkıca sarılmış haldeydi. Henüz yarı uykuluyken gözlerini araladı ve etrafına bakındı, bu sesi hiç beklememişti. Gözleri hala ağır olsa da, içinde bir merak ve hafif bir huzursuzluk büyüyordu. Akademiye başlamasının üzerinden sadece bir hafta geçmişti, ama o zamandan beri yaşadığı her gün ona bambaşka bir dünya sunuyordu. Derslerde öğrendiklerinin yanı sıra, bu yeni hayat ona yalnızca bilgi değil, aynı zamanda derin bir iç huzur ve anlam kazandırmıştı.
Küçük kurt yavrusu, Arzela’nın kollarında hafifçe kıpırdanarak ona bakmaya başladı, sanki o da bir şeylerin farkına varmış gibi. Arzela, yavrunun yumuşacık kürkünü okşarken, bir haftalık bu yeni başlangıcın ne kadar yoğun ve dolu geçtiğini düşündü. Akademideki hocalarından öğrendikleri, teorik bilgilerin ötesine geçmiş, zihninde derin izler bırakmıştı. Bir zamanlar hayalini kurduğu bu hayat, şimdi ona sunulan bir armağan gibiydi. Her sabah bu yeni dünyanın bir parçası olmaktan dolayı içi coşkuyla doluyordu.
Bu sabah ise, her zamankinden farklıydı. Gürültü, bir değişimin habercisi gibiydi ve Arzela içten içe, bugünün ona neler getireceğini merak ediyordu.Arzela, hala yarı uykulu halde yataktan doğrulur doğrulmaz hemen banyoya koştu. Üzerinde pijamalarıyla kimsenin karşısına çıkamayacağını biliyordu. Kalbi hala biraz hızlı atıyordu; o garip gürültü zihnini kurcalıyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Aynadaki solgun yansımasına kısa bir bakış attıktan sonra, banyoda yedek olarak bıraktığı gri pantolonu ve rahat sweatshirt'ünü hızla üzerine geçirdi.
Küçük kurt yavrusu da hala onun peşindeydi, sadık bir gölge gibi onu izliyordu. Arzela, kurtu nazikçe kucakladı ve birlikte odadan dışarı adım attılar. Bir an için, dışarıdaki hava soğuk ama tazeydi; derin bir nefes aldı ve bu sabahın ne kadar huzursuz hissettirdiğini düşündü. Hızla uzun ve taş basamaklı merdivenlere doğru ilerledi. Her adımda, merdivenlerin altından gelen sesler, bu sabahki tuhaflığın sebebini öğrenmeye biraz daha yaklaştığını hissettiriyordu. Kafasında yüzlerce soru dönüyor ama cevaplar merdivenlerin sonunda onu bekliyormuş gibi hissediyordu.Merdivenlerin sonuna geldiğinde, Arzela'nın gözleri dumanın kapladığı bir odaya takıldı. Odadan yoğun bir şekilde duman çıkıyordu ve bu durum kalbini hızlandırdı. Endişeyle hemen kapıya koştu ve kapıyı açar açmaz, içeriye dolan dumanla birlikte öksürmeye başladı. Duman gözlerini yakıyor, nefes almasını zorlaştırıyordu ama durup geri dönmek istemiyordu. Bir süre sonra duman yavaş yavaş dağılmaya başladı, oda daha net görünmeye başladı.
Tam karşısında, odayı dolduran dumanın ardında bir genç duruyordu. Arzela, bir an için nefesini tuttu; karşısındaki genç, oldukça yakışıklıydı. Pürüzsüz teni, duruşundaki kendinden emin tavır ve yüzündeki gizemli ifade dikkat çekiyordu. Gencin karizmatik varlığı, odadaki tüm kaosu arka plana iter gibiydi. Ancak küçük kurt, bu etkileyici manzara karşısında aynı sakinliği göstermiyordu. Arzela’nın kollarındaki küçük dostu, adama dikkatlice bakıyor ve tırnaklarını hafifçe açıp, her an bir tehdit hissetse onu tırmalamaya hazır görünüyordu.
Arzela, bir yandan adamın kim olduğunu ve odada ne olup bittiğini merak ederken, bir yandan da kurt yavrusunu sakinleştirmeye çalıştı. Odanın içinde asılı kalan gerilim, duman kadar yoğun görünüyordu.Arzela, Darrion'un ismini söylemesiyle şaşkınlıkla gözlerini büyüttü. Düşüncelerinde bir an karışıklık yaşadı ve sonunda sordu: Arzela, yaşadığı şoku ve belirsizliği bir kenara bırakıp, içinde yükselen öfkeyle adama doğru birkaç adım attı. Kızgınlıkla gözlerini ona dikti ve sesini sertleştirerek konuşmaya başladı:
**Arzela:** *"Bu da ne demek oluyor? Odadan çıkan dumanlar yüzünden neredeyse nefessiz kalacaktım! Sen kimsin ve burada ne yapıyorsun?"*
Genç adam, şaşkınlıkla Arzela’ya bakarken, sanki durumu hafife alıyormuş gibi hafifçe gülümsedi. Ellerini havaya kaldırarak sakinleştirici bir jest yaptı.
**Genç:** *"Sakin ol. Bu sadece ufak bir kazaydı, büyü çalışmam ters gitti. Niyetim kimseye zarar vermek değildi."*
Arzela, adamın rahat tavırlarına sinirlenmişti. Öfkeyle kaşlarını çattı.
**Arzela:** *"Bir kazayla bütün binayı dumana boğdun! Herkesin bu kadar şanslı olmayabileceğini düşündün mü? Ya başka biri daha kötü etkilenmiş olsaydı?"*
Genç adam ciddileşip derin bir nefes aldı.
**Genç:** *"Haklısın, özür dilerim. Kontrolü kaybettim, ama durum şimdi kontrol altında. Söz veriyorum, bir daha olmayacak."* Arzela, Darrion'un yaptığına oldukça sinirlenmişti. Odanın dağınıklığına ve havanın karamsar bir şekilde dolmasına bakarak başını iki yana salladı.
**Arzela:** *"Ama ben bu karamsar ortamı temizleyecek değilim! Senin yüzünden oldu, sen yapmalısın!"*
Darrion, gözlerini büyük bir şaşkınlıkla ona çevirdi.
**Darrion:** *"Hayır, Arzela! Benim yaptığım hatalardan senin sorumlu olmaman gerekir. Benim bu durumu düzeltmem lazım."*
**Arzela:** *"Malesef, Darrion. Sen batırdın, sen temizleyeceksin. Bu işin sorumluluğunu üstlenmelisin!"*
Darrion, içindeki gerilimi hissetti ama yine de durumu savunmak istedi.
**Darrion:** *"Ama sen de buradasın, bunu birlikte halledebiliriz!"*
**Arzela:** *"Bunu ben yapmam! Eğer beni bu duruma soktuysan, sen de temizlemelisin. Başka bir yol yok!"*
Darrion, Arzela’nın kararlı tavrına karşı çıkamayacağını fark etti. O an, gerginliğin her ikisinin de içinde büyüdüğünü hissediyordu.
**Darrion:** *"Tamam, tamam! Ama en azından yardım et. İşimizi kolaylaştıralım."*
**Arzela:** *"Hayır. Bu senin hatan, senin sorumluluğun. Ben sadece izlemekle yetineceğim."*
Darrion, derin bir nefes alarak durumu kabullenmeye çalıştı.
**Darrion:** *"Anladım. Ama benimle tartışmak yerine, en azından bunu hızlı bir şekilde yapmaya çalışalım."*
Arzela, Darrion’un çaresizliğini görünce bir an için yumuşasa da, içindeki asabiyet hala tam olarak geçmemişti.
**Arzela:** *"Bunu hızlı yapmalısın. Yoksa kendimi tehlikede hissedeceğim."*
Darrion, çaresiz bir gülümsemeyle başını salladı ve odanın düzensizliğine dönerek işine koyuldu. Arzela ise köşede durarak, Darrion'un yaptığı hataların sonuçlarını izlemekten başka bir şey yapmadı.
Arzela, bir an duraksadı ama içindeki öfkeyi hemen dizginleyemedi.
**Arzela:** *"İyi ki buradaydım. Yoksa bu saçma büyü denemelerinle daha büyük bir felakete yol açabilirdin!"*
Küçük kurt hala gencin peşini bırakmıyordu, dişlerini hafifçe göstererek hırlıyordu. Arzela, onu sakinleştirmek için bir kez daha tüylerini okşadı.
**Genç:** *"Bak, gerçekten özür dilerim. Sana kendimi tanıtmak isterim. Benim adım Darrion, yeni transfer öğrenci. Sadece biraz pratik yapıyordum, ama işler planladığım gibi gitmedi."*
Arzela, derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı. Darrion’un hatasını kabul etmesi ve özrü, öfkesini biraz yatıştırmıştı, ama yine de dikkatli olmayı bırakmadı.
**Arzela:** *"Bir daha böyle bir şey olduğunda, en azından etrafta kimse olmadığından emin ol. Burası bir oyun alanı değil."*
Darrion, hafif bir tebessümle başını salladı.
**Darrion:** *"Tamam, dikkatli olacağım. Yardımın için teşekkürler, Arzela. Birlikte çalışabileceğimizi umuyorum."*
Arzela, adını nereden bildiğini merak ederken, kurt yavrusuna sıkıca sarıldı ve gözlerini Darrion’dan ayırmadan odadan çıkmaya hazırlanıyordu. **Arzela:** *"Sen benim adımı nereden biliyorsun?"*
Darrion, yüzünde gizemli bir gülümseme ile yanıtladı.
**Darrion:** *"Oda rüyalarımda... Bazen, senin gibi özel insanları rüyalarımda görürüm. Seninle ilgili bir şeyler hissetmiştim."*
Arzela, bu açıklamayı duyunca biraz tedirgin oldu ama içindeki merak da onu çekiyordu. Darrion’un bakışlarındaki samimiyet, söylediklerini hafifçe doğrular gibiydi.
**Arzela:** *"Rüyalar? Bu oldukça garip. Nasıl yani, benimle ilgili neler gördün?"*
Darrion, ciddiyetini koruyarak biraz düşündü.
**Darrion:** *"Sadece... gücün ve kararlılığın hakkında. Seninle ilgili bazı şeyler, bu akademide büyük bir değişimin parçası olabileceğini düşündürüyordu."*
Arzela, bu sözler karşısında kendini bir nebze daha iyi hissetti ama aynı zamanda Darrion’un gerçekten ne demek istediğini anlamak istiyordu.
**Arzela:** *"Bunlar ilginç ama biraz da korkutucu. Rüyalar ve bu tür şeyler gerçek değil gibi geliyor."*
Darrion, bir adım daha atarak ona daha yakınlaştı.
**Darrion:** *"Gerçek veya hayal, her şey bizim seçimlerimize bağlı. Eğer bu akademide başarılı olmak istiyorsan, birlikte çalışmalıyız. Sadece bu rüya değil, hayallerimizi de gerçeğe dönüştürebiliriz."*
Arzela, Darrion'un bakışlarındaki kararlılığı görünce biraz daha rahatladı. İçinde bir şeylerin değiştiğini hissediyordu, ama yine de dikkatli olmalıydı.
**Arzela:** *"Bunu düşünmem lazım. Ama önce bu duman olayını unutmalıyız."*
Darrion gülümsedi.
**Darrion:** *"Tabii, seninle çalışmaya başlamadan önce burayı temizleyelim."*
Arzela, Darrion’un yanında daha fazla durmanın biraz riskli olduğunu düşündü ama aynı zamanda onu tanımak için bir fırsat olarak da gördü. Merakla, Darrion’un ne yapacağını beklemeye başladı.Arzela, Darrion’un büyücü olduğunu duyunca şaşkınlıkla ona döndü.Arzela: "Sen hangi ırktansın?"Darrion, kendine güvenen bir ifadeyle cevap verdi.Darrion: "Ben cadı soyundan geliyorum. Ama bu aramızda bir sır olarak kalmalı."Arzela, merakla gözlerini kısarak sordu:Arzela: "Neden bu kadar emin oluyorsun? Belki her kese söylerim."Darrion, gülümsemekten kendini alamadı. Yüzündeki ifadede biraz alaycı bir hava vardı.Darrion: "Bunu yapamazsın, Arzela. Eğer bu bilgiyi başkalarına açıklarsan, sadece benim başımı belaya sokmazsın; sen de zor durumda kalabilirsin." Arzela, Darrion’un büyücü olduğunu öğrendikten sonra şaşkınlıktan çok, içinde biriken öfkeyle başını salladı.
**Arzela:** *"Büyücü müsün? Ve bu aramızda bir sır mı? Ne kadar bencil olabilirsin!"*
Darrion, onun çıkışına hazırlıksız yakalanmış gibiydi.
**Darrion:** *"Arzela, sakin ol! Bu sadece bizim güvenliğimiz için."*
**Arzela:** *"Güvenliğimiz mi? Kendimle ilgili her şeyi açıklamamı bekliyorsun ama sen kendi kimliğini saklıyorsun. Bu bana pek adil gelmiyor!"*
Darrion, yüzündeki gülümsemenin kaybolduğunu fark etti.
**Darrion:** *"Anlamıyorsun. Bu, sadece beni değil, seni de tehlikeye atabilir."*
Arzela, öfkesini kontrol etmekte zorlanıyordu.
**Arzela:** *"Belki de tehlikede olmak seni bu kadar kaygılandırmamalı! Sonuçta, ben de bu durumdan etkileniyorum. Neden beni bu sırdan mahrum bırakıyorsun?"*
Darrion, başını eğerek derin bir nefes aldı.
**Darrion:** *"Bu sır, benim hayatımın bir parçası. Ama seninle paylaşmadığım için kendimi kötü hissediyorum. Beni anla, Arzela."*
Arzela, Darrion’un gözlerindeki samimiyeti gördü ama bu onu yine de rahatlatmadı.
**Arzela:** *"Anlamak mı? Belki de bu sırların yüzünden birbirimize güvenemeyeceğiz. Eğer beni korumak istiyorsan, bana açık olmalısın!"*
Darrion, ona daha yakınlaşarak gözlerinin içine baktı.
**Darrion:** *"Tamam, sana bir şans vereceğim. Ama gerçekten dikkatli olmalıyız. Burası tehlikeli bir yer."*
Arzela, Darrion’un kararlılığını görünce biraz yumuşadı ama içinde hala bir asabiyet barındırıyordu.
**Arzela:** *"Tamam, ama bu işin daha başındayız. Her an tetikte olmalıyız, anladın mı? Beni bu sırda bırakma!"*
Darrion, başını sallayarak ona yanıt verdi.
**Darrion:** *"Bunu biliyorum. Ama birlikte hareket edersek, her şey daha kolay olacak."*
Arzela, bu durumu kabullenmeye çalıştı ama içinde hala bir gerginlik vardı. Beraber hareket etmeye karar verdiler, ama aklında hala bir sürü soru ve belirsizlik vardı.Arzela, büyük çalışma masasının üzerine çıkarken küçük kurt yavrusunu kucakladı. Darrion’un çabaladığı sırada onu izlemeye başladı.
**Darrion:** *"Arzela, burada kalmak zorunda değilsin. Gerçekten yardım edebilirsin."*
Arzela, masanın üstünde otururken Darrion’a alaycı bir ifadeyle baktı.
**Arzela:** *"Ben bir insan değilim, kurt kızıyım. Bu yüzden sadece izleyebilirim."*
Darrion, biraz şaşırarak ona karşılık verdi.
**Darrion:** *"Kurt kızı olabilirsin, ama bu bir iş birliği gerektiriyor. En azından bir şeyler yapabilirsin!"*
Arzela, yavrusunu okşayarak gülümsedi.
**Arzela:** *"Yardım etmek istesem de, insanlarla aynı şekilde çalışmak bana pek uymuyor. Bunu sen yapmalısın."*
Darrion, çaresizlikle gözlerini yuvarladı.
**Darrion:** *"Ama ben burayı düzelteceğim derken sen sadece masanın üstünde oturamazsın! Biraz destek ol!"*
Arzela, eğlenerek ona baktı.
**Arzela:** *"Destek mi? Belki de sadece etrafı izlemeyi tercih ederim. Bak, senin başarısızlıklarını görmek benim için oldukça eğlenceli!"*
Darrion, Arzela’nın bu tavrına gülümsemekten kendini alamadı ama yine de işine odaklanmaya çalıştı.
**Darrion:** *"Tamam, ama bu eğlencenin sonu biraz daha az karamsar bir yerle sonuçlanmalı. Kurt kızın yardımsız kalması gerekmiyor, değil mi?"*
Arzela, kucağındaki küçük kurt yavrusuna bir kez daha sevgiyle baktı.
**Arzela:** *"Belki ama benim işim bu değil. Senin yükümlülüğün, hatanı temizlemek!"*
Darrion, elindeki eşyaları toparlamaya devam ederken, Arzela’nın masadan onu izlemesini umutsuzca kabullenerek işine odaklandı. İkisi de farklı yollarla ama aynı hedefe doğru ilerliyordu; o an biraz daha fazla dayanışmaya ihtiyaçları olduğunu anlamışlardı.Darrion, ortalığı toparladıktan sonra dışarı çıktı. Bir on dakika sonra elinde bir kova ve içinde bir bezle geri döndü. Kovanın içine bezi sığdırıp çıkardıktan sonra, elindeki bezle temizlik yapmaya başladı. Tam o sırada, elindeki bezi Arzela'nın üzerine silkeledi.
**Darrion:** *"Hadi, işte sana biraz temizlik!"*
Arzela, aniden bezi üstünde hissedince öfkeden gözleri parladı.
**Arzela:** *"Ne yapıyorsun? Bu ne cüret!"*
Darrion, alaycı bir gülümsemeyle karşılık verdi.
**Darrion:** *"Sadece şaka yapıyordum. Rahatla, kurt kızı!"*
Arzela, öfkeden kükremek üzereydi.
**Arzela:** *"Beni sinirlendiriyorsun, Darrion! Bunu asla yapmamalıydın!"*
O an dayanamayarak Darrion’u kovaladı. Darrion, onun kendisini kovaladığını görünce gülmeye başladı. Ancak gülüşü kısa sürdü çünkü Arzela, hızla yanına yaklaşıyordu.
**Darrion:** *"Tamam, tamam! Şaka yaptım, beni bırak!"*
Koşarken Darrion, kova yere düştü ve içindeki su etrafa yayıldı. Arzela, ani bir duraksama ile Darrion’a doğru atıldığında, ikisi de dengesini kaybetti. Darrion, Arzela’yı yakalamaya çalıştı ama bu çaba onu da yere düşmesine neden oldu.
Yere düştüklerinde, Arzela Darrion’un tam üzerine geldi. Ancak Darrion, kollarını açarak Arzela’nın üzerine düşmesine izin vermedi.
**Arzela:** *"Ne yapıyorsun? Beni burada bırakma!"*
Darrion, gülümseyerek onu kolladı.
**Darrion:** *"Merak etme, seni koruyorum! Yere düşsen bile, üstüne düşmem!"*
Arzela, bu durumda hem sinirli hem de komik buluyordu.
**Arzela:** *"Beni bırak, Darrion! Yanlış yapıyorsun!"*
Darrion, onu daha da sıkı tuttu.
**Darrion:** *"Ama düşersen, bu daha da kötü olur! Yüksek sesle bağırmayı kes, daha dikkatli olmalıyız!"*
Arzela, Darrion’un gülümsemesini görünce bir an duraksadı ama hemen sonrasında öfkesi geri döndü.
**Arzela:** *"Beni serbest bırak! Şimdi bu durumu nasıl düzelteceğiz?"*
Darrion, biraz daha ciddileşerek yanıtladı.
**Darrion:** *"İlk önce kalkalım. Sonra bu durumu düzeltmek için birlikte çalışabiliriz."*
Arzela, Darrion’un kollarından kurtulmaya çalıştı ama onun sıkı tutuşu buna izin vermedi.
**Arzela:** *"Tamam, ama bu sefer temizlik işini sen yapacaksın!"*
Darrion, başını sallayarak ona destek verdi.
**Darrion:** *"Anlaştık! Ama önce kalkalım, sonra işimize bakalım."*
İkisi de birlikte güldüler ve sonunda kalkmayı başardılar. Arzela, Darrion’un tutumu sayesinde biraz olsun gerginliğini unuttu ve temizlik işine birlikte girişmeye karar verdiler.
Temizlik işi bittikten sonra, Arzela ve Darrion odanın düzenli hâle geldiğini görünce birbirlerine gülümsediler.
**Darrion:** *"Görüyor musun? Biz seninle çok iyi bir ekip olacağız!"*
Arzela, bu sözler üzerine biraz düşündü ve sonra omuzlarını silkeleyerek cevap verdi.
**Arzela:** *"Evet, ama bu işin sadece bir kısmıydı. Temizlik yapmak benim için pek de eğlenceli olmadı."*
Darrion, gülümseyerek yanıtladı.
**Darrion:** *"Belki ama bu sayede birbirimizi tanıma fırsatı bulduk. Takım çalışması yaparken daha da yakınlaşabiliriz."*
Arzela, onun enerjisine kapılmadan duramadı.
**Arzela:** *"Takım çalışması demişken, başka konularda da çalışmayı denemeliyiz. Ama temizlikle değil!"*
Darrion, kafasını sallayarak onayladı.
**Darrion:** *"Tamam, ama farklı konularda çalışırken de eğlenmeyi unutmayalım. Ayrıca, bir dahaki sefere seninle yapacağım şakaları iki kat düşünmem gerekecek."*
Arzela, alaycı bir şekilde gülümsedi.
**Arzela:** *"Kesinlikle! Ama şaka yapmayı düşünmeden önce, beni yine böyle sinirlendirme!"*
Darrion, elini kalbinin üzerine koyarak yemin etti.
**Darrion:** *"Söz veriyorum! Büyücü kızı sinirlendirmeyeceğim."*
Arzela, Darrion’un komik ifadesine dayanamayarak ona bakarken, gülümsemekle birlikte hafif bir sinirlilik hissi de taşıyordu.
**Arzela:** *"Sen iflah olmasın! Bir daha beni bu kadar sinirlendirmeyi denersen, gerçekten kötü olacak!"*
Darrion, Arzela’nın gözlerindeki kıvılcımı görünce biraz daha ciddileşmeye çalıştı.
**Darrion:** *"Tamam, tamam! Bir dahaki sefere daha dikkatli olacağım. Ama senin tepkilerin de beni eğlendiriyor."*
Arzela, Darrion’un bu sözüne içten bir gülümsemeyle yanıt verdi.
**Arzela:** *"Eğlenceli olduğunu düşündüğün için seni affediyorum ama bir sınır var, ona dikkat et!"*
Darrion, gülümseyerek başını salladı.
**Darrion:** *"Anlaştık! Artık şakaları azaltmayı ve seni daha az sinirlendirmeyi taahhüt ediyorum."*
Arzela, onun bu samimi yaklaşımını görünce biraz daha yumuşadı.
**Arzela:** *"Bu iyi bir başlangıç. Ama yine de temizlik konusunda bana katılmak zorunda kalırsan, biraz daha fazla saygı göstermen gerekecek!"*
Darrion, hafif bir gülümseme ile ona yanıt verdi.
**Darrion:** *"Anlaştık, kurt kızı. Temizlik işinde daha fazla ciddiyetle yaklaşacağım. Ama unutmadan, senin de bana yardımcı olman gerekecek!"*
Arzela, Darrion’un bu hırslı tavrına karşı koyamadı ve bir kahkaha attı.
**Arzela:** *"Tamam, bu işbirliği şartları altında kabul ediyorum. Ama sadece bir daha beni böyle sinirlendirirsen!"*
Darrion, kafasını sallayarak ona destek verdi.
**Darrion:** *"Bunu unutmayacağım, söz veriyorum!"*
İkisi, aralarındaki bu dostça atışmanın ve birlikte çalışmanın tadını çıkararak yeni maceralara doğru yola çıkmaya hazırlandılar.
Lütfen yorum yazınız..... |
0% |