@aytengul
|
Savcı Sezai Rahmi Alkoç, odasında son dosyalarını gözden geçirirken içindeki heyecanı kontrol altında tutmaya çalışıyordu. İki yıldır adım adım ilerlediği bu büyük operasyon artık nihayete erecekti. Her detayı ince eleyip sık dokumuş, sabırla çetenin tüm bağlantılarını ortaya çıkarmıştı. Artık harekete geçme zamanı gelmişti.
Bu, sıradan bir çete değildi. Organize suçlar, kara para aklama, uyuşturucu ticareti ve silah kaçakçılığıyla uğraşan büyük bir örgüttü. Sezai Rahmi Alkoç, ilk başlarda bu çetenin ne kadar geniş olduğunu fark edememişti; ama zamanla ağın büyüklüğü ve kapsamı onu da şaşırtmıştı. Her hamlesinde bir adım önde olmayı başaran bu çete, yer altı dünyasında derin kökler salmıştı. Şimdi ise hepsini birden yakalama fırsatı doğmuştu.
Elindeki dosyayı kapatırken derin bir nefes aldı. Dışarıdaki ekibi son hazırlıkları yapıyordu. "Bu gece," diye düşündü, "bu şehirde büyük bir temizlik olacak."
Plan kusursuz işlemek zorundaydı. Bir hata, iki yıldır verdiği emeğin boşa gitmesine neden olabilirdi. Fakat Sezai, en ufak detayı bile gözden kaçırmamıştı. Operasyon sırasında, Laçin gibi güvendiği insanları da yanına almıştı. Onun soğukkanlılığı ve yetenekleri bu operasyonun başarısında kilit rol oynayacaktı.
Sezai Rahmi Alkoç, ayağa kalkıp aynadaki yansımasına kısa bir bakış attı. Uzun boyu ve etkileyici duruşuyla her zaman dikkat çekerdi, ama bu gece sadece başarıya odaklanmıştı. Savcı olarak birçok dava görmüş, pek çok suçluyu adaletin önüne çıkarmıştı; ancak bu, kariyerinin en büyük operasyonu olacaktı. İki yıllık titiz çalışmanın sonunda, bu çeteyi çökertmek adaletin zaferi olacaktı.
Ellerini cebine sokup kararlı bir adımla odasından çıktı. Koridorda adımlarının yankılanışı, yaklaşan büyük operasyonun habercisiydi. Savcı Sezai Rahmi Alkoç odasından çıkar çıkmaz telefonu çalmaya başladı. Telefonun ekranına bakınca numaranın gizli olduğunu fark etti. Cevap verirken içindeki huzursuzluk artıyordu, bu beklenmedik arama bir şeylerin ters gittiğini gösteriyordu.
"Efendim, Savcı Alkoç," dedi sert bir ses tonuyla.
Telefonun ucundaki ses, karanlık bir gerçeği dile getirdi. "Savcı Bey, çetenin bir başka boyutunu gözden kaçırmış olabilirsiniz. Sadece uyuşturucu veya silah değil... Çocuk ölümleri de işin içinde."
Sezai’nin kaşları çatıldı. "Ne demek istiyorsunuz?" diye sordu, sesi giderek daha keskin bir hal aldı.
"Çocuklar," dedi ses, "hasta olmadıkları halde özel hastanelere yatırılıyorlar. Sözde tedavi görüyorlar, ama aslında... öldürülüyorlar. Hastane raporları sahte. Aileler bilmiyor, kimse bir şeyden şüphelenmiyor. Bu çete, sadece para ve güç peşinde değil, insan hayatını hiçe sayıyor."
Sezai’nin kalbi hızlanmaya başladı. Bu, hiç beklemediği bir darbe olmuştu. İki yıldır bu çeteyle uğraşıyordu, ama böyle bir vahşeti göz önünde bulundurmamıştı. Çetenin ne kadar acımasız olduğunu biliyordu ama çocukların kasıtlı olarak öldürülmesi, işler tamamen değiştiriyordu.
"Kim bu çocuklar? Kaç kişi var?" diye sordu derin bir nefes alarak. Her kelimesi öfke ve şok doluydu.
"Sayısını bilmiyoruz. Ama bilinen şey şu ki, çocuklar özellikle sağlık sigortası olmayan, maddi durumu kötü ailelerden seçiliyor. Tedavi masrafları bahanesiyle aileler kandırılıyor, çocuklar özel hastanelere götürülüyor. Orada ise... bir daha sağ çıkmıyorlar."
Sezai, duyduklarını sindirmekte zorlanıyordu. Bu, çetenin sadece bir suç ağı değil, adeta bir ölüm makinesi haline geldiğini gösteriyordu. Çocukların hayatlarını para için feda eden bir sistemin ortaya çıkması, onu derinden sarstı. Fakat bu, aynı zamanda operasyonun ne kadar büyük ve önemli olduğunu da kanıtlıyordu.
"Kimseyi sağ bırakmayacağım," diye fısıldadı, gözleri öfkeyle parlayarak. "Bu çete, çocukları bile hedef alıyorsa, onların kökünü kazıyacağım."
Telefonu kapattıktan sonra derin bir nefes aldı. Artık sadece bir suç çetesini çökertmekle kalmayacaktı; çocukların hayatlarını kurtarmak için savaşıyordu.
Dünya, Sezai Rahmi Alkoç’un gözünde adeta bir bataklığa dönüşmüştü. Suç ve ahlaksızlık her köşeye sinsice yayılıyor, karanlıkta işlenen cinayetler ve masum hayatların söndürülmesi karşısında adalet bile sarsılıyordu. İki yıl boyunca çeteyi adım adım takip etmiş, yeraltındaki pisliği açığa çıkarmak için sabırla çalışmıştı. Ama duydukları karşısında, dünya ona daha da karanlık görünmeye başlamıştı.
Çocuk ölümleri, masum bedenlerin sadece para ve güç için feda edilmesi, dünya üzerindeki en saf varlıkların bile bu kirli düzende yok edilmesi... Bu çetenin ulaştığı karanlık derinlikler Sezai'nin zihnini ağırlaştırıyordu. Artık savaş sadece suçlulara karşı değildi; bu dünyayı içine çeken bir bataklığa karşı verilen bir savaştı. Her adımda daha fazla kir, daha fazla çürüme, daha fazla umutsuzluk çıkıyordu karşısına.
Sezai, bu çöküşün ortasında duruyordu. Kendi elleriyle adaleti sağlamak için savaşıyordu, fakat dünya o kadar derine batmıştı ki bazen çabalarının yetersiz olduğunu düşünüyordu. Yine de pes edemezdi.
Bir bataklıkta yürümek, her adımda daha fazla çekilmek anlamına gelirdi ama Sezai, geri adım atmayı reddediyordu. Bu dünyayı temizlemek, ne kadar karanlık ve kirli olursa olsun, ona verilen görevdi. Ve bataklıktan kurtulmanın tek yolu, içindeki her karanlığı ve kirli sırrı açığa çıkarmaktı. Sezai Rahmi Alkoç, telefonunu eline alırken zihninde tek bir isim yankılanıyordu: Laçin. Onun gibi birine ihtiyacı vardı. Soğukkanlı, detaycı ve güçlü bir kadın olan Laçin, bu karmaşık ve tehlikeli olayları çözmek için biçilmiş kaftandı. Ancak onun telefon numarasını doğrudan almamıştı. Geçen sefer emniyette biriyle konuşurken, kulak misafiri olmuş ve numarayı farkında olmadan aklında tutmuştu.
Telefonun tuşlarına hızlıca bastı. Zihni, duyduğu korkunç bilgilerle dolup taşarken, Laçin’in bu durumla nasıl başa çıkacağını düşünüyordu. Eğer birisi bu düğümü çözebilirse, o kişi Laçin’di. Telefonda birkaç kez çalma sesi duyuldu, ardından Laçin’in soğukkanlı ve profesyonel sesi geldi:
“Evet, buyurun.”
Sezai kısa bir an duraksadı, bu sefer doğrudan bir iş çağrısıydı. "Komiser Laçin, ben Savcı Sezai Rahmi Alkoç. Sizi rahatsız ediyorum ama önemli bir durum var. Çocuk ölümleri... Özel hastanelerde işlenen cinayetlerle ilgili yeni bilgiler aldım. Size ihtiyacım var."
Laçin, sesindeki ciddiyeti hemen fark etti. “Hangi özel hastaneler, savcı bey? Elimdeki vaka ile bağlantılı olabilir mi?”
Sezai derin bir nefes aldı. “Emin değilim. Ama bu iş düşündüğümüzden daha büyük olabilir. Şu an emniyete gelin, tüm detayları yüz yüze paylaşmam gerekiyor.”
Laçin'in kararlılığı sesinden belli oluyordu. “Tamam, hemen geliyorum.”
Telefon kapandığında, Sezai Rahmi Alkoç, içindeki huzursuzluğa rağmen küçük de olsa bir rahatlama hissetti. Laçin, bu bataklıkta ona yol gösterebilecek en güvenilir insanlardan biriydi. Şimdi operasyonun en kritik aşamasına birlikte adım atacaklardı. Savcı Sezai Rahmi Alkoç, emniyete geldiğinde odada Laçin ve Rıza Müdür'ü buldu. Her ikisi de yüzlerinde ciddi ifadelerle savcının anlatacaklarını bekliyordu. Sezai, odaya adımını atar atmaz sessizlik hakim oldu. Masaya dosyalarını bırakıp derin bir nefes aldı, ardından gözlerini Laçin ve Rıza Müdür’e dikti.
"Sizi buraya çağırmamın sebebi oldukça ciddi," diyerek söze başladı. "Çocuk ölümleriyle ilgili elimde korkunç bilgiler var. Bu çete, sadece uyuşturucu ve kara para aklamanın ötesinde, hasta olmayan çocukları özel hastanelere yatırıp öldürüyor. Hastane raporları sahte, aileler ise kandırılıyor."
Laçin'in yüzü daha da sertleşti. "Bu çocuklar kim? Kaç kişi var? Bunu nasıl yapabiliyorlar?"
Sezai dosyayı açarak devam etti. "Bana ulaşan bilgilere göre, özellikle sağlık sigortası olmayan, maddi durumu kötü ailelerin çocukları seçiliyor. Tedavi masrafları bahanesiyle özel hastanelere götürülüyorlar ve bir daha geri dönmüyorlar. Şu ana kadar tespit edilen birkaç vaka var, ama bu sadece buzdağının görünen kısmı olabilir."
Rıza Müdür, koltuğunda geriye yaslanarak durumu sindirmeye çalıştı. "Demek ki bu çete düşündüğümüzden çok daha geniş bir ağa sahip. Uyuşturucu, kara para, ve şimdi çocuk ölümleri... Şehirde ne kadar pisliğin döndüğünü tahmin edemiyoruz bile."
Laçin ise gözlerini Savcı Sezai’ye dikti. "Bu hastaneler hakkında elimizde kesin bilgiler var mı? Hangi doktorlar ya da yöneticiler işin içinde?"
Sezai, Laçin'in sorusuna karşılık dosyadan birkaç sayfa daha çıkararak yanıtladı. "Henüz net isimler yok, ama birkaç hastane şüpheli listesinde. Bağlantıları kurmak için daha fazla bilgiye ihtiyacımız var. Özellikle bu gece harekete geçmemiz gerekiyor. Çete her an fark edebilir."
Laçin, kararlı bir ifadeyle başını salladı. "Bu işin peşini bırakmayacağımızdan emin olabilirsiniz, Savcı Bey. O çocukların hesabını mutlaka soracağız."
Rıza Müdür de ağırbaşlı bir şekilde ekledi: "Bu işin ne kadar büyük olduğunu biliyoruz. Ama biz de ona göre hareket edeceğiz. Polis teşkilatı olarak arkanızdayız. Bu pisliği temizlemenin zamanı geldi."
Savcı Sezai Rahmi Alkoç, iki yıldır üzerinde çalıştığı bu büyük çetenin son darbesini vurmak için hazırdı. Laçin ve Rıza Müdür’ün desteğiyle bu bataklığı kurutacaklarına olan inancı tamdı. "O zaman vakit kaybetmeyelim," dedi Sezai, "bu gece herkesin yerini almasını istiyorum. O çocukların kanını yerde bırakmayacağız." Akşam çökmüş, şehrin sokaklarını karanlık bir sessizlik sarmıştı. Savcı Sezai Rahmi Alkoç’un yaptığı toplantının ardından emniyet binasında gergin bir hava hakimdi. Rıza Müdür, tüm ekipleri acil bir toplantı için topladı. Odanın içinde herkesin bakışları ona çevrilmişti. Laçin de oradaydı, diğer dedektiflerle birlikte Rıza Müdür’ün direktiflerini bekliyordu.
Rıza Müdür, yılların verdiği tecrübeyle, her zamanki gibi soğukkanlı ve kararlıydı. Elindeki dosyayı masaya bıraktı, ardından odadakilere sert bir bakış attı.
"Arkadaşlar, bu gece büyük bir operasyonun eşiğindeyiz," dedi, sesi odada yankılandı. "Savcı Alkoç’un verdiği bilgiler doğrultusunda bu çetenin kökünü kazıyacağız. Ancak bu iş düşündüğümüzden daha büyük ve tehlikeli. Uyuşturucu, kara para derken, şimdi çocuk ölümleriyle karşı karşıyayız. Masum çocuklar, hiçbir suçu olmayan canlar, bu çetenin kurbanı oluyor. Bu gece herkes tetikte olacak."
Herkesin yüzünde ciddiyet vardı, hiç kimse gözlerini müdürden ayırmıyordu. Rıza Müdür, dikkatli gözlerle ekibini süzerken devam etti: "Elimizde birkaç şüpheli hastane var. Bu çetenin bir ayağı orada olabilir. Ama sadece bu kadar değil, başka yerlerde de bağlantıları var. Hepinizin görevini eksiksiz yerine getirmesini bekliyorum. Bu gece en ufak bir hata kabul edilemez. Çocukların hayatı bizim ellerimizde."
Laçin, müdürün söylediklerini sessizce dinliyordu. Gözleri kararlıydı. Bu gece yapılacak operasyon, onun da hayatında bir dönüm noktası olacaktı. Masumların hayatlarını korumak için elinden geleni yapmaya hazırdı.
Rıza Müdür, bakışlarını tekrar ekibin üzerinden gezdirerek, "Laçin, senin ekibin hastanelerdeki bağlantıları araştıracak. Şüpheli doktorlar ve yöneticilerle ilgili her bilgi kırıntısını toplayacaksınız. Savcı Bey de operasyonu bizzat takip edecek. Herkes hazırlıklı olsun. Bu işin sonunda başarıya ulaşmak zorundayız."
Herkes sessizce başını salladı, görevlerinin ağırlığını hissediyorlardı. Bu gece, belki de uzun zamandır şehirde dönen en büyük suç ağını ortaya çıkaracaklardı. Herkesin aklında aynı düşünce vardı: Bu çocukların hayatı için savaşacaklardı.
Rıza Müdür son olarak ekledi: "Herkes görev yerlerine dağılsın. Gece uzun olacak, ama bu geceyi biz kazanacağız."
Toplantı sona erdiğinde, herkes sessizce dağıldı. Laçin, Savcı Sezai Rahmi Alkoç’la göz göze geldi, ikisi de bu operasyonun ne kadar kritik olduğunu biliyordu. Artık geri dönüş yoktu. Akşam olmuş, şehir sokakları karanlığa bürünmüşken, emniyet birimlerinde hummalı bir hazırlık başlamıştı. Herkes planını yapıyordu, görevler belirlenmiş ve operasyon için son kontroller yapılıyordu. Operasyonun merkezi, çetenin en önemli noktalarının basılması için dört koldan harekete geçilecekti.
Savcı Sezai Rahmi Alkoç, toplantıdan sonra Laçin ve Rıza Müdür ile birlikte planın son detaylarını gözden geçirmişti. Hedefte birkaç kritik nokta vardı: Şüpheli hastaneler, çetenin liderlerinin saklandığı villa ve çetenin para akışını sağlayan gizli depolar. Bu operasyon, çetenin sadece çocukları öldüren bir sağlık sahtekarlığını değil, şehirdeki tüm kirli ilişkilerini ortaya çıkarmak için büyük bir fırsattı.
Operasyon Başlıyor
Gece yarısına doğru operasyon için emir verildi. Şehrin dört bir yanında polis ekipleri, gizlice belirlenmiş noktalara ilerlemeye başladı. Sessiz ama hızlı bir hareketle herkes yerini aldı. Laçin ve ekibi, şüpheli hastanelerden birinin önündeydi. İçerideki doktorların ve hastane yönetiminin çeteyle bağlantılı olduğu düşünülüyordu. Gözlerindeki kararlılıkla, ekibine son talimatlarını verdi.
"İçeriye girdiğimizde her şey hızlı ve düzenli olacak," dedi Laçin, "En ufak bir hata yapma şansımız yok. Hedefteki herkesin ifadesini alacağız, kanıtları toplayacağız."
Savcı Sezai Rahmi Alkoç, çetenin liderlerinin saklandığı iddia edilen villada bizzat operasyonu yönetecekti. Rıza Müdür ise büyük deponun basılması için diğer ekibi koordine ediyordu. Herkes tetikteydi, operasyonun başarısı için saniyeler bile önemliydi.
Çetenin Çöküşü
Laçin ve ekibi hastaneye girer girmez, içerideki şüpheli doktorlar ve yöneticiler kıskıvrak yakalandı. Hastane odalarında sahte evraklar, çocuklara uygulanan sahte tedavi protokolleri ve yüklü miktarda para bulundu. Çetenin bu hastaneler üzerinden sadece organ ticareti değil, aynı zamanda kara para akladığı da ortaya çıktı. Laçin'in gözleri hiddetle parladı; bu kadar masum çocuğun hayatı, böylesine korkunç bir çıkar için harcanmıştı.
Villada ise durum çok daha karışıktı. Savcı Sezai Rahmi Alkoç ve özel harekat ekipleri içeri girdiğinde, içeride büyük bir kaçış hazırlığı yapan çete liderleriyle karşılaştılar. Silahlı çatışma kaçınılmazdı. Villa, adeta savaş alanına döndü. Ancak Savcı Sezai’nin planlı ve soğukkanlı yönetimi sayesinde çete liderleri birer birer yakalandı. İki yıldır izini sürdüğü bu kirli ağın başındakiler artık ellerindeydi.
Rıza Müdür’ün yönettiği depo baskınında da önemli başarılar elde edildi. Yüklü miktarda uyuşturucu ve çete üyelerine ait sahte kimlikler bulundu. Ayrıca, çetenin mali işlerinden sorumlu kişilerin tüm belgeleri ve para transfer kayıtları da ele geçirildi. Bu deliller, çetenin tamamen çökertilmesi için gereken en önemli adımlardı.
Tutuklamalar ve İfşaatlar
Operasyonun sonunda, yakalananların sayısı inanılmazdı. Çetenin içindeki birçok önemli isim, bu operasyon sayesinde ele geçirilmişti. Hastanedeki sahte doktorlar, villa sakinleri ve deponun başında bulunan kişilerden oluşan geniş bir suç ağı ortaya çıkmıştı. Aralarında üst düzey yöneticilerden, mafya bağlantılarına kadar pek çok kişi vardı. Yakalananlar arasında bazı belediye görevlileri ve tanınmış iş insanları da vardı. Çete, şehirde sadece suç dünyasında değil, iş dünyasında da derin bağlantılara sahipti.
Laçin, operasyonun sonunda yüzünde hafif bir rahatlama ile Savcı Sezai'ye baktı. "Bu iş bitti," dedi, "Çetenin kökünü kazıdık."
Sezai Rahmi Alkoç, zaferin tadını çıkarıyor gibiydi, ama yüzünde hala karamsar bir ifade vardı. "Evet, ama bu sadece bir başlangıç. Bu çürümüş düzenin kökleri derin, başka çeteler, başka suçlar hala dışarıda."
Rıza Müdür ise odadaki sessizliği bozarak gülümsedi. "Ama bu gece onların canını fena yaktık. Adalet bu kez kazanacak."
Operasyon, sadece o geceye değil, şehirdeki suç ağını yok etmeye yönelik uzun bir mücadelenin zafer dolu ilk adımıydı. Bataklığın içine çekilmiş dünyaya karşı savaş, bu başarıyla daha da güçlenmişti.
Lütfen yorumlar yazınız gripten geberiyorum.
|
0% |