@aytengul
|
Oysaki her şey ne de kolay ve hızlıca gelişirmiş. Hayatıma giren bir adam ve sonrasında değişen bir hayat. Kenan. On altı yıl boyunca ne yaşamışım diye sorguluyorum. Sadece dışlanma, babadan ve kardeşten dayak yemek ve hor görülmekten başka bir şey görmedim. Beni hiçbir şey ifade etmeyen bir paçavra gibi hep dışladılar, hep bir kenara attılar. Hep yalnız ağlamak zorunda kaldım. Hep gözyaşlarımı, kendimi sildim. Kimse benim gözyaşlarımı silmedi. Ancak on altı sene sonra hayatıma giren o adam, hayatımı kurtardı.
Bu hayatta isteyeceğim son şey erken yaşta evlenmekti. Ancak kendime nasıl dolandırıcı bir adamla evlendikten sonra şunu hak ettim. Adam benim hayatımı kurtardı. Bu adam gerçekten benim hayatımı kurtardı. Bana on altı senelik bile babalık, annelik yapmayan insanların yerine, o bu dört ayda bana çok şeyler yaşattı. Çok güzel günler gördüm. On altı senedir gülmeye yüzüm yoktu, bu adamın yanında dört ayda güldüm. Daha küçüğüm, evlenmekten. Ancak şu gerçeğin farkındayım: Hayatıma giren bu doğru insan, benim hayatımı değiştirdi.
Okuma şansı verdi. Bana zorla sahip olmadı. Başka biri olsaydı öyle bir şey yapardı. Bana eziyet etmedi. Benim gözümden bir damla yaş düşmesini istemedi. Aksine, benim gözyaşımı döktürenlere kan kusturdu. Bu adam benim hayatımın en büyük anlamı. Benim anlamsız bakışlarıma mana kazandırdı. Onun sayesinde şu an buradayım.
Okuldan geldiğim zaman kaçırıldım. Hayatım cehenneme döndü. O adam bana vurdu. Vurdu evet. Ama kim geldi de beni kurtardı? Daha sonra beni hastaneye götürdü. Hastaneye geldiğim zaman annem, babam ve üvey kaynanamın bana dedikleri tek şey, "Sen ne yaptın?" oldu. Beni hatalı görmelerini, adlarını kirlettiğimi söylediler. Üvey kaynanam hiç benim okumamı istemedi ve devamlı, "Niye okutuyorsun o kızı?" diyordu. Ancak kendini sevdirmedi. Benim arkamda o durdu. Adam gibi durdu.
Arkamda duran bu adam sayesinde kendimi yeniden buldum. Onunla birlikte geçirdiğim dört ay, hayatımın en anlamlı ve huzurlu günleriydi. Bana sadece sevgi ve saygı göstermedi, aynı zamanda kendime olan inancımı da geri kazandırdı. Okula dönmemi sağladı, eğitim almam için elinden geleni yaptı.
Bir gün okuldan dönerken bana, "Sen, her şeyin en iyisini hak ediyorsun," dedi. Bu sözler, yıllardır duymadığım ve özlemle beklediğim kelimelerdi. O ana kadar kimse bana böyle bir değer vermemişti. Bu adam, hayatıma anlam kattı, beni yeniden hayata bağladı.
Annem, babam ve üvey kaynanam bana karşı her zaman düşmanca davrandılar. Onların gözünde ben, sadece bir yükten ibarettim. Ama Kenan, benim gerçek değerimi gördü. Bana hayallerimi gerçekleştirebilme şansı verdi. Üstelik, bana zorla sahip olmadan, bana saygı duyarak.
Kenan, beni sadece fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da iyileştirdi. Gözyaşlarımı sildi, yaralarımı sardı. Bana güvenmeyi, sevmeyi ve sevilmeyi öğretti. Onunla birlikteyken, kendimi güvende hissettim. Onun sayesinde, hayatımın kontrolünü yeniden ele aldım.
Bu yüzden, Kenan'ın hayatıma girmesi benim için bir dönüm noktası oldu. Onun sevgisi ve desteğiyle, geçmişin acılarını geride bırakmayı başardım. Şimdi, geleceğe umutla bakabiliyorum. Hayallerimi gerçekleştirmek için kararlıyım ve Tahir'in bana verdiği destekle, bu yolda emin adımlarla ilerliyorum.
Hayatıma giren bu adam, bana sadece sevgiyi değil, aynı zamanda özgürlüğü de öğretti. Kendi ayaklarım üzerinde durmayı, kendi kararlarımı vermeyi ve kendi hayatımı yaşamayı öğretti. Bu yüzden, ona minnettarım ve onunla geçirdiğim her anı değerli buluyorum.
Kenan'ınhayatıma girmesi, benim için bir mucizeydi. O, benim karanlık dünyama ışık getirdi. Onunla birlikte, hayatın ne kadar güzel olabileceğini gördüm. Ve şimdi, onun sayesinde, hayatımı dolu dolu yaşamaya kararlıyım. Çünkü biliyorum ki, her şeyin en iyisini hak ediyorum.
---Sabah kalktığımda şunu fark ettim. Başımı Kenan'ın boynunun girintisine öyle saklamıştım ki sanki o dünyadaki bütün insanlardan kaçıp oraya sığınmış gibi hissediyordum. Kokusu çok güzeldi. Kenan'ın kullandığı parfümün ne olduğunu bilmiyordum. Belki de kendi kokusu buydu. Ancak o baba kokusu beni sakinleştiriyordu. Hayatta her zaman arkamda olduğunu biliyordum, anlıyordum. Ve bugün yine öğrenmiştim. Hiç kimse yanımda yoktu, ancak Kenan Azadoğlu benim arkamdaydı. O on altı yaşındaydı ve onunla yalnızca bir imam nikahımız vardı. Eminim ki on sekiz yaşıma geldiğimde bana resmi nikah kıyacaktı. Ancak bazı endişelerim vardı yine de. Bunları dile getirmek istemiyordum, çünkü biliyordum bir tek Kenan beni anlardı. Bir tek o bana yardımcı olurdu. Bunu yine anlamıştım. Hiç kimse arkamda durmadığı halde o benim arkamda durdu. Onu çok seviyorum ve hayatımda olduğu için çok mutluyum. O hiçbir zaman bana ne el kaldırdı ne de kötü davrandı. Beni hep sevdi ve hep yardım etti. İyi ki var.
Bugün biraz daha hastanede kalmak durumundaydım çünkü kafama aldığım darbenin çok kötü olduğunu söylemişti doktor. Biraz daha müşahede altında kalıp, daha sonra eve gidecektik. Evde yine aynı şeyler olacaktı. Kezban Hanım’ın bağırmaları, beni günah keçisi ilan etmeleri, üzerime bağırması vs. Kenan yanımda olduğu zaman bunu engelliyordu, ancak o gittiğinde kendimi kapana kısılmış gibi hissediyordum. Kezban Hanım’ın amacı da buydu zaten, bana bir dakika olsun huzur vermemek. Ancak şunu biliyordum: Kenan yanımda olduğu sürece Kezban Hanım bana hiçbir şey yapamazdı. Yapacağını düşünmüyordum. Çünkü bana bir şey yapsa, Kenan ilk ondan hesap sorardı. Bunun da gayet iyi farkındaydım.
Şunu biliyordum, yavaş yavaş değişmem lazımdı. Çünkü Kezban Hanım’ın beni aşağılamaları, gözyaşlarına boğulmam artık dayanılmaz bir noktaya gelmişti. Biliyordum Kenan benim arkamdaydı ve herhangi bir şey yaptığımda da tutup beni koruyacak tek kişi oydu. Okul bir müddet askıya alınmıştı, bu sürede evde dinlenip istirahat etmemi söylemişti doktor.
İki gün geçmişti ve artık eve varmak üzereydik .
Eve vardığımızda, Kezban Hanım her zamanki gibi beni eleştirmeye hazırdı. Ancak bu sefer ben de hazırlıklıydım. Kenan yanımdaydı ve onun var lığı bana cesaret veriyordu.
|
0% |