@aytengul
|
Ben geldim okuyup bol bol yorum atın da okuyan. Karanlar 17 senedir İstanbul'da yaşıyorlardı. On yedi sene Olcay karan ve Rümeysa Karan kaybettikleri kızlarını bir an bile unutmamış hep onu içlerinde yaşatmış. Onunla birlikte toprağın en dibine gidecekleri zamanı saymıştılar , Şimdiyse seneler sonra bir evrakla her şey gün yüzüne çıkmıştı. Kaya Karan Olcay Karan 'ın oğlu beyin cerrahi uzmanı olduğu için Gaziantep'in doktorlarından istediği evraklar geldiğinde içinde bir evkrak çıkmıştı. Seneler önce yapılan büyük bir kumpas ortaya çıkmıştı. Kaya Karan üç katlı evinde karısı Gaye'le sohbet ettiğinde ebrakaların içinde bulduğu o ,evrak her şeyin seyrini değiştirmişti . Kaya elindeki çay kupasını sert bir şekilde masaya koyduğunda karısı korkmuştu. Kaya hemen karısına " yolda her şeyi açıklayacağım." dedi karısı Gaye başını sallayıp hemen ayaklandığında Kaya ,hemen karısının elini tutmuş arabaya doğru koşar adımlarla arabasına binmiş ilk işi tabi ki ,de anne ve babasının evine gitmekti. Kaya arabayı hızla sürerken elleri direksiyonu tutamıyordu . Karısı Gaye'le olanları anlatmaya başladı ."Gaye'm benim bundan on yedi sene önce bir kız kardeşim ölü olarak doğmuştu.Antep'ten gelen o evraklarda benim kız kardeşimin ölü olarak yazmadığı ap açıktı."
Gaye , elini ağzına koydu . Bu büyük bir gerçekti .O böyle şok olmuşsa annesi ve babası gibi sevdiği kayınvalidesi ve kayınbabası bu haberle birlikte yıkılacağı çok açıktı. Kaç senedir kız diye yanıp kavrulmuş, acı çekmişlerdi.. Annem ve babam derdi ikisinde çünkü onlar anne baba lafının altını dolduran iki kişiydi. Onlar Gaye'yi çok sevmiş hep el üstünde tutulan bir gəlin olmuştu. Diğer gelinleri gibi Gaye de çok mutlu bir hayat geçirmişti. Her zaman hızlıca güle oynaya geldikleri ağa konağı şimdi büyük bir kararsızlkla adımlyordular Kaya hemen babasının özene bezene yaptığı evin arkasında ki büyük çardağa geldiklerinde anne ve babası oturup çay içiyor sohbet ediyor ,Olcay ağa eliyle karısının saçlarını okşuyordu. Gelen oğlu ve gelini görünce onlara doğru baktıklarında oğlunun yüzündeki kızgın ve öfkeli bakışları fark edip ayağa kalktı. Kaya , babasına yaklaşıp ağzını açdı. Kelimeler boğazına dizilmişti.Ancak konuşmak zorundaydı, bu gerçek ortaya çıkmalıydı. "Baba" dedi sesi titriyordu. "Seçil ölmemiş baba ...." dedi belkide şimdiye kadar kuramadığı bir kelimeydi .
"Ne ?" dedi Serdar Karan bu ses ona aitti kardeşinin yanında ki evde yaşıyordu . Buraya biraz kardeşi ve yengesine uğramak bir az sohbet etmek için gelmişti. Ancak geçmişin büyük silesi onu dona kalır bir duruma sokmuştu.
Bunu duyan Rümeysa hanım , çığlığı basıp "Yavrum...." diğe yere çöküp ağlamaya başlamıştı.
Kaç senedir unutamadığı o andı. Oysaki o ,bir kızı olacağını duyduğunda çok mutlu olmuştu. Üç erkek çocuktan sonra doğan minik yavrusu.Bu haberi kocasına verdiğinde çok mutlu olmuştu. Olcay Karan bir kızı olacağı için çok mutlu olmuştu. Kızı olacağını öğrendiğinde üç gün üç gece fakir kukarya yemek tatlı dağılmıştı. Rümeysa Karan, hamileliği zor geçtiği için sezeryanla bebeği doğuracaktı. O gün geldiğinde ise apar topar hastaneye gelmiştiler Olcay Karan ilk defa baba olarak mış gibi yere göğe sığmıyordu.
Rümeysa Karan,o gün bebeğinin doğduğunu ve ağladığını duymuştu. ancak o uyandığında bebeğin ölü doğduğunu söylemişlerdi. Dünyası başına yıkılmıştı. Şimdiyse minik yavrusunun yaşadığını öğrendiğinde içi gider gibi ağlamaya başlamıştı.
Olcay ve Serdar Karan Kaya 'ya aynı sözü söylemişlerdi."Bu gerçek mi ?" Bunu duyan Rümeysa Karan çöktüğü yerden."Ben demiştim benim kınalı kuzum ölmez diye,O , annesini bırakmazdı!"
"Antep'ten istediğim hastalar la ilgili evrakların içinde vardı. Bakın işte bu ." dedi ve elinde ki evrakı gösterdi .
"Burada Hamit Boyoz'un çocuğunun ölü olarak doğduğu ve kardeşimin ölü olarak değil! Yaşıyor olduğu yazıyor." dediğinde sarsılmayan Olcay Karan geri sendelemiş bir an Dünya'nın durduğunu zan etmişti. "Hamit Boyoz.... " diğe kükredi Serdar Karan "Ölümlerden ölüm beğen çünki səni bizat ben öldüreceğim." dedi Bu arada Gaye kayınvalidesine sarılıp onu teskin ediyordu.
"Hemen !" dedi Serdar Karan "bana Hamit'ın bizden aldığ küçük yiglğenimle ilgili malûmat getirin diğe adamlara bağırdı. "Sadece 55 dakikanızı var!" dedi sesi öfkeden deliye dönmüş bir şekildeydi. Olcay Karan bir an kendine gelip oğlu Kaya'nın yakasında yapışarak "Bu gerçek olamaz benim kızım.... Benim yavrum ,he şeyim bunca sene sonra yaşadığını öğrendiğim. Seçil'im yaşıyorsa kim bilir ne haldedir ? O ,şerefsiz Allah bilir benim canıma,kanıma kim bilir neler yaptı?"
"Baba sakin ol !"dedi Kaya
"Sakin mi olayım?"
"Benim yavrum o vicdansız adamın yanında Allah bilir nasıl yaşadı." dedi bu kelimer sanki onu boğuyor öldürmek için onu bedene yayılan zehir misali öldürüyordu.
Gelen adamları olan Kamil'le birlikte her kesin bakışları o yöne doğru bakmıştı.
"Ağam Hamit ağanın kaçırdığı kızınız.." dediğinde
"Serdar taksit taksit anlatma!dedi sesi kükrüyordu.
"Kızın ismi Semra ." "Ağam ,Hamit sizin kızı Azadoğlu'lara berdel yapmıştır."
"Ne zaman ?" dedi Serdar "Bundan iki sene önce on beş yaşında Kenan Azadoğlu'na berdel yapmışlar ."
"Vay ben ölem . Zavallı kınalı kuzum , yavrum.. Neler çekmiş günahsız yavrum ."
"Bundan iki sene önce Semra Azadoğlu merdivenlerden düşmüş, felç kalmış."dediğinde Rümeysa hanımın bağırtısı bütün konağı esir almıştı. "Hayır bu doğru olamaz ! benim yavruma bunu yapamazlar ! O çok küçük ben yapıyordur şimdi?"
"Kenan ağa , Kızınız Sevil'in bütün ihtiyaçlarını kendisi karşılıyor."
"Bütün ihtiyaçlarını kocası Kenan Azadoğlu mu yapıyor ?" bu şaşırmış ifadə Serdar ağadan başkasına ait değildi.
"Karısı felç kaldığında heyet kurulmuş karısının üzerine kuma almak için ancak Kenan Azadoğlu kabul etmemiş bütün ağaların karşısında Semra Azadoğlu'nun üzerine kuma getirmeyeceğini net bir şekilde kabul etmemiştir ."
Aile üyeleri bir birine bakıyordu. Bu duyulmuş görülmüş şey değildi! Bir ağa karısının bütün ihtiyaçlarını giderecek ona bakacak hiç inanılır gibi değil di."
"Hamit'i bana bulun bu ses Olcay Karan dan başkasına ait değildi.
"Ağam Hamit denilen şerefsiz burada İstanbul'da hemen adamlara haber verdim. Birazdan burada olurlar ." dedi sesi neti
Biraz sonra büyük avluda Hamit şerefsizi eli kolu bağlı şekilde geldi .
Konuş Hamit Ağa konuş!! Benim kızım a ne yaptın şerefsiz!! Benim biriciğime nasıl kıydın. kaç senedir evlat hasretiyle yayan kalbimi nasıl bu kadar yaka bildin. dedi Olcay ,kaç sene sonra öğrenmişti. Minik kızı ölmemiş yaşıyordu . Kaç senedir yüreği evlat acısıyla yanarken bunca zaman sonra hər şey belli olmuştu. "Ben" dedi kelimeler boğazına düğümleniyordu.Bu haber ona zor gelmişti,Kim derdi ki bunca sene sonra daha dokunamadığı küçük meleği yaşıyordu. "Ona bunu nasıl yaptınız!!" "Benim yavruma bunu nasıl yaptınız!! "artık göz yaşları ardı ardına akıyordu. Ne kadar ağlamak istemse bile yine de ağlıyordu.
"O benim küçük kızım dı ben onun saçlarını örecektim. Onu boynuma alacaktım. Saracak , sarmalayacaktım. Gözümün bebeği olacaktı. Evimin küçük meleği başımın tacı küçük kızım olacaktı. Peki ne oldu biliyor musun ? Benim yavrumu aldınız kaç sene sonra çocuğumun yaşadığını öğrendim." artık öyle çok dağılmıştı ki artık kafası sağlıklı karar veremiyor patlamamak için elinden geleni çabalıyordu. "Benim yavrumu ,Benim kuzumu, canımı, kanımı,her şeyimi elimden aldınız, Bunun bedelini bütün ailenle birlikte ödeyeceksiniz .Benim kanım dan olanı benden aldınız. Onun başına gelmeyen kalmadı. Selçuk,git hemen söyle büyüklere büyük ağa toplantısı olacak de ,Bu akşam katil olmadan hemen önce büyük heyet kurulmalı ve bu adilerin suçlarının bedelini ödemeleri gerekiyor ." dedi səni net ve kararlıydı. "Merih ," dedi Hemen arabamı getir Kenan Azadoğlu'nun yanına gidip konuşmam gerekecek ya kendi arzusuyla ya da zorla ! Kızımı göreceğim. Kaç senedir görmediğim. Güzel kızımı , yavrumu, kuzumu,her şeyimi ."
"Olcay " dedi bu sen kendisi gibi net ve kararlı olan kardeşine aitti . Serdar Karan , buraların namı diğer"Pala'sı kimsenin göz ucuyla bile bakmadığı ağası kimsenin sözünü kesemediği her kesin korktuğu o adamdı.
"Senin kafan çalışıyor mu ? "dedi sesinde keskin bir öfke duyuluyordu.
"Olcay ,senin kızın kimin karısı biliyor musun? "
"Kenan Azadoğlu'nun,karısı o ! " "Bu gerçeği değiştirmez sın !"
"Ne diyeceksin Kenan Azadoğlu'na senin karın benim kızım mı diğe?"
"Onu senin elinden alacağım mı diyeceksin?". "Sana ben karımı, kadını mı sana vermiyorum ! demeyecek mi ?"
"Ama abi dedi ."Olcay Karan
"Sesimi kesme Olcay !" dedi "Bu büyük gerçeği öğrendiğine veriyorum ancak şunu bilmelisin kızın onun karısı ve Kenan Azadoğlu karısını çok seviyor .Sakat kalan karısına bakıyor ! dedi ."
"Benim minik kızım sakat olan Semra Azadoğlu 'mu ? "" Hayır abi bunu kabul edemem! " "Benim yavrumun sakat kalmasına göz yumamam! "
"Semra ,benim yeğenime bunu nasıl anlatacağız?" dedi
"O ,çok acılar çekti...." dedi Sərdar Karan "Benim kızım benim yanımda olmalı..."dedi Olcay Karan
"Olcay,bak kardeşim seneler sonra bu gerçeği öğrendin.Ancak şunu bilmen gerekiyor, her şey alıştıra alıştıra söylemek lazım. " Bu haber duyulduğunda neler olacağından haberin var . Semra berdel olmuştur! Eğer o senin kızın olduğu açığa çıkarsa bu töreyi aldatmak sayılır və onun öldüre bilirler bunu biliyor sun ."
"Hiç bir şey bilmek istemiyorum."Ben kızımı istiyorum . Senelerdir özlemiyle yanıp tutuştuğum kızımı istiyorum. Geceleri saçlarını okşayamadığım kızımı istiyorum."dedi Serdar karan kollarını kardeşine sarıldı. Çok içler acısı bir durumun . İçinde bulundukları durum çok vahim ne yapacaklarını bilemez bir durumdu . De haydi Antep'e gidiyoruz bu iş böyle kalmayacaktır!!
Yapılan bu haksızlık yerde oynayacağım. Benim kızımı aldılar şimd iyse her şeyin bedelini ödeyecekler onun arkasında dağ gibi babası var ben kızıma bunu yapanların canını acıtacağı.
|
0% |