Yeni Üyelik
30.
Bölüm

30. Bölüm

@aytengul

Günün kaçıncı bölümü unutum.

 

Yorumlar gelsinnnnnn.

 

Gelecek bölümler Kezban çıldırtan olacak....

Okuyup yorum yazanları çok seviyorum..

Olaydan iki gün sonra, nihayet evlerine dönmüşlerdi. Kenan, her zamanki gibi yerinde duramıyor, yatakta kalmaktan sıkılıyordu. Ne zaman hareket etmeye kalksa, Semra onu nazikçe durduruyordu. İkisi arasındaki bu tatlı didişme, onların ilişkisine dair çok şey anlatıyordu.

 

Kenan, yerinde duramayıp yataktan kalkmaya çalışırken, "Semra, ben iyiyim artık, yatakta kalmak zorunda değilim!" dedi.

 

Semra, ona şefkatle yaklaşarak, "Kenan, lütfen biraz daha dinlen. Doktor böyle demişti. İyileşmen için zamana ihtiyacın var," diye karşılık verdi.

 

Kenan, sabırsız bir şekilde, "Ama iki gündür yatıyorum! Artık sıkıldım, biraz hareket etmem lazım," dedi.

 

Semra, hafifçe gülümseyerek, "Kenan, eğer biraz daha sabredersen, söz veriyorum sana en sevdiğin yemekleri yapacağım," diye şaka yaptı.

 

Kenan, gözlerini kısarak, "En sevdiğim yemek mi? Bu bir tuzak gibi geliyor," dedi, hafif bir tebessümle.

 

Semra, onun yanına oturup elini tuttu, "Tuzak değil, Kenan. Sadece iyileşmeni istiyorum. Sen benim için çok değerlisin, lütfen kendine dikkat et," dedi.

 

Kenan, derin bir nefes alarak, "Peki, peki. Ama sadece senin hatırın için," dedi. Ardından ekledi, "Ama bu demek oluyor ki, bana bolca ilgi göstermen gerekecek."

 

Semra gülerek, "Bunu zaten her zaman yapmıyor muyum?" diye sordu.

 

Kenan, esprili bir şekilde, "Evet, ama bu sefer ekstra ilgi istiyorum. Sonuçta yaralı bir adamım," dedi.

 

Semra, onun saçlarını okşayarak, "Tamam, sevgilim. Ekstra ilgi senin olsun. Ama sen de söz ver, bir süre daha dinleneceksin," dedi.

 

Kenan, göz kırparak, "Söz veriyorum. Ama sadece senin bu güzel ilginden mahrum kalmamak için," diye cevap verdi.

 

Semra, gülümseyerek başını salladı ve Kenan’ın yanına uzandı, ona sarıldı. İkisi de bu tatlı atışmanın ardından birbirlerine olan sevgiyi daha derinden hissediyorlardı.

 

 

 

 

Kenan, Semra’nın sözlerini duyduktan sonra bir an duraksadı ve gözlerini ona dikti. Hafif bir gülümsemeyle, "Ne dedin sen? Sen bana 'sevgilim' mi dedin?" diye sordu.

 

Semra, şaşkınlıkla bir an durakladı, ardından yüzünde beliren muzip bir ifadeyle, "Evet, ne olmuş?" dedi. "Eşim olduğunu hatırlatmam gerekiyor mu?"

 

Kenan, gözlerini kısarak şakayla karışık bir ses tonuyla, "Demek artık sadece eş değil, sevgili de olduk, ha?" diye karşılık verdi. "Bu güzel bir gelişme."

 

Semra, ona meydan okuyarak, "Tabii ki! Sen hem kocamsın hem de en iyi arkadaşımsın. Bu ikisi arasında bir fark mı var?"

 

Kenan, gülümseyerek, "Hayır, fark yok. Ama bunu duymak çok hoşuma gitti. Belki de bunu daha sık duymalıyım," dedi.

 

Semra, ona yaklaşarak, "Eğer beni dinleyip yatakta kalırsan, belki daha sık duymayı hak edersin," dedi.

 

Kenan, göz kırparak, "O zaman söz, sevgilim. Bundan sonra sen ne dersen o," dedi.

 

Semra gülerek, "Bak işte bu, benim sevdiğim adam," dedi ve Kenan’a sarıldı. İkisi de bu tatlı anın tadını çıkarırken, aralarındaki bağın ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha fark ettiler.

 

 

Kenan, yatakta sadece 25-30 dakika durabilmişti. Yine sabırsızlanmaya başlamıştı, ama bu sefer bir fark vardı; Semra’nın verdiği o katil civciv bakışları onu duraksatmıştı. Yatakta doğrulurken, Semra'nın yüzündeki ciddi ifadeyi fark etti ve bir an için gerçekten tedirgin oldu.

 

Kenan, biraz çekinerek, "Neden öyle bakıyorsun? Neden katil civciv gibi bakıyorsun?" diye sordu, sesi biraz alaycı ama bir o kadar da temkinliydi.

 

Semra, kaşlarını kaldırarak, "Ben katil civciv falan değilim," dedi, gözlerini ona dikerek. Ardından yumuşak bir sesle ekledi, "Sadece uyumanı ve dinlenmeni seviyorum, Kenan. Çünkü senin sağlığın benim için her şeyden daha önemli."

 

Kenan, Semra'nın bu içten sözlerine karşı koyamadı, ama yine de hafifçe sırıtarak, "Ama bu bakışlar… Cidden ürkütücüydü," dedi.

 

Semra, ona yaklaşarak, "Eğer yerinde kalmazsan, belki de katil civcive dönüşebilirim," diye şakayla tehdit etti.

 

Kenan, gülümseyerek, "Peki, tamam. Senin hatırın için kalıyorum. Ama sadece bu katil civcivin beni korkuttuğu için," dedi.

 

Semra, gülerek Kenan’a doğru eğildi, "İyi ki beni dinliyorsun. Yoksa sana gerçekten ceza verebilirdim," dedi.

 

Kenan, gülümsemeye devam ederek, "Peki, o zaman bu katil civcivi kızdırmamak için biraz daha yatakta kalayım," diye esprili bir şekilde cevap verdi. Semra da gülerek başını salladı, bu tatlı atışmanın tadını çıkardı.

 

 

 

Kenan, Semra'nın ciddi görünüp ama içinde alayla yatan sözlerine karşı gülümseyerek, "Peki, tamam, madem öyle," dedi. "Bari yatakta kalayım da beni cezalandırmazsın, değil mi?"

 

Semra, gözlerini kısarak ve bir kaşını kaldırarak, "Kenan, bana ne ceza vereceksin? Hangi cezayı vereceksin ki bana acımadan uygulayacaksın, Kenan?" diye sordu, sesinde tatlı bir meydan okuma vardı.

 

Kenan, kahkaha atarak, "Hmm, ne ceza verebilirim ki?" dedi. "Belki de seni en sevdiğin diziyi izlemeyeceğimle tehdit ederim ya da akşam yemeğinde senin favori yemeğini yapmam."

 

Semra, bu tehditlere gülerek, "Sen öyle san," dedi. "Ama unutma, senin cezalandırma şeklin ne olursa olsun, ben her zaman bir adım önde olacağım."

 

Kenan, ona bakarak, "Tamam, tamam, anladım. Seninle başa çıkmak zor olacak, en iyisi ben bu cezaları unutayım," dedi.

 

Semra, Kenan'ın yanına oturup, "Aklını başına al, yoksa ceza sırası bana gelir," diye şakayla karışık uyardı. İkisi de bu tatlı çekişmenin tadını çıkarmaya devam ettiler.

 

 

Kenan, Semra’ya sevgi dolu bir bakış atarak, "Semra, yanıma yansana. Birazdan sana sarılacağım, seni korkuların için sıkıca bağlayacağım," dedi, hafifçe gülümseyerek. "Hem sen de tekerlekli sandalyede oturmaktan bir taraflarını tutuldu. Kaç gündür benimle ilgileniyorsun, kendine hiç dikkat etmiyorsun."

 

Semra, Kenan’ın bu endişesini gülümseyerek karşıladı, "Kenan, ben iyiyim," dedi. "Sana yardım etmek benim için büyük bir zevk. Sen benim eşimsin, hayat arkadaşımsın. En kötü günlerimde sen benim yanımda oldun. Şimdi de ben senin yanındayım."

 

Kenan, bu sözlerin ardından derin bir nefes alarak, "Semra, sen gerçekten muhteşem bir kadınsın. Seninle her şeyin üstesinden gelebileceğimi biliyorum," dedi, gözlerinde minnettarlıkla.

 

Semra, Kenan’ın yanına yaklaşıp elini tuttu, "Birbirimize destek olmak için buradayız. Ne olursa olsun, birlikte güçlü kalacağız," dedi. Kenan da Semra’yı kendine doğru çekip sımsıkı sarılarak, "Seninle olduğum sürece hiçbir şeyden korkmuyorum," diye fısıldadı.

 

Kenan ve Semra, uyandıklarında birbirlerine sarılmış, uyku mahmuru gözlerle birbirlerine bakarken gülümsemişlerdi. Bu anın büyüsü içinde, Kenan, Semra’ya bakarak adeta dalgın bir şekilde sordu, "Sana bunu kim yaptı?"

 

Semra bir an duraksadı, sonra hafif bir tebessümle, "Hani Kezban’ın konağındaki gelini vardı ya, Vedat’ın eşi, o beni istemezdi, hep benimle uğraşırdı," dedi.

 

Kenan, Semra’nın elini tutarak kararlı bir şekilde cevap verdi, "Bunun intikamını onlardan alacağız, hem de en iyi şekilde. Sakın merak etme. Kolum bu halde olmasa, o bir kadın olmasaydı şu an onu öldürebilirdim. Ama annem bana kadınlara saygı duymayı öğretti, el kaldırmayı değil. Ama şunu bil ki, bunun hesabını soracağız, Semra."

 

Semra, Kenan’a daha da yaklaşıp, "Merak etme Kenan," dedi. "Biz bunları yapacağız. O evde beni itenlerin, seni annenden koparanların cezasını en iyi şekilde vereceğiz. O konak bizim, bize ait. İki senedir uzak duruyoruz ama şimdi gidip kimin ağa, kimin köle olduğunu göstereceğiz. Bizim olan bizimdir."

 

Kenan, Semra’nın bu kararlılığı karşısında daha da güçlenmiş hissederek, "Şşş, evet bu evi çok seviyorum," dedi. "Ama senin yanın neredeyse, ben de oradayım, Semra. Gidip onlardan intikamımızı alacağız ve herkes yaptığının bedelini ödeyecek."

Loading...
0%