@aytengul
|
Dört yıl… Tam dört yıl boyunca hayalini kurduğum o büyük an nihayet gelmişti. Bugün, hayatımın en güzel günüydü. Uzun, zorlu ve emek dolu bir yolculuğun sonunda üniversiteden mezun oluyordum. Her saniyesi, her anı aklımda, kalbimde derin izler bırakan bir yolculuktu. Ve işte, o dört yılın emeği bugün kendini gösteriyordu. Mezuniyet günüm. Üzerimde kırmızı, kısa, straplez bir elbise vardı; ayaklarımda ise mavi, zarif ayakkabılarım. Renk uyumunu çok sevmiştim; kendimi muhteşem hissediyordum. Elbisemin kesimi vücuduma tam oturmuştu, saçlarımı ise özgürce arkama salmıştım. Başımda mezuniyet kepi, üzerimde cüppem. Ayna karşısında kendime baktığımda, dört yıl önce üniversiteye adım atan o genç kızdan ne kadar farklı olduğumu fark ettim. Güçlü, kararlı ve hedefine ulaşmış bir kadın vardı karşımda. Bugün sadece bir mezuniyet değil, aynı zamanda yeni bir hayatın başlangıcıydı benim için.
Kalbim deli gibi çarpıyordu, içimde hem bir sevinç hem de tatlı bir heyecan vardı. Bugün sadece mezun olmuyordum. Evet, bu an başlı başına bir zaferdi, ama daha büyük bir mutluluğu paylaşmanın heyecanı da içimde yankılanıyordu. Sabah erken saatlerde öğrendiğim o haber, hayatımı bir kez daha değiştirecekti. Kenan'a hamile olduğumu söyleyecektim! Bu sevinci onunla paylaşmak için sabırsızlanıyordum. Mezuniyet töreni bittikten hemen sonra, gözlerinin içine bakarak ona bu müjdeli haberi verecektim. O anı düşündükçe kalbim daha da hızlı atıyordu.
Tören alanına doğru yürürken, yılların yorgunluğunu ve emeğini hissediyordum. Ama aynı zamanda bu yolda kazandığım başarı, özgüven ve Kenan'ın desteğiyle hayatımın ne kadar güzelleştiğini de düşünüyordum. Bir yandan cüppemin içinde kendimi mezuniyetin coşkusuna bırakırken, diğer yandan Kenan’a vereceğim o özel haberi aklımdan çıkaramıyordum. Gözlerim bir ara Kenan’ı buldu kalabalığın içinde. Göz göze geldiğimizde, her zamanki gibi bana güven veren bakışıyla beni izlediğini gördüm. O an, ona olan sevgim bir kez daha yüreğime doldu.
Tören başladı. Adım adım sahneye yaklaşıyordum. İsmim okunduğunda derin bir nefes aldım ve sahneye çıktım. O an, tüm o zorlu yılların emeğinin karşılığını almak gibiydi. Diplomanı eline almak, senin tüm o çabalarının bir simgesi gibi ellerimdeydi. Sahnedeki alkışlar kulağıma dolarken, gözlerim Kenan’ı aradı yine. O bana bakıyordu, gözlerinde gurur ve sevgiyle. Sahneden indiğimde o beni karşıladı, sıkıca sarıldı.
Kenan: “İşte başardın, Semra! Biliyorum, sana hep inandım.”
Gözlerim doldu, mutluluğum gözyaşlarına karışıyordu.
Ben: “Evet, başardık. Sen olmasaydın, bunu yapamazdım.”
Kenan’ın yüzüne bakarak derin bir nefes aldım, artık ona söyleme zamanı gelmişti. Elini tuttum, gözlerinin içine baktım. Hafifçe gülümsedim, ama heyecanım yüzümden okunuyordu.
Ben: "Kenan, sana bir şey söylemem lazım… Bugün sadece mezuniyetim değil. Bugün hayatımızda bambaşka bir başlangıç daha var."
Kenan merakla bana baktı, yüzündeki ifade daha da yumuşadı.
Kenan: "Ne demek istiyorsun? Neyden bahsediyorsun?"
Gözlerimden yaşlar dökülmeye başladı, ama bu sefer mutluluktan. Elini karnıma koydum ve hafifçe fısıldadım:
Ben: “Kenan, baba oluyorsun. Ben hamileyim!”
Kenan’ın yüzündeki şaşkınlık ve mutluluğun karışımı o an her şeydi. Bir an duraksadı, gözleri doldu ve ardından kocaman bir kahkaha attı. Beni kollarına aldı, havaya kaldırıp etrafımızda dönmeye başladı.
Kenan: "Bu gerçek mi? Semra, baba mı oluyorum gerçekten?"
Ben: “Evet, Kenan, sen baba oluyorsun!”
O an hayatımın en özel, en güzel anlarından biriydi. Kenan’ın sevinç dolu kahkahaları, etrafımızda dönerken hissettiğim o hafiflik… Mezuniyetin sevincine bir de aile olmanın, anne baba olmanın heyecanı eklenmişti.
Bugün, sadece mezun olduğum bir gün değil, aynı zamanda hayatımın yepyeni bir dönemin kapılarını araladığım gündü. Hem mezuniyetim hem de ailemizin büyüyeceği haberinin coşkusu, o günü unutulmaz kıldı.
O gün, mezuniyet töreninde konuşma yapacağım an gelip çattığında kalbim yerinden fırlayacakmış gibi çarpıyordu. Üniversiteyi dereceyle bitirmiştim ve sahneye çıkıp herkese hitap edecektim. Bir yandan konuşmamın heyecanı, diğer yandan karnımda büyümekte olan o minicik hayatın varlığı beni sarıp sarmalıyordu. Titriyordum, ama Kenan’a baktığımda, onun gözlerinde gördüğüm sevinç ve gurur, bütün o titremeyi aldı götürdü. Baba olmanın mutluluğuyla parıldayan gözleri, bana cesaret veriyordu.
Sahneye doğru adım adım ilerlerken derin bir nefes aldım. Elimi usulca karnıma koydum, henüz küçük ve minik bir his olsa da, içimde büyüyen canı hissetmek beni tarifsiz bir huzura boğuyordu. Anne olmanın ilk heyecanı ve mezuniyet sevincinin birleştiği o an, tüm bu anı paylaşacak olmam beni daha da güçlü kılıyordu. Konuşacağım kürsüye ulaştığımda kalabalığa baktım; yüzler bana dönük, herkes sabırsızca ne söyleyeceğimi bekliyordu. Derin bir nefes daha aldım ve konuşmaya başladım:
Ben: “Hayat, başarıları yazar. Ama o başarılar, güçlü, kararlı ve azimli insanların yolunda yürür. Bugün burada olmam, sadece benim çabamın değil, bana destek olan insanların da bir sonucudur. Ama bugün, özellikle bir kişiye teşekkür etmem gerekiyor. Bana her adımımda, her zorlu anımda, her hayalimde inanan birine… Kenan Azizoğlu.”
Bu ismi söylediğimde salonda bir sessizlik oldu. Herkes dikkat kesilmişti, nefesler tutulmuştu. O an gözlerimi Kenan’a çevirdim; o, kalabalığın arasında bana bakıyordu. Gözlerimiz buluştuğunda, yüzündeki sevgi ve gurur, içimde hissettiğim her duyguyu katbekat artırdı.
Ben: “Hayatımın en zorlu anlarında bana inanan, beni hep cesaretlendiren, hayallerimin peşinden koşmam için bana güç veren kişi Kenan oldu. O bana sadece bir eş değil, aynı zamanda hayatımın en büyük destekçisi oldu. Onun sayesinde bugün buradayım, bugün bu başarıyı kutluyorum.”
Sesim titriyordu ama bu sefer korkudan değil, duyduğum minnet ve sevginin ağırlığından. Elimi karnıma koyarak devam ettim:
Ben: “Bugün burada, sadece mezuniyetimi kutlamıyorum. Aynı zamanda hayatımda yeni bir sayfa açılıyor. Bu yeni başlangıçta, yine Kenan’ın yanında olacağını biliyorum. Bana verdiği destek sadece akademik değil, hayatımın her alanında hissettiğim bir destek oldu. Ve bu yüzden, ona teşekkür etmek istiyorum. Kenan, bana sadece sevgi değil, özgürlük, cesaret ve güç verdiğin için sana sonsuz teşekkür ederim.”
Kalabalıktan bir uğultu yükseldi. Herkesin dikkat kesildiğini, benim sözlerimin onları etkilediğini hissediyordum. Kenan’a bakarak gözlerim dolmuş bir şekilde devam ettim:
Ben: “Bugün sadece mezun olmanın değil, aynı zamanda senin gibi bir adamın karısı olmanın da gururunu yaşıyorum. Hayatımın her aşamasında, her adımımda benim yanımda olduğun için, bana hep inandığın için… Kenan, sana bir kez daha teşekkür ederim.”
Salon tamamen sessizleşmişti. O an, kelimelerin sadece benim değil, Kenan’ın da kalbine dokunduğunu biliyordum. Beni izleyen herkes, bu sözlerin ne kadar içten ve derin olduğunu fark etmişti. Sözlerim sadece bir teşekkür değil, hayatım boyunca sürecek bir bağlılığın, sevginin ifadesiydi.
Ben: “Bana sunduğun bu hayat için, birlikte kurduğumuz her hayal için ve önümüzdeki her yeni başlangıç için… Kenan Azizoğlu, sana sonsuz teşekkürler.”
Sözlerim bittiğinde derin bir nefes aldım ve salondan yükselen alkışlar o sessizliği böldü. Alkışlar arasında gözlerim yine Kenan’ı buldu. O, gözleri dolmuş ama gurur dolu bir şekilde bana bakıyordu. Hayatımın her anında yanımda olan adam, şimdi de gururla beni izliyordu.
O gün, mezun olmanın mutluluğu kadar, hayatta sahip olduğum en büyük desteğe, Kenan’a olan sevgimi herkesin önünde dile getirebilmiş olmanın huzurunu da yaşadım. Bu, sadece bir konuşma değil, hayatımın en özel anlarından biriydi.
Konuşmam bittiğinde, sahneden inerken kalbimde büyük bir hafiflik hissettim. Kalabalığın arasına dönerken, Kenan’ı aramaya başladım. Gözlerimi ondan ayıramıyordum. Kenan, o an tüm dikkatini bana vermiş, gözleri sevgiyle parlıyordu. Nihayet onun yanına vardığımda, hemen kollarını açarak beni kucakladı.
Kenan: “Semra, söylediklerin beni çok etkiledi. Seninle gurur duyuyorum. Bu başarı senin, ama bu özel anı seninle paylaşmak benim için de büyük bir mutluluk.”
Ona sıkıca sarıldım, gözlerim dolu doluydu. Kenan’ın sıcak kolları beni derinden sarıp sarmalıyordu. Kafamı göğsüne yasladım, derin bir nefes aldım. Onun kalbinin hızlı attığını hissetmek, bana güven veriyordu. Kenan, elleriyle başımı nazikçe kaldırarak yüzüme bakarken gözleri bir kez daha parlıyordu.
Kenan: “Senin için ne kadar gurur duysam az. Bu konuşma, başarını ve bana olan minnettarlığını anlattı. Ama bilmeni isterim ki, senin başarın benim için her şeyden daha değerli.”
Ben: “Kenan, sana teşekkür etmek istiyorum. Bu başarıda senin katkın çok büyük. Sen olmasaydın, bunu başaramazdım. Senin desteklerin ve sevgilerin bana hep güç verdi.”
Kenan, başımı nazikçe öptü ve gözlerindeki mutlulukla bana baktı.
Kenan: “Bunu duymak benim için çok anlamlı. Seni her zaman destekleyeceğim ve her adımında yanında olacağım. Seninle her şey çok daha güzel ve anlamlı.”
Beni kucaklayarak döndürdü, etrafımızdaki herkesin gözleri üzerine çevrildi. Kenan’ın kahkahaları ve mutluluğu etrafa yayıldı. O an, sahnedeki başarı kadar, Kenan’ın bana olan sevgisi ve destekleyici rolü de hayatımın en değerli anlarından biriydi.
Kenan: “Bunu başardın, Semra. Bu, sadece bir başlangıç. Gelecek bizim için çok parlak ve seninle birlikte her anı daha da güzelleştireceğiz.”
Sarılmaya devam ederken, aramızdaki sıcaklık ve sevgi her şeyden daha güçlüydü. Kenan’ın bu anı benimle paylaşıyor olması, bu özel günü daha da anlamlı kıldı. Gözlerim dolmuş ama yüzümde büyük bir gülümseme vardı. Kenan’ın bana olan sevgisi ve desteği, hayatımdaki her şeyin ötesindeydi.
Ben: “Teşekkür ederim, Kenan. Seninle her şey çok daha güzel. Seninle bu hayatı paylaşmak benim için en büyük ödül.”
Kenan, beni bırakmadan, gülümseyerek başımı okşadı ve fısıldadı:
Kenan: “Ben de seni çok seviyorum, Semra. Seninle bu hayatı yaşamak, her günümün en büyük mutluluğu.”
O an, her şeyin yerli yerine oturduğu, sevgiyle dolu bir anı paylaşmıştık. Kenan’ın yanında olmak, bu özel günü ve geleceği daha da güzelleştiriyordu.
|
0% |