Yeni Üyelik
1.
Bölüm

GİRİŞ - ÇINLAMA

@begibooks

Acı içinde yerde uzanırken, dizlerimi kendime doğru çekerek cenin pozisyonu aldım. Dudağımın üzerinde hissettiğim ıslaklıktan burnumun kanadığını anladım. Titreyen parmaklarımı dudaklarımın üzerine doğru götürüp, ıslaklığı sildim. Ardından tekrar dizlerime doğru sarıldım. Başka sarılacak kimsem yoktu. Yapayalnızdım. Annem gittikten sonra daha da yalnız kalmıştım. Üvey de olsa o benim annemdi.
Beni banyo yaptırdıktan sonra saçlarımı taradığı zamanları hatırlarken, göğsüm sıkıştı. Çektiğim fiziksel acıdan çok daha fazlasıydı bu hissettiğim. Zaten boğazım ağrıyordu, daha da yutkunamadım. Zemine yasladığım şakağıma doğru gözyaşlarım akarken, kendime daha sıkı sarıldım. Dayak yerken kendimi savunmak için siper ettiğim kollarım ağrıyordu ama umurumda değildi. Sarılacak kimsem yoktu kendimden başka.
Ne kadar süre zeminde öyle kaldığımı bilemiyordum. Bedenimin her zerresi sızlarken, karanlık odada göz gezdirmeye çalıştım. Bu odada pencere bile yoktu. Ne kadar süredir burada kaldığımı hesap edemiyordum. En azından bir kaç saattir yerde yattığımdan emindim. Midemin hemen üzerinde bir batma hissi vardı ve geçmiyordu. Kaburgamın kırıldığını düşündüm ki bu ilk değildi. Elbette iyileşirdim, ruhumdaki birçok yaranın aksine. Yorgun hissediyordum, her anlamda.
Tekrar gözlerimi kapatıp, bu defa da Pınar'ı düşündüm. Pınar üvey kız kardeşimdi ama benim için çok daha fazlasıydı. Onu bu evden kurtardıktan sonra buradan, bu ülkeden çok uzaklara yerleşip kendine yeni bir hayat kurmuş olması beni çok mutlu ediyordu. Parçalanmış ağzımın izin verdiğince gülümsedim. Pınar'ın kalp şeklindeki o güzel yüzünü getirdim gözümün önüne. Her zamanki gibi bana gülümsüyordu. Ondan neredeyse iki yıldır haber alamıyordum ama bunun bir önemi yoktu. Bir kitap dükkanı vardı ve mutluydu. Yalnız, huzur dolu ve mutlu bir hayat yaşadığını bilmekte benim için yeterliydi. Onu çok özlesem de yanına gidemiyordum. Ben bu hayattan çıkamazdım ama o kurtulmuştu. Çamur içindeki hayatıma onu tekrar dahil etmekten korkuyordum. Bu nedenle onun mutluluğunu özlemime tercih etmiyordum, etmeyecektim.
Olduğum yerde doğrulmaya çalışırken, birinin dar koridorda yürüdüğünü duydum. İrkilerek kendimi tüm gücümle geriye doğru ittim. Üvey babam yeniden geliyor olmalıydı. İtiraf etmeliyim ki daha fazla dayanmaya gücüm yoktu, dinlenmem gerekiyordu. O sırada iki adamın konuşmasını duyar gibi oldum. Daha çok fısıldıyor gibilerdi. Ne söylediklerini anlayamadan, içinde bulunduğum karanlık odanın kapısı aralandı.
Koridorun ışığı şişen gözlerimi rahatsız ettiği için yukarıya doğru bakamadım. Ellerimle gözümün üzerine gölge oluşturarak karşımdaki karaltıya doğru kaldırdım bakışlarımı. İri bir adam tam karşımda duruyordu. Kapının girişinde başka bir adam daha vardı. Bu adamlar üvey babamın adamlarından biri miydi, bilmiyordum.
"Hadi, biraz acele et!" Kapıda duran adam, bana doğru yaklaşan adama doğru seslendi kısık sesle.
Kulaklarım, başımı tekrar yukarı doğru kaldırınca tekrar uğuldadı. Başımın dönmesiyle dengemi yitirdim ve soluma doğru düştüm. O sırada iki el beni omuzlarımdan tutup kendine doğru çekti. Burnuma dolan sert parfüm midemi bulandırırken, öğürdüm. Parfüm kokusunun kötü olduğundan değil de parfüme karışan kan kokusunu daha net aldığımdandı midemin bulanması.
İri adam, beni omuzlarımdan tutup kaldırırken, öğürmeme engel olmaya çalıştım. Aynı zamanda dokunduğu her yerim acırken, kendimi tutamayıp, inledim.
"Özür dilerim, özür dilerim," diye fısıldadı, sesinden genç olduğunu anladığım adam. "Kollarını boynuma doğru uzatır mısın?"
İstemsizce dediğini yaptım ama neden bunu yaptığımı anlamaz haldeydim. Çok bitkindim ve gözlerimi açık tutmak için çaba sarf ediyordum.
Kollarımı, adamın boynuna doğru uzattığımda, birden beni ahşap sandalyeymişim gibi kolayca kucağına aldı. Işığa daha fazla dayanamadığımdan başımı boynuna gömdüm. Kim olduğunu ya da beni nereye götürdüğünü soramayacak kadar bitkin hissediyordum. Ne kadar süre geçtiğini anlayamadan, adamın bana söylediği birkaç kelime kulaklarımdan kaydı, anlaşılmaz hale geldi. Daha fazla kollarımı, adamın boynunda tutamayarak saldım. Hemen ardından küçük bir çınlama ile başım geriye düştü ve her yer yeniden karanlığa büründü.
Sonrasını ise hatırlamıyordum...

Devam Edecek...
İG : begibooks

Loading...
0%