@ben1deniz
|
Ah benim tatlı canım, ne yaptılar sana? Kim açtı nazik teninde bu kadar yarayı... Ah, benim güzel ruhum, nasıl da kıydın kendine, Söylesene, hangi rüzgâr savurdu seni böyle derin bir uçuruma, Kim çaldı gözlerindeki o eski parıltıyı, Hangi yalnızlık sarıldı, kollarına bu kadar güçlü?
Ellerin titrerken, kalbin kırık bir fırtına, Her nefeste biraz daha mı azalıyor umutların? Kim susturdu içindeki o naif sesi, Ve hangi korku gizlendi o bakışların ardına?
Sen ki bir zamanlar güneş gibi parlayan, Şimdi gölgelerde saklı, hüzünle yoğrulmuş. Ah benim tatlı canım, bu kadar hüzne gerek var mıydı? Gel, kaldır başını, gökyüzü hâlâ mavi.
Belki de yaraların, seni yeniden doğuracak, Ve bu derin karanlıktan yeni bir sen çıkacak. Kim bilir, belki de o kanayan yaraların, Bir gün çiçek açacak, sabahın ilk ışıklarında…
Sen ki fırtınaların içinden geçmeyi bilen, Her yaranda ayrı bir hikâye saklayan. Bu kadar ağır mıydı bu yük, bu yalnızlık? Oysa yıldızlar bile seninle yola çıkmıştı.
Söyle bana, hangi umut terk etti seni? Hangi anıda unuttun kendini, hangi düşte kayboldun? Göğsündeki sızıya bak, hala atan bir kalp var orada, Ve her vuruşunda sana hayata dönmeni fısıldayan.
Belki de her yara, seni sen yapan bir izdir, Her acı, bir gün aşka dönüşen bir sırdır. Kapanmayan o yaralar bile, bir gün hafifleyecek, Ve sen o zaman göreceksin, yeniden doğacak tüm renkler içindeki sessiz bahçede.
Ah benim tatlı canım, acıyı hisset ama orada kalma, Çünkü içinde hâlâ sevgiyi yeşerten bir tohum var. Belki kırık kanatlarınla uçmak zor olacak, Ama göreceksin, bir gün yine gökyüzüne kanat açacaksın.
|
0% |