@berresuay
|
05###: Bir kitap yazacak olsan ilk cümlesi ne olurdu?
Sidelya: Aşkı gözlerimde bulduğunu söyledi, ertesi gün intihar etti. (görüldü)
Sidelya: Muhtemelen böyle bir cümle beklemiyordun.
Sidelya: Kimsin?
05###: Anlamadım.
05###: Neden böyle bir başlangıç yaptın?
Sidelya: Bak işine.
05###: Neden ama?
05###: Aşk ve intihar birbirine zıt kavramlar değil mi?
Sidelya: Sence?
05###: Aşk güven verir, intihar ise bir aldatma biçimidir.
Sidelya: Konuşmayı başa sarabilir miyiz?
Sidelya: Yanlış kişiyle muhatap olduğumu sanıyordum.
05###: Tanışmakla başlayalım istersen.
Sidelya: Beni tanıyor olmalısın.
05###: Tanımıyorum. Ben kendimi tanıtayım önce.
05###: Metehan Gürler ben.
05###: Odanızın karşısındaki apartmana yeni taşındım.
05###: Numaranızı Bakkal Hüseyin Bey'den aldım.
05###: Müsadenizle sizi tanımak isterim.
Sidelya: Rica etsem,
Sidelya: Pencereye çıkar mısınız?
Sidelya: Şüphemin sizinle bir ilgisi yok yanlış anlamayın lütfen.
Sidelya: Beni rahatsız eden biri var, o olmanız korkutuyor sadece.
05###: Sorun değil.
------- Oturduğu yerde biraz daha dikleşti. Sehpanın üstündeki radyoda çalan şarkının sesini yükseltti ve başını pencereye çevirdi. Tam karşısınsa aşık olduğu kızı görünce yüzünde bir gülümseme belirdi. Ardından elini hafif kaldırıp selam verdi. Onu gördüğü anda adeta kalbinin ritmi bozulmuştu. Birden aklına gelen şeyle telefonunu sehpanın üzerinden aldı ve tekrar mesaja girdi.
05### : Bir şey sorabilir miyim?
Bakışlarını yeniden karşı apartmana çevirdi. Sidelya içeri girmişti. Perde çekili olduğundan görünmüyordu. Radyoda çalan şarkıya eşlik ederek yatağına oturdu. Mesaj çift tik olmuştu fakat gelen mesaj yoktu. Ve işte. Son görülme olmuştu şimdi de. Ümitsizce yerinden kalktı. Kurabiye kokusunu takip ederek mutfağa vardı.
"Noldu lan, yüzün beş karış yine." Eski dostu Demir iki gün önce yurtdışından ziyarete gelmişti. Gastronomi okuduğundan sürekli mutfakta bir şeyler pişiriyordu. Metehan'ın da kendisine yardım etmesini beklerken gördüğü muamele karşısında istenmediğini düşünmeye başladı. Metehan dolaptan bir saklama kutusu çıkardı. Demir'in pişirdiği kurabiyelerden üç beş tane koydu. Kutunun kapağını da kapattıktan sonra bir şey söylemeden odasına gitti. Üzerine şık ve rahat bir şeyler giyidi. Çekmecesinden seçtiği bir saati de koluna taktı ve tekrar mutfağa döndü. Demir elinde bıçakla Metehan'ı izliyordu. Metehan her zamanki Metehan değildi. Geçen yıla kadar Demir geldiğinde şehrin tozunu dumana katarlardı. Şimdiyse Demir iki gündür gelmiş olmasına rağmen yalnızca apartmanın altındaki bakkala gitmişlerdi.
"Ben gidiyorum. Sen de benimle geliyorsun."
"Mete, sen iyi misin kardo?"
"Sidelya'ma gidiyoruz." Demir bıçağı tezgahın üzerinde bırakıp derin bir of çekti. Konunun aşk olduğunu anlamıştı.
"Bok vardı aşık oldun." Diye mırıldandı Demir. Üstündeki mutfak önlüğünü çıkarıp kapıya astı ve misafir odasına girdi. Eşofmanını çıkarıp şortunu giyidi. Metehan da bu sırada Demir'in dün yaptığı cheesecake'ten birkaç dilim başka bir saklama kutusuna koydu. Aklında sadece aşık olduğu kız ve bir ritim müzik vardı.
"Kanka, bu Sidelya geçen anlattığın kız mı? Hani şu kafede görüp hayatımın aşkını buldum diye gevelediğin mi?" Diye sordu Demir telefonunu ve cüzdanını alırken. Metehan mimillerini asla bozmayarak saklama kutularını aldı ve kapıya çıktı.
"Sana soruyorum kanka. Kızın yanında pot kırarım falan. Sonra kafamı kırıyorsun neme lazım."
"Hayır. Geçmişteki bütün aşklarımı unut. Bu bambaşka." Demir aşina olduğu bu sözlere göz devirdi.
"Nerde gördün kızı?" Metehan tek bir noktaya hipnoz olmuşçasına halıya bakarak,
"Taşınırken... Sarı, dalgalı saçları rüzgarda u-"
"Taam oğlum, başlama yine şiire söze. Hadi gidelim."
---------
05###: Teşekkür ederim Sidelya
Sidelya: Asıl ben teşekkür ederim
Sidelya: Tatlılar için
Sidelya: Bir de
Sidelya: Mahalleye yeni taşınan siz olduğunuzdan benim ziyaret etmem gerekirdi
Sidelya: Fakat bir grup hanzo arkadaştan ötürü evden çıkmamayı tercih ediyorum
Metehan: Kim bu hanzolar
Metehan: Tanıdığım biri mi
Sidelya: Henüz esen bir yaprak, kırılan bir cam olmadığına göre tanışmadınız
Sidelya: Kendisi üst katınızda oturuyor
Sidelya: Serdar Karatekin
Sidelya: Namı değer Kara
Metehan: Ne tür bi rahatsızlıkta bulunuyor?
Metehan: Özel değilse eğer merak ediyorum
Sidelya: Saplantılı manyak bir aşık
Sidelya: En son geçen gece sarhoş sarhoş kapıma dayandı
Sidelya: Ya benimsin ya kara toprağın havalarında
Sidelya: Polis çağırdım tabi
Sidelya: Hanzo trip atıyor şimdi de
Metehan: Ne iş yapıyor bizim hanzo
Sidelya: Hemen de sahiplenmişsin hanzoyu
Sidelya: Aşağı sokaktaki kafeyi işletiyor
Sidelya: Yazılım mühendisliği mezunu aslında
Sidelya: Ama tekrar üniversiteye başladığını duydum
Sidelya: Hukuk okuyormuş
Metehan: Hanzonun zekası pırıl pırılmış
Sidelya: O bir şeyler çeviriyor ama anlayabilmiş değilim
Sidelya: Çalışma odasında beş tane bilgisayar var
Sidelya: Ses kayıt cihazları
Sidelya: Kameralar
Sidelya: Dolap dolusu dosyalar
Sidelya: Hatta silah bile vardı
Sidelya: Yeğeninin oyuncak tabancası olduğunu söyledi ama inanmadım
Sidelya: Hanzonun yeğeni yok çünkü
Metehan: Çok merak ettim bu hanzoyu
Metehan: Yarın sabah gidip bi tanışayım
Metehan: Sen de gelsene
Sidelya: Ay hayır
Sidelya: Saçmalama
Sidelya: O hanzonun yanında ne işim olur
Sidelya: Siz iki hanzo takılın
Metehan: Ben de mi hanzoyum
Sidelya: Henüz değil
Sidelya: Fakat yarından itibaren staryer hanzo olacaksın
Sidelya: Demek istediğimi Serdar'ı görünce anlarsın
Sidelya: Her neyse
Sidelya: Benim dinlenmem gerek
Sidelya: Yarın sekizde seanslarım başlayacak
Sidelya: İyi geceler size
Metehan: İyi geceler Sidelya |
0% |