Yeni Üyelik
3.
Bölüm

1.BÖLÜM -Karanlığın Derinlerinde Bir Yerde-

@betulpalabiyik

1.BÖLÜM -Karanlığın Derinlerinde Bir Yerde-

 

BÖLÜM ŞARKISI -Ruelle Deep End-

Karanlık beni yutuyordu. Bu lanet olası yere tekrar geliyordum. Hisler tanıdıktı, çokça gördüğüm o kabustaydım yine, ama önceki gibi aynı hissettirmiyordu. Hatta her seferinde daha derin bir karanlıkta buluyordum kendimi sanki mümkünmüş gibi. Hiç ses yoktu aldığım hızlı ve fazla nefesler dışında. Islağım… Vücudum onun sıcak kanıyla kaplı sonra ölümün ürpertisini hissediyordum, aldığı tüm canların sönmüş nefeslerini enseme üflüyordu. Damarlarımda kan yerine zehir akarmışçasına canım yanıyordu, beynimi sarhoş ediyordu ve ürpertisini üzerime bırakıp, kanla kaplı beyaz gülleri yavaşça süzülmesi için bırakıyordu. Dehşetle üzerime dökülen güllere bakıyordum. Bu his nefes alışlarımı durduruyordu ve kalbimi hızla kan pompalamaya zorluyordu. O buradaydı ve bana birinin öldürdüğünün haberini veriyordu.

 

Açık pencereden esen soğuk rüzgarla felçli halimden kurtuluyordum. Biri benim kıyafetimi arkadan sıkıca çekiştiriyordu. Biliyordum döndüğüm yerde ne göreceğimi ama yinede dönüyordum. Zarif kanla kaplanmış el beni çekiyordu. Gözlerim ellerinden göğsüne kayıyor fışkıran kanın sebebi kalbinin tekrar atma çabası. Bir hançerle delinmişti göğsü. Sade, gümüşten, uzun, bir hançer. Sonra gözlerim dahada yukarıya kayıyor. Koyu kahverengi bir zamanlar çok kıskandığım o düz, uzun saçların üzerine yerleştirilmiş kanlı beyaz güllerle yapılmış bir taç takılmış. Ve bedenin etrafındaki kanda yüzen güllerle çevrelenmişti. Mavi gözlerine canlık veren ne varsa yitip giderken ‘’Kaç geliyorlar. Kaç!’’ diye dehşetle bağrıyor. Sesinin bir rengi olsaydı siyah olurdu. Göğsündeki kanın akışı yavaşlıyordu, deniz mavisi gözler iki mat küreye dönüşüyordu ve ben karanlığın derinlerinde bir yerde kayboluyordum.

 

Sıçrayarak uyandım. Ağzımdan bir çığlık firar etti. Etrafıma baktım ve o ana dair küçücük bir iz aradım ama yoktu. Kabustu... Yine her gece peşimde dolaşan dehşetin kolları sarmıştı beni. Ablam ne demek istemişti? Neyden kaçmalıydım? Bu rüyayı ciddiye almalı mıydım? Bilmiyordum... Ve cevap bulamamak beni düşüncelerimde boğuyordu. Hiç birşeyi bilemiyordum. Ablamı neden bensiz karanlık bir yere gömüldü? Birini sonsuza kadar yaşıyacakmış gibi sevmek aptallık mıydı? O toprağın altında üşüyor muydu? Pencereden dışarı baktım gün doğuyordu. Her karanlık geceden sonra güneş tekrar doğabiliyordu. Şehir ve halkım uyanıyordu. Peki biliyorlar mıydı velihat prenseslerinin günün bir daha hiç doğmayacak şekilde battığını?

 

Hizmetçim Pearl kapıyı tıklattı ve çok fazla uyuduğumu ve artık ayağa kalkmam gerektiği hakkında söylendi. Bunu duyduğumda küçük bir gülümsseme yayıldı yorgun yüzüme. Uyuyamadığımı biliyordu. Söylenmeyi sevdiği için ve aklına başka kötüleme gelmeyince bunu buluyordu. Ah şu yaşlı huysuz kadın! O benim bu sarayda yakın hissettiğim tek hizmetçi olduğunu biliyordu ve benimle yakın konuşma cesareti olan tek hizmetçimdi. Onu severdim benim hep yanımdaydı. İlk adımlarımı atarken peşimden koşturan, annem ve ablam ölüğünde yanımda olan bu deli dolu kadın şansıma benim hizmetçim olmuştu.

 

Beni yatarak görüp kızmaması için yatağımdan kalktım. O sırada diğer hizmetçiler banyoyu hazırlıyordu. Bu gün güçlü olmak zorundaydım tüm kraliyete karşı. Bu gün kusursuz bir şekilde oynamalıydım. Yıkanırken kafamda baloya geliceklerin listesini çıkardım. Bu gün aptal bir baloya katılmalıydım. Banyodan çıktım ve hazırlandım.

 

Aynada gördüğüm kadın çok güzeldi ve kesinlikle harika bir aurası vardı. Evet evet o aynadaki şahıs bendim. Yorgundu belki ama ayakta kalacak kadar güçlüydü. Uslanmaz saçlarımı yüzümden çektim. Giydiğim elbise bir balo için uygun değildi daha çok kalbimin karanlığını yansıtan bir matem elbisesiydi. Askıları incilerin dizildiği ince iptendi , üst bedenimi saran sade kumaş eteğe dönüşürken siyah tülün üzerine inciler dağıtılmıştı. Kabarıklıktan çok uzaktı etekleri diğer birçok kişinin giyiceklerine göre fazla sönük ve rahattı. Gri gözlerim, dolgun koyu renk dudaklarım ve siyah saçlarıma yakışırdı. Ama bunun yanında koyu göz altlarım, yorgun ve boş bakışlarım, çökmüş yüzüm, beyaz tenime eklenmiş hastalık beyazlığı onun kaybının bedenimde bıraktığı izleriydi. Kim bilir kalbimdeki görünmez yaralar nasıldı?

 

Ablamın öldürülmesinden 9 gün geçmişti ve ben babamın düzenlediği bir baloya gidiyordum. Saçlarımı özgür bıraktım. Saçlarımı sıkı topuzlara sığdırmayı sevmezdim. Birçoğu saçlarını özenle yaptıracaktı ve benim dağnık görünümüm ve balo elbisesi olarak seçtiğim şeyi sorguluyacaktı. Kimin umrundaydı? Benim değildi.

 

Peki babam en azından üzülmüş gibi yapamaz mıydı ? O gün ikimizde öldüğünde en azından rol yapamaz mıydı? Babamdan bahsediyoruz. Rol bile yapmamıştı... En ağır olanıda beni bir mahsene kapatıp ablamı öldürmekle suçlamaktı. Daha sonra yere damlayan kan damları takip edildiğinde pencereden dışarıya doğru olduğunu ve benim içerde olduğum savunmasını yaptığımda mahsenden çıkarılmıştım. Bir özür bile dilememişti, yüzüme bir duvar gibi bakmıştı.

 

9 gün önce onunla birlikte öldüğümü düşünmüştüm.Yanılmıştım... Çünkü acı bana ölü olmadığımı hatırlatıyordu. Kabuslar göremezdi bir ölü değil mi? Katılmak zorunlu olduğum bu balonun sözde amacı yorgun ve üzgün krallığımızın mutluğu tekrar hissetmesi ve herkesin üzüntüyü geride bırakmasıydı. Bu balo herkese iyi gelicekti. Hadi ya gerçekten amacın bu muydu sevgili ailem?!

 

Bu baloyu istedikleri şekilde geçirmemeleri için elimden geleni yapacaktım. Kimsenin sahte samimiyetini kaldıracak havada değildim bu gün. Benim ihtiyacım olan kafamdaki karışıklığı unutturucak bir başka karışıklıktı. İhtiyacım olan kaostu.

 

 

- Bölüm kısaydı farkındayım kısa bölüm atmaya karar verdim. Kısa atıp sık atıcam artık. Evde kaç gündür internet yoktu o yüzden bölümü atamadım. Birde hastaydım bu bölümü ateşler içinde yazdım muhtemelen pek hoş olmadı. O yüzden özürlerimi ve mazeretlerimi sunuyorum.

 

- Beni eleştirin lütfen. Yorum atın lütfen! Hayalet okurdan nefret ettiğimi söyledim. Ve çoğu kişinin hala sesi çıkmıyor. Olumlu ya da olumsuz bir şey yazın artık çok sevgili saygılı okurlarım!

 

- Diğer bölüme kaldı kaos artık. En yakın zamanda atmayı düşünüyorum yeni bölümü.

Loading...
0%