Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Bölüm 1| Zincirin Kayıp Parçaları

@beyazkelebek_9

●•••○•••●

İnsan, ruhu en ince ayrıntısına kadar iyilikle işlenmiş, arındırılmış.

İnsan, yüreğine kötülük tohumları serpiştirilmiş, günaha bürünmüş.

Ve ikisinin ortası hırs, umutsuzluk, çaresizlik.

●•••○•••●

23.10.2023

"Zincir birleşti, acı, çaresizlik ve cesaret birbirini buldu. Adam ve kadın birbirine yeniden mahkum oldu."

Zincirin parçalarının kavuşmasına eşlik ettiğiniz tarihi buraya bırakabilirsiniz. 🔗

 

Keyifli okumalar..

"Akbora!" Yaşlı adamın sinir ve öfkeyle dolu sesi bütün odada yankılanırken odadaki diğer adamların gözleri yaşlı adamla genç arasında gidip geliyordu.

Genç kapıya doğru bir adım daha attığında arkası dönük olsa da yaşlı adamın sinirden yüzünün geldiği hali tahmin edebiliyordu. Sesindeki öfke tahmin edebilmesi için yeterliydi zaten.

​​​​​​"Akbora!" Yaşlı adamın sesi bu kez daha sinirli çıkmıştı.

"Hata yapıyorsun Akbora, bu masadan öylece kalkıp gitmek sana bir fayda sağlamayacak aksine zarar getirecek."

Genç arkasını dönmeden alayla konuşmaya başladı. "Salman!" Ona onun gibi soyadıyla seslenmişti, alayla gülüp devam etti.

"Ben bu kapıdan çıkıp gideceğim Rıza ve ikimizde biliyoruz ki benim bu odadan elimi kolumu sallayarak gitmem bana hiçbir zarar getirmeyecek."

"Sana zarar gelmeyecek olmasının sebebi benim Efran," Rıza bu sefer adıyla seslenmişti.

"Seni öldürmek için vakit kollayan adamların ipleri benim elimde, sen sana ulaşamazlar sanıyorsun ama ben ipleri bıraktığım an ne ismin ne soyadın kalır bu dünyada, silinir gidersin."

Efran, Rıza'nın cümlesini bitirmesiyle arkasını döndü.

"Öyleyse ipleri bırak Rıza Salman. İpleri bırak da yok olacak olanın sen mi ben mi olduğunu herkes keyifle izlesin."

Rıza Efran'a bakarak içten içe gururlandı ne de olsa onu kendisi yetiştirmişti, kimseye boyun eğmemesi gerektiğini o öğretmişti. Ama herkesin içinde ona böyle karşı çıkması doğru değildi.Kendi otoritesi sarsılmış gibi hissediyordu.

"Masadan kalkıp gitme cesaretini gösterdiğin için seni tebrik ediyorum Efran ama bu masaya oturup bizimle iş birliği yapmak zorundasın."

Aralarına daha yeni katılmış olan adamın sesiyle Efran adama döndü. "Rıza, Rıza" diye tekrar etti alay eder bir tonda. "Aramıza yeni katılan dostlarımıza benimle nasıl konuşması gerektiğini sen mi öğretirsin," diyerek adama doğru adımladı.

Adamın tam arkasına geldiğinde ellerini adamın omzuna koyup sert bir şekilde sıktı.

"Yoksa onun benimle nasıl konuşması gerektiğini üstün ikna kabiliyetlerimle ben mi öğreteyim?"

Adamın omzundan ellerini çektikten sonra son kez Rızaya baktı ardından cebinden sigarasını çıkarıp bir tanesini dudaklarının arasına yerleştirdi.

Odadan çıktığında içerideki adamların Rıza'nın üstüne nasıl geldiklerini tahmin edebiliyordu. Hiçbiri beş para etmezdi buna Rıza da dahildi.

Ama Rıza onu büyüttüğü için ona karşı bir minnet duygusu vardı.Ona tatmin olabileceği bir hayat vermişti ama yanında belalarıyla hediye olan bir hayattı bu.

Rıza her türlü pis işi yapan biriydi silah kaçakçılığı, kumar, uyuşturucu ticareti dahil her türlü pis işi yapıyordu.Efran istemese de bu işlere bulaşmıştı. Uyuşturucu ticareti hariç.Az önce reddettiği ortaklık buydu ve ömrü boyunca böyle bir işe karışmayacaktı. Rıza istediği her boku yiyebilirdi ama Efran'ı istemediği bir şeye bulaştıramazdı.

Efran sigarasını söndürüp arabaya bindiği gibi evin yolunu tutmuştu. Büyük ihtimal Rıza eve geldiğinde daha da üstüne gelecekti, belki de ikna etmeye çalışacak ama başarısız olacaktı.

Eve yaklaşmak üzereyken Efran'ın telefonu titremeye başladı. Arayan Rızaydı, demekki kurtlar sofrasından kurtulabilmişti.

Efran ufak bir küfür mırıldandı "Eve gidip az kafa dinleseydim bari Salman." diye geçirdi içinden.

Aramayı açtığında Rıza'nın sesi arabada yankılandı.

"Efran nerdesin?"

"Eve gidiyorum."

"Ortalığı birbirine kattın biliyorsun değil mi? Şimdi sana bir konum atacağım oraya geleceksin konuşacağız."

"Eve gel evde konuşalım işte."

"Lafımı bir kez dinle ve attığım konuma gel Akbora!"

Rıza Efran'ın bir şey demesine izin vermeden telefonu kapatmıştı. Efran sıkkınlıkla nefesini verip Rıza'nın yolladığı konuma gitmek için yolunu değiştirdi.

Rıza'nın attığı konum Efran'ın bir süre kaldığı ardından da Rıza'nın onu evlat edindiği yetiştirme yurduydu. Yurt eskidiği için artık kullanılmıyordu. Gözlerini yurtta gezdirip ardından arabadan indi.

"Neden beni buraya çağırdın?"

"Evde konuşalım dedin bende seni evine çağırdım. Unuttun mu kaderine terk edildiğin yeri?"

Adımları Rıza'nın yanında son bulurken tek kelime çıkmamıştı ağzından.Efran'ın konuşmamasını fırsat bilerek Rıza konuşmaya devam etti.

"Seni bu bataklıktan ben çıkardım Efran, sana o içinde yaşadığın şatafatlı hayatı ben sundum. Burada kalsaydın belki de sadece bir sokak çocuğundan farksız olacaktın.Ben sana yaşama şansı verdim, güç verdim, para verdim.Sen şimdi bunların hepsini elinin tersiyle itip bana karşı çıkamazsın."

Rıza gülümseyerek elini Efran'ın omzuna koydu ve dostane bir şekilde sıktı. "Aramızda ki en büyük fark bu işte çocuk sen o içindeki insani duyguyu hiç yitirmedin. Kötülüklerle karşılaştın, içine düştüğün hayatı kabullendin ama kalbinin kötülük yumağı haline gelmesine izin vermedin."

Rıza sustuğunda alkış sesi duyulmuştu, alkış sesiyle beraber Rıza'nın da Efran'ın da gözü sesin sahibini buldu.

"Vay canına çok etkileyiciydi, senin gibi iğrenç bir adamdan böyle güzel cümleler duymak gözlerimi yaşarttı doğrusu. Böyle de aile saadetinizi bölmüş gibi oldum kusura bakmayın."

Karşılarında bir kadın vardı. Efran karşısındaki kadını tanımıyordu ki zaten kadının yüzünü de görmüyordu. "Sen kimsin, ne arıyorsun burada?" Rıza'nın sorusuyla karşılarındaki kadını onun da tanımadığını anlamıştı.

"Beni tanımaman çok üzücü Rıza ama normal çünkü o kadar insanın hayatını mahvedip nasıl aklında tutacaksın değil mi?"

"Ne saçmalıyorsun sen, kimsin?" Efran sinirle bağırdığında kadın zevkle gülmüştü.

"Daha beni çok göreceksin illa ki tanışma fırsatımız olacaktır ayrıca ben seni tanıyorum bu yeterli Efran Alaz Akbora."

Kadın cümlesini bitirdikten sonra belindeki silahı çıkarmıştı. Rıza ve Efran daha ne olduğunu anlamadan kadın silahı ateşledi. Silah Rızayı hedef almıştı vurulması gereken Rızaydı.

Rıza sapasağlam ayakta dururken Efran acı içinde yere serildi. Efran Rıza'nın önüne atlamış onun hayatını kurtarmıştı.

Rıza bir taraftan Efran'a sesleniyor bir taraftan telefonuyla adamlarını arıyordu.

Kadın ise çoktan oradan uzaklaşmıştı.

●•••○•••●

23.10.2003

"Efran bir kere de şu topu doğru düzgün yakala."

"Tamam söylenmeyin alacağım şimdi ben topu."

Efran arkasını döndüğünde top bir kızın ayaklarının yanında durmuştu. Efran kızın yüzünü inceledi, ay yüzlü kızdı bu daha bu sabah yurda gelmişti. Ona ay yüzlü kız diyordu çünkü kızın yüzü çok güzeldi ona göre; saftı, temizdi.

Kız boş gözlerle etrafı izliyordu, gözleri hafif kızarıktı sanki ağlamış gibiydi.

"Hey! Ay yüzlü kız topu atabilir misin?"

Efran kıza seslenmişti ama kız hiç oralı olmamıştı. Efran kızın yanına yaklaştı ve oturdu.

"Neden ağlıyorsun ki? Burası o kadar kötü bir yer değil hem birsürü arkadaş edinebilirsin."

Kız gözlerini sildi ve Efran'ın gözlerine baktı. 'Yakından daha da güzelmiş.' diye geçirdi içinden.

"Burası kötü olduğu için ağlamıyorum ki ailemi özlediğim için ağlıyorum." Sonlara doğru sesi kısılmıştı ay yüzlü güzelin. Kızın tekrar ağlamaya başlamasıyla Efran'ın da canı yandı.

Kıza biraz daha yaklaşıp kafasını nazikçe omzuna yatırdı.

"Bundan böyle neye üzülürsen gel benim omzumda ağla olur mu? Aileni özlersen gel bana sarıl ailen gitmiş olsa bile burada onlarca arkadaşın var bende onlardan biriyim. Anlaştık mı ay yüzlü kız?"

Efran'ın söylediklerinden sonra kız hafifce başını salladı. "Bana ay yüzlü kız diyorsun ama adım var, adım Ferda."

"Olsun ben sana Ferda demek yerine ay yüzlü kız diyeyim olmaz mı?"

"Olur, senin adın ne, ben sana ne diyeceğim?"

"Adım Efran Alaz ama sen Alaz de."

"Teşekkür ederim Alaz."

"Rica ederim ay yüzlü kız."

●•••○•••●

Yıllar geçse de içinde yanan yangın sönmezmiş Ferda Alaz'ı gördüğünde bir kez daha anlamıştı bunu.

Az önce ateşlediği silah düşmanı yerine ona küçük yaşta aile olan, yuva olan Alaz'ı vurmuştu.

İçinin yangınını söndürmek için çıktığı yolda büyük alevlerin içine düşmüş halde buldu kendini.

Gözüyle görmeden inanmamıştı Alaz'ın düşmanın sağ kolu olduğuna.

Ama artık emindi karşında Alaz değil Efran vardı. Bu demek oluyordu ki yüreğini sevgiyle yakan yangın artık nefretle yakacaktı.

●•••○•••●

Buraya kadar okuyan herkese selaaam, Wattpaddan buraya geçenler kervanına bende katılmış bulunmaktayım.🫠

Kaybolmuş Ruhlar Zinciri isimli kurgum wattpadda yeterli ilgiyi görmemişti, umuyorum ki burada keşfedilir ve güzel bir kitleye ulaşır.

Okuma sayıları arttıkça bölümler gelmeye devam edecek.

Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere hoşçakalın🤍🪷

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%