Instagram : Byzloey

Bu kitabın şarkısı Fleurie ~ Sirens 'dir.

DERİN SULAR

Dünyanın yüzde yetmiş biri sudan oluşurdu. İnsan vücudunun bile bir kısmı sudan oluşurdu.

Su, tüm varlıklar için gerekli tek şeydi. Oksijen 'den bile yemekten bile daha gerekliydi.

Peki neden bilim insanları galaksiyi bile keşfederken, galaksideki her şeyden bizi haberdar ederken deniz altını keşfedemiyor bizi bu konuda bilgilendiremiyordu.

Aksel, bilim insanlarından çok daha fazla deniz hayvanı görmüştü, denizi ve okyanusları tanımıştı. En derin karanlık yerlerine inmişti. Birçok belgesel çekmiş çektiği birçok fotoğraf ile yeni canlılar keşfetmişti. Çünkü o dünyanın en iyi kadın dalgıcıydı ve su altını ondan daha iyi bilen hiç kimse yoktu, en azından o öyle sanıyordu.

Çünkü onun hayatına takla attıracak 24 saatin sonunda olacaklardan bir haberdi, o 24 saatin sonrasında su altında olacakları tek bilen bilim insanlarıydı.

Ve bu bilim insanları kendi hayatlarını kurtarmak için bir heyet oluşturmuş, insanlığın akışını değiştirmişti.

Bilim insanlarının bilmediği şey ise efsanelerde ki deniz insanlarının da bu varlıklar arasında olduğuydu ve Aksel son dalışında bir tanesinin fotoğrafını çekmişti.
Ama o fotoğraf derin suların dibini boylamış o kamera resmi çekilen deniz adamının topraklarında kalmıştı.

Aksel'in aksine kara da olan insanlar ise teker teker karayı terk ediyordu, çünkü yer yüzü artık yaşayamayacakları bir yere dönmüştü. Ozon tabakası delinmiş, hastalıklar her köşeden onları çembere almıştı.

Bu yüzden insanlar çareyi su altında, bilim insanlarının bulduğu yol ile bulduğunu sanmıştı ama bilmedikleri şey su altında girdikten 24 saat sonra olacaklardı.

Su altında yaşayan gerçek deniz hayvanları ve insanları ise buna hazırlıksızdı. Bu yapay deniz insanlarını okyanuslarında istemiyorlardı, onları tehdit olarak algılıyorlardı ve zamanı geldiğinde kendilerini korumak için her şeyi yapacaklardı.

Öldürmek dahil.

Çünkü deniz insanları kara insanlarından nefret ediyordu, onlardan haberleri olmadığı için onlara ettikleri eziyetin farkında olmayan insanlar eziyete devam ediyor onları kendine daha çok düşman ediyordu.

Deniz insanlarının düşman olmasının en büyük sebebi ise suyun altında onlara bahşedilen ışığın bile insanlar tarafından kesilmesiydi.

Yaptıkları iskeleler, su üstüne kurdukları yollar ve birçok başka yerleşim yerleri deniz insanlarına ulaşacak ufacık güneş ışığını kesiyor onları güneşe hasret bırakıyorlardı.

Böylece su altında her yer gündüzken gece oldu ve gece ile gündüz asla ayırt edilemedi.

Zamanın her diliminin gece olması ise deniz altında en tehlikeli şeydi, çünkü sirenler geliyordu.

Ve deniz altında yaşayan herkes sadece deniz altındaki hayvanlarla değil, Sirenler ve karadan denize bombalar atan insanlarla da yaşam mücadelesi veriyordu.

İnsanlar ikiye ayrılır sanıyorduk ama üçüncü bir seçeneği daha önce hiç sunmamıştık. Biz bu hikâyenin var olmaması gereken üçüncü seçeneği olmak üzereydik ve bu doğanın dengesini bozmaktı. Doğa ise bunun için bizi akıl alamayacak kadar korkunç şekilde, suların derinliklerinde cezalandırmıştı.