Öldüm...
Senin yokluğuna alışırım sanmıştım oysa...
Normal bir ayrılıktı aslında...
Ama bir görsen son halimi, bir görsen yüreğimi; yana yana ağlıyorum geceleri.
Yana yana seviyorum gittiğinden beri, yüreğimin tam ortası yangın yeri, hayatımın tam ortası kıyamet gibi...
Canım acıya acıya izliyorum bitişimizi, nasıl da bittik dimi?
Böyle tahmin etmemiştim, böyle zannetmemiştim oysaki...
Ne acı bir şeymiş bu aşk denilen söylenti...
Yerden yere attı beni de yine yetmedi, alt üst etti dünyamı da yine bitmedi...
İçimde biri ölmüş gibiyim, tarifsiz, garip bir haldeyim.
Haklıymış aşka türkü söyleyenler, şiir yazanlar...
Yaşamadan bilinmiyor işte acısı, bilinmiyor bu denli içine nasıl işlediği, tarifinde yok ki yaşayanlar anlatsa da kaçsak yakalanmadan keşke!
Hani böyle nefes alamıyormuşsun gibi, annen gitmiş gibi, baban terk etmiş gibi, ailen yok gibi, O da ailenden biri gibi... İki ayrı bedende tek kişilik yaşıyormuş gibi...
Dünyadan güneş gitmiş gibi.
Yangının ortasında bir yudum suya hasret gibi...
Ne yaptın bana böyle sevgili.
Madem gidecektin niye bu ilgi?
Biteceksek neden bu kadar sevdirdin kendini?
Koskoca dünyamın güneşi yok sen gittiğinden beri, hakkın var mı ışıksız bırakmaya, ateşe atmaya bedenimi?
Alışamıyorum bu hasrete, alışamıyorum bu bitişe, elveda deyişine
Varsa küçük bir imkânın, biraz olsun pişmanlığın, hatta kaldıysa bana sevgin
Dön gel geri, dön yeter ki
Dön... Dön ben kapatırım boşa giden zamanların kaybettirdiği sevgiyi
Dön ben çoktan daha çok severim seni
Dön ne olur dön öldüm sanki...