SEÇKİNLER
“İlk kural; kimseye güvenme, ikinci kural; sakın seçkinlerle göz göze gelme”
Seçkinler nam-ı değer Akay’lar. Böyle söyleniyordu onlar için. Onlar insanlığın en karanlık ve güvenilmez topluluklarından biriydi.
Tarih, Akaylar’ın adını fısıldarken bile titrerdi; çünkü onlar, masumların kanıyla yazılan, karanlığın mürekkebiyle mühürlenmiş bir hikayenin aktörleriydi. Güç, para ve şöhret; bu şeytani topluluğun gözünde yalnızca birer araçtı, ama gerçek amaçları, insan ruhunun en derin karanlıklarına hükmetmekti.”
Görünen tarafları buydu.
Görünmeyen kısmı kan donduran cinstendi. Şeytana ruhlarını satan birer projeydiler. İntikam onlar için kaçınılması güçtü. Zevkleri uğruna masumlara acımazlardı. Her masumu birer deney olarak görür, acımasızca kullanıp, en sonunda yok ederlerdi. Onlar için emir yüksek yerden geliyordu. Ruhları satılıktı. Oluşturdukları dehşet, masumun çığlığında son bulurdu.
Sorun şu ki ; bu sessiz çığlıklar hiçbir zaman duyulmadı. Seçkinler hep savunmasız anda, tıpkı canavarlar gibi geceleri ortaya çıkarlardı.