Yeni Üyelik
2.
Bölüm

07.14.1998

@defneberkil

07.14.1998

 

Şafak sökmek üzereydi. Sabaha kadar içimdeki huzursuzluk yüzünden uyuyamamıştım. Birden kapı açıldı

 

"Kalk hazırlan gidiyonuz."

 

"Nereye Baran, daha kız uyanmadı?"

 

"Kalk hazırlan dedim! Sen geberebilirsin ama kızı bırakmam!"

 

Ayda'nın yattığı odaya yönelince

 

"Tamam, bekle biraz. Kızı alıp geliyorum!"

 

Odaya geçip Ayda'yı uyandırdım.

 

"Ayda'm kalk güzelim, bir yere gidiyoruz."

 

Kapkara şiş gözleri, uykudan yeni uyandığını apaçık belli ediyordu.

 

"Anne ama uykum var. Beş dakika dahaa."

 

Baran kapıya vurmaya başlayınca, Ayda korkarak bana doğru sindi.

 

"De hayde sizin keyfinizi mi bekliyecez lan!"

 

Ayda'yı kaldırıp üzerine kalın kazağını giydirdim. Ben de yüzü puşiyle kapatıp, kapıya çıktım.

 

"Hayde"

 

Baran, bizi yarı ticari bir arabanın bagaj kısmına bindirdi. İçeride her yaştan kadın vardı. Bazısının kucağında çocukları vardı, bazısı daha kendi çocuktu.

 

Kapıyı kapatıp arabaya iki kere vurunca, hareket etmeye başladık.

 

Yüzümdeki puşi'nin bir kısmıyla Ayda'yı, bir kısmıyla yüzümü gizliyordum.

 

Bir süre sonra bir el silah sesi duyuldu. Ardı ardına gelen silah seslerinden sonra çatışma başladı.

 

Kadınlar her silah sesinden sonra, çocuklarını daha da sıkı sarılarak gizlemeye çalışıyorlardı. Bende Ayda'nın üzerine kapandım.

 

Birkaç dakika sonra silah sesleri kesildi, araba durdu.

 

Arabanın arka kapısı açıldığında, kadınlar arabanın içinde çocuklarına daha sıkı sarılarak köşelere sindiler.

 

Kapıda yeşil kamuflajı, elindeki silahı ve omuzunun üstündeki Türk bayrağı ile bir Türk askeri duruyordu.

 

"Netirsin xanim, em leşkerên tirk in."

(Korkmayın Hanımlar, biz Türk askeriyiz)

 

Sesi çok tanıdıktı.

 

O olabilir miydi?

 

Kaç yıl geçmişti?

 

İmkansızdı.

 

Arabanın içinde bir hareketlilik başladı.

 

"me xilas bike

(kurtarın bizi)

 

Alîkarî

(yardım edin)

 

Zarokên min bigirin û xilas bikin"

(çocuklarımı alıp kurtarın)

 

"Xatûn, em ê we hemûyan rizgar bikin"

(Sakin olun hanımlar, hepinizi kurtaracağız)

 

Daha 5 dakika geçmeden tüm araç boşaltıldı. Sona biz kaldık. Türk askeri bana doğru yaklaştığında gözlerini farkettim. Artık emindim ancak asla tepki veremiyordum.

 

"Netirse xanima biçûk, tu di bin parastina leşkerên tirk de yî. Kes nikare tiştekî bi te bike."

(Korkma küçük hanım, Türk askerinin koruması altındasınız. Hiç kimse size bir şey yapamaz.)

 

En son konuşacak gücü kendimde bulup

 

"Xwîna tirkan di damarên min de diherike. Ji bilî Allah Tahir ji tu kesî natirsim..."

(Benim damarlarımda Türk kanı akıyor. Ben Allah hariç hiç kimseden korkmam Tahir...)

 

Tahir birkaç saniyeliğine dona kalıp

 

"Asena?"diyebildi.

 

Yalnızca kafamı sallamakla yetindim.

 

Ayda kucağımda kıpırdanıp, üzerindeki puşiden kurtuldu.

 

"Anne ne oldu? o sesler neydi?"

 

Tahir'in gözleri Ayda'ya kaydı. Sadece gözleri görünüyordu fakat anladım. Göz bebekleri titredi Tahir'in.

 

"Hayır... bunu bana yapmadılar de."

 

Hiçbir şey söylemedim.

 

Söyleyemedim...

 

Başka bir asker geldi. Sinandı o asker. Kaç yıl geçerse geçsin, saçma ve yersiz espirilerinden ve Tahir'e "Hamsi" demesinden tanırdım onu.

 

"Lan Hamsi, balık ekmekle ayran getireyim mi? Sıkıntı yok biz yeriz mermiyi göte kardeşim, sen takıl."

 

Tahir kendine geldi. Şu anda terör bölgesinde bir ticari aracın arkasına duruyorduk ve açık hedeftik.

 

Sinan Ayda'yı kucağımdan aldı. Tahir de benim inmeme yardım edip, askeri araca doğru ilerletti.

 

Yaklaşık 50 metre kala bir el silah sesi duyuldu. Sinan önden hızlıca Ayda' yı araca bindirirken, Tahir de başımı eğip hızlıca araca ilerletti.

 

Araca biner binmez araba çalıştı.

 

"Ulan hamsi, biz değil ama sen yiyordun göte mermiyi."

 

Ayda Tahire dönüp parmaklarıya bayrağı gösterdi.

 

"Abi bu şey mi....ııııı şeyy....neydi adı?" diyip bana doğru döndü

 

"Türk bayrağı"

 

"Heh işte. Türk bayrağı. Çok güzel, biliyonmu ben sizi televizyondan izliyom. Baba görünce vuruyor ama olsun."

 

Diyerek Türk bayrağının üzerine bir öpücük kondurup, eliyle üzerindeki tozu silkeledi.

 

Tahir ve timdekiler bunu beklemiyordu.

 

Hepsi buradaydı. Gamze, Sinan ve Tuğra buradaydı. Ben onları tanımıştım, ancak onlar benim burada olabileceğimi tahmin bile edemezlerdi.

 

Ayda kaşlarını çatıp

 

"Sizin kız olanınız nerde. Anlamiyomki hepiniz aynısınız. Siz nasıl birbirinizi tanıyonuz?"

 

Minik elleriyle yan koltukta oturan Tuğra'yı göstererek

 

"Kız olanınız bu mu?" diye sordu

 

Tuğra o kalın sesi ile "Af buyur?" diyince yüzünü buruşturup

 

"Yok bu değil. Sesi erkek bunun." diyip hayal kırıklığına uğrayınca, Tuğra'nın karşısındaki Gamze ses verdi

 

"Aradığını şey benim galiba?"

 

Ayda'nın gözleri parladı

 

"Sen kızsın?"

 

Gamze minik bir kıkırtıyla

 

"Hee ben kızım." dedi

 

Tuğra elini ağzına kapatıp belirli belirsiz

 

"Orası muamma" demişti ancak Gamze duymuş ve bacağına bir tekme savurmuştu.

 

E en sonda oturmama rağmen, ben bile duydum Tuğra çüş yani.

 

Ayda onay almak ister gibi kaçak bakışlarını bir Gamzeye bir bana çeviriyordu. Gözlerimi kırpıştırınca izin verdiğimi anladı ve Tahir'in kucağından inmeye çalıştı. Tahir anlamıştı yapmak istediğini, yavaşça yere indirdi. Paytak paytak Gamzenin yanına gidip karşısına oturan Ayda

 

"Abla benim babam izin vermiyo senin gibi asker olamama. Senin baban izin vermiş miydi?"

 

Yutkundu Gamze, hayır onun ne babası, ne de annesi izin vermiş yahut vermemişti. Çünkü tanımıyordu onları.

 

"Hayır" diyebildi sadece.

 

"Ben senin gibi olabilir miyim peki?"

 

"Olursun"

 

"Ama izin vermiyo?"

 

"Sen de izin isteme?"

 

"Kızarsa?"

 

"Kızmaz."

 

"Ya kızarsa?

 

"Şimdi kızmıyormu?"

 

"Kızıyor?"

 

"Eee?"

 

"Boşver onu, istiyorsan ol."

 

"Tamam."

 

"Tamam mı?"

 

"Ol demedin mi, tamam işte."

 

"Bu kadar çabuk mu ikna oldun?"

 

Birkaç saniye düşündü Ayda

 

"Tamam bir daha söyle."

 

"Neyi?"

 

"Bana ol de."

 

"Ol."

 

Birkaç saniye cevap vermedi.

 

"Tamam."

 

"Ne değişti?"

 

"Hemen ikna olmadım bekledim."

 

Tuğra kendini tutamamış gülmeye başlamıştı.

 

"Sen Tuğra dan da betersin."

 

"Tuğra kim."

 

Gamze karşısında oturan Tuğra'yı gösterdi

 

"Hee kız sandığım abi mi? nedenki?

 

Tuğra "Yaa benden şikayet edersen benim juniorumla karşılaşırsın." diyince, Gamze yine bir tekme savurmuştu.

 

Daha fazla dayanamayıp yüzündeki puşi'yi çıkarttım. Timdekiler sese doğru dönüp beni gördüler.

 

Gamze 

"Siksen inanmam"

 

Tuğra

 

"O tek el mermi bana geldi ve ben komadayim Tuğgeneralin kızını görüyorum." diyip gözlerini oluşturdu "Hassiktir gerçek" diye bir tepki verdi.

 

Sinan sadece donakalmıştı.

 

Gamze Olduğu yerden kalkıp beni kolundan tuttu ve yanındaki boş yere çekip sımsıkı sarıldı

 

"Asena çok aradık, yemin ederim ki çok aradık.Bakmadik delik, girmedik in kalmadı. Affet bulamadık, affet" diye af dilemeye başlamıştı.

 

Sinan hala şoktaydi, tepki veremiyordu.

 

Tuğra kendinden utanıyor, Tuğgeneral ve Başçavuşun emanetini, yani beni koruyamadıkarı için tek Kelime etmeyi kendine hak görmüyordu.

 

Gamzenin beni saran kolları gevşedi ve yavaşca geri çekildi. Gözleri Ayda ve benim aramda gidip geliyor, zihnindekilerin doğru çıkmaması için dua ediyordu.

 

"Siktir git, şaka de. Beni yıllardır bulamadığınız için şaka de."

 

Sadece Gamzeye bakıyordum. Gözleri doldu Gamzenin. Kafasını elleriyle kapatıp öylece kaldı.

 

Tuğra duyduklarını anlamlandırmaya çalışıyordu "Anlamadım bacım?" dedi. Ayda'ya ve bana baktı

 

Ayda

 

"Anne tekrar döncez mi? dönmesek?" diyince herşeyi anladı.

 

Bu sefer şoka giren Tuğraydı. Sinan ikinci haberle iyice donmuştu.

 

Helikopter pistine kadar, kimse ses etmedi.

 

Araç durduğunda herkes teker teker indi. En son Ayda ve Gamze, Ardından ben ve Tahir indik.

 

Tam helikoptere bineceğimiz anda art arda silah sesleri duyulmaya başladı. Gamze Aydayı son anda helikoptere sokmuştu ancak araba gittiği için Tahir ve ben ortada kalmıştık. Tahir, benim üzerime kapandı. Yaklaşık 8 elden sonra sesler kesildi.

 

Tahir üzerimden kalktı. Ben Tahir'in arkasındaki o iğrenç silüete takılmış, Baran'a bakıyordum. Birkaç saniye içerisinde ağaçların arasına karışıp kayboldu. Tam arkamı dönüp Ayda'ya bakacakken, hissettiğim keskin acı ile elim refleks olarak karnıma gitti. Karnımdan oluk oluk kan akıyordu...

 

 

🇹🇷

 

ARKADAŞLAR SELAAAAMMMM

Bölümde Ufak tefek değişikliklerle birlikte geri geldimm

Bölümü Asena dan okuyalım dedim🥹

Bölümü nasıl buldunuzzz

 

Bir sonraki bölümden sonra günümüze döneceğizzzz

 

Asena... Özür dilerim...

 

Umarım bölümü beğenmişsinizdir 💫

 

Yazım yanlışı veya mantık hatalarım varsa belirtebilirsinizzz

 

Bir sonraki bölümde görüşmek üzereee

 

 

KENDİNİZE ÇOOOOK GUZELLLL BAKIYORSUNUZ

 

 

​​​​​​Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm

 

💫💕🥹🎀

Loading...
0%