@dikenligul
|
Ela, gece gelir gelmez hemen uyumuştu. şimdi ise arkadaşının başında dikilmiş onu uyandırmaya çalışıyordu. "Edoşum hadi uyannn" Eda, Elanın sesini duyarken gözlerini açmaya çabalasa da uykunun mahmurluğu, arkadaşının sesinden daha tatlı geliyordu. Elanın dürtüklemelerini daha fazla dayanamayarak uyandı. gözleri saate kayarken saatin daha erken olduğunu görmesiyle yastığı kafasına kapattı. "Ela ya saat daha sekiz ve ben dün gece dörtte uyuyabildim ne olur bırak biraz daha uyuyayım" diye boğuk sesiyle yalvardı. Ela , arkadaşının bu haline içten içe gülerken ciddi olmaya çalışarak yastığı Edanın kafasından çekti."Kusura bakma kuzum bütün gece müstakbel kocanı düşüneceğine kınanı düşünseydin de uyusaydın. Artık kınada sen ve göz altı torbaların birlikte halay çekersiniz." Halay lafını duyan Edanın gözleri pörtlercesine açıldı. "Aklından bile geçirme! Ben kim halay çekmek kim? Oturacaksın kına yakacağız dediniz kabul ettim ama ben halay çekemem. Bunu kabul edemem" Ela, Edanın yatağının yanında ayakta dikilirken kollarını göğsünde birleştirmiş tam anlamıyla hesap sorma moduna girmişti. "Hanımefendimiz niye halay çekemiyormuş?" Eda, Elaya hayret edercesine bakıp "Halay çekmeyi bilmem ki ben! Senin beni o halay ısrarlarında koruyacağını düşünüyordum. Lütfen öyle yapacağını söyle Eloşum" derken içinden Elanın daha fazla ısrar etmemesi için dualar okumaya başlamıştı. "Ay Edoş sanki herkes bildiğinden halay çekiyordu" bunu derken gözlerini devirmişti Ela. "Hem insan kendi kınasında nasıl kös kös oturur aklım almıyor." "Heh işte kuzum sen beni sandalyemden kaldırma ben sana gösteririm nasıl kös kös oturulduğunu.. Tamam mı balım? diyerek Elayı ikna etme çabalarına girişmişti bile. Ela oflayarak "Bir şartla" dedi "Ne balım her şeye tamam yeter ki halay olmasın" diyerek erkenden seviniyordu Eda. Edadan onayı alan Elanın gözleri parladı. Leyla teyzesiyle planladıkları gibi konuşmaya başladı."Keremin önünde testi kıracaksın" "Olur yaparım. Hatta iste o testiyi Keremin kafasında kırayım. Bence bu fikrim seninkinden daha iyi" derken kıkırdıyordu. Eda, üstünden büyük bir yük kalkmış gibi hissediyordu. Halay çekmek onun için imkansızdı. Eda kıkırtılarını tek eliyle kapatarak boğmaya çalışırken devam etti." Şu testiyi gelinler damadın önünde mi kırıyormuş? Ama bu hiç eğlenceli değil. Ben olsam başında kırardım. Daha eğlenceli olurdu." dedi. Eda bir an Keremin kafasında testi kırdığını hayal etti. Bu düşünce çok hoşuna gitti. O kadar çok hoşuna gitti ki kıkırtıları kahkahaya dönüştü. Ela Edaya gözlerini pörtleterek bakıyordu."Kızım sen evlenmeden önce taş gibi adamı öldürme planları mı yapıyorsun?" daha sonra Edayı kınarcasına işaret parmağını gözünün önünde sallayarak "Cık cık cık.. Yakıştıramadım. Annemin bir sözü vardır kuzum. Senin çöp diye attığını elalem hop diye kaparmış. Seni uyarıyorum Eda testiyi adamın başında kırmak yok!" Göz devirme sırası Edaya geçmişti. Elayı kısa bir cevapla geçiştirmeyi amaçladı. "Hıhı tamam.. Testiyi çok kıymetli Arslanlının kafasında kırmayacağım" Ela tatmin olmuşcasına sırıtırken arkadaşına en sona bıraktığı bir detayı söyledi. Bu arada tatlım testiyi adamın önünde kıvırdıktan sonra atacaksın. Testiyi sap gibi atıp mahallenin küçük çocukları gibi kaçmak da yok ona göre!" "Ne,ne,ne.. Ben Eda korkmaz elin adamının önünde kıvırtacağım öyle mi?" derken şaşkın halinden sıyrılıp gülümseyerek devam etti. "Tatlım acaba ben hala uyuyorum da şu an rüyamı görüyorum? Sana zahmet bir çimdik at da bu korkunç rüyadan uyanayım" Edanın kendisinden istediği şeyi yapmaya dünden razı olan Ela, zevkle Edanın poposuna bir çimdik attı."Ah! Ne yapıyorsun be canım acıdı." diyerek dudaklarını aşağıya sarkıttı Eda. Ela,"Ne yapayım kuzum arkadaşımın isteğini yerine getirdim. Bana bak kız senin tenin hassastır, Orası iki güne morarır da.. Enişte bey sorarsa kapıya çarptım de. ilk günden bana düşman olmasın" derken edepsizce göz kırptı. Eda, Elaya kısık ve tehditkar bir bakış atarken Elayı bir anda yatağına çekti. "Kız ben seni yonarım sen ne edepsiz şey oldun öyle" dedikten sonra arkadaşını gıdıklamaya başladı. " Bana bir daha böyle edepsiz imalarda bulunacak mısın?" derken Elanın kahkahalarıyla o da kahkaha atmaya başlamıştı. Nefessiz kalana kadar gülen Ela, pes etmişçesine "bi..bir dakika" dedi kahkahalarının arasından. Eda ellerinin arkadaşından çekerken yana çekilip oturdu. "konuş bakayım." "Tamam..tamam bir daha sana böyle şeyler ima etmeyeceğim artık dur katıldım şuarada" derken Ela da oturur pozisyona geçti. kızlar karşılıklı birbirini tartarcasına bakarken Elanın gözlerinde üzüntü peyda oldu. Ela, "Ne yalan söyleyeyim yanımdan ayrılmana üzülüyorum ama mutlu olacaksın diye de çok seviniyorum. Benim kız kardeşim, sırdaşım, ailemsin. Sensiz nasıl yaşanır bilmiyorum, bildiğim tek şey var ki sen bu hayatta mutluluğu en çok hak eden kişisin. Ben her zaman senin için buradayım bunu unutma olur mu? Seni çok seviyorum.. " derken akan gözyaşını silerek Edaya sarıldı. Eda da dolan gözleriyle arkadaşının sarılışına karşılık verdi. Ela, Edanın en mutsuz zamanlarında karşısına çıkmıştı. Her zorluğa onunla göğüs germiş, kötü anılarını onunla atlatmıştı. Ela, Eda için yeri gelince aile, kardeş, abla hatta anne olmuştu. Kızlar birbirlerinden ayrılırdı. Eda, Elanın göz yaşlarını silerken ağlıyordu. Ela da arkadaşının göz yaşlarını sildi. Bu kadar duygusallık yeterdi. Ortamdaki ağır havayı dağıtmak için Edaya takılmaya başladı Ela. "Edoşum beni sevdiğini biliyorum ama sen yine de bunu söylemeden önce youtebe'daki testi kırma videolarını izle. İzleyince de aynı fikirde kalabilecek misin? İşte bu konuda emin değilim" derken muzipçe sırıtıyordu. Eda hemen Eladan ayrılarak ağlamaktan kızaran gözlerini telefonuna çevirdi. Telefondan birkaç testi kırma dansı izlerken hayretler içinde kalıyordu. Eda oynamayı bilmezdi ki! Kızgın gözleri Elayı bulduğunda yataktan terliğine eğilmeye çalıştı. Ela, Edadan gelecek olan darbeyi anlayarak Eda terliğine yetişmeden önce "Canım arkadaşıma kahvaltı hazırlayayım" diye çığlık atarak odadan kaçtı.Arkasından sulanan gözlerine inat arkadaşının haline gülümseyen bir gelin bırakmıştı. Kına için Leyla hanımın villasında son hazırlıklar sürüyordu. Eda ile Ela üst katta, Eda için hazırlanan odada hazırlanıyorlardı. Kuaförlerin gitmesiyle sonunda baş başa kalmıştılar."Edoşum şu kaynanan ne kadar tatlı bir kadın" "Leyla annemi bende severim. Annemin en yakın arkadaşıydı. Leyla annenin bende emeği büyüktür. Kendime örnek olarak alıyorum. Bende onun kadar güçlü olmak ve mutlu hissetmek istiyorum..Haftalar önce Keremin buzdolabında Leyla anne ile Mahir babanın fotoğrafını gördüm. Birbirlerine ilk günkü kadar aşıklar.. İnanabiliyor musun sevgileri hiç bitmemiş." Ela, arkadaşının gözlerindeki imrenmeyi görünce ona umut verme gereği duydu."Belki sizin de evliliğiniz öyle olur.. bilemeyiz ki kuzum" "Ben biliyorum be Ela. Kerem beni sevmiyor hatta nefret ediyor bile olabilir. Günler önce bunun tartışmasını bile yaşadık. Ona benden hoşlanıp hoşlanmadığımı sordum. o ise sanki ona katilmişsin demişim gibi sinirlendi. Beni yine kırıp döktü." bunları derken Edanın Kırgınlığı yüzüne yansıdı. Elanın sesi içine kaçmıştı. Arkadaşının mutluluğu için dua ediyordu. Ancak Kerem bu kadar katı iken arkadaşının daha çok üzülmesinden de korkuyordu. "Eda tatlım, erkekleri bilirsin iş ciddiye binince korkup saçmalarlar sen kafanı takma." "Nasıl takmayayım. Tartışmadan sonra günlerce yüzünü görmedim. Sen de yoktun, annem de yoktu.. Leyla annem sağ olsun annemin eksikliğini hatırlatmamak için günlerce çabaladı. Biliyor musun Ela, bazen aklıma annem düşüyor. Annem olsa her şey daha güzel olurdu. diye düşünmeden edemiyorum." diyerek devam etti Eda. "Leyla annede bunları düşündüğümü anlamış olacak ki tek kalıp bunalıma girmeyeyim diye benimle çok ilgilendi. Beraber alışverişe çıktık. Alışveriş sonrası Yemek yedik, kahve içtik." "Leyla hanım seni yalnız bırakmamakta iyi yapmış." Derken arkadaşının ellerini kavradı. "Ben de seni yalnız bırakmak istemezdim ama biliyorsun annem tek başına ayağa kalkamıyordu." "Önemli değil Eloşum" diyerek birleşmiş ellerine baktı. "Sen her zaman bana iyi geldin kuzum sağ ol iyi ki varsın" diyerek arkadaşına sarıldı. Kızların duygusal konuşmalarını dinleyen Leyla hanım daha fazla dayanamayarak içeriye girdi. "Kusura bakmayın kızlar Size bakmaya gelmiştim konuyu duyunca biraz dinlemek zorunda kaldım. " Eda az önce Kerem hakkında dediklerinin mahcubiyetini yaşıyordu. " Asıl sen kusura bakma Leyla anne. Ben Keremi şikayet eder gibi oldum. Birde mahir babayla evliliğiniz hakkında yorum yaptım" "İtiraf etmek gerekirse sırf Keremin sana nasıl davrandığını öğrenmek için sizi dinledim. çünkü sen Keremin ne seni üzdüğünü ne de kırdığını bana anlatmıyorsun." Eda gözlerini kaçırarak "Kerem de haklı o istemedi ki bu evliliği. Benim de istemediğimi biliyordu. Daha sonra bir anda kararımı değiştirip onu bu yola soktum." dedi. "Eda kızım az önce Mahir ile benim hakkımda ne demiştin. birbirlerine ilk günkü kadar aşık. Bu dediğinde haklısın ancak eksiksin de. Biz mahirle birbirimizi aileler sayesinde tanıdık. Bir kaç ay içinde de düğünümüz oldu. Birbirinin huyunu suyunu bilmeyen iki insanı küçük bir eve koydular. Başta çok zorluk çektim. Üzüldüm. Yerimi, konumumu yadırgadım. Evliliğin güzel yanlarını görmektense kötü taraflarını düşündüm. İlerleyen zamanlarda evliliğe de Mahire de alıştım. Başta birbirimizden nefret ettik, uzak kaçtık. Gün geçtikçe dost olmayı öğrendik. bu dostluk bizi güçlü bir aile yaptı. Hiçbir evlilik öyle güllük gülistanlık gitmez. Bir yola çıkıyorsunuz ilk sapakta ya da zorlukta dönülmeyecek bir yol... Bu yolda güveni, sadakati, dürüstlüğü, sevgiyi, şanslıysanız aşkı tadacaksınız. İnan ki sevginiz günden güne artacak. Zamanla kendini kocanın yanından başka bir yere ait hissedemeyeceksin. " Eda, Leyla annesi gibi mutlu bir evlilikleri olmasını her şeyden çok istiyorsa da Keremin sürekli değişen hareketleri ile bu zordu. Duydukları karşısında kendini tutamayıp ağlarken konuşmaya başladı. Bu bir nevi bir itiraftı. "Leyla anne ben Keremin beni hiç bir zaman sevmemesinden çok korkuyorum. Kabul ediyorum başta bende istemedim bu evliliği.. Kendimi geçmişten dolayı Kereme mahcup hissediyorken ondan uzak durmak istedim... Keremle zaman geçirince onu hiç bir zaman unutmadığımı anladım. Bana eskisi gibi baksın, bana eskisi gibi seslensin beni eskisinden fazla sevsin.. Bu isteklerim çok mu imkansız?" "değil kızım. Keremin seni sevmesini istemenden doğal ne olabilir ki? Ama diyorum ya sabır.. her şeyin bir an önce olmasını bekleme bu seni yıpratmaktan başka bir işe yaramaz. " Eda burnunu çekerken devam etti."Bazı zamanlar Keremin gözleri bana yabancı gibi bakıyor ya işte ben o zaman her şeyden vazgeçip buralardan kaçmak istiyorum." Leyla hanım Edanın gözlerindeki kırgınlığı görebiliyordu. Elanın yanına oturduğunda uzanarak, Edanın akan gözyaşlarını sildi. "Eda bir Arslanlı kadını nasıl olur bunu sana anlatmamı ister misin?" Eda kızarmış burnu ve göz çevresiyle Leyla hanıma bakarken kafasını olumlu anlamda salladı. "Hayvanların arasında en güçlü hayvan aslandır değil mi?" diye kaşlarını çatarak sormuştu bu soruyu Leyla hanım. Bu soru üzerine Eda ile Ela mırıltılar eşliğinde kafalarını salladılar. Leyla hanım beklediği karşılığı alınca gülümseyerek kafasını olumsuz anlamda salladı."Bu kısmen yanlış! Aslında hayvanların arasında en güçlü olan bilinenin aksine dişi aslandır. Dişi aslan; sabırlı ve güçlü olmasının yanında müthiş organizasyon becerilerine sahip asil bir avcıdır. Ailesine öyle bağlıdır ki tehlike anında cesareti, gücü ve inancıyla kendini bir an da ortaya atar. Yeri gelir, erkek aslana diklenerek yavrularını ona karşı korur. Kadın olmak her zordur kızım. Yavuz Kerem Arslanlı'nın kadını olmak ise daha da zordur. Kerem senin yokluğunda çok değişti. Agresif ve gülmeyen bir çocuk oldu. Bu evlilikte seni çok zorlayacak, yoracak ama sen bir dişi aslan gibi güçmü olup geleceğiniz için savaşacaksın. Bir daha umutsuzluğa kapıldığını duymayayım. Bir Arslanlı kadını asla umutsuzluğa kapılmaz." Eda Leyla hanımın dediklerini onaylar anlamda başını sallarken bir taraftan ağlamaya devam ediyordu. Ela üzgünce iç çekti. "Eda kuzum niye hala ağlıyorsun?" Eda gözlerini yere eğerek "Annemi çok özledim" dedikten sonra Leyla hanıma döndü. " Keşke annem de burada olsaydı bu halimi görüp çok güzel oldun kızım diyerek saçımı okşasaydı" dedikten sonra leyla hanıma sarılarak ağladı. Ela ise gözünden akan yaş ile Edayı dinliyordu. Leyla hanım Edaya sımsıkı sarılarak saçını okşadı. Ağladığı için çatallı çıkan sesiyle "Sana üzülme diyemem kızım. Anne yokluğu böyle zamanlarda insanın üstüne daha ağır çöker. Ama unutma ki sen keremle evlenmeseydin bile her zaman senin bir annen olarak burada olacaktım. Sen bana kardeşim kadar sevdiğim dostumun emanetisin. Ne mutlu ki gelinim oldun. Sana hiçbir zaman kaynanalık yapmayacağım. " dedi. Bu duygusal andan Elanın el çırpmasıyla çıktılar. "Edoşum, yapmayın ama gözyaşlarınızı kına gecemiz için saklayın. Hem bu ne hal, iyice joker surat oldunuz" diye kıkırdayarak Edanın yanına yanaşıp göz yaşlarını sildi. yalancı bir kızgınlıkla konuştu Ela "Bak Edoş, burada ağlayıp aşağıda ağlamazsak rezil oluruz. Bütün gözyaşını buraya bıraktın be kuzucum" diyerek sitem etti. Eda gülümsemeye çalışırken "Bende gözyaşı bitmez unuttun mu tatlım. Bize diyene de bakın. makyajın bizimkinden de fena akmış." derken gerçekten gülümsemeye başlamıştı. "Bakayım şu rujunun ne işi var çenende" diyerek kahkaha attı. Leyla hanım bir taraftan kızlara gülümserken bir taraftan aynada makyajını düzeltiyordu. İşini hallettikten sonra kızlara döndü. " Ay kızlar beş dakika diye geldim. Yarım saattir burdayım kocam evden çıkmadan yetişeyim de bir güle güle öpücüğü vereyim" diye kırıtarak odadan çıktı Leyla hanımın arkasından kızlar birbirine bakarak kıkırdadı. ....................................... Eda salona gözlerinin renginde, yeşil balık model dantelli bir elbiseyle giriş yaptı . Bütün gece şarkıları bir ağızdan söyleyip tepinerek hiç oturmadan gönlünce eğlendi daha sonra kına yakılması için müzik eşliğinde kerem içeriye girdi. Edanın kalbi, tepinmekten mi yoksa keremi gördü diye mi bilinmez çok hızlı atmaya başladı. Kerem salona girdiğinden beri Edadan gözünü alamıyordu. Eda şen kahkahası gülen yüzüyle ışık gibi parlıyordu. Annesinin üçüncü kez dürtmesinden sonra kendine gelip salonun ortasındaki sandalyeye oturmayı akıl edebilmişti. Eda yukarı çıkıp bindallısını giyerek geri geldi. Hızlanan kalbi ve eline tutuşturulan testiyle Keremin önüne doğru yürüyerek durdu. Müzik başlamıştı. Eda donmuş bir şekilde hareket etmeden Kereme bakıyordu. Keremde aynı şekilde Edaya bakarken kalabalık silinmiş karşısında sadece Eda ve yeşil gözleri kalmıştı. Eda, Elanın çimdiğiyle kendine gelirken internette gördüğü gibi Keremin önünde dans etmeye başladı. Arada Keremin etrafını dolaşıyor sonra tekrar önüne geçi dans ediyordu. Testiyi önüne atar gibi yaparak kıkırdıyor Keremin gerginliğiyle oynuyordu. Bu dansı başta zorunluluk olarak görmüştü. Meğerse boşu boşuna kendine dert etmiş. Keremin kısık bakışlarını gördükçe eğlencesi katlanıyordu. Şarkının sonlarına gelinmeyi başlanmıştı. Eda gözlerini Keremin gözlerinden ayırmadan testiyi Keremin ayaklarının ucuna atarak kırdı. Ondan sonrası ise çocukların şeker kapma yarışıydı.. Sandalyeler yan yana getirirdi.. Eda ile Kerem salonun tam ortasına oturtulurken arkadan kınayı getir anne türküsü çalındı. Edanın korktuğu an başına gelmişti. Türkünün ilk nakaratında ağlamaya başlamıştı. Zor susacağını tahmin etmişti. Tahmininde de yanılmadı zaten.. Dünden ağlamaya hazır olan Edayı susturmayı zor başardılar. Keremin her türlü itirazı kabul görünmemiş Edadan sonra küçük parmağına kına yakılmıştı. Geceden Edaya kalanlar, Birkaç kez yakaladığı Keremin tuhaf bakışları , kına yakılırken Leyla annesinin avuçlarına koyduğu iki cumhuriyet altını ve dökülen kurtlar.. Hah birde Keremin başında kıramayıp ayağının önünde kırdığı testinin hatıra kurdelesi.. Bölüm Sonu.. |
0% |