@dikenligul
|
Şuraya yarım artı' lık on sekiz bırakıyorum..+18 Kerem uzun bir süre Edayı dudakları ve elleri ile uyardıktan sonra ateşi daha da harlayarak Edanın geceliğinin askısını kolundan çıkararak bir göğüsünü açığa çıkardı. Eda sıcak göğüsünün soğuk havaya temasıyla kısa bir süre irkisilse de göğüsleri anında sıcaklığa kavuştu. Bu sıcaklık şüphesiz Keremin onu ateşlerde kavuran ağzıydı. Eda Keremin ağzından kötü sözler duyduğu zamanlar nefret ederdi. Şu an ise ağzının yaptığı hareketlere bayılmıştı. O kadar bayılmıştı ki kendine ona bastırıp duruyordu içinde kaynayan bir kazan varmış gibi hissediyordu. Bu kazan her an taşıp ikisini de yakacak kadar harlıydı. Kerem diğer askıyı Edanın kollarından indirince Edanın gögüsü bu sefer irkilmedi çünkü bu kısa ürpertiyi durduracak olan şeyin Keremin sıcak ağzı olacağını biliyordu. Kerem, tadına doyamadığı göğüslerden 'kısa bir süre için' ayrılıp Edanın üstünden derin yırtmaçlı geceliği sıyırdı. Ortaya çıkan nefis vücut hatlarına uzun bir süre bakakaldı. Bu kadının güzelliği hayallerinin ötesindeydi. Edayla böyle bir anı, sadece rüyalarında görebiliyorken şimdi ona dokunabilmek Keremin kalbinin titremesine neden oluyordu. şu an içinde Edaya dair ne nefreti vardı ne de kini. Eda şu an onun gözünde yanan yüreğine serpilen suydu. Eda, Keremin okyanus mavisi gözlerindeki hayranlığı görebiliyordu. Bu onda anlamsız bir gurura neden oldu. Kocası onu beğenmişti. Edanın titrek elleri yavaşça Keremin kasıklarındaki havluyu tuttu. Gevşek olan havlu Edanın dokunmasıyla açıldı. Şimdi de Eda parlak yeşil gözleriyle Keremi süzüyordu. Kocası çok güçlü görünüyordu. Elleriyle kocasının sert göğüsünü okşarken Evim diye düşündü Eda. Bu adamın bedeni de ruhu da benim evim.. Kerem, Edanın vücuduna dokunmaya kıyamazca bakarken Eda utanmaya başladığını yanan yanaklarından anlıyordu. Belki de Kerem ondan bir hareket bekliyordur. Bu düşünceyle daha fazla dayanamayarak onu kendisine çekip dudaklarına yapıştı. Eda iyi bir öğrenciydi. Keremden öğrendiklerini Kereme uygulamaya başlarken utanma duygusundan arınmaya çalıştı. Keremden öğrendiği gibi Keremin dudaklarının arasına kendi dolgun dudaklarını yerleştirirken alt dudağını emmeye başladı. Kerem başta karşılık veremeyecek kadar şaşırdı. Öpüşmelerini hep Kerem başlatırdı. Bu gece de Edanın çekingen olacağını düşünüyordu. Ne de olsa eski sevgilisini hala seviyordu değil mi? Bu düşünce Keremin hırslanmasına neden oldu. Duyduklarını hatırlamasıyla daha da hırçınlaştı. O adamı bu gece unutturacaktı ona. Öpüşmenin iplerini eline aldı ve Edaya daha önce hiç görmediği ateşli bir karşılık verirken elleri de hareketlenmeye başlamıştı. Dakikalar geçti, Keremin dudakları Edanın her yerini gezdi. Edanın bile keşfetmediği yerleri keşfetti. Dudaklarını bir an bile Edanın vücudundan ayırmadı. O anı uzatmaya çalıştığı kadar uzattı. Elinden geldiğince Edayı hazırlamaya çalıştı. Edanın hazır olduğunu düşünerek çamaşırına uzanmıştı ki elleri Eda tarafından tutuldu. Kerem bir an bağırmak istedi. Şu an zor durumdaydı. Hayallerine ulaşmasına az kalmışken Edanın onu engellemesi gergin bedenine hiç iyi gelmiyordu. Derin nefes alarak kafasını kaldırdı. Edaya zorda kalmış bir şekilde bakarken, "Beni istemiyor musun?" diye sordu. Eda Keremin onu yanlış anladığını algılar algılamaz yaşananların zevki hala vücudundayken kendisini konuşmaya zorladı. "Hayır! yanlış anladın. Ben sadece.." diyerek Kerem tarafından berelenen dudaklarını ısırdı. Kerem şu an gerginlikten çatlayacakken Edanın dudağını ısırması Keremi için sınavdan başka bir şey değildi. Şaşkın gözlerle Edaya bakarken Eda diyeceklerini toplamaya çalışıyordu. "Şey.. Kerem.. Ben.. Yani daha önce-.." "Benim için sorun değil Eda, sevişmek seninde ihtiyacın dahilinde olan bir şey. Bu yaşına kadar gelmişsin tabiki senden bakire olmanı bekleyemem" dedi. Ağzından çıkan her kelimeyle rahat görünmeye çalışsa da sinirlenmeye başlamıştı. İçinden 'Yalancı piç! Deli gibi Edaya daha önce kimsenin dokunmamış olmasını istiyorsun. Özellikle de eski sevgilisinin.. Bencilce bir istekle onun ilki olmak onu ilk kez öyle gören, ona ilk dokunan olmak istiyordu. Eda, Keremin ağzından çıkanların aksine sinirli olan ifadesine bakarak Keremin onu yine yanlış anladığını gördü. Kelimeleri toplamaya çalışarak "Hayır Kerem. Yine yanlış anlıyorsun. Benim demek istediğim, ben daha önce kimseyle olmadım. Yani acı falan diyolar ya.." diye dudaklarının içini ısırarak sonlara doğru azalan bir sesle "O yüzden dikkatli olur musun?" diye sordu. Bu sefer Keremin vücudundan bir titreme geçti. 'İlki 'sin oğlum! Çocukluk aşkının, dinmeyen kalp sancının ilkisin.' diye içinden geçirerek konuşma boyunca kastığını fark etmediği vücudu gevşedi.Edaya uzanarak dudaklarına yapıştı ve ateş kaldığı yerden çiftimizi yakmaya devam etti. Kerem, Edanın ilk aşkı olduğu gibi onun masumiyetinin de ilk sahibi olmuştu. . . Kerem gevşeyen vücuduyla Edanın üstünden kalkarak kendi tarafında sırt üstü uzandı. Bir kolunu başının arkasına koyup tavana bakarak düşüncelere daldı. Eda nasıl bir kadındı? Kerem bu sorunun yanıtını düşündü.. Eda gözüne bazen o eski zamanlardaki gibi masum ve sevilesi görünürken bazen de yalancı, iki yüzlü iğrenç bir kadın gibi görünüyordu. Mesela düğünden önceki konuşma.. Orada eski sevgilisini severken, Keremi kullanırken çok adi gelmişti gözüne. Peki şimdi..? Şimdi ise Kereme aşığı gibi karşılık vermiş, Kerem ne yaparsa kabul etmiş, Keremi mutlu etmek için çabalamıştı. Acemi ama azimli karşılıkları çoğu zaman Keremi daha fazla kamçılamıştı. Vücudu Edanın temiz ve güzel vücudunda kaybolmanın hazzını hala yaşarken az önce yaşadığı duygu değişimlerini hatırladı. Edanın onu durdurması ile az kalsın Keremin yüreğine inecekti. Sonunda Edanın açıklamasıyla rahatlamış Edayı sahiplenircesine hatta mühürlercesine kendine ait kılmıştı. Karısının bedeninde günün bütün yorgunluğunu atmış, kendini enerjik hissetmeye başlamıştı. Keremin bu düşüncelerini boğuk bir hıçkırık böldü. Eda, Keremle geçirdiği muhteşem birliktelikten sonra Keremin hiçbir şey söylemeden ondan ayrılmasıyla kendini boşluğa düşmüş gibi hissetti. Eda, deneyimli olmadığı için Kereme haz yaşatamadığını bu yüzden de Keremin ondan uzaklaşmasına sebep olduğunu düşünerek üzüldü. Sırtını Kereme dönüp elleriyle ağzını kapatarak sessizce ağlamaya başladı. Az önce ki yaşananları düşününce ağlaması şiddetini artırıyordu. O Yavuz Kerem Arslanlıydı. Onun gibi deneyimsiz bir kadını ne yapardı ki.. 'Bundan sonra tekrar birlikte olmayı bırak seninle aynı yatakta yatarsa şükret' diye geçirdi içinden. Bu düşüncesi daha büyük gözyaşlarına ve hıçkırığını tutamamasına neden oldu. Kerem önce hıçkırık sesini yanlış duyduğunu sandı ama tekrar daha büyük bir hıçkırık sesi duymasıyla kolunu kafasının arkasından çıkararak Edaya taraf döndü. Kolunu yatağın en ucuna doğru gitmiş olan karısına sararak kendine taraf çekti. Karısının hala burnunda olan kokusunu derin derin soludu. "Canını mı yaktım bahar çiçeğim? Niye ağlıyorsun" Eda, Keremin onu sarması ve bahar çiçeğim diye soru sormasıyla yavaşça Kereme döndü. Dönerken o gözlerde alay olmaması için içten içe dua etti. Kereme döndüğünde Keremin gözleri telaşlı bakıyordu. Ne yani Kerem ondan iğrenmemiş miydi? Kerem elini uzatıp Edanın göz yaşlarını silerek "Göster bana bahar çiçeğim.Neren acıyor?" diyerek Edanın çıplak vücudunda gözlerini gezdirdi. Eda, Keremin elini avuçlarının içine alarak gögüsüne koydu. "Burası" diye ağlamanın verdiği boğuklukla kızaran gözlerini Kereme dikerek konuştu. Kerem karısının saçlarına öpücük koydu. "Güzelim bu gece ne kadar da yanlış anlaşılma oldu dimi?" diye Edayı rahatlatmak amacıyla gülümsedi. Edayı neyin üzdüğünü de anlamıştı. "Ben seni daha çok ezmeyeyim hassassın diye kenara geçtim. Sonrada düşüncelere daldım" Eda, Keremin ona üzüldüğü için yalan söylediğini düşündü. Alt dudağı sarkarken, "Ben üzüldüğüm için öyle söylüyorsun değil mi? Bir daha olmasın, hatta istemezsen aynı yatakta bile yatmayalım bir daha " diye sonları yine kısık bir tonda söylemişti. Bu sözleri duyan Kerem büyük bir kahkaha atarak Edanın çenesini parmaklarıyla kaldırarak kendine bakmaya zorladı "Güzelim bana yaşattığın bu enfes geceden sonra benden bir adım bile uzaklaşmana izin vermem" diyerek dudaklarına uzun bir öpücük bıraktı. Keremin gülen dudakları Edanın iyice aklını karıştırdı. Kerem enfes bir gece derken dalga mı geçiyordu? Tamam kendisinin daha önce karşılaştıracağı bir birlikteliği olmasada müthiş gelmişti. Ancak Kerem? O onlarca tecrübeli kadın varken onunla olmak ciddi ciddi hoşuna mı gitmişti? "Kerem benimle dalga geçmiyorsun değil mi? " Edanın üzgün kırmızı gözleri, yastığa dağılan sarı saçları, örselenen kırmızı dudakları Keremi tekrar tekrar heyecanlandırıyordu.Kerem Edaya hissettiklerinin verdiği şaşkınlıkla Edanın yüzüne baka kaldı. Kerem de acemi kadınlardan hoşlanmazdı. Doğrusu hiç bir kadından hoşlanmazdı.. Ancak karısı su gibi vücudu ve mis gibi kokan teniyle onu başka diyarlara götürmüştü bunu inkar edemezdi.. Bu durum biraz düşününce Keremin canını sıkmaya başladı. Bu heyecanlı haller ona aşık küçük Keremi hatırlatıyordu. Kerem içini rahatlatmaya çalışırken bunları kendine dert etmemesi gerektiğini düşündü. Sadece takıntı haline getirdiği kadınla bir olmuştu. O yüzdendi dinmeyen heyecanı... "Doğruyu söylüyorum karıcım. Sen benim için müthiş bir hediyesin. Seninle ilgili çok güzel planlarım var" derken balayı boyunca Edayı elinden geldiği kadar mutlu etmek istiyordu. Beklemediği bir anda yıkacaktı Edanın umutlarını.. Kerem , Edanın yeterince dinlendiğini düşünerek, Edanın dudaklarına kapandı. Gece uzundu ve Kerem kendini hala enerjik hissediyordu. Eda ise içindeki sıkıntıyı bir yere koyarak anı yaşamaya karar verdi. ................................................. Eda sıcacık bir sabaha gözlerini açtı. Burnunda kokladıkça doyamadığı Keremin toprağımsı kokusu, bedenine sarılan güçlü kolları, yüzüne vuran ılık nefesi.. Hayatı boyunca bu kadar mutlu bir şekilde uyanmamıştı. Hayat ne tuhaftı.. Dün sabah bu saatlerde telaşla düğün hazırlıkları yaparken şimdi kocasının koynunda uyuyordu. Keremle olmanın bu kadar güzel olacağını bilseydi. Aklı başına gelir gelmez Keremi bulurdu. Ona sımsıkı sarılır bir daha bırakmazdı. Mert'i tanımamış, kalbi kırılmamış olurdu. En önemlisi de Keremi yalanlara sürüklememiş olurdu.. Gözleri hemen Keremin uyuyan yüzünde gezdi. Ne güzel bir adamdı. Gece boyunca kaç kez birlikte olduklarını sayamamıştı ama her defasında Edaya dünyadaki en güzel kadınmış gibi hissettirmişti. Eda daha fazla dayanamayıp uyumak istediğinde Kerem onu banyoya sokup elleriyle bir bebek yıkar gibi her yerini yıkamıştı. Başta sıcak su yüzünden canı yansa da daha sonra gevşemiş, Keremin dokunuşlarıyla acısı dinmişti. Edaya, dün geceyi düşünmek iyi gelmemişti. Dünkü anları düşündükçe vücudunu ateş sarıyordu. Elleriyle yüzünü yellediği sırada Keremin sıcak dudaklarını boynunda hissetti. Bu durum kötü olmuştu. Bu hareket Keremin ona gece boyunca boynunda yaptığı hareketleri hatırlattı ve karnında artık tanıdık olan o sızıyı tekrar hissetti. Kerem dudaklarını Edadan çekerken onu kendine taraf çevirip dudaklarına kapandı. Dudakları 'şap' sesiyle birbirinden ayrıldı. Edanın kolları Keremin ensesine giderken Kerem kendini çekmeye çalıştı. Kerem Edanın ellerini boynundan istemeyerek uzaklaştırdı. "Bahar çiçeği dün fazlaca yordum seni. Şu an hassasın, birkaç gün dinlen ondan sonra hep benimsin zaten" diyerek dudaklarına küçük bir öpücük bırakarak banyoya yöneldi. Eda bir üstündeki kırmızı geceliğe baktı birde yanaklarına şüphesiz yanakları geceliğinden daha kırmızıydı. Keremle olmak onu arsız bir kadına çeviriyordu ve bu Edanın canını sıktı. Hayatı boyunca Kereme bağlı olmak... Ya Kerem zamanı geldiğinde olanları öğrenip ondan ayrılmak isterse bu Eda için büyük bir yıkım olurdu. 'Sen gidersen benden geriye hiçbir şey kalmaz Kerem. Beni bırakma' diye Keremin duyduğunu bilmeyerek sessizce fısıldadı. .......................................... Otelin kahvaltı salonunda kahvaltı yapmak için aşağıya indiler. Kerem, Edanın tabağını az görünce doldurmaya başladı. Eda hepsini yiyemeyeceğini bildiği halde kocasına birşey demeyip gülümsemeyle yetindi. Tıka basa yedikten sonra Eda ağzını peçeteyle silerken, "Temiz hava iştahımı açtı Kerem. Daha önce bu kadar yemişliğim yoktu." Kerem gözlerindeki muziplikle "Keramet havada değil karıcım. Benim bitmek bilmeyen enerjimde. Sanırım dün gece seni çok yordum" Eda kızararak Keremin koluna vurdu. "Kerem ben böyle imalara gelemem, yapmasan" diye mahcupca sordu. Kerem yerinden kalkarak karısını da kolundan tutarak nazikce kaldırdı. Kolunu karısının beline sarıp kendine çekti. "Senin bu yanaklarının kızarmasını çok seviyorum. Bu yüzden kusura bakma karıcım hayatta herkesin her istediği gerçekleşmez . İstediğim zaman seni kızartabilirim hazırlıklı ol" diyerek dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. Eda ister istemez etrafına utanarak baktı. Etrafta onlara bakan biri yoktu. Zaten Kerem onu yürüterek kahvaltı salonundan çıkartmıştı. Bu yüzden eliyle yüzünü yelleyerek Keremin tutuşundan kurtulmaya çalıştı. Çabası sonuçsuz kalınca "Söylesene Kerem, balayı planında neler var?" diye sordu. "Sana söylesem mi?" diye düşünür gibi yaptı Kerem. "Aslında bu bir sır karıcığım. Ama senin güzel hatırın için ipucu vereyim." Kerem, yürümeyi bırakarak ciddi bir ifadeyle Edaya döndü. Edanın ellerini avucuna alarak gözlerini gözlerine mıhladı. " Seninle hızlı yaşamayı planlıyorum. Seninle hem yazı hem de kışı yaşamayı planlıyorum. Ben bu balayında seni yaşamayı planlıyorum." Eda büyülenmişçesine Kereme bakıyordu. Bu adam onun dualarının karşılığıydı.. "Bu yüzden karıcığım bir an önce mayolarımızı giyelim. Seninle önce yazımı yaşayacağım." Bölüm sonu.. |
0% |