@dikenligul
|
Eda elindeki pizzaları asistanın masasına bırakarak içeri girdi elleriyle alkış tutmaya başladı o kadar sinirle ellerini çarpıyorduki elleri kızarmıştı "tebrik ederim Mert bey çocuğunuz olacağını bana ne zaman haber vermeyi düşünüyorduğunuz diş çıkarma mevlüdünde falan mı siz naptığınızı sanıyorsunuz" diye Mertin üstüne yürümek zorunda kaldı "ah" dedi içinden "şu dilek hamile olmasaydı saçını başını yonsaydım" Merte hızlı bir şekilde tokat attı Mert ise Eda'nın içeriye girdiğini görünce yavaş hareketlerle önce kucağından dileği kaldırdı sonra Edaya doğru yürüdü aslında Mert için dilek her zaman sadece ihtiyacını giderdiği bir duraktı ama Eda ise onu dinginleştiren sakinleştiren tam manasıyla Mert için Arınma durağıydı İşlerin buraya geleceğini düşünememişti hayalinde bebeğinin annesi olarak sadece Edayı görmüştü. Tamam Edaya aşık değildi ama büyük bir saygısı vardı ve Eda gibi birini aldatmak onun gibi bir adamı bile üzmüştü Edayla beş yıllık ilişkileri vardı Edayı da seviyordu ve daha önce hiç aldatmamıştı ama ne olduysa üçüncü yıllarını doldukları akşam Mertin gerçekten iş toplantısı vardı bu yüzden asistanıyla antalyaya gitmişti bir akşam iş yemeğindeki başarılarını kutlarken bir anda Dilek gözüne farklı ve bir okadar da yasak bir meyve gibi gelmişti. İlköğretimde bize ilk önce insanın diğer canlılardan ayırt eden en önemli özelliği öğretilir buda şüphesiz akıldır. Akıl iyiyi kötüden, güzeli çirkinden ayırt etme gücüdür.Mert o geceden sonra iyiyi kötüden güzeli çirkinden ayırt edemez hale geldi ve dilek onun ihtiyaçları için bir alışkanlık oldu. insan bazı zamanlar dünyanın en muhteşem varlığı iken bazen en iğrenç varlığı da olabilir. Mert önceleri kendini Eda'nın yanında dünyanın en güzel varlığı gibi hissederken daha sonraları Edayı aldattığı için kedini dünyanın en iğrenç varlığıymış gibi hissediyordu bundandı işte Edadan özellikle babasından kaçmaları Mert Edadan tokatı yedikten sonra bile tepki verememişti donmuş kalmıştı. Kendini çok aciz hissetti Aslında Dileğin bebek haberini duyunca mutlu olmuştu. Hayatına bir canın gireceği için ve bu canın kendi canından olacağı için sevinmişti. Ama bunun aynı zamanda hayatından da bir canın çıkması demekti.Mert bunu da istemiyordu Edadan da bebeğinden de vazgeçmek istemiyordu bu anın geleceğini biliyordu ama yine de kendini hazırlayamamıştı Eda'nın sinirini atmasını bekledi Eda ardı ardına tokat atmaya devam ediyordu taki Eda'nın sakinleşmesi yerine sinir krizine girmek üzere olduğunu farkedene kadar ellerine kalkıp Edayı tutma emri verdi ama elleri sanki onun elleri değilmiş gibi yapamıyordu tutamıyordu. kendileriniEdaya dokunacak kadar masum bulmuyorlardı.Sonunda kollarını hareket ettirerek Eda'nın ellerimi tuttu Eda "niye diyordu niye bunu bana yapmak zorundaydın Allahın cezası adam, ayrılmak isteseydin ya onurumu kırmak zorunda mıydın" diye boğazı yırtılana kadar bağırdı. Gözünden bir damla bile yaş düşmemesi için sıkmaktan da kıpkırmızı kesilmişti Mert ellini tuttuktan sonra Edayı kahverengi deri çift kişilik koltuklara oturttu ve yanına geçip oda oturdu dileğe de çıkması için işaret verdi. Dilek kıskançlık içinde odadan ayrıldı Mertin bu kadına bu kadar saygı duyması önemsemesi Dileği her zaman sinir etmişti. Zaten sırf Eda bilmesin diye ne dışarı çıkmışlıkları var ne arkadaşlarıyla tanışmışlığı ve yeri geldiğinde de Mertin Edayı gözünün önünde alıp onu yemeğe götürmeleri ama artık bunların hiçbiri olmayacaktı Merti Edayla paylaşmayacaktı Mert tamamıyla onun olacaktı bu bebekte Merti Dileğe bağlayan bir iplik olacaktı.. "Eda ben ne diyeceğimi inan bilmiyorum hataydı demek ilk başları için doğru olur ama sonraları maalesef yanlış olduğunu bile bile devam ettirdim senin gibi masum bir kadına hiçbir zaman layık olamayan gereksiz bir herifin tekiyim ben" Eda başını eğmiş ayakkabılarını izlerken bir anda güçlü olmalıyım ben dila korkmazın kızıyım diye içinden geçirerek başını kaldırdı Mertle göz göze gelerek "anlat dedi en başından anlat nasıl aldattığını anlat" diye emir verici bir sesle konuştu ve gözleri de Merte nefretle bakıyordu Mert şu ana kadar tanıdığı Eda'nın ayrılacakları için ağlayacağını kendini paralayacağını hatta Mert biraz daha ılımlı konuşursa terketmeyeceğini bile düşünüyordu ama bu Eda napmıştı avazı çıkana kadar bağırmıştı o da ayrılacakları için değil aldatıldığı için kadınlık onuru kırıldığı içindi ve en şaşırtıcısı şu an seri katil soğukluğunda onu nasıl aldattığını anlatmasını istiyordu. Kerem kaçış olmayacağını anlayarak anlatmaya başladı "Ben üniversitene son sene geçiş yapmıştım ailem zorla izmirde onların yanında üniversite okumam istediler bende kabul ettim ama son sene istanbul üniversitesine geçiş yapıp yalnız başıma yaşamak gerçek üniversite hayatını tatmak istemiştim biliyorsun her zaman sınıfın en çalışkanı olmaktan bıkmıştım işte neyse seni okulun ilk günü görmüştüm bana sımsıcak gülümsemenle yardım etmiştin önce öğrenci işlerine götürmüştün sırf sınıfımı göstermek için işim bitene kadar kapıda beklemiştin beni sonra aynı bölümde okuduğumuzu duyunca çok sevinmiştim daha sonra biliyorsun işte arkadaşça görüşmelerimiz başladı senin zorlandığın derste ben, benim zorlandığım derste sen yardımcı oldun. arkadaşlığımız sevgililiğe dönüştü ama bu tamamen masum bir ilişkiydi zaten senin gibi masum biriyle aksi yaşanamaz üniversite bitince seninle görüşememek beni çok korkutuyordu sonra babamın da yardımıyla buradaki şirketi kurduk her zaman yanımda ol diye sana da iş teklifiyle geldim sende kabul ettin zaten bir o gün birde benimle sevgili olduğun gün dünyalar benim olmuştu. Ben patronun sen dünyalar güzeli satın alma müdürüm. Hatırlıyor musun sen benimle hiç şehir dışında iş toplantılarına katılmazdım ben hep asistanım Rana ablayla giderdim Rana abla çocuğu olacağı için işten ayrılmıştı yerine de yeğeni dileği önermişti Rana ablayı sevdiğim için kırmadım kabul ettim sevgililliğimizin üçüncü yılında benim antalyada iş toplantım vardı bu yüzden seninle birgün önce kutlamıştık her neyse seni ilk kez üçüncü yıldönümüzün olduğu o gece aldattım" dedi ve gözünü ne zaman Eda'nın gözünden ayırıpta ayakkabılarına bakarak anlatmaya devam ettiğini bilemeyerek Eda'nın tepkisini ölçmek için gözlerini tekrar Eda'nın gözlerine çevirdi. Eda ona o kadar boş bakıyordu ki şu an Eda'nın ne hissettiğini bir türlü anlayamıyordu. daha sonra Eda yine aynı soğuk tonla "devam et" dedi. Eda nın dili devam et diyordu demesine ama kalbi sus artık devam etme bendeki seni bitirme bu kadar alçak hatırlamayayım seni diyordu. Mert devam etti "Daha sonra bir buçuk yıl boyunca bu son diyerek devam ettim kendimi de kandırdım her defasında son diyordum ama olmuyordu sonradan anladım ki dilek benim için alışkanlık olmuştu ve benim için sigara alkol kadar da zararlı bir alışkanlık. Sonraları senin yanında kendimden tiksinir olmuştum seni aldattığım için kendime kızıyor kızdıkça soluğu dileğin kapısında alıyordum sana gelemiyordum, babanla tanışamıyordum kısır döngüye girmiştim" "İşte bir ay önce elinde patiklerle dilek odaya girip baba olacağımı söyledi o an ne içimden ne geçti biliyor musun keşke bu haberi veren sen olsaydın ama olmadı olamadık yani bizi olduramayan ben oldum geçen Cuma babanla tanıştım buraya geldi yine bir öğle yemeği zamanıydı bana anlamış gibi senden uzak durmamı istedi o an dedim Eda bu dünyanın en güçlü kadını gücünü ailenden almışsın sen benim pis dünyam için fazla masumsun ama bende bencil bir adamım benden gitmeni hiç istemedim hala da istemiyorum sana aşık değilim sende değilsin ama biz birbirimizi seviyoruz bunu sende biliyorsun bana şu an dileği bırak de bırakıp hemen seninle evlenirim." Eda kapının aralık olduğunu ve o aralıktan kesinlikle dileğin dinlediğini anlayabiliyordu "Peki çocuğun onu da bırakmanı istesem bırakır mısın "diye sordu Mertin gözlerinden geçen karmakarışık duyguları gördü Mert bu çocuğu çok istiyordu bu okadar belliydi ki yavaşça ayağa kalktı ağır adımlarla kapıya yürüyüp kapıyı tamamen kapattı. O anda Mertin cevabını duydu bu neden onu sebepsizce sevindirdi nihayet dedi bir an yıllarını beş para etmeyen insan için harçadığına ona hiç masumiyet katamadığına üzülmüştü evet hala beş para etmez bir insandı Mert ama aynı zamanda çocuğu için her şeyi yapabilecek bir baba da gördü Mert leş bir sevgiliyken iyi bir baba olacaktı "hayır onu yapamam onu bırakamam hem de dilek gibi bir kadının insafına bu olamaz" dedi. Eda tekrar yerine oturdu ve "şimdi senin cezanın sırası geldi sarı kurbağa" diye düşündü bu aniden aldığı karar kesinlikle Kerem'in hoşuna gitmeyecekti ama Eda'nın artık bu hayattan aşkmış sevgiymiş bir beklentisi kalmamıştı hepsini Mert kirletmişti. Eda bu saatten sonra ondan hiçbir şey beklemeyecek biriyle evlenebilirdi anca "Benim buraya ne için geldiğimi biliyor musun tabiki bilmiyorsun bu bir retorik bir soruydu. Ben buraya senin bana göstermediğin dürüstlüğü gösterip düğünüme davet etmeye geldim" "Se..sen ne dediğini sanıyorsun ne düğünü ne davet etmesi kafayı mı yedin nasıl ne ara buldun da evlenmeye karar verdiniz" "Bu seni şu saatten sonra ilgilendirmez sadece senin gibi adilik yapıp seni aldatmadığımı bilsen yeter ve artık beni tebrik edebilirsin çocukluk aşkımı buldum ve damadım da o Kerem Arslanlı" "Sen yalan söylüyorsun benim canımı yakmak için dimi hadi sevgilim doğruyu söyle bana benden başka biriyle evlenemezsin sen" diyerek Eda'nın ellerini tuttu Eda tiksinir bir ifadeyle ellerini çektikten sonra "yapma Mert sen kimsin ki senin canını yakmak isteyeyim keremle çocukken biribirimizi kaybetmiştik şimdi onu buldum ve tekrar kaybetmeye niyetim yok onunla evlenmeye karar verdik zaten seninle aramızda aşkın olmadığını sen de söyledin" Mert Eda'nın lafını keserek "Peki onunla yani keremle aranızda aşkın olduğunu söyleyebilir misin bana" dedi Eda ayağa kalktı onunla beraber Mertte kalktı Eda "evet ona aşığım ve evet keremde bana aşık biz yıllarca gereksiz kalplerde yer edinmeye çalıştık ama kalplerimiz sonunda birbirini buldu ve bir daha hiç ayrılmayacağız az önce dedin ya bırak dersem dileği bırakacağını cevap veriyorum bırakma onun ve çocuğunun yanında ol ve bir daha beni rahatsız etme" diyerek odadan kendinden emin bir şekilde ayrıldı.. Eda Mertin odasından çıktıktan sonra dileğin masasına doğru yürüdü "bütün konuşulanları duydun mu şu an ona seni bırakmasını söylesem bırakacak peki çocuğunu bırak da desem Mert sence naparmış onu da duydun mu duyamadın ve bu sorunun cevabını hiç bir zaman bilemeyeceksin ve bu cevap bir kurt gibi günden güne beynini kemirecek. çocuğuna her baktığında beni hatırla çünkü Merti elinden almam sadece iki dudağımın arasında" diyerek dileği sonsuz bir bilinmezliğe sürükleyerek ondan da intikamını aldı, geriye sadece eve gidip Mert ile çöpe attığı iki yılına üzülmek ve kereme evlilik haberini verirken çok kızmaması için dua etmek kalmıştı. Dileğin yanından ayrılacakken mertin odasından çıktığını görüp geri döndü. "Heh unutmadan masanın üzerindeki pizzaları ister yeyin ister çöpe atın zaten hiçbir zaman mısırlı ve sosisli pizza sevmemişimdir." Diyerek birdaha hayatta adım atmayacağı kattan sonsuza kadar ayrıldı. Paçasını annesinden zor kurtaran Kerem bir daha ne olursa olsun o eve gitmemeyi kendine tembihleyerek arabasıyla şirkete geçti. Kerem babası gibi inşaat mühendisliği okumuştu babasının dedesinden kalan kararslanlı inşaatta kuzeni koray ve babasıyla beraber çalışıyordu babasının gidemeyeceği şehir içi ve şehir dışı toplantılara kerem giderdi kerem ilk zamanlar toplantıların hakkını verirdi. iş ortamında çok ciddi ve bir okadar bencil hatta tuttuğunu koparan biri kalan günlerde keyfine bakardı kendisine eşlik edecek bayan arkadaşlar keremi her zaman bulurdu keremde hiç birini geri çevirmezdi tabi keşke yine şehir dışında iş çıksada biraz uzaklaşsam diye düşündü nedense Edayı gördüğünden beri kendini huzursuz hissediyordu bir an önce bu huzursuzluğunu atmalıydı kerem Edadan sonra çok hırçındı sanki insanlar onu Edadan uzaklaştırmış gibi herkesle kavga eden okulun sancak serseri gurubundaydı şimdi ise sakinleşme gurubu olmuştu ergenliği atlatıp hepsi işinde gücünde olan insanlardan oluşan bu gurupta birinin bir derdi bir mutluluğu olunca ya da bazen de eğlencesine toplanılırdı Bölüm sonu.. |
0% |