Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@dikenligul


"Koray babama bizle yaşamasını teklif ettiğine hala inanamıyorum."


Koray pijama üstünü çıkararak yatağın içine girdi. "Bir an önce inansan iyi olur Ela. Çünkü baban yarın yanımıza taşınıyor."


Makyaj masasında makyajını silen Ela, elindeki göz temizleme pamuğu ile arkasını döndü. "Kendini niye böyle bir zora soktuğunu anlamıyor--..." cümlesini tamamlayamadan sustu. Koray'ın üstü niye çıplaktı. Gördüğü manzara karşısında ister istemez ağzı kurumuştu. Koray, yatağa boylu boyunca uzanmış, kaslı kollarını ise başının arkasına yaslamış halde gözünü kapatmıştı. Ela bu manzara karşısında ister istemez susmak zorunda kalmıştı.


Ela, şu an hiçbir çekincesinin olmamasını isterdi. Belki de Korayla daha önce tanışmayı dilerdi. Kim bilir şu an bu adam onun gerçek kocası olurdu ve Ela oyalanmak için makyajını yavaş temizlemek yerine kocasının -kaslı- kollarına girmek için hızla makyajını çıkarıyor olurdu..


Koray Ela'nın konuşmasını tamamlamasını bekledi. Herhangi bir ses işitmeyince gözlerini açtı. Ela, beyaz pijamaları ve makyajsız haliyle Koray'ın kalbini yerinden çıkartacak kadar güzel ve masum duruyordu. Koray, Ela'nın güzelliğini düşünmeyi bırakarak onun tamamlamadığı soruyu düşündü. Sahi bir an da niye kendini böyle zora sokmuştu? Cevabı basitti. Bu teklifi yaparken yine Ela'yı düşünmüştü ve Ela şu an ne kadar korkuyor gibi görünse de Koray biliyordu ki o mutluydu.


Mustafa bey kararını gece sonunda vereceğini söyleyerek onları huzursuz etmişti. Gecenin sonunda herkes evlerine dağılırken Mustafa Bey valizinin yarın akşama hazır olacağını söyleyip gitmişti. Gitmeden önce Ela'ya attığı kaçamak bakış ve söylediği "Yarına kadar kendine iyi bak" lafıyla Ela'nın mutluluğunu gözlerinde görmüştü Koray.


Ela'nın daha fazla karşısında böyle masum durmasından rahatsız olarak kıpırdandı. "İşin bitmedi mi?"


Ela gözlerini kaçırarak arkasını döndü. Aynada kendine bakarken eli hızlandı. "Şey az kaldı." İşlerini hızla hallederek yatağa girdi. O da kendini Koray gibi sırt üstüne çevirmiş tavanı izliyordu.


"Koray babam sana ne derse desin üzülme olur mu? O göründüğü kadar kötü biri değildir. " dedi. Karısının onu rahatlatma çabaları karşısında dudakları kıvrıldı.


"Sen beni merak etme güzelim.. Sen sadece babanla geçireceğin zamanı düşün." dedi. Ela sanki bunu bekliyormuş gibi elini yanağına koyarak Koraya taraf döndü.


"Koray ister istemez heyecanlanıyorum. Babamı ilk kez evimde ağırlayacağım. Ona kahvaltı hazırlayıp, onunla yaptığım kahveyi içeceğim"


Koray da Ela gibi ona taraf dönerek elini Ela'nın heyecandan pembeleşmiş yanağına götürdü. "Güzelim, baban daha önce buradaki evine hiç gelmedi mi, Ona daha önce kahvaltı hazırlamadın mı? "


Ela'nın heyecanlı bakışları hüzne boğuldu. "Hayır Koray. Eda ile üniversite okuyacağım diyerek o evden çıktım ve bir daha o evin de babamın da kızı olamadım."


Koray, Ela'yı dolu gözlerinden öpmek istedi. Bunu yapamayarak Onun yerine "Üzülme güzelim. Babanın buraya gelmesi ikiniz içinde iyi olacak. Baban seni tekrar görecek ve sen babanın sevgisini tekrar hissedeceksin. Şimdi gel bakalım" diyerek Elaya sımsıkı sarıldı. "Biraz prova yapalım karı kocalar gibi birbirimize sarılarak uyuyalım."


Ela Korayın sıcak kollarından çıkmak için hiçbir itirazda bulunmadı. Gözlerini yumarak Korayın kokusunu zihnine kazımaya çalıştı. Olur ya belki ayrılmaları gerekirse diye Koray'ın her şeyini zihnine kazımaya ne zaman başladığından haberi bile yoktu Ela'nın.


.............................................


"Ah Koray sen miydin?"


"Benim güzelim. Babanı beraber karşılayalım diye erken geldim"


"Böyle olmadı Koray keşke biz alsaydık babamı."


"Teklif ettim ya. Kendisi istemedi. Meraklanma şimdi gelir." diyerek üstündeki ceketten kurtuldu Koray. Yemek kokularını takip ederek mutfağa girdi.


"Mmm burası enfes kokuyor."


Ela yüzündeki utangaç gülümsemeyle Korayın arkasındaydı. "Cidden mi? Koray beni kandırmıyorsun değil mi?"


"Hayır güzelim. Burası mis gibi kokmuş. Baban bu dünyadaki en şanslı adam. Çünkü sana sahip" diyerek Ela'yı belinden tutarak kendine yasladı.


Ela,aniden çekilmeyle ellerini Koray'ın göğsüne koymuştu. Koray'ın iltifatıyla yüzündeki gülümseme büyümüştü. İkili birbirine gülerek bakarken kapının zili çaldı.


Ela irkilerek gözlerini pörtletti. "Hii babam geldi."


Koray Ela'nın pembe yanakları ile pörtlettiği Gökgözlerine bakarak güldü. "Hadi güzelim. Babamızı kapıda bekletmeyelim." dedikten sonra Elanın elini tutarak kapıya yürüdü. Kapıyı beraber açtıklarında ikisinin de yüzü gülüyordu.


Mustafa kızını ilk kez bu kadar mutlu görmüştü. Buna şaşırmayı sonraya bıraktı. Elindeki valizinin Koray tarafından alınması ve Ela'nın ona sarılması aynı anda olmuştu. Ela ile ayrıldıktan sonra Koray'ın uzattığı ele baktı. Elini Korayın eline bırakmakta kararsız kalsa da Ela'nın üzülmemesi için elini uzattı. Koray onun elini öperken "Kızının evine hoş geldin baba." diyerek Ela'ya göz kırptı.. Ela, Koray'ın bu ince davranışına gülümsedi. Gençlerin karşılamaları Mustafa beyin beklediğinden de iyiydi. İçeriye geçtiklerinde Ela telaşla konuştu.


"Acıkmışsındır. Herşey hazır. İstersen sofraya geçelim baba."


"Olur. Geçelim." dedi. Sert duruşundan taviz vermeyen Mustafa bey.


Yemekler erkekler tarafından yenilirken Ela yiyormuş gibi yaparak tek tük şeyler ağzına atıyordu. Şimdide mutluluktan yiyemiyordu. Koray elindeki çatalı yavaşça bırakarak çatık kaşlarla Ela'yı izledi. Mustafa da Korayın kızına neden kötü baktığını anlamayarak kaşlarını çattı. Tam ağzını açmak üzereydi ki Koray'ın Ela'nın çatalına uzanmasıyla sustu.


Ela burunun ucundaki çatalı görünce kaşlarını çattı. "Koray ne yapıyorsun?"


"Aç ağzını Ela. Yine bir şey yemiyorsun."


"Koray babam burada. Ayıp oluyor." Derken göz ucuyla babasına baktı. Mustafa bey yemeğiyle ilgilenir gözükse de kulağı konuşulanlardaydı.


"Asıl yemeğinle oynaman ayıp güzelim. Uzamasını istemiyorsan aç ağzını!" dedi. Ela ise inatçı tutumuyla kollarını göğüsünde birleştirerek kafasını salladı.


Koray, Elanın restine tek kaşını kaldırarak sinsice güldü. Ela'nın kulağına eğilerek fısıldadı. "Yemeğini sandalyende yemek istemiyorsan devam et. Seni zevkle kucağımda beslerim gökgözlü karım.." Ela, gözlerini pörtlettikten sonra hemen Koray'ın uzattığı çataldaki fasulyeyi yedi. Koray'ın çatalı eline vermesiyle zar zor bir şeyler yemeye başladı.


İnatçı kızının Koray'ın dediğini yapması ile Mustafa Bey bıyık altından gülümsedi.


......................................


Yemekler yenilince Mustafa bey sofrayı kaldırmaya başlayan Kızının elindeki tabaklara bakarak konuştu.


"Bizim Elayla biraz konuşmamız gerekiyor."


Koray, "Buyurun salonda konuşabilirsiniz benimde çalışma odamda biraz işim vardı." diyerek onları yalnız bırakacakken Mustafa babasının tekrar sesini duydu.


"Ben bir an önce Ela ile konuşmak istiyorum. Onun buraları toplamasını bekleyemem." derken mesajını Koray'ın anlamasını umuyordu. Ela, sofrayı toplamayı bıraktı.


"Tamam baba önemli değil. Konuştuktan sonra toplarım"


"Bence buna gerek yok sonuçta siz Korayla evlisiniz ve aranızda bunun lafı olmaz. Sence düşüncem yanlış mı Ela?"


"Baba! Koray'ın bunu yapmasına gerek yok, o işten yeni geldi yorgundur. Ben seninle konuştuktan sonra sofrayı topları-.." derken Koray Ela'nın yanına ulaştı. Ela'nın elindeki tabakları alarak masaya koydu. Karısını nazikçe bedenine yaslarken Ela'nın sözü de yarım kalmış oldu. Ela'nın önüne düşen saçını kulağının arkasına koyarak tatlı tatlı gülümsedi.


"Mustafa baba çok haklı sevgilim. O tatlı parmaklarını, bize yemek yapmak için yeterince yordun. Bırak da sofrayı ben toplayayım . " diyerek Ela'nın kavradığı eline ufak bir öpücük kondurdu. Ela'nın gözleri şaşkınlıkla Koray'a dönerken onun ufak öpücüğüyle içinin titrediğini hissetti. İçindeki titreme babasının Koray'a olan sinirli bakışını görmesiyle yerini acımaya bıraktı. Babası Koray'a sinir oluyordu. Bunu babasının bakışlarından bile anlaşılıyordu. Bunu anlamasının diğer nedeni babasının gelir gelmez Koray'a sofrayı kilitlemesiydi.


Mustafa bey, kızını, Korayın kollarında görünce sinirleniyordu.. Bunu belli etmemek için Konuşmaya başladı..


"Koray tavla bilir misin?"


Koray ilgisini karısının gökgözlerinden alarak, Mustafa'ya yöneltti. "Hem de çok iyi bilirim Mustafa baba. " diyerek yanıtladı onu. Koray'ın dudakları kıvrıldı. Tavla oynarlarsa kendisi kazanırdı.


"Peki kahveyle aran nasıldır?"


"Kahveyi severim. Günde en az iki fincan içerim. Proje yetiştirme zamanları ise içtiğim kahvenin haddi hesabı olmaz."


"Çok güzel... Bak aklıma ne geldi? Ela ile yapacağım konuşma öyle kuru kuru gitmez. Madem senin de kahveyle aran iyi.. Bize iki kahve yap da bir de damat kahvesi içelim." diyerek arkasını döndü. Ela şok olarak Koraya baktı. Koray da gözlerini sorun değil anlamında yumup açtı.


Ela babasını takip etmek için Koray'dan ayrıldı. Bir an Koray'ın sıcak kollarından ayrıldığı için üşümüş hissetse de babasını takip etmeye başladı. Mustafa Bey'in yüzünde hain bir sırıtma oldu. " Benimkisi sade olsun damat" diyerek salona yürüdü.


...............................


Ela babasının karşısına oturdu. Merakla babasının ne diyeceğini bekledi.


Mustafa Bey, ciddi bakışları ile konuşmaya başladı."Ela buraya geldim diye umutlanma hala gerçek bir evliliğiniz olduğuna inanmıyorum. Koray ile evliliğinden mutsuz olacaksın bunu biliyorum..


Bu işin sonunda üzülen en çok sen olacaksın. Bu yüzden gel, inat etme ve bana doğruları anlat. Anlat ki seni buradan götüreyim.. Benim seçtiğim hayatı benim kanatlarım altında yaşa. Arkanda bir baban olduğunu hatırla.. Her düştüğünde seni kendi kanından başka kimse kaldırmaz. Ben senin babanım. Senin iyiliğini istiyorum. Dinle sözümü."


Ela bıkkınlıkla iç çekti. Babası hiç vazgeçmeyecekti. "Üzgünüm ama yapamam. Ben Korayı seviyorum." Bu dediğiyle irkilir gibi oldu. Koray'ı seviyordu... Ama hangi anlamda? Bir sevgili, eş anlamında mı yoksa arkadaş anlamında mı? Ela şu an için bunu düşünmeyi başka zamana bıraktı.


" Bu kısa zamanda Koray benim için her şey oldu. Bana karşı her zaman iyi. Her zaman dürüst.. O Bazen bir bakıyorsun anne kadar şefkatli bir bakıyorsun baba kadar koruyucu oluyor. Ama en önemlisi ne biliyor musun? O benim her anlamda hayatımı kurtarıyor."


"Ela sen kime çektin bunu hep kendime sordum durdum. Biz senin gibi değildik. Bizim zamanımızda babanın sözü dinlenir ve en son sözü baba söylerdi. Babaya karşılık vermezdik ama sen bana hep karşılık veren bir çocuk oldun. Bu yüzden seninle hep çatıştık sen benim sözümü hiçbir zaman dinlemedin. Annen seni şımarttı."


Babası hala anlamıyordu. İlla benim sözümü dinle diyordu. "Bana güvenmediğini biliyorum baba ama inan bana ben Ozanla evlenemezdim. Babalar her zaman doğruyu bilecek diye bir kural yok. Hepimiz insanız baba..


Ben bu hayatta senin seçimlerinin pişmanlığını yaşayacağıma kendi seçimlerimin mutsuzluğuyla yaşamayı tercih ettim. Bu yüzden sürekli seninle çatıştım. Son çatışma konumuz Koray ve ben evliliğimin kendi seçtiğim biriyle olmasını istedim. Evlendim.. Bu ilişki bizi nereye götürür, biz Korayla mutlu olur muyuz? Bunları zaman gösterecek. Seçimim sonunda hüsrana uğrarsam kendim istedim kendim düştüm diyerek ayağa kalkarım ama baba senin seçimin olan Ozanla evlenseydim ve o evlilik beni hüsrana sürükleseydi ne seni ne de kendimi asla affetmezdim. Son olarak evimizde dilediğince kalabilirsin. Bizim sakladığımız bir şey yok. Ne ben ne Koray senin varlığından rahatsızlık duymuyoruz."


Mustafa bey kızının gözlerindeki cesareti gördü. Kızının kendi isteklerinin peşinden giderken genelde gözlerinde bu ifade olurdu. Bu ifadeyi gören Mustafa ise kızını artık döndüremeyeceğini işte o zaman anlardı. Yine anladı.. Ela verdiği karardan henüz pişman olmamıştı. Ela'dan emin olmuştu. Bu saatten sonra ilk ve tek amacı Korayı izlemek ve ondan emin olmaktı. Salona giren Korayı elindeki tepsiyle gördü. Koray kahveleri dağıtırken Ela'nın bir savaşçı gibi babasının karşısında dimdik durduğunu gördü.. Gökgözlü kadını burada ikisi için babasıyla savaşıyordu. İşte Koray kendi kendine söz verdi. Karısını babasına karşı mahcup etmeyecekti..


Bölüm Sonu.. 


Loading...
0%