Yeni Üyelik
12.
Bölüm

12.Bölüm (+18)

@dikenligul


Şimdi söylemek istediğim asıl konu, Yaşı küçük olan ya da +18 den rahatsız olan varsa bu bölümü atlayıp 13. bölüme geçebilir. İyi okumalar...


Koray eve girdiğinde ışıklar kapalıydı. Bir an yüreğine bir ağırlık oturduğunu hissetti. Evi bomboş görünüyordu. Bu boşluk daha çok Ela'sızlık idi. Elini kalbine koyarken göğsünün sıkıştığını hissetti. Ela olmadan ne bu evde ne de bu dünyada yaşayamazdı..


Elleri titrerken salonun ışığını açtı. Karşısında gördüğü yemek masasıyla derin bir nefes aldı. 'Ela gitmemişti!' Topuk seslerini duymasıyla arkasını döndü ve onu gördü. Kar'ını, karısını...


Ela beyaz masum bir elbiseye karşı kırmızı kışkırtıcı dudakları ile karşısında duruyordu. Koray böyle bir özel gecenin niye olduğunu bilmiyordu ve bunu da daha fazla düşünmek istemedi. Gökgözlü kadınının güzelliğine dalıp gitmekten başka bir şey istemiyordu.


Derin bir nefes salıverirken, "Ödümü koparttın Ela'" dedi. Elini Ela'ya uzatıp onu belinden kavrayarak yakınına çekti. Göğüsleri birbirine o kadar çok yapışmıştı ki Ela'nın göğüslerinin aralarında ezildiğini bile düşündü. Ela'nın gözlerinin dolduğunu görmesiyle ondan biraz uzaklaştı. Burnuna ufak bir öpücük kondururken sözünü tekrarladı. "Üzdün beni.. Beni bıraktığını düşündüm.."


"Ben de çok üzüldüm Koray.." derken Koray'dan ayrıldı. Ağzına gelen cümleleri tuttu. Eğer kendisini tutmasaydı. Sabah ki duydukları yüzünden ona hesap sorabilirdi..


Koray Ela'nın dediği şeyi anlamayarak kafasını salladı. Elleri Ela'dan bir dakika uzak duramazken onu yine sardı ve Ela gözlerine öyle dolu bakarken aklına bu sabah geldi. Ela'nın yüzün sabah göremeden işe gitmişti. Bir sorun mu vardı acaba? Kaşlarını çatarak sordu. "Sabah ne yapıyordun. Kapını yarım saat boyunca çalmama rağmen açmadın."


Koray'ın elini belide hissetmek Ela için zordu. Bu halde göz gözeyken ona yalan söylemek onu zorlamıştı. belindeydi. Gözlerini hazırladığı masada gezdirirken konuştu. "Ben babamı kafama çok takarak uyuyamadım gece. Sabah çok yorgundum kulaklıklarımı takıp uyudum bu yüzden seni duymamışım."


"Babanla konuştun mu peki? Uçağı yetişmesi gerekti bu yüzden seni göremedi.."


Ela kafasını sallarken babasıyla konuşmasını hatırladı. Babası ona sabretmesi gerektiğini söylemişti. ve onunla çok ilgili konuşmuştu.. Ela babasının değişken tavırlarına anlam veremese de şu an için takılacağı önemli meselelerine yoğunlaştı. Koray Ela'nın gök gözlerine bakarak fısıldadı.


"Ah be kadın sen insanı deli edersin" derken kafasını salladı Koray. Ela'nın belini bırakırken "Söyle bakalım babanın gidişini mi kutluyoruz?" diye sordu. Amacı Ela'nın gevşemesiydi. Şu an dokunsa parçalara ayrılacak kırık bir bardak gibi duruyordu.. Ela hiçbir şey söylemeden derin bir iç çekti. Korayı elinden tutarak yemek masasındaki sandalyeye oturttu.


"Bu gece konuşmasak sadece anın tadını çıkarsak"


Bu soru gibi görünen cümleye kafasını sallayarak kabul etti Koray. Ela zorlayarak dudaklarına ufak bir gülümseme efekti koyarak mutfağa gitti. Elinde pişirdiği yemeklerle içeriye girdi. Beraber yemek yerken Koray gözlerini bir saniye bile Ela'dan ayırmıyordu. Onun güzelliğini doyasıya seyretmek istiyordu.


Yemek faslı bitince Koray sofradakileri mutfağa götürürken Ela ise kirlileri makineye yerleştiriyordu. İşlerini hızla bitirip salona geçtiler. Koray tekli koltuğa geçerken, arkasından karısı gelirken Ela'nın mutsuz olduğunu gördü.. "Neyin var Ela?""


"Hiçbir şeyim yok Koray" Ela iç çektikten sonra içinden 'Hiç kimsem de yok...' diye geçirdi.


İlerleyen saatte Ela ile Koray koltukta karşılıklı otururlarken Koray'ın bakışları ile Ela başının döndüğünü hissetti. İşte bu adımın yeşil/kahve hareleri insanın başını döndürecek kadar etkiliydi. Ela kendini ona kaptırmadan düşündüğünü uygulamalıydı. Bir an önce verdiği karardan pişmanlık duymamak için Elini uzattı. Koray'ın eline sımsıkı tutmasını izledi.


Ela önde.. Koray arkada, anlamsız bakışlarıyla Elayı takip ederken yüreği yatak odasına gittikleri için içine sığmıyordu. Ela kapıyı açıp onu içeriye davet edince Koray hiç şaşmadan yataklarına doğru gitti. Ela elini sırtındaki fermuara götürürken Koray gözlerini pörtleterek açmıştı. "Ela sen ne yapıyor-.." diyemeden Ela'nın üstünden sıyrılan elbisesiyle sesi boğazına takıldı. Ela'nın süt beyaz tenine yakışan beyaz iç çamaşırını, kıpkırmızı dudaklarını ve çamaşırdan taşan dolgun göğüslerini görmesiyle Koray'ın aklı karıştı 'Bu da ne demek oluyordu? Yoksa Ela evliliklerini gerçeğe mi döndürmek istiyordu?' Koray konuşacak gücü kendinde bulamıyordu. Boğazı kurumuştu ve gözlerini bir saniye bile Ela'dan çekmek istemiyordu. Ela'nın ona yavaşça yaklaşması ile kalbi göğüs kafesini delmeye başlamıştı. "Koray" demişti Ela.


Koray adını Ela'dan duyar duymaz alt taraflarının hareketlendiğini hissetti. 'Kahretsin!' İsmini Ela'nın dudaklarından duymak hele birde karşısında onu böyle savunmasız ve her şeye açık görmek Korayı deli ediyordu..


Ela yaklaşarak Koray'ın yanına, yatağa çöktü. Eliyle Koray'ın elini kavrarken onu dudaklarına çekerek avuç içlerine Koray'ın içini aleve veren bir öpücük bıraktı. Koray rahatsızlıkla yerinde kıpırdanırken alt taraflarındaki baskının git gide onu sıkıştırdığını hissediyordu. Koray kendine hakim olmasa Ela'yı kolundan tuttuğu gibi yatağa yatırır ve hiç beklemeden onun derinlerine gömülebilirdi. Ancak bunu Koray kendini sıkarak tutuyordu. Önce neler olduğunu ve Ela'nın bunu neden yaptığını öğrenmeliydi. Elini Ela'nın sıcak avucundan çekerek yanağına yasladı.


"Söyle gök gözlüm. Bana kararını söyle!"


"Ben çok düşündüm Koray. Ben bu evliliğin -sadece- bu gece gerçek olmasını istiyorum."


Koray'ın eli titreyerek Ela'nın, yanağından Ela'nın çıplak dizlerine düştü. Koray, kulaklarına, gözlerine hatta aklına bile inanmıyordu. Bir kaç sene önce gördüğü Gökgözlerini aklından çıkartamadığı kadın bu gece evliliklerini gerçek kılmak istiyordu. Koray nefesinin tıkandığını hissetti.


Ela karşısında kendini masumca ona sunarken Koray ağlamak istedi. Bu kadın ona verilmiş bir ödüldü. Daha fazla konuşup da vakit kaybetmek yoktu. Bu gece Koray'ın vuslatı olacaktı. Derin nefes alırken titreyen ellerini sakinleştirmeye çalıştı. Ellerinin titremesi az da olsa devam ederken Koray dayanamayarak onları Ela'nın yüzüne koydu. Yeşil-kahve hareleri, tutkunu olduğu Gökgözlerle birleşti. Ela'yı yavaşça kendine çekerken onunda titrediğini hissediyordu. Dolgun dudakları Ela'nın dudaklarına kapanırken beyninde bombalar havai fişekler patladı. Sakin başlayan öpüşme iki tarafa da yetmeyerek daha hırçın olmalarına neden oldu. Koray, Ela'yı kucağına çekerken dudaklarını çekiştiriyor, ısırıyor ağızını talan ediyordu. Ela'nın kucağında yağmurda kalmış serçe gibi titremesi Koraya erkeksi bir gurur verdi. Gök gözlü kadını ondan etkileniyordu..


Bir süre sonra öpüşme yetmeyince Koray dudaklarını Ela'dan ayırarak göğüslerine indi. Burnunu Ela'nın göğüs oluğuna sokarak kokladı. Bu koku, Koray'a bütün çiçeklerden hoş ve bütün meyvelerden tatlı geldi. Elleri Ela'nın vücudunda ufak bir geziye çıkmışken son durağı sutyenin arkası oldu. Üst çamaşırı Ela'nın vücudundan sıyırırken Ela'nın ellerini ellerinde hissetti.


"Seni görmeme izin ver güzelim."


Ela'nın ellerinin ona geçit vermesiyle gözleri aşkla parladı Koray'ın. Ellerine gelen bez parçasını bir yerlere savururken gözleri Ela'nın dolgun göğüslerindeydi. Gözlerine inanamıyormuşçasına bir Ela'nın gözlerine bir de göğüslerine çeviriyordu.


"Ela, sen mükemmel bir kadınsın."


Koray'ın nefes nefese kurduğu cümle ile Ela'nın titremesi arttı. Bu çok yoğun bir duyguydu. Ela daha önce hiç böyle hissetmemişti. Koray'ın ellerinin altına sanki kalbini vermişti. Kalbi öyle hızlı bir çarpıyordu ki Koray'ın onu duymasından ödü kopuyordu.


Göğüslerini Koray'ın gözleri önüne serilmesi ile Ela'nın yanakları kızardı. Koray'ın dudaklarını göğüslerinde hissettiğinde kızarıklığının bütün vücuduna yayıldığını hissetti. Vücudu sanki olacakları biliyormuşçasına, sanki Koray'ınmışcasına Koraya itaat ediyor. Onun öpücüklerinden daha fazla çalmak için Koray'ın ağzına kıvrılıyordu. Ela ani gelen bir basınçla içinin patlamaya hazır bir volkana döndüğünü hissetti. Gözleri kapanırken dikkati tamamen Koray'ın aşağılara inen dudaklarındaydı. Koray vücudunda hüküm sürdükçe Ela içinin gıcıklandığını ve midesinin ters düz olduğunu hissediyordu. Koray'ın ellerinin kalçasında dolaşması ile Ela tekrar onu durdurmayı seçti. Eli, Koray'ın çamaşırını indiren eline kapanırken gözlerini açık tutamıyordu. 'Yapma, yeter' demek istiyordu ancak içinde oluşan alev ile vücudu daha fazlasını istiyordu.


Koray'ın dudaklarından boğuk bir "İzin ver" kelimesi çıktı.


Koray aklının sınırlarında dolaştığını biliyordu. Bu kadın onun hem ateşi hem suyu olmaya ant içmişti. İçindeki alevleri anca onun vücuduyla dindirebilirdi. Bu öyle bir ihtiyaçtı ki hiçbir kadın ile paylaşmayacağı kadar mahremiyet ve teslimiyet doluydu.. Ela'nın ellerini bırakmasıyla son parçayı sıyırdı. Gözleri parıl parıldarken çene kasları gerilmişti. Bu kadın onun sonu olacaktı. Koray biliyordu ki bu kadınla birleşirse bir daha hiçbir kadına bakmayacak, hiç bir kadının teni ona yeterli gelmeyecekti. Ela'nın itiraz dolu seslerine aldırmayarak dudaklarını kadının kasıklarından başlayarak bacak içlerinde ve sonunda onun kuytusuna dolaştırdı. Uzun süre dudakları Ela'ya sataştı. Bu yaptığı şey ile sonunda Ela'nın dudaklarından büyük bir inleme döküldü. Bedeni Koray'ın altında seğirirken, Koray, 'Hayatımda duyduğum en güzel ses' diye düşündü. 'Bir kadının her şeyi mi bu kadar güzel olurdu? Olurmuş meğer..' Ela onun için, ona eş olarak gelmişti bu dünyaya..


Ela yatakta tam anlamıyla kıvranıyordu. Koray'ın yakıcı dudaklarını her yerinde hissetmek özellikle en gizli en özel mabedinde hissetmek onu çıldırtmıştı. Göz kapakları kapanırken önce ışık huzmesini gördü. Daha sonra içinde büyüyen volkanın patladığını ve alevlerinin her yerine dağıldığını görür gibi oldu. Bedenini titreme alırken gözlerini açmakta zorlanıyordu. Az önce içinde tonlarca ağırlığa sahip olan his kendini uçurum kenarından atarak Ela'yı gevşetmişti..


Vücudu pelteye dönmüş gibiydi. Göz kapaklarını zorlayarak açtığında Koray'ın tamamen kahveye dönen hareleriyle karşılaştı. Koray ona yırtıcı bir hayvan gibi bakıyordu. Avını parçalamadan önce yakalayan, onun insafına kaldığını gösteren bir hayvan. Koray'ın gözlerini ondan ayırmadan soyunmaya başladığını gördü. O an aklına dank eden gerçekle sarsıldı. Koray tamamen giyinikken o tamamen soyunuktu. Bunun bilinciyle rahatsızca yerinde kımıldandı.


Koray'ın da bu durumdan rahatsız olduğunu yırtarcasına açtığı gömlek düğmelerinden görebiliyordu. Koray'ın gömleğinin üstünden çıkmasıyla Ela'nın dudakları aralandı. Koray'ın kaslı vücudunu bir kaç kez görmüştü ancak şu an yatakta çıplak yatarken görmek ayrı bir histi. Karşısında soyunması ile Ela sarsıldı.. Vücudu yeni bir titreme dalgasına girerken Koray'ın elinin kemerine gittiğini görünce bembeyaz kesildi.


Bunun olacağını bilerek bu geceye hazırlanmıştı ve az önce olanların hiçbiri canını yakmamıştı. Ancak Ela bu işlerin nasıl olduğunu daha önce yaşamasa da biliyordu. Esas can acıtıcı kısmı o pantolon çıkınca başlayacaktı. Kafasını yana eğerek Koray'ı görmeyi reddetti.


Koray, Ela'nın kafasını çevirmesiyle elleri iç çamaşırının yanında asılı kaldı. 'Vazgeçmişti Ela!' Vücudunun tüm sızlamalarına karşı gelerek alt çamaşırını çıkarmadan yatağa girdi. Kafasını Ela'nın çıplak göğüslerine koyarken elleriyle onu sarmıştı. Ela'nın şaşkınca kendisine baktığını hissediyordu. Ancak kafasını kaldırıp onun şişkin ve kırmızı dudakları ile dağınık saçlarını görmek istemiyordu. Zaten ellerinin altındaki göğüsler onu yeterince sızlatıyordu.


Derin nefes alarak Ela'nın göğsüne küçük bir öpücük kondurdu.


"Acelesi yok! Sen yeter ki iyi ol." dedi.


Önce Ela'nın ellerini saçlarında daha sonra çenesinde hissetti. Ela Korayı kendisine bakmaya zorlarken ne yaptığını neden yaptığını artık kendisi de bilmiyordu. Koray'ın yeşile dönmeye yüz tutmuş gözlerine bakarken az önceki kahverengi hırçın gözlerini özlediğini hissetti. Kafasını eğerken dudaklarını birleştirmeye çalıştı. Koray'ın izin vermemesiyle gözleri irice açıldı.


"Bunu benden isteme Ela. Seni öpersem bir daha duracak gücü bulamam." Koray acı çekiyormuş gibi boğuk bir tonla konuşmuştu.


"Bulma o zaman" dedi Ela. Sesi o kadar buğuluydu ki kendi sesine yabancı olduğun hissetti.


"Olmaz Ela. Sen korkuyorsun ve benim bu dünyada en son istediğim şeydir seni korkutmak.."


"Senden korkmuyorum Koray." 'Hissedeceklerimden korkuyorum'


Koray'ın dudaklarına dudaklarını dokundururken Koray'dan bir tepki gelmemesiyle ne yapacağını şaşırdı Ela. Az önceki öpücüğü karşılıklı ve aniden gelen bir tutkuyla olmuştu. Şimdi bir adamı özellikle 'o adam Koray ise' onu nasıl öpeceğini şaşırmıştı. Koray'ın yardım etmemesiyle sinirlendiğini hissetti. Sonunda dişlerini Koray'ın etli alt dudağına geçirdiğinde Koray'ın hırlayarak üstüne çıktığını ve alt dudağını çekiştirdiğini hayal meyal hatırlıyordu. Kısa zamanda az öncekinden daha tutkulu bir şekilde öpüşmeye başladıklarında Ela'nın aklı tekrar ona 'bay bay' dedi.


İçindeki volkanın tekrar püskürmek için beklediğinin bilincindeyken girişinde Korayı hissetmesiyle titremeleri arttı. İster istemez teninin altında tutkunun yanında korku da dolaşmaya başlamıştı.


"Gevşe güzelim. Canını yakmamaya çalışacağım.."


Koray ona yalan atar, ona acırdı.. Ancak onun canını yakmazdı. Bunun bilincinde olarak gevşedi Ela. Daha sonra içini yakıp kavuran bir acı hissetti. Koray'ın dikkatli tavırları ile acı yerini sızıya bıraktı. Bedeni Koray ile bilinmezliğe uçarken aklında sadece tek bir soru canlandı.


'Ben bu adamı nasıl bırakıp gideceğim..?'


Bölüm Sonu..


Loading...
0%