Yeni Üyelik
15.
Bölüm

15. Bölüm

@dikenligul


Heyecandan bütün gece uyuyamamıştı Ela. Eli karnında bebeğini düşünüyordu. Bir yanı onu Koraya söylemek için heyecanlanırken bir tarafı Koray'ın ona tekrar acımasını istemiyordu.


Ela yatakta sabırsızca dönerek ayağa kalktı. Bütün kafa karışıklığına rağmen emin olduğu tek şey vardı. O da bebeğini ömrünün sonuna kadar sevecek ve koruyacaktı. Bunu Korayla yapıp yapmaması o kadar da önemli değildi(!)


Bebeği için silkelenip kendine gelmeliydi. Onu çok iyi beslemesi gerekiyordu. Mutfağa giderek güzel bir sofra hazırlamaya girişti. Sofrayı hazırlamayı bitirince dudaklarında mutlu bir gülümseme oluştu. Karnı guruldamaya başlayınca elini karnına koydu.


"Anne çok acıktı bebeğim. Sen de acıktın mı?" derken gülümsüyordu. Eda ile çocukların sesini duyunca kafasını kaldırdı.


Eda'nın bir eli Yağızın elini tutarken diğer eliyle de Yaz'ın elini kavramıştı. Birbirleriyle tatlı tatlı konuşarak mutfağa geliyorlardı. Ela kardeşi gibi sevdiği Eda'nın çocuklarını yeğeni bellemiş onları çok seviyordu. Çocuklarda aynı şekilde Ela'yı çok seviyordu. Ela yere eğilerek kollarını açtı. Ela'yı gören çocuklar Eda'nın elini bıraktılar. "Teyzeee" diyerek Ela'nın kolları arasına girdiler.


Ela önce Yazın yanağına sulu bir öpücük kondurdu. "Günaydın benim güzel prensesim." Daha sonra Yağızın yanağına sesli bir öpücük bırakırken " Günaydın yakışıklı prensim." dedi. Çocukları boyunlarından da öperken onların masum kokularını derince soludu. Çocuklar boyundan öpülünce kıkırdamaya başladı. Eda arkadaşı ile çocuklarının çok iyi anlaşmalarına sevinse de biraz da kıskanmıştı. Dudaklarını bükerek konuştu.


"Sizi hain evlatlar. Doğum acısını ben çekeyim. Ama siz teyzenizle aşk yaşayın." Çocuklar annelerin küskün haline daha da kıkırdarken Ela onlara göz attı. Bu aralarında yapacakları yaramazlığın sinyaliydi. Ela eğilerek arkadaşını kollarından tuttu. Onu da yanlarına çekerken çocuklarda annelerinin yanaklarına saldırdı. Eda kahkahalarla gülerken az önceki kıskandığı öpücüklerden kaçmaya çalışıyordu. "Ay tamam tamam pes ediyorum. Bırakın beni teyzenize saldırın.."



Çocuklar kahvaltılarını hızlıca yapıp Ela'nın açtığı animasyonu izlemeye koyuldular. Ela ile Eda kahvaltı keyfi yaparken Eda arkadaşının bu mutlu haline anlam vermeye çalışarak hareketlerini izliyordu.


"Of Eda şiştim. Ne sormak istiyorsan sor. Böyle süzmekle anlayamazsın."


"Kızım madem meraklandığımı biliyorsun niye konuşmuyorsun? Seni ketum şey illa ben sorayım değil mi?"


Ela gülümseyerek arkadaşını daha da meraklandırmanın tadını çıkarıyordu. "Evet tatlım sor bakalım."


"Sen bu sabah niye bu kadar mutlusun? En son seni dün akşam ağlarken bırakmıştım."


Ela elindeki meyve suyunu masaya koyarak gülümsedi. Bu gün ne de çok gülümsemişti. Bütün dertleri silinmişti zihninden.. "Yaz ile sen dün gece aklımı çok karıştırdınız. Ben de dayanamayıp gece yarısı arabaya atladım. Nöbetçi eczaneden üç, beş test aldım."


Eda heyecanlanarak elindeki bardağı bıraktı." Ve sonuç?"


"Sonuç.. Teyze oluyorsun." Eda çığlık atarak ayağa kalktı arkadaşını da sandalyesinden kaldırırken ona sıkıca sarıldı. "Edoşum ben çok mutlu oldum. Hamilesin! İnanamıyorum. Bu çok güzel bir haber."


Ela arkadaşından ayrılırken gülümsüyordu. "Ben de inanamıyorum Edoşum. Bana ait bir bebek. Bu bana son olanlardan sonra imkansız geliyordu. Ancak şimdi onu tam şuramda ve şuramda hissediyorum" derken elini önce karnına sonra kalbine koydu. "Ela bu duygu çok farklıymış. Ben kendimi onun mutluluğu için her şeyi yapabilecek kadar güçlü hissediyorum. "


Eda arkadaşını kaldırdığı gibi tekrar sandalyeye oturturken yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. "Annelik sana çok yakışacak canım arkadaşım." Suratı düşerken merak ettiği diğer soruyu sordu. " Ya peki babası.. Koray'a söyleyecek misin?"


Ela'nın gülen yüzü düştü. "Bütün gece bunu düşündüm. Onları ayırmak bana da doğru gelmiyor ancak gururum buna izin vermiyor. Koray'ın bana ve bebeğime acıdığı için yanımızda olmasını istemiyorum.. Ben ne yapacağımı bilmiyorum Eda.."


"Kendi ağızınla dedin Ela. Sen artık bir annesin. Annelik bir kadını cesur eder. Bebeği için her şeyi yapar. Önceliği her zaman çocuğudur. Yani gururu bir kenara bırakıp bebeğinin geleceğini ve mutluluğunu düşünmelisin."


"Düşünmeye ihtiyacım var Eda ve bunu Kerem bilmesin olur mu?"


"Tabi ki arkadaşım. Sen bunları düşünme. Sen bir karar verene kadar ne Koraya ne de Kereme bunu demem ve şunu unutma verdiğin her kararda arkandayım. Ben gördüm iki ay içinde nasıl eridiğini nasıl üzüldüğünü bu yüzden kararını verirken yanında olduğumu unutma."


"Teşekkür ederim canım arkadaşım. Şu hayatta sahip olduğumu tek kız kardeşsin."


 ..


Ela günlerdir Koraya gitmek istiyor ancak gidemiyordu.. Sonunda hızla giyinirken vazgeçmeden evden çıkmaya çalışıyordu. Arabasına atlayıp eve doğru arabasını sürdü.


Evin önünde kapının zilini çalıp bekledi. Kapının açılmasıyla onu karşılayan kadını süzmeye başladı. Bu kadın muhtemelen Eda'nın anlattığı Yağmur olmalıydı. Kadın cidden güzeldi.


Kadının yüzündeki gülümsemenin silinmesi Ela'yı tanıdığına işaretti.


"Merhaba, Koray ile görüşecektim evde mi?"


Kadın silinen gülümsemesini tekrar yüzüne kondurdu. Ancak bu gülümsemenin zoraki olduğu belliydi. "Koray evde değil bu aralar işleri çok yoğun. Akşam geç saatlerde geliyor."


"Anladım." derken Ela'nın başının dönmesiyle duvara tutundu. Koray'ın evde olmamasına üzülmüştü. Bebeğini söylemeye bir daha ne zaman cesaret edeceğini bilmiyordu.


"İyi misiniz?" diyerek Ela'yı tutmaya çalıştı kadın. Ela kararan gözlerinin tekrar aydınlığa kavuşmasıyla derin bir nefes aldı. Baş dönmeleri bu aralar stresli olduğu için artmıştı.


"İyiyim teşekkür ederim. Ben gideyim. Daha sonra tekrar gelirim " diyerek arkasını dönerken kadın konuştu.


"Bu halde gitmeyin. İçeriye gelin bir şeyler ikram edeyim." Ela bu teklifi kabul etmeyebilirdi. Ancak üstüne çöken halsizlikle araba kullanabileceğini sanmıyordu.


Ela içeriye girdiğinde evinin değiştiğini gördü. Bu kadar kısa sürede evini değiştiren kadına sinir oldu. Bunu yapmasına izin verdiği için Koraya da kıza izin verdiği için kızdı.


"Havalar çok sıcak limonata içersiniz diye düşündüm." diyerek önüne limonata koyan kıza teşekkür etti Ela.


"Tanışmadık ancak ben sizi resimlerinizden gördüğüm kadarıyla tanıyorum. Siz Koray'ın eşisiniz değil mi?" diyerek direkt konuya giren kıza sinirle baktı Ela. Aklına Koray'ın söylediği şey geldi. Terliklerin eşi olur, Ela Dağ'ın kar'ı yani Koray'ın karısıydı.. Düşündüklerine kaşlarını çatarak konuştu.


"Eşi değil karısıyım! ve ben de sizi tanıyorum. Siz de Koray'ın kuzenisiniz değil mi?"


"Hem evet hem hayır." derken gülümseyerek devam etti. "Evet kuzeniyim. ve hayır aynı zamanda sözlüsüyüm."


Ela şu an koltukta oturmasa yere düşebilirdi. Bacaklarının altından gittiğini hissetti. Sözlüsü mü? " Bir yanlışınız var. Evli olan bir adamla sözlenemezsiniz"


"Asıl sizin yanlışınız var. Boşanmak üzere olan bir adam pekala sözlenebilirim. Bildiğim kadarıyla ayrısınız değil mi? Koray ile tekrar birleşme gibi bir niyetiniz mi var?" Ela afallayarak kadının gözlerine boş boş baktı. Demek Koray sevdiği birini bulmuştu.. Ela aylarca acıdan kavrulurken Koray bunu dert etmeyip sözlenmişti. Peki ya Eda'nın söyledikleri. Arkadaşı ona yalan söylemezdi. Eda, Koray'ın çöktüğünü ve ona kardeşim dediğini söylemişti. Telefonun çalmasıyla Kadın dikkatini Ela'dan aldı. Telefon ortadaki sehpanın tam üstünde duruyordu. Ela'nın gözleri arayan kişiye takıldı. *Koray'ım* yazıyordu. Aitlik eki!


"Efendim aşkım" diyerek gözlerini Ela'nın gözlerine dikerek cevapladı kız.


"Evet aşkım.. Ne yarın mı? Bu biraz hızlı olmadı mı?"


"Yok yok tamam. Sen işlerini ayarladıysan benim için de sorun yok."


"Teşekkür ederim. Koray'ım... SENİ ÇOK SEVİYORUM." dedi. Ela'nın solgun tenine bakarak.


Bazı zamanlar gitmek ile kalmak arasındaki o ince çizgide kalır insan. Ya yüreğin ağır gelir, dilin lal olur, artık derdini anlatamayarak gidersin.. Ya da acı çeke çeke, canın yana yana kalırsın. Ela şu an o haldeydi. Buradan kaçmak uzaklaşmak istiyordu. Sonra kaçmak korkaklıktır dediği zamanları hatırlıyordu.


Sevmeyen bir insana illa ki beni sev denilir miydi? Ela bu kadar yüzsüz değildi. Buraya gelmeden önce içinde yeşeren umudu teker teker parçalanarak dağıldı. Ela da onlarla birlikte yok olduğunu hissetti.


Gözü Yağmurun arkasındaki rafa takıldı. Yağmur ile Koray'ın birlikte çekildiği bir resim. Resimde Yağmur Koray'a zorla dondurmasından yediriyordu. Koray ise şaşkın olsa da gülümsüyordu. Yağmur ise kahkahalarla gülerek Koray'a bakıyordu.. Ela her manada Koray'dan gitmesi gerektiğini düşündü.


Elinde bir ağrı hissedince gözlerini ellerine çevirdi. Fark etmeden limonata bardağını sıkıyordu. Ela bu haline o kadar çok şaşırdı ki biraz daha kendini kaybetse bardağı kıracaktı. Bardağı masaya bırakarak derin nefes aldı. Az önceki yıkılmışlığını belli etmeden yüzündeki gülümsemeyle ayağa kalktı.


"Koray ile tekrar birleşmemiz söz konusu bile değil. Ben de buraya onu söylemeye geldim." diyerek gözleri parmağındaki yüzüğü buldu. Koray ile ayrı kaldığı süre boyunca ona güç veren yüzüğü yavaşça parmağından çekti ve çıkardı. Yüzüğün parmağından çıkmasıyla Ela'nın da içinde bir şeyler koptu. Parmağında hafiflik hissi olmasına rağmen yüreğine büyük bir ağırlık çöktü.


"Yanlış anlamazsanız.. " diyerek devam etti Yağmur. Karşısındaki kadının ne kadar yıkıldığından habersiz.. "Boşanma davasını hemen açar mısınız? Ben Koray ile bir an önce evlenip onun çocuklarını doğurmak istiyorum."


Bir cümle Ela'yı daha ne kadar üzebilirdi? Ela, kadının her cümlesinde kendisini kötü hissediyordu. Başının dönmesine mide bulantısı da eklenmişti. Kasıklarında da hafif bir sızlama başlamıştı.


Koray'ın çocukları! Koray her erkek gibi sevdiği kadından çocuk isterdi değil mi? Acıdığı bir kadından değil.. Ela'nın eli istemsiz karnına gidince ağrısının arttığını hissetti. Bebeğinin sağlığı için bir an önce bu evden çıkmalıydı. Dik durmaya çalışarak Yağmurun ona dikkatle bakan gözlerine baktı.


"Bir an önce dilekçemi veririm. Benim gitmem gerek artık." Çantasını koluna takarak evden çıkmak için holü adımladı. Kadının da arkasında geldiğini ayak seslerinden anlıyordu. Arkasına bakmadan tam kapıdan çıkacaktı ki kadının konuşmasını duydu.


"Ben Koray'ı küçüklüğümden beri seviyorum. Ona iyi bakacağıma emin olabilirsiniz.."


Ela, Yağmurun dediklerini arkası dönük dinledikten sonra gözünden akan bir damla yaşı silerek yoluna devam etti. Arkasından kapının kapanma sesini duyunca dik yürüyüşü hafif kamburlu çökük bir yürüyüşe dönüştü. Göz yaşları hızla akarken o kendi içindeki aşkındansa bebeğinin kaderine üzüldü. Bebeği de onun gibi babası tarafından sevilmeyen bir çocuk olacaktı..


Arabayı evin önünden alarak arka sokağa saptı. Bir eliyle direksiyonu tutarken diğer eliyle kulaklığını takmaya çalışıyordu. Sonunda kulaklığını takıp Eda'yı arayabildi.


"Eda çok ağrım var. Hastaneye gidiyorum sen de gelir misin?"


"Tamam hemen geliyorum. Ela sen iyi misin? Sesin kötü geliyor."


"Değilim Eda. Hiç iyi değilim. Lütfen bir an önce gel. " derken sancısı şiddetini arttırıyordu. Arabayı kenara çekti. Bacaklarından akan sıvıyı elleriyle kontrol etti. Sıvının kan olduğunu görünce gözyaşları görünüşünü bulanıklaştırdı. Elleri titrerken diğer hattan arkadaşının sesi geliyordu.


"Ela.. Ela.. Ela cevap ver bana . Tam olarak neredesi-?"


"E..Eda kan.."


"Ela ne diyorsun? Ne kanı bana nerede olduğunu söyle beraber geçelim hastaneye"


"Ah!" derken sancısı artmıştı. Kendini konuşmaya zorluyordu."Eda ka..kan akıyor.. Eda bebeğim ona bir şey oluyor." diyerek ağlamaya başladı Ela.


"Olamaz! Söyle bana neredesin?" diye haykırdı Eda. Kerem telaşlı gözlerle karısını izlerken karısının ağlamaya başlamasıyla onu kendine çevirdi. "Ne oluyor?" Eda ona sus işareti yaptıktan sonra Ela'yı dinledi.


"Be..ben Koray'ın evinin arka sokağındayım. Arabayı kenara çektim. Çok korkuyorum Eda. Bebeğim de beni bırakmasın"


Eda da ağlamaya başlamıştı. "Tamam canım bekle beni. Hemen geliyorum. Sakın bir yere ayrılma ve şunu unutma.. Yeğenime bir şey olmayacak." diyerek telefonu kapattıktan sonra göz yaşlarını silerek Kereme döndü.


"Kerem. Ela.. o iyi değil. Gitmemiz gerek" Kerem hiç bir şey anlamamışsa da karısının telaşlı halinden kötü bir şeyin olduğunu anlamıştı. Karısını arabaya bindirirken Eda'nın yeğenim dediğini hatırladı. İşte o zaman neler olduğunu anladı.. Demek Ela hamileydi..


Bölüm Sonu..


Loading...
0%