Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@dikenligul


Ela adamın boynundaki kollarını daha da sıktı aynı şekilde belindeki kollarında daha çok sıkıldığını hissetti. Şu an için aklında bu adama daha da yakın olmaktan başka bir şey yoktu. Öpücük derinleşti.. Diller dans etti.. Tatlar karıştı ve sonunda nefes nefese ayrıldılar..


Ela'nın kalbi saatlerce koşmuş gibi çok hızlı atıyordu. Alnı az önce küstah diye nitelendirdiği adamın alnında, dudaklarında onun tadı, belinde onun kolları ve hala onun kucağında oturuyordu. Bu duruma gelme nedenini hatırlayınca hızla alnını adamdan ayırarak tepelerinde dikilmekte olan Aliye baktı.


Ali yüzündeki hayal kırıklığını saklamadan Elaya bakıyordu. Ela bir an kendini kötü hissetse de Aylin için bunu yapması gerektiğini düşünerek oyununa kaldığı yerden devam etti.


"Ali sen ne zaman geldin?" diye yalan bir şaşkınlıkla konuştu.


Ali sinirden çenesini kasarak "Epey oluyor Ela. Aslında bakarsanız öpüşmenizin başlangıcından beri buradayım" dedi. Ela, küstah adamla öpüşmelerini hatırlayınca yüzü kızarsa da gülmeye çalıştı. "Evet şey.." diyerek gözlerini etrafta gezdirdi. Bu durumda olduğu için hem utanıyor hem de ne diyeceğini bilemiyordu. Aslında Alinin öpüşmeyi görünce gideceğini tahmin etmişti planını buraya kadar yapmıştı ama Ali öpüşmeyi gördüğü halde gitmemiş, şimdi de karşısına geçmiş hesap soruyordu.


Boğaz temizleme sesi duyunca gözlerini hala kucağında olduğu adama çevirdi ve o an jetonu düştü Elanın. Hala adamın kucağındaydı! Hemen kalkmaya çalıştıysada adam belindeki kollarını dahada sıkarak onu yerine sabitledi.


"Sevgilim, arkadaşınla tanıştırmayacak mısın beni?"


Ela yerin dibine girmek istiyordu. Şu hale bak! Buraya güya rahatlamak için gelmişti değil mi? Öyleyse tanımadığı bir adamın kucağında işi neydi?


Ela, gülümsemeye çalıştı. "Tabii ki hayatım. Bu Ali ve Ali bu da" –küstah adam diye tanıtamayacağı ve adını da bilmediği için bir süre tıkandı. Gözleri yardım diler gibi kucağındaki adama çevrildi. Adam ise ona yardım etmek yerine suratına karşı gevrekçe gülüyordu. Ela hayatının hiç bir döneminde bu kadar yalan söylediği bir gece hatırlamıyordu. Son bir yalan diye düşündü ve "Sevgilim" dedi.


Koray kucağındaki kızın tedirgin bir şekilde oturmasını, az önceki vahşi kaplanın uysal bir kedi gibi ondan yardım dilenmesini izlerken çok eğleniyordu. Bilerek tanıtma esnasında araya girip adını söylememişti. Kızın isim olarak ne diyeceğini merakla bekledi ve sonra onu sevgilim diye tanıtmasıyla kahkaha patlattı.


Elanın dudaklarını kendine çekerek ufak bir öpücük kondurdu. Bu kızın dudakları neden bu kadar çekiciydi ki?


"Senin sevgilin olabilirim hayatım ama Ali'nin bana öyle hitap etmesini istemeyiz değil mi?" dedi. Elanın şaşkınlıktan açılan gözlerine eşlik eden dudaklara bir öpücük daha kondurmamak için kendini zor tuttu. Bakışlarını bu güzel kadından alıp karşısındaki adama döndürdü. Elini Aliye uzatarak, "Adım Koray ve bu güzel kadının sevgilisiyim.." dedi.


Ela yaşadığı şaşkınlıktan sonra sinirden kızarmıştı. Pislik herif! Resmen onunla oynuyordu. Ali nihayet daha fazla kalmanın mantıksız olduğunu düşünmüştü ki gitmek için hareketlendi.


"Ela, ekip kalkmak istiyor. Sende kalkacaksan seni otele bırakayım."


Ela ağzını açamadan Koray'ın "Sevgilimle biraz daha kalacağız. Size iyi geceler" dediğini duydu. Ali üzgün gözlerle Elaya döndüğünde Ela da başını sallayarak Ali'nin gitmesini istemişti. Ali, yıkılmış bir ifadeyle orayı terk etti.


Ela derin bir nefes vererek başını hala kucağında olduğu adamın omuzuna yasladı. "Ucuz atlattık" dedi. Masadaki amber rengi içkiye uzanarak bir dikişte içti. Ela, boğazının yanmasını umursamayarak gülümsedi. Üstünden kalkan yükün hafifliği, ve kucağında oturmaya devam ettiği adamın sıcaklığıyla mayıştı.


Koray, kadının içkiyi bir dikişte içmesine engel olmak için geç kalmıştı. Kucağında gevşeyerek daha da yayılan kadına bakakaldı. Uzun siyah kirpikleri, kapalı göz kapaklarıyla ki koray onun gözlerinin bir gökyüzü kadar mavi olduğunu artık biliyordu. Beyaz teni, düzgün fiziğiyle kucağında hiçte yabancı durmuyordu. Sanki bu kadın onundu. Onu uzun yıllar tanıyor, kokusunu uzun yıllar soluyormuş gibi hissediyordu. Koray'ın gözü bir an Ela'nın dudaklarına kaydı. Sırf emir vererek konuştuğu için onu öpmeyecekti ama adamın, kadının omuzuna bıraktığı sahiplenici dokunuşu ve kızın gözlerindeki yalvarır ifade kararını değiştirmesine neden olmuştu.


Az kalsın bu güzel dudakları elinin tersiyle iteceğinin bilincine vararak sinirlendi. Bir öpücüktü bu.. Koraya kendini çok tuhaf aynı zamanda çok güçlü hissettiren bir öpücüktü..


Eğer evlilikte bu kadının dudakları kadar sıcak ve tatlıysa Koray hemen evlenmeyi dilerdi. Hatta bu dudaklara doyabilmek için bu kadınla evlenirdi.. Koray düşüncelerinin neden bir anda evliliğe kaydığını anlayamadı. Hep arkadaşının suçuydu bunlar. Buluşmalarında aklına evlilik sinyallerini gönderdiği için karşısına çıkan bu kadınla evlenme hayali kuruyordu. Ya da delilik bulaşıcıdır ve Koraya da bu kadından geçmiştir.. Çünkü aklı olan tanımadığı bir adamla öpüşmek için zorlamaz ve tanımadığı adamın kucağında uyuya kalmazdı. Kadını biraz sallarken onun cidden uyuya kaldığına inanamadı.


Kadını burada bırakamazdı. Şayet onu burada savunmasız bir şekilde bırakıp giderse çevredeki aç kurtların yemeği olurdu. Onu buradan götürmeliydi. Telefonunu ceketinin cebinden çıkararak şoförünü aradı. "Rıfkı abi arabayı hazırla çıkıyorum." dedikten sonra telefonu kapatıp kadını kucağına aldı. Kadının dahada kısalan eteğini görünce kaşları çatılsada etraf hafif karanlık olduğu için sorun etmemeye çalışarak bardan çıktı...


..........................................


Ela uyandığı halde gözlerini açamıyordu. Göz kapakları sanki birbirine yapıştırılmıştı. Her ne kadar gözünü açamasa da çok iyi dinlendiğini hissetti. Dün gece o kadar çok gerilmişti ki şu an bu oteldeki yatağın onu bu kadar rahatlatmış olması mucizeydi kesinlikle resepsiyoniste yatağın markasını soracak aynı markadan evine alacaktı. Gözlerine açılma emri versede onlar kapalı kalmakta ısrarcıydı. Biraz daha tembellik yapmalarına izin vererek yatağına daha da sığındı. Birden burnuna dolan kokunun ne tür bir deterjan olduğunu çözmeye çalıştı. Böyle güzel kokan bir yumuşatıcı vardı da Ela mı bilmiyordu? Her marka yumuşatıcıyı kullanmış olmasına rağmen niye onun örtüleri böyle güzel kokmuyordu ki? Gittikçe bu oteli kıskanmaya başlıyordu. Bu kokunun markasını da öğrenmeliydi.. Burnunu kokunun kaynağına sürtmeye başladı. İç çekerek "Mis gibi kokuyor" der demez önce bir sarsıntı sonra boğuk bir erkek kahkası duydu. Az önce açılmamaya direnen gözleri şu an fal taşı gibi açılmıştı.


Kafasını kaldırınca dün geceki küstah adamın kolları arasında olduğunu fark etti. Kalkmasına yine adam engel oldu. Elanın kafası artık adamın koynunda değil kolundaydı. "Bırak beni" derken elleriyle adamın göğsünü itti. Ancak elini ateşe değmiş gibi anında çekti. Kısmen doğruydu elleri adamın çıplak göğsüyle buluşunca bir an için yandı. "Bu adamın niye üstü çıplak? Adama bak be yememiş içmemiş kas yapmış! diye düşündü. Ela düşüncelerine o kadar dalmıştı ki tekrar bir kahkaha duyunca bütün düşüncelerini sesli söylediğini anlayarak üstündeki çarşafı gözlerine kadar çekti. Küstah adam kafasındaki çarşafı çekip top haline getirerek yatağın dışına attı.


Ela kızaran yüzünü unutarak adama sinirle baktı. "Senin ne işin var benim yatağımda ve Niye çıplaksın?" diyerek Korayı ittirmeye devam etti. Koray, Elayı daha sıkı sararak gögüsünü gögüsüne yasladı.


"Birincisi burası benim yatak odam. Odamda istediğim gibi çıplak olabilirim asıl soru şu, benim yatağımda sadece iç çamaşırlarınla" diyerek kollarını gevşeterek Elaya baştan aşağı baktı Ela da Korayın yaptığı gibi kendini inceledi.. Gerçekten çamaşırlarıylaydı. "Kollarımda ne aradığını sorman gerekiyor."


Ela yavaş yavaş kızararak Korayın gevşettiği kollarıyla vücudunu süzmeye devam ettiğini görünce bu sefer o Koraya yapışırak elleriyle Korayın gözlerini kapadı. Utançtan ölünür müydü? "Yalvarırım daha fazla bakma" diyerek çaresizce konuştu. Koray bakmasada şu an onu bütün uzuvlarında hissettiğini söylemeyi düşündüyse de kızın daha fazla utanmasını istemediği için susmaya karar verdi. Ela ne yapacağını düşünüyordu sonra aklına gelen şeyle irkildi. Ellerini Koray'ın gözünden çekip Koray'ın kolundaki saate baktı. "Kahretsin! saat beş toplantı çoktan başlamıştır" diye söylenerek gözlerini Koraya çevirdi.


"Koray bana yardım et" Koray korku dolu bir ifadeyle; "Yo yo yo, en son bana yardım et dediğinde seni öpmemi istedin. Unut sen yardım işini." dedi.


Ela üzgün şekilde "Koray ne olur bir iyilik yapsan" Koray şaşkın bir şekilde


"Bir iyilik mi? Hanımefendi farketmeni umarım ki dün sana hayatımda yapmadığım kadar iyilik yaptım."


Ela kaşlarını çattı. "Aman verdiğin ufacık bir öpücüğü yardımdan mı sayıyorsun? Tamam onun dışında başka ne yardımın dokundu ki" Korayın şaşkınlığı arttı.


"Sen dün sana yaptıklarımı yardımdan saymıyorsun öyle mi? diyerek yataktan hışımla kalkıp sağa sola yürüdü, Ela yerdeki çarşafa uzanıp üstüne çekerek yatakta oturur pozisyona geçti. Korayın sinirlediğini görebiliyordu galiba akşam ki öpücüğü önemsiz gibi göstermesi ve yardımlarını inkar etmesi onu kızdırmıştı. 'Aferin Ela! Adamı böyle sinirlendir ki sana yardım etmesin. Hem Allah çarpar be adam tüm benliğiyle öpüştü seninle. Sen kalkmış onu küçümsüyorsun' diye kendi kendine düşünürken Korayın sesiyle kendine geldi.


"Hizmetimizi beğenmemiş hah hanımefendiye de bak! Önce öp beni diyor sonra en ağır içkiyi bir dikişte içerek omuzumda sızıp kalıyor. Aç bakışlı birilerinin akşam yemeği olmasın diye onu odama, Benim olan ODAMA kadar taşıyorum" diyerek tekrar buranın onun odası olduğunu vurgulayıp devam etti "Yetmezmiş gibi gecenin bir yarısı uyanıp banyoda bağırarak şarkılar söyleyen kadını susturmaya çalışıyorum. O da yetmezmiş gibi kusup banyo olmak üzere üstünü başını berbat ettiğin için o saçma, kısa elbiseyle boğuşup üstünden çıkarıyorum. Hadi hepsini geçtim ama ben rahatına düşkün bir adamım. Sırf rahat uyuyayım diye oteldeki en büyük yataklı odayı tuttuğum halde dün gece hiç rahat uyuyamadım. Sence neden?" diye gözlerinden alevler çıkarak Ela'ya döndü.


Ela, Korayın dediklerini yapıp yapmadığını hatırlamaya zorladıysa da kendini şu an kafası boş bir mağara gibiydi. Korayın cevap bekleyen halini görebiliyordu. Ancak şu an için cevap vermemenin daha akıllıca olacağını düşünerek sessizce Koraya baktı.


"Senin konuşmaya niyetin yok o zaman ben söyleyeyim. Sen gece boyunca lanet olası koca yatakta benim tarafıma geçip bana koala gibi sarıldın. Kollarımı yastık gibi kullandın. Parmaklarıyla üç işareti yaparak, tam üç saat seni kendimden ayırmakla geçirdim. Sonunda uykusuzluğa dayanamayarak uykuya daldım . Sen şimdi gelmiş karşıma yaptığım iyilikleri küçümsüyorsun. Şimdi de ne me lazım seninle evlenmemi istersin. Yok kızım ben bu saatten sona sana yardım falan etmem" diyerek Elaya sırtını dönecek şekilde yatağın ucuna oturdu. Kolları dizlerine dayalı başını elleri arasına alarak sinirinin dinmesini bekledi.


Ela gözleri dolarak, Koray'ın gözlerindeki kıvılcımların orman yangınını dönüşünü izledi. Bu kadar sorumsuz olmasına ve bu adamın başına bela olması gururunu incitmişti. Daha fazla kendini tutamayarak hıçkırmaya başladı.


Koray dehşete düşmüş gibi Elaya bakakaldı bir dakika içinde Elanın gözleri, burnu, dudakları kızarmıştı. mavi gözleri bir gökyüzü kadar açılmıştı Ela içini çekerek konuşmaya başladı.


"Haklısın.. hık..Tam bir baş...hık..Belası gibi davran.. hık.. dım. Ben özür..hık.. diler..hık.. im." derin nefes alarak devam etti . "Ben üzgünüm bir daha seni rahatsız etmeyeceğim" dedikten sonra çarşafı bedenine sararak yataktan kalkıp, koltukta duran elbisesini alarak banyoya geçti Banyoda kendini toplamaya çalıştı. Banyodan çıkınca Koray,başını ellerinin arasına almış kolları dizlerine dayalı ve gözleri kapalı bir şekilde yatakta oturuyordu.


Koray şu an kendini çok kötü hissediyodu bu kadına bu kadar bağırması yersizdi. Evet zor bir gece geçirmişti ama o zor gecede güzel olan anlarda vardı. Mesela Elayı öpmesi, onun omuzunda uyuya kalması, onu arabada yol boyunca sarsılmasın diye kucağında tutarken burnuna dolan ipek saçlarının kokusu.. Büyük yatak odasında birinin nefesini duymakta hoşuna gitmişti. Edayı gecenin bir köründe banyodaki tezgaha çıkıp saç tarağını mikrofon yaparak şarkı söylediğini gördüğü anı hatırladı. Bu ilk baş şaşırmasına neden olsa da daha sonra kahkahalarını serbest bırakarak uzun bir süre gülmesine yaramıştı.. Bir de Elanın kısa elbisesini çıkarırken kalbinin yıllar sonra tekrar heyecanlanması. Elbiseyi Elanın üstünden sıyırınca vücudunu görmesi ile sıcak basmış elleri titremişti. Dediği gibi yatakta birkaç kez Elayı kendisinden ayırmak istemişti ama bu sırf iradesine yenilip uyuyan kadına istemeyeceği bir şey yapmamak içindi. Sonunda ise mutlu son Elanın ferah kokusuyla derin bir uyku..


Ela, Korayın olduğu taraftaki komidinin üzerindeki çantasına uzanmak isterken Koray, kafasını kaldırarak Ela'nın bileğini tuttu. Kadının göz çevresi ve dudakları hala kıpkırmızıydı. Koray, bu halde bile kadının güzel olduğunu kendine tekrarladı. Bu verdiği karar için kendine kızabilirdi. ancak şu an için bunu düşünmeyecekti. Şu an aklında olan tek şey kadının gözlerinden hüznünü silmekti. Gözleri birbirlerine kenetliyken Koray'ın dudaklarından çıkan soruyla Ela teslim olurcasına kendini Koray'ın yanına bırakarak yatağa oturdu. Bu küstah adama tekrar muhtaç olduğu için huzursuz olsa da başka çaresi yoktu.


"Sana son kez yardım edeceğim Ela ama önce dün gece hakkında konuşalım biraz. Dün gece seni tanımadığın bir adamın öpücüğüne muhtaç eden sebep neydi?"


Bölüm Sonu..


Loading...
0%