Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm

@dikenligul


"Be..ben" derken kekeledi Ela. Babası şu an onu iki kolundan kavramıştı. Kollarını sıktıkça Ela'nın acıdan gözleri doluyordu. Gözyaşları akmaya başlarken, akan yaşlar görüşünü bulanıklaştırıyordu. Bu iyi bir şeydi aslında. Bu sayede Ela, babasının şişmiş boyun damarlarını ve kızarmış mavi gözlerini net bir şekilde göremiyordu. Bir anda geri çekildiğini ve belindeki güçlü eli hissetti. Burnuna dolan koku ve sırtını sıvazlayan eller Ela'ya ona sarılanın kim olduğunu söylüyordu.


"Onu incitmeye hakkınız yok"


"Sen kimsin ulan! O benim kızım ona istediğimi yaparım."


"Ben kim miyim? Ben onu seven adamım. Ben Ela'nın..-" derken sözleri Mustafa tarafından kesildi.


"Sevgilisi değil mi? Sen şimdi kızıma çokta aşıksındır.." diyerek ağlayan Ela'ya baktıktan sonra devam etti. "Hah! siz bu masalları başkasına anlatın genç adam. Ben bilmez miyim sizin gibileri. Güya Aşk, sevgi için her şeyi yaparsınız ancak iş evliliğe gelince kaçarsınız. Benim geri zekalı kızım da bu yalanlarını yutar."


Mustafa'nın başta dediklerine tepki vermeyen Koray, Ela' ya geri zekalı demesiyle Ela'yı kollarından çıkararak arkasına sakladı. Sağ ellini sinirden yumruk yapmıştı.. "Yaşınıza hürmeten bir şey yapamıyorum. Ancak 'KARIMLA' babası olsanız dahi böyle konuşamazsınız"


Mustafa'nın Korayı kışkırtma çabaları boşa çıkmıştı. Duyduğu 'karım' kelimesiyle şimdi o çıldırıyordu."Kafayı yiyeceğim ulan! Ne karısı?"


Koray, Ela' nın herkes önünde daha da küçük düşmesine dayanamadı. Şu an ne derse desin biliyordu ki Ela'nın babası onları ve en çokta Ela'yı küçümseyecekti.. Demek Ela'nın evliliğini istiyordu. O halde Koray Ela'yla evlenirdi.. Son dakika aldığı bu kararlarla işleri daha da çıkmaza koyacağını biliyordu. Ancak ne olursa olsun Ela'yı babasının ellerine bırakamazdı. Bu gökgözlü kadın artık mutlu olacaktı...


Ela, bunlar bir kabus olmalı diye düşündü. Babasının onu herkesin içinde bu kadar rencide etmesi gerçek olamazdı. Zaten bu düşüncesi Koray'ın dediği 'karım' kelimesiyle kesinlik kazanmıştı. Ela şu an muhtemelen bayılmış ve kabus görüyordu. Ancak ellerine yapışan sıcak ellerle hiçbir kabusun bu kadar sıcak ve güvende hissettirdiğini sanmıyordu.


"Düğün için sizinle irtibata geçeriz Mustafa bey. " dedikten sonra Ela'nın ellerini tutarak o evden çıktı Koray. Arkasından Kerem ile Eda'nın geldiğini biliyordu. Arabaların önünde durunca bir oyuncak bebek gibi hareket eden ve boş gözlerle bakan Ela'yı kendine çevirdi.


"İyi misin?"


Ela'nın kirpikleri titriyordu. Fısıltı şeklinde konuştu. "Koray sen ne yaptın?"


Koray anlamayarak kaşlarını çattı. "Seni kurtardım."


Ela sinirlenerek Korayı itmeye çalıştı. Sesi şimdi daha güçlü çıkıyordu. "Hayır beni kurtarmadın. Sen içeride sadece saçmaladın. S..sen bizim birbirimize aşık olduğumuzu en saçması da evli olduğumuzu söyledin."


Koray sinirlenerek Ela'yı kollarından yakalayıp bedenine çekti. "Ne yapmamı bekliyordun Ela? Senin gibi susmamı ve babanın seni kukla gibi oynatmasına izin mi verseydim?"


Ela yakınlıktan rahatsız olarak Koray'ın kollarından kaçmaya çalıştı. "Verseydin Koray. Vermen de gerekirdi. Şimdi her şey daha kötü olacak. Babam bunların yalan olduğunu öğrenince yüzüme bile bakmayacak" diyerek Koray'ın onu bırakmasıyla yüzünü kapatarak ağlamaya başladı. Kaç senedir dışarıya çizdiği güçlü kadın imajı, taktığı sert maskesi bu adamın yanında paramparça oluyordu.


Koray, Ela'nın soğuk ellerini onun yüzünden çekerek kendi sıcak avuçlarına aldı. "Ela bana bak. Ben senin üzülmene hayatta izin vermem. Bu yüzden baban bunların yalan olduğunu anlamadan hemen evleneceğiz" Ela gözlerini irice açtı. Bu adam kafayı mı yemişti?


"Koray sen iyi misin? Ne demek evleneceğiz? Madem evlenecektim de niye babamı çiğneyip seninle evleniyorum. Kimsin sen ya kimsin? Hayatıma burnunu sokmaktan vazgeç!"


Bu soruyu bugün ne kadar da duymuştu.. Koray da artık yaptığı şeyden pişmanlık duymaya başlamıştı. Kim di ki o? Ela'yı sevdiğini söylemesi, onu Ozana bırakmaması.. Bunlar Ela tarafından saçma bulunmuştu. Koray içinde bir yerlerin acıdığını hissetti. Demek Ela'nın gözlerinde hiç kimseydi o..


İçi acımıştı Koray'ın. Gözlerindeki hayal kırıklığıyla sordu."Ozanla mı evlenmeyi tercih ederdin?" ve son sorusunda sesi daha da kısılmıştı. "Benden niye bu kadar nefret ediyorsun Ela. Görmüyor musun bunları senin için yaptığımı?"


"Koray ben.." diyerek ne diyeceğini bilemedi Ela. Koray'ın gözlerinde bir şeylerin parçalandığını gördü. Koray gözlerindeki hayal kırıklıkları ile biraz ötede duran arkadaşı Kereme döndü. "Ela size emanet daha sonra konuşuruz." diyerek arabasına bindiği gibi gaza bastı.


............................. 


Arabada çıt çıkmıyordu. Kerem arabayı kullanırken Eda ön koltukta sessizce oturmuştu. Bu gün olanlar herkese ağır gelmişti. En çokta Ela'ya arka koltukta otururken boş boş dışarıya bakıyordu.


"Eloşum inat etme. Gel bu gece bizde kal" dedi Eda.


"İstemiyorum Eda. Lütfen beni evime bırakın"


"Ama yalnız kalmanı istemiyoru-.."


Kerem, karısının eline uzanarak karısının itirazlarını boğdu.


Araba Ela'nın evinin önünde durdu. "İnan bana şu an en çokta yalnız kalmaya ihtiyacım var Eda. Lütfen beni anla. Daha sonra görüşürüz" diyerek arabadan çıkacakken bir anda geri oturdu.


"Kerem, ben Koray'a o kadar sert çıkmak istemezdim ancak olanlar yüzünden ağzımı tutamadım. Onu çok kırdım değil mi?"


"Koray kötü biri değil Ela. Açıkçası bütün olanların sinirini ondan çıkartman kötü oldu. O sert görünür ancak kimsenin üzülmesini istemez. Herkese elinden geldiğince yardım eder. Bu yüzden bazen olaylara direkt dalar. "


Ela'nın dudaklarında kırık bir gülümseme belirdi. "Biliyorum." O bar gecesini hatırladı bir an bir öpücük için yalvarması karşılığında Koray tarafından kucağa çekilmesi ve çokça öpülmesi.. Koray'ın bir sınırı yoktu.


"Onun bir limiti yok. Birine yardım edecekse her şeyini ortaya koyar. Orada da tam olarak bu oldu. Babanı ikna etme yolu o an için buydu. Eğer Koray böyle bir şey demeseydi. Baban ya seni buradan götürür ya da Ozanla zorla evlendirirdi." Ozan derken Keremin yüzünü buruşturması Ela'nın dikkatinden kaçmadı.


"Neden Ozan sizin arkadaşınız iken onunla evlenmemi istemiyorsunuz? Kötü biri olsa siz onunla arkadaşlık yapmazdınız. Haksız mıyım?"


"Haksız değilsin Ozan bizim için kötü bir arkadaş değil ancak senin için kötü bir erkek arkadaş hatta koca olurdu."


"Bu ne demek Kerem. Benim bu gece aklım çalışmıyor. Koray Ozan'ın benimle ilgili kötü konuştuğunu söyledi ancak ne olduğunu söylemedi."


"Kusura bakma bunu bende söyleyemeyeceğim. Hadi git ve dinlen. Ne yapacağına karar ver. Babana gerçeği söyleyip Ozanla mı evleneceksin, Korayla mı konuşacaksın? Bir düşün bunları.."


"Ben Korayın kalbini kırdım. Emini şu an pişmandır olanlardan. Yani tek seçeneğim babama herşeyi açıklamam gibi görünüyor."


"Sakın!" diye yüksek sesle bağırdı Eda. "Eloşum, Koray asla verdiği tekliften, Ah işte karardan dönmez. Koray'ın bu gece yaptıkları çok mantıklıydı. İnan bana Ozandansa Korayla evlenmelisin." Kafası daha da karışan Ela "Görüşürüz" diyerek arabadan indi.


Kendisini direkt yatağa bırakırken bu gün olanları başa sararak tekrar tekrar düşündü..


.................................


"Kerem, ben kadının o Gökgözlerine yağmur yağmaması için kendimi ortaya atıyorum ama onun bana dediği şeye bak 'Kimsin sen'? Kimim ben abi? Ela'nın acısından bana ne?"


"Koray, istersen daha fazla içme. Hadi kalkalım." dedi Kerem. Koray Sadi babanın yerine geçmiş geceye kadar içmişti. Daha sonra Sadi baba gecenin bir körü Kerem'i aramış, arkadaşına eşlik etmesi için çağırmıştı.


"Sen kalk abiciğim. Senin evinde bekleyenlerin var. Karın çocukların seni merak eder. Oysa beni merak edecek kimsem yok.." dedikten sonra biraz sessizlik oldu. Daha sonra Koray oflayarak konuştu. "Ben zaten niye yaşıyorum ki"


"Koray! Saçmalamaya başladın iyice. Kalk gidiyoruz." diyerek ayağa kalktı Kerem.


"Gelmiyorum Kerem. Bir gökgözlü kadının elinde oyuncak oldum. Öp diyor öpüyorum. Ağlıyor yüreğim acıyor. Gülüyor mutlu oluyorum. Çok saçma bunlar."


"Saçma değil dostum." 'Bunlar hep aşk'tan'


Kerem cümlesinin sonunu içinden tamamladı. Şimdi iki tarafta bu cümleyi kabul edecek halde değildi. Ela'nın da Koraya aşık olduğunu düşünüyordu. Korayı üzdüğü için yol boyunca düşünüp durmuştu arabasında.


...................................


Koray üç sabahtır aynı baş ağrısıyla uyanıyordu. Bunun nedeni her akşam iş çıkışı Sadi Baba'nın yerine gitmesiydi. Her şeyi unutmak için çok içiyordu. Her şeyden kasıt Ela'nın onu bir hiç yerine koyması ve üç gündür işe gelmemesiydi.


Koray ne kadar fazla içerse içsin, geceleri Ela'yı unutmaya yarasa da sabahları aklına ilk gelen şey Gökgözler oluyordu. İçinden lanet okuyarak banyoya gitti. Rutini olan soğuk su başından aşağıya akarken ruhunun da acıyla kavrulduğunu hissediyordu. Bundan sonra Ela'yı göremeyecek miydi?


Banyodan çıktıktan sonra takım elbisesini giyerek yola çıktı Koray. Şirkete girerken ayakları geri gidiyordu. Ela'sız bir şirket ona boş geliyordu. Odasına girerken Kerem ile karşılaştı.


"Ooo dostum bu gün daha bir ayık görünüyorsun. Çok şaşırdım doğrusu"


"Uğraşma benimle Kerem. Başım çatlıyor zaten. Önemli bir şey demeyeceksen içeriye giriyorum?"


"Gir bakalım belki biri odana ağrı kesicini koymuştur." Koray odasına yürürken Keremin arkasından bağırarak söylediği şeye el sallayarak karşılık verdi. Baş ağrısı zaten çekilmezdi bir de kuzeninin çenesiyle uğraşamayacaktı.


İçeriye girer girmez burnuna kendi kokusundan farklı bir koku çarptı. Eğer karşında o Gökgözleri görmeseydi Koray kafayı yediğini ilan edebilirdi.


"Ela, burada ne işin var?"


"Anlatacağım ama lütfen sözümü kesmeden beni dinle. Ben sana çok kez haksızlık yaptım. Çoğu kez bana yardım ettin. Sonrasında ise benim nazımı çektin. Sen çok iyi bir adamsın ve ben de çaresiz bir kadınım. E..eğer teklifin hala geçerliyse evlenelim. Sana güveniyorum. Bu dünyada bana zarar vermeyeceğine inandığım tek adamsın."


Koray sessiz bir şekilde Ela'yı dinledi. Ela ona inanıyor ona güveniyordu. İşte bu sözler Korayın kırılan kalbini onarmaya yetmişti. Dudaklarında oluşan ufak gülümsemeyle elini Ela'ya uzattı.


Ela tedirginlikle Koray'ın hareketlerini izlerken elini uzatmasıyla elleriyle oynamayı kesip elini Koray'ın eline uzattı. Kendini bir an da Koray'ın güçlü kolları arasında buldu. İçinde oluşan bu tamamlanmış hissi de neydi?


Koray, Ela'yı sımsıkı sararken bir eliyle saçlarını okşuyordu. Daha sonra özlediği o Gökgözleri görmek için Ela'yı biraz serbest bırakarak ellerini onun beline yerleştirdi.


"Şu üç gündür babanla aran nasıl?"


"İyi değil. Aramalarıma dönmüyor. Ancak hala İstanbulda'ymış Hülya ablayla konuştum."


"İstanbul'da olması iyi. Şu an evliliğimizi kafasında kesip biçiyor. Muhtemelen bunu sindirdikten sonra bizden ispat isteyecektir. Hemen yarın evlenelim."


"Ya..yarın mı?"


"Yarın olmaz mı?"


"O..olur. Yani tamam olsun. Yarın evlenelim peki ya işlemleri nasıl yetiştireceğiz."


"Sen onları Koray Karahanlı'ya bırakta söyle bakalım üç gündür işe neden gelinmiyor?"


"Ben utandım. Sana kötü şeyler söyledikten sonra karşına çıkmadım."


Koray Ela'nın önüne düşen bir tutam saçı kulağının arkasına yerleştirirken parmakları anlık o yumuşak tene değdi. Gözlerini o Gökgözlere dikerek Ela'nın içini eriten bir sesle konuştu.


"Sen benim şehrime bir adım at Ela. Ben seni dünyam yaparım.."


Bölüm Sonu..


Loading...
0%