Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm

@dikenligul


Ela yatak odasında bir sağa bir sola gidiyordu. Nadide hanım akşam yemeğine babasını da çağırmasını söylemişti. Ela utana sıkıla babasını aradı. Yine aramalarına bir yanıt alamamıştı. En iyisinin mesaj atmak olduğunu düşünerek eline telefonunu tekrar aldı.


Gönderilen: Baba'm **Özür dilerim baba.. Ancak bu özür Koray ile evlendiğimden değil. Seni arkadaşının yanında mahcup duruma düşürdüm içindir. Ben Koray ile çok mutluyum. O bana değer veriyor. O artık benim gözü kapalı sırtımı yaslayacağım dağım.


Koray'ın ailesini tanısan çok iyi insanlar. Hepsi evliliğimize olumlu bakıyor. Hatta annesi akşama yemeğe çağırdı. Bu yemeğe senin de katılmanı istiyorlar. Lütfen baba bir kerelik mutluluğuma sebep olur musun? Aşağıya evin adresini yazıyorum. Gelirsen beni çok mutlu edersin...


.


.


..............


Yaşadıkları o andan sonra karısının ondan kaçmasına ses etmiyordu Koray. Şimdi istediği kadar kaçabilirdi nasıl olsa gece aynı yatakta yatmaktan kaçamayacaktı. Akşam karısını kolları arasına alacaktı. Sabahtan beri gülümsemekten toplayamadığı yanakları ağrımaya başlamıştı. Telefonu çalarken hala gülüyordu.


"Efendim kuzen."


"Kuzen demek! Oğlum evlilik sana yaramış harbiden. Sen anca mutlu olduğun zamanlar bana kuzen dersin."


"Mutluyum be Kerem. Ne yalan söyleyeyim evlilik bana bile yaradı."


"Aman abiciğim. Nazar değmesin.. Ne yapıyorsunuz?"


"Kahvaltı yaptık. Bir daha da görmedim Ela'yı sabahtan beri benden kaçıyor."


"Ne yaptın lan kıza! Bak Koray kızla oynama sakın.. O benim karımın en yakın arkadaşı o üzülürse Edam da üzülür."


"Saçmalama Kerem ne oynaması.. Sadece birbirimizi tanımaya çalışırken biraz ileri gittim."


"İleriden kastın? "


"Küçük bir öpücüktü sadece zaten onun üstüne de annem falan geldi. Ona yakalandık. Bu yüzden sabahtan beri saklambaç oynuyor benimle.."


Kerem koca bir kahkaha attı. Koray telefonu kulağından çekti "Lan ne yapıyorsun? Kulağımı sağır ettin. Ne o böğürüne basılmış hayvan gibi gülüyorsun."


"Çok komik.. Vay be gecelerin adamı Koray Karahanlı demek yaramazlık yaparken annesine yakalanmış. Bunu Eda'ya anlatmam gerek kapat kapat" diyerek telefonu hızla kapadı Kerem.


Koray elindeki telefona şaşkın bir yüzle bakarken olumsuz anlamda kafasını salladı.. Kuzeninin Eda'yla evlendiğinden beri huyu değişmişti. Herkesin çekindiği Yavuz Arslanlı şimdi pamuk kalpli Kerem Arslanlıya dönmüştü.


......................................


Koray, saatlerce Ela'nın yatak odalarından çıkmaması üzerine yatak odasının kapısını tıklattı.


"Ela geç kalacağız. Hala hazırlanmadın mı?"


"Hayır Koray hala hazır değilim. Sen gitsen ben yarım saate arkandan gelirim."


"Öyle olur mu hiç."


"Olur Koray. Bak böyle acele ettirirsen bir saate çıkamam." Koray Ela'nın babası dolayısıyla gergin olduğunu bildiğinden üstüne gitmeme kararı aldı.


"Tamam ben yan eve geçiyorum. Sen de kendini fazla yorma. Çünkü ne giyersen giy, ne kadar makyaj yaparsan yap. Sen her halinle güzelsin."


Ela yatak odasında stresten bir baştan bir başa yürüyüp dudağını kemirirken Koray'ın iltifatıyla kasılan yüzü rahatladı. çok korkuyordu babasının gelmemesinden ya da gelip de olay çıkartmasından.. Korayın ailesine rezil olmaktan ödü kopuyordu. Ya Korayı ailesine karşı mahcup ederse..


Dolaptan beyaz dantelli elbisesini çekip çıkarttı. Saçlarına dalga kattıktan sonra hafif bir makyaj yaptı. Hazırdı.. Korayı fazla bekletmemek için odadan hemen çıktı. Yan eve geçerken heyecanlıydı.


Kapıyı açan Nadide Hanımı öpüp içeriye geçen Ela'nın gözleri Koray'ı aradı.


"Koray mutfakta canım. Sütlacı çok sever. Eve girer girmez kokusunu alarak soluğu mutfakta aldı. Şimdi onu yiyordur. Bir an önce git ve bir kaseden fazla yemesini engelle yemeğe de yer bıraksın"


"Tamam. Ben bir bakayım efendim." diyerek mutfağa yürüdü.


 


Ela'nın beyazlar içinde mutfağa girdiğini gören Koray bir an kaseyi elinden düşürecekmiş gibi oldu. Ela'ya beyazların ne kadar çok yakıştığını onu dün gece beyaz pijamayı gördüğünde de düşünmüştü. Şimdi Ela karşısında bir kuğu -yeni gelin- kadar güzeldi.. Ela'nın rahatsızca kıpırdanmasıyla uzun süredir onu izlemiş olduğunu anladı. Gözlerini Eladan kaçırarak kasesine bakarken "Çok güzel" dedi.


Ela bu cümlenin muhatabının kendisi mi yoksa sütlacın mı olduğunu anlayamasa da gülümsedi. Koray gözlerini kasesine dikmiş hızlıca sütlacını kaşıklıyordu. Bu hali Ela'ya çok tatlı geldi.


"Çok hevesli yiyorsun. Sorun olmazsa ben de tadına bakabilir miyim?"


Koray sabahtan beri kaçan kadının şimdi neden bu kadar yakın davrandığını anlayamasa da bu teklif onu heyecanlandırmıştı. " Ağzını kocaman aç bakalım." diyerek kaşığını sütlaçla doldurdu. Elayı elleriyle beslemek hoşuna gidiyordu.


Ela gülümseyerek Korayın yanına otururken ağzını açmıştı. Sütlacın damağında bıraktı o tat ile gözlerini kapadı. Anne sütlacının tadı da bir başka oluyordu. Ela bir kaç kez sütlaç yapmaya çalışsa da annesi ve diğer anneler gibi güzel yapamıyor kıvamını tutturamıyordu. Mutlulukla gözlerini açtığında Korayın ağzının 'o' şeklini aldığını ve gözlerinin dudaklarında takılı kaldığını gördü.


Kahvaltıda yaşanılanları hatırlayarak ani bir hızla Korayın yanından kalktı. "Ben bir Nadide hanıma bakayım." diyerek gidecekken Korayın onu tutmasıyla durdu.


"Benden kaçma Ela."


Ela umutsuzca kalktığı yere oturarak Koraya karşı dürüst olmaya zorladı kendisini."Ben özür dilerim ama elimde değil. Beni de anla Koray. Daha birbirimizi tanımıyoruz bile. Sabahki yaptığımız şey yanlıştı. Bir daha tekrarlamasını istemiyorum."


Koray elindekileri masaya bırakarak kalın kollarını masaya dayadı. Birbirimizi tanımıyoruz değil o cümlenin doğrusu sen beni tanımıyorsun! diye düşündü. "Tamam. Sen istemediğin sürece bir daha seni öpmem Ela. "


"Pekala anlaştığımıza göre içeriye geçelim mi?" diyerek gülümsemeye çalıştı Ela. Ancak gülümsemesi dudaklarında eğrelti duruyordu. Bir daha öpüşmeyecekler miydi? Elanın içi burkuldu.


"Bir konu daha var anneme istersen anne diyebilirsin. Bu onu da beni de mutlu eder. Tabi karar yine de senin" diyerek mutfaktan önce Koray çıktı.


........................................


Saat sekiz olmasına rağmen Elanın babası Mustafa hala gelmemişti.


"Kızım istersen babanı ara bir. Yolu mu bulamadı acaba?"


"Aradım. Sanırım çekmiyor. Normalde gelmesi gerekiyordu. Demek son dakika işi çıktı."


"İşler bazen çok can sıkıcı olabiliyor. Bak ben de Hikmetin işleri yüzünden çoğu zaman tek başıma yemek yiyorum."


Koray Elanın kulağına eğilerek sordu. "Babana ulaşabildin mi?"


"Hayır telefonlarımı açmıyor. Ben de mesaj attım engellemediyse eğer görmüştür."


"Gelmezse de üzülme, bir ara beraber gider ikna ederiz" Ela, Koray'ın yeşil-kahve harelerine bakarken rahatladığını hissetti. Koltuğa oturduğundan beri kazık yutmuş gibi dimdik ve gergindi.


"Hadi o zaman yemeğe geçelim." diyerek yemeğe kalktıkları sırada kapı çaldı.


"Oturma odasına babasının girdiğini görünce, Koray destek vermek için Ela'nın elini tuttu.


"Kusura bakmayın biraz geç kaldım."


"Önemli değil. Buyurun masaya geçelim" diyerek dünürünü masaya yönlendirdi Hikmet Bey.


Herkes masada yerini alırken Ela nefesini tutmuş bir şekilde babasından gözünü ayırmıyordu. Babası geldiğinden beri ona bakmıyordu. Bu hala ona sinirli olduğunu gösteriyordu. Masada sadece büyükler konuşuyordu. Mustafa bey ve Hikmet bey karşılıklı olarak işlerden bahsediyordu. Ela babasının ona bakmasından ümidini keserek tedirgin şekilde önündekileri eşelerken Koray elleriyle Ela'ya yemek yedirmemek için kendini zor tuttu. Yemekler yenildikten sonra bahçeye kahve içmek için geçtiler.


"Ela ile Koray'ın habersiz evlilikleri hakkında ne düşünüyorsunuz Mustafa bey?" diye sordu Nadide hanım. Mustafa'nın geldiğinden beri kızıyla konuşmaması Nadidenin tuhafına gitmişti.


"Açıkçası böyle bir evliliği yok sayıyorum ben."


"Nasıl yok sayarsınız Mustafa bey. Çocukların elinde nikah defterleri var" Nadide hanım sinirlenmişti.


"İstediği kadar nikah defteri almış olsunlar onların evliliğinin gerçek olduğunu sanmıyorum. " Babası bunları derken Ela'nın yüzüne bakmıştı sonunda. Ela'nın rengi bir ton attı. Koray Ela'nın elini sımsıkı tutarken kendisine bakmasını sağladı. "Sakin ol güzelim." diyerek sessizce fısıldadı.


"Bunu size düşündüren ne?" diye sordu Hikmet bey. Kaşlarını çatmış oğluna bakıyordu.


"Ela'nın Korayı sevdiğini düşünmüyorum. Kaldı ki oğlunuzun da tanınmış bir gece hayatı olduğunu bildiğimiz için onun da tek bir kadına bağlı kalacağından şüpheliyim. Bu evlilik bana tamamen anlaşmaya dayalı gibi geliyor."


"Bu da ne demek Koray?" diye sordu annesi. Koray, Mustafa'nın konuşmaya devam etmesiyle Ela'nın tonunun gittikçe solduğunu hatta üstündeki beyaz elbiseyle aynı renge büründüğünü gördü. Bu gergin ortamı dağıtmalıydı bir an önce.


"Mustafa babaya katılmıyorum. İnsan eğer gerçekten seviyorsa karısına ihanet etmez." Bunu dedikten sonra kendisini izleyen karısının gözlerinin içine bakarak devam etti. "Ben Elayı her şeyden çok seviyor ve önemsiyorum." Mustafa beye döndü. "Onu üzecek bir şey yapmayı aklımdan bile geçirmem. Nikah masasında Elayı kendim dahil herkesten koruyacağıma dair söz verdim. Onu kimsenin üzmesine izin vermem.." son cümlesi Mustafa beye göz dağı verir gibi söylemişti.


Nadide hanımın yüzü yumuşadı. Oğlu, kızı gerçekten seviyordu.


Mustafa bey az önce sayı yaptığını sandığı için mutluyken Korayın açıklamasıyla yüzü asılmıştı. Kızının bu kadar kısa süre içinde Koray gibi bir çapkını kendisine bağladığına inanamıyordu. Bu işin içinde bir şey vardı ve Mustafa bey onu bulmadan gitmeyecekti.


"Size ve sevginize inanmıyorum genç adam. Eğer Elanın üzülmemesini istiyorsanız bana doğruları anlatın." diyerek gözlerini kızına dikti. "Her şey için geç değil Ela. Bana doğruyu söylersen baba kız bağına devam edebiliriz. Aksi halde seni silerim."


Ela'nın gözleri bulandı. Babasıyla hiçbir zaman mükemmel bir baba kız ilişkisi yoktu. Ancak bu dünyada annesini hatırlatan son kişiydi. Onu kaybetmek istemiyordu. Buraya kadardı işte. Her şeyi itiraf etmesinin zamanı gelmişti. Korayı yarı yolda bırakacağı için gözleri doldu. Ailesi kim bilir gerçekleri duyunca Koraya nasıl kızacaktı. Tam ağzını açıp olanları anlatacaktı ki el ele tutuştukları elinin sıkılıp gevşediğini gördü. Gözleri Koraya kayarken Koray'ın söze başladığını gördü.


" Aslında evliliğimizin gerçekliği konusunda size hiçbir ispat sunmak zorunda değiliz. Ancak ben Elanın sizi sevdiğini ve kaybetmek istemediğini biliyorum. Bu yüzden karımın mutluluğu için size bir dal uzatıyorum. Bir süre bizimle yaşayın. Sizin evliliğimize inanana kadar evimizde ağırlamaktan onur duyarız Mustafa babacığım." diyerek teklifini sundu Koray.


Ela gözlerini irice açarak Koraya şaşkınca baktı. Yine Korayı zora sokmuştu işte. Ela adı gibi emindi ki babası eğer bu teklifi kabul ederse o evde en çok Korayı huzursuz edecekti. Koray başını kendisi için tekrar yakmıştı. Elanın aklı almıyordu bu adam neden onun mutluluğu için bu kadar çabalıyordu. Bu oyundan caymak için eline fırsat geçmesine rağmen işte yine kurtarmıştı onu. Ela babasının bozguna uğramış yüzünü görünce mutlu oldu. Babasının son atağını savuşturmuşlardı. Koraya dönerek koca bir gülümseme gönderdi.Koray Ela'nın dişlerini göstererek gülümsemesine göz kırparak cevap verdi.


Mustafa'nın teklifi kabul etmesi sonucu zor günlerin onu beklediğini Koray da biliyordu. Yine de -Değer be -dedi içinden Elanın yanında olması ve ona böyle gülmesi için dayanırdı..


Bölüm Sonu..


Loading...
0%