Yeni Üyelik
19.
Bölüm

Ağvü

@dikenligul


Aysu yatak odasına girdiğinde banyodan gelen kahkahalarla adımlarını oraya yönlendirdi. Açık olan banyo kapısından içeriye girdi. Gözüne en önce oğlunun kafasındaki ve burnundaki köpüklerle gülen yüzü çarptı. Daha sonra dalgalanan kasları ile oğlunu yıkayan bir adet Kayalı..


Gözlerini adamın belindeki gamzesinden, sıkı kalçasından alamazken oğlunun seslenmesini bile duymuyordu.


Uğurun arkasını dönmesiyle bu sefer de baklavalarıyla karşı karşı kalan Aysu terlemeye başlamıştı. Böyle olmamalıydı. Onu görünce kalbi böyle atmamalı, vücudu böyle tepkiler vermemeliydi.. Kendine kızarken Uğurun sesini duydu. Uğur ona çarpık gülümsemelerinden birini sunuyordu.


"Aysu bize katılmak istiyor gibi görünüyorsun" Aysu anlamsız bakışlarını Uğura sunarken arkadan da oğlunun kıkırdamalarını duyuyordu. Yüzü kızarmaya başlamıştı. Adama yiyecek gibi bakarken yakalanmıştı.


Aysu yüz ifadesini değiştirmeye çalışarak kaşlarını çattı. "Ne münasebet canım. Ben öyle oğluma bakmaya geldim. Çıkar artık çocuğu, hasta olacak. Bu ne sorumsuzluk ya.." diye söylenerek banyodan kaçar adımlarla çıktı.


Arkasından oğlu ile Uğurun daha çok güldüğünü duyunca kızaran yanaklarını tutarak odadan kaçtı.


....................................


"Aysu, bugün Ağvaya gidelim mi?" Aysu çatalını, tabağına bırakırken kıkırdayan oğlu gözünden kaçmamıştı. Bakışlarını oğlundan çekerek karşısındaki adama yönlendirdi.


"Kimden çıktı bu fikir" Uğur, oğluna bakıp göz kırptı. "Benden tabi ki oğlumla Ağvayı gezmek istiyorum"


"Tamam o zaman ikiniz gidin" diyen Aysu ile oğlu derin bir of çekti.


"Ama anne öyle tadı çıkmaz ki. Hep beraber gitmeliyiz. Hem dedem de gelecek sen evde yalnız mı kalacaksın."


Aysu şaşkın gözlerle Hulusi dedesine baktı. Hulusi bey kafasını sallarken Aysu hala şaşkındı. Hulusi dedesi normalde böyle etkinliklere katılmak yerine evde kalmayı isterdi. "Dede sen de mi gitmek istiyorsun?" diye sordu.


"Evet kızım biraz tatil yapıp güneşlenmek iyi gelebilir yaşlı kemiklerime diye düşündüm. Bence sen de gelmelisin."


"Anne lütfen sen de bizimle gel." diyen oğluna ve dedesinin ısrarına karşı Uğur sessizce yemeğini yiyordu. Demek onun gelip gelmemesi Uğuru ilgilendirmiyordu. Aysu bu duruma sinirlenerek "Tamam" dedi. Onlarla gidecekti..


............................


"Uğur böceğim gel buraya önce bunları yemen gerekiyor sonra girersiniz suya" diyerek elindeki hamburgeri oğluna yedirmeye çalışıyordu.


"Ya anne" diyerek elindekini alan oğluna gülümseyerek meyve suyunu da uzattı. "Önce karnını doyur sonra istediğin yere gidebilirsin böceğim" diyerek oğlunun burnunu öptü.


Uğur, anne ile oğlu izlerken önündekileri yemeyi bırakmıştı. Aysu öyle güzel oğlu ile ilgileniyordu ki bazen onları kıskanmadan edemiyordu. Aysunun sevgisi ve ilgisi bir zamanlar onun üzerindeydi. Ancak Uğur ona hiç layık olamamıştı.. Bunu değiştirecekti Aysu eskisi gibi ona sıcak davranacaktı. Bunun için elinden gelen ne varsa yapardı.


Sabah yedi de yaptıkları kahvaltıdan sonra hazırlanıp arabaya atlamışlardı. Ağvaya geldiklerinde saat öğleye gelmişti. Öğle yemeklerini yiyerek oraları gezmeye karar vermişlerdi. Ancak oğlu daha önce böyle bir etkinliğe katılmadığı için heyecanlıydı. Bu yüzden oğluna yemek yedirmek zor olmuştu.


Hulusi bey odasına çekilip yolun yorgunluğuna atacağını söylediğinde kimse karşı çıkmamıştı. Şimdi minik Uğuralp bir eliyle annesinin elini, diğeri ile de babasının elini tutmuş Ağva'yı neşe içinde geziyordu.


"Baba bak salıncak" diyerek ilerideki uzun salıncağı gösterirken heyecandan gözleri parlamıştı miniğin. Aysu, oğlunun heyecanlı haline bakarak gülümsedi. Uğur gözlerini hangisinden alacağını bilemedi. Güneş kadar göz kamaştıran gülüşü olan kadını mı izlemeliydi yoksa şirin oğlunun pembe yanaklarına mı bakmalıydı karar veremedi. Elini bırakıp salıncağa koşan oğlu ile Aysuya bakmaya karar verdi. Aysu, salıncağa koşan oğlunun arkasından tatlı tatlı gülümsüyordu. Uğur bu anı hafızasına kazıdı. Eğer Aysu onu istemezse diye oğlu ve Aysu ile olan her anısını, onların her türlü mimiklerini aklına kazımaya başlamıştı. Bu da böyle anlardan biriydi işte.


Aysunun gülümseyen yüzü yanındaki adama döndü. Uğurun dudaklarındaki gülüşle onu izlediğini görünce kalbi bir anda hızlandı.


"Çok güzelsin Aysu. Bir su perisi kadar masum ve güzel.." Uğur, ağzında çıkanlara engel olamazken Aysunun gülüşü yüzünde donmuştu.


Gözlerini Uğurdan çekerek adımlarını hızlandırdı. Bir eli kalbine giderken kalbinin, bu adamla nasıl başa çıkacağını bilmiyordu.


.................................


"Anne ben ortanızda yatabilir miyim" Diyen oğluna pijamalarını giydirirken endişeli yüzünü saklamaya çalışarak gülümsedi Aysu.


"Tabi ki bebeğim. Sen bizimle yatacaksın diye bu büyük odayı tuttuk"


"Oleyyy" diyerek yatakta zıplayan oğluna gülümserken banyo kapısının açıldığını duydu. Burnuna özlem duyduğu koku çalınınca kalbi tekrar hızlı atmaya başlamıştı. Arkasındaki sıcaklı ile Uğurun çok yakın olduğunu anladı. Beline salınan kolla irkildi. Boynunun girintisindeki nefesi duyunca elleri titredi.


"Ne kadar da mutlu" diye fısıldayan adamla dizleri de ellerinin titremesine eşlik etti.


"Sanırım gerçek gülüşlerini sunuyor oğlumuz.." Aysu ne yapacağını bilemedi. Senelerdir hayal ettiği şeyi yaşıyordu ancak kalbindeki kırıklarda kalbine batıp canını yakıyordu. Bu adam onun hem yarası hem de yara bandı olabilir miydi?


Elleri zorlukla beline sarılan kola gitti. "Brova Kayalı benden çaldığın gülüşleri sonunda oğluna verebildin." diyerek belindeki kolu ittirdi. Valizden çıkarttığı geceliği alarak banyoya koştu.


Uğur, Aysuya yaklaştıkça daha sert duvara çarptığını hissediyordu. Gün geçtikçe Aysunun duvarları azalmak yerine artıyordu. Bir zamanlar onun canını yaktığını biliyordu ancak şimdi onu mutlu etmek istiyordu ama bu sefer buna Aysu izin vermiyordu.


Derin bir of çekerek oğluna sarıldı. Onun bebeksi vanilya kokusunu koklayarak sakinleşmeye çalıştı. Haftalardır Aysunun evde onu görmezlikten gelmesi, onu yok sayması yetmiyormuş gibi iğnelemeleri ve itmelerine katlanabileceğini sanmıyordu. Oysa zamanında o da aynısın Aysuya yapmıştı. Onu küçük görmüş, her gece bedenini kullanıp yanından kaçmıştı. Peki Aysu bunlara nasıl dayanabilmişti. Aşığım demişti bir zamanlar. Aşkım için gerekirse yaptıklarına katlanırım demişti. Peki ya şimdi? Belli ki aşkı bitmişti Aysunun. Bu yüzdendi onu evinde ve hayatında istememesi.. Derin nefesler alırken oğlunu sarmalamış, burnunu saçlarının arasına daldırmıştı. Bu saatten sonra onlardan nasıl gideceğini bilemiyordu.


Aysu kendini banyoya atıp aynanın karşısına geçtiğinde gözyaşlarına engel olamamıştı. Bu adam neden ona eziyet ediyordu. Amacı yine kendisini kullanmaktı. Bunu biliyordu Aysu. Geçmişteki gurursuz kadın olmamak ona herşeyini sunmamak için ondan uzak kaçıyor, onu görmezlikten geliyordu. Bu tatile de sırf yalnız kalmamak için gelmek istememişti. Ancak oğlu yol boyunca onlarla yatacağını anlatıp mutlu olurken itiraz edememişti. Yüreği dağlanıyordu adama her baktığında, adamın kokusunu her duyduğunda.. O bu kadar yakınken ona sarılamamak cezaların en büyüğüydü. Aysu biliyordu. Gururundan kalan kırıntıları da bu adama feda etmemesi gerektiğini biliyordu..


Kendini toplayıp içeriye girdiğinde gözlerinin tekrar dolmasına sebep olan o manzarayı gördü. Yıllardır görmeyi umduğu gibi.. Uğurun kaslı kolları arasında sarmalanmış bir şekilde yatan oğlu ve yüzündeki tatlı gülümsemeyi.. Aysu biliyordu. Oğlu bunun hayalini çok kurmuştu. Babasının kolları arasında kendini güvende hissederek yatmak istediğini sürekli anlatırdı. Dolan gözlerine elleriyle hava vererek ışığı kapattı. Ayakları hızlıca onu yatağın diğer tarafına götürürken gözünü bir saniye bile onlardan ayırmıyordu. Yatağa girdiğinde onlara taraf döndü. ellerini yanağının altında birleştirip bütün gece onları izlemeyi amaçladı. Uykusuzluğa yenik düşen gözleri yavaşça kapanırken zihninde güzel bir hayal canlandı. Uğurun güven veren o kaslı kollarının kendisini de sardığı bir hayal..


Uğur, düzenli nefes sesini duyunca gözlerini araladı. Onlara uzak duran kadına bakınca içi sızladı. Aysu her zaman böyle bir kadındı. Verilenle yetinen daha fazlasını istemeyen. Şu an bir yatağın bir ucunda onlara dönük yatmasına rağmen çok uzakta kalıyordu. Uğur dokunsa yere düşecek gibi duruyordu. Sanki onlara dokunmaktan korkar gibi uzak ama onları görmeden yapamayacak kadar yakın..


Aysuyu yatağın ortasına kaldırıp koydu. Daha sonra oğlunu annesinin kollarına yerleştirirken anne ve oğlunun derin uykusuna gülmeden edemedi. Aysunun arkasına geçip onu kolları arasına alırken şakağına öpücük bırakmayı eksik etmedi. Şimdi tamamlanmıştı işte.. Uzun kolları oğlunu da sararken vücuduna yapışan yumuşak hatlar ile her ne kadar kendini uyanık hissetse de değerdi bu huzura..


....................................


Aysu, gördüğü ateşli rüyadan uyanmıştı ancak kendini aşırı derecede uyarılmış hissediyordu. Altındaki sert vücutta ona yardım etmiyordu. Gözlerini açmadan rüyasındaki hazın devam etmesi için kendini sürtmeye başladı. Sürtündüğü her ne ise bu onu daha da uyarıyor, aynı zamanda rahatlatıyordu. Her sürtünüşünde inlemeye başladı. Nerede olduğunu ve altındaki şeyin ne olduğunu düşünemeyecek kadar kendini hazza kaptırmıştı. Kendini zirvede hissedip kapalı göz kapaklarında yıldızları görene kadar devam etti bu eyleme. Rahatlayıp mayışmış bir halde göz kapaklarını açtığında burnuna dolan koku ve olduğu yeri görünce şaşırdı. Dudakları adamın etini sıkıştırmış ve Uğurun üstünde kendini tatmin etmişti. Gözleri adamın sıkıca kapattığı göz kapaklarında ve sıkmaktan kaskatı olmuş çenesine gitti. Elleri ile adamın göğsüne dokunup kalkmaya çalışırken üstüne daha sert bir şekilde düşünce adamın boğuk bir şekilde inlediğini duyarak gözlerini aşağıya indirdi. Gördüğü manzara ile utancı iki katına katlanmıştı. Adam onun yüzünden acı çekiyor olmalıydı. Bir daha düşeceğini bildiği için kalkmaya yeltenmeyip kızarmış yüzünü adamın boynuna gömdü. Ancak bu bile hassas olan adamın inlemesine yetmişti. Aysu yer yarılsın ve içine girsin istiyordu. Zayıf bir şekilde konuştu.


"Özür dilerim."


Uğur boynuna vuran sıcak nefesin özür dilemesini değil daha başka şeyler yapmasını istiyordu. Sabah Uğuralp erkenden uyanıp dedesiyle yüzmeye gitmek isteyince ona izin vermiş mayosunu giydirip göndermişti. Aysuya sarılıp yatma fikri daha cazip geldiğinden gitmek istememişti. Tam uykuya daldığı anda kadının daha çok üstüne yayılması ile uykusu kaçmış onu izlemeye başlamıştı. Geçen kısa zaman sonra Aysunun boğazını emmesiyle uyandığını sanıp kalçasını okşamıştı ancak kadının kafasını kaldırmaması ile hala uyuduğunu anlayıp kendinde utanmış elini çekmişti. Kadının kendini rüyada sanıp yaptıkları ile ellerini yumruk haline getirip kendini ona dokunmamak, içine gömülmemek için sıkmıştı. Şimdi yeterince hassas olan vücudu tüm yapılanlardan sonra ufak bir sıcak nefese karşı bile ayaktaydı.


Ya buradan kalkacak ya da kadına yumulacaktı. Aysunun onu hala afetmemiş olması Uğuru ilk seçeneğe itiyordu. Daha fazla dayanamayacağını anlayıp Aysuyu sert bir şekilde yatağın diğer tarafına attığında koşarak duş almaya gitti.


Aysu fırlatıldığı taraftan diklenmeye çalışırken yaptığı şeyin utancını yaşıyordu ancak yüzünde de keyifli bir sırıtma olmuştu. Adamın bu kadar zorlanması hoşuna gitmişti. Geçmişin intikamını böyle alabilir miydi? Aklına gelen şeyi uygulayıp uygulamama konusunda iyi bir karar vermeliydi...


Bölüm Sonu..   


Loading...
0%