Yeni Üyelik
18.
Bölüm

Baba Olmak Yakıştı

@dikenligul


Uğur kollarına yığılan bedeni sımsıkı kucaklayarak hemen yukarıya taşıdı. Ezbere bildiği odaya giderken gözleri Aysu'daydı. Aysu'nun beyaz teni daha solgun görünüyordu. Onun yüzünden hasta olması Uğurun hoşuna gitmemişti.


Adımlarını hızlandırarak odaya girdi ve kapıyı ayağıyla kapattı. Kızı yumuşak yatağa bırakırken gözlerini ondan ayırmıyordu. Aysu'nun yüzünde hoşnutsuz bir ifade vardı. Burnu kırmızıydı. Göğüsü ara sıra yükseliyor, hıçkırır gibi sesler çıkarıyordu. Onun bu halleri Uğur da ona karşı şefkat uyandırıyordu.


Elleri kızın kısa, sarı saçlarına gidecekken yarı yolda tuttu kendini. İşte bu yüzdendi! Bu saçmalıkları yaptığı, ellerini sürekli Aysu'nun üzerinden çekemediği için terk etmişti evini. Kıza bağlanmamak, belki de onu sevmemek için terk etmişti her şeyini.. Peki yıllar neyi değiştirmişti? Hiçbir şeyi... Meğer kaçmasının hiçbir faydası yokmuş. Bunu geldiği ilk gece anlamıştı. Kıza ilk dokunduğu, onu öptüğü o gece anlamıştı. Aysu'dan ve oğlundan bir daha gidemeyeceğini artık çok iyi anlamıştı. Onları ne pahasına olursa olsun kazanacak ve bırakmayacaktı.


.....................................


Aysu gözlerini açtığında bir an nerede olduğunu sorguladı. Dün olanlar zihnine birer birer düşerken odasında olduğunu ve dün geceki yüzleşmeyi hatırladı. Canını yakan o mavi gözleri unutmak ne mümkündü!


İster istemez düşünmeden edemedi. Gurursuz bir kadın gibi Uğura kendini sunarken, onun itmelerine rağmen her zaman ilk onun yanına koşarken o gün ne değişmişti de oğlunu söyleyememişti. Yeterince gururunu ayaklar altına aldığı halde daha da yüzsüz olup bebeğini söyleseydi neler olurdu diye.. Elbette bunu yaşamadan öğrenemezdi.


Daldığı düşüncelerden kapısının açılmasıyla çıktı. Bal yanaklı oğlu, yatağına koşarak çıkmaya çalışıyordu. Tüm dertlerini unutup oğlunu yatağa çıkardı.


"Annemm" diyerek sarılan oğluna kucak açtı. Küçük Uğuralp annesinden ayrılırken bıcır bıcır konuşmayı ihmal etmiyordu. "Seni uyandıracaktım ama babam yorgun olduğunu söyledi. Şimdi dinlenebildin mi anne?"


"Baban doğru demiş oğlum çok yorgundum ama seni gördüm tüm yorgunluğum geçti" diyerek oğlunun yanağını öptü.


"Baban nerede bebeğim?"


Uğuralp, yeni hatırlamış gibi annesinin kucağından heyecanla çıktı. "Anne, babam eşyalarını toplamaya gitti. Buraya taşınacakmış." Oğlu heyecanla anlatmaya devam ediyordu. "Anne babam hep bizimle olacakmış, benimle futbol da oynar değil mi? Sonra beraber film izleriz, lunaparka da gider miyiz?"


Aysu oğlunun hevesini kursağında bırakmak istemedi. "Sen ne istersen yaparız benim bal oğlum" diyerek oğlunun yanağını öptü.


Uğuralp annesinden aldığı destekle hayallerini anlatmaya başladı. "Elif annesi ile babasıyla yatıyormuş. Bizde her gece birbirimize sarılarak yatarız. Onlar gibi her haftasonu gezeriz. Sonra babam bizi kötü adamlardan da korur..-"


Aysu, oğlunu dinledikçe yaptığı yanlışı daha çok görür olmuştu. Onların arasındaki savaş yüzünden oğlu çok yalnız kalmıştı. Şimdi hayallerindeki aile figürünü anlatırken heyecanlıydı. Tombul yanakları heyecanla kızarmış, mavi gözleri parıldamıştı.


Aysu, ne olursa olsun bir daha Uğur ile arasında ne geçerse geçsin oğlunun üzülmemesini sağlayacağına söz verdi.


.........................................


Aysu, durumları Sarpa telefonda anlatarak bir aylık izin almıştı. Uyandıktan sonra kahvaltısını yapmış, Uğuralp'i öğle uykusuna yatırıp, dedesiyle konuşmaya karar vermişti.


Şimdi karşılıklı kahvelerini içerken Aysu gözlerini masaya sabitlemişti. Dün olanları hatırladıkça tüyleri diken diken oluyordu.


"Ne yapmayı düşünüyorsun kızım?" Hulusi beyden gelen soru ile Aysu irkilerek şimdiki zamana döndü.


"Uğur geldiğinden beri ne yapacağım soruluyor dede, bunu ben de kendime sürekli soruyorum ama şu ana kadar verebilecek bir cevap bulamadım. Ne yapmam gerekiyor dede?"


Hulusi bey sıkıntı ile kahve bardağını masaya bırakarak Aysu'nun yanına oturdu. " Kızım sizi zorlayarak bu evliliğe yönlendirdiğimiz için çok mahcubum. Uğurun kadınlara olan nefretinin bu kadar ağır olduğunu tahmin edememiştim. Seni sever diye düşündüm. Sen çok iyi kalpli bir kızsın, torunuma da beslediğin sevgiden haberim vardı bu yüzden sizi yakınlaştırdık ama onun seni bu kadar üzmeye hakkı yoktu. Ne yapacaksan bunda Uğuralp'in mutluluğunu düşünerek yap kızım. Şunu bilmelisin ki ne yaparsan arkandayım. Sen ve Uğuralp benim neşemsiniz. Sizin üzülmenizi asla istemem."


"Bende dede. Bende Uğuralp'in üzülmesini istemem.."


.............................................


Uğur, elindeki valiz ile dış kapıdan içeriye girdiğinde üstüne koşarak gelen çocuğu gördü. Yüzündeki şaşırmış ifade ile kucağına atlayan çocuğu düşmesin diye sıkıca tuttu. Çocuğun minik dudakları ile yanağını öpmesi içinin ısınmasına sebep oldu. Çocuğu göz hizasına getirdi.


"Nasılsın ufaklık"


"Sen geldin ya, ben hep iyi olurum babam" diyerek sarılmaya devam eden çocuk ile nasıl baş edeceğini bilmiyordu. Bu kadar küçük bir beden nasıl bu kadar büyük bir sevgiyi taşıyabilirdi ki? Daha sonra kendine bu çocuğun annesinin Aysu olduğunu hatırlattı. Evlendikten sonra Aysu için de bu soruyu sorup dururdu. Aysu da ona göre küçük ve nazikti ama ona olan sevgisi büyüktü. Acaba o büyük sevgiden, kırıntı kalmış mıydı?


Bir elinde oğlu, diğer elinde valizi ile yukarıya çıkmaya başladı Uğur. Yukarıya gelince hangi odaya gideceğini bilemezce etrafına baktı. Daha sonra gözlerini, elini tutan oğluna çevirdi. O da sevimlice bakmaya devam ediyordu.


"Neyi bekliyoruz baba? Yoksa odanı mı unuttun" diyerek kıkırdadı küçük. Uğur oğlunun neşeli hali ile gülümsedi.


"Hadi sen odana git. Ben de yerleşip yanına gelirim."


"Tamam babam." diyerek ona eğilmesini işaret etti. Uğur artık bu çocuğun bu hareketinin ne demek olduğunu biliyordu. Gülümseyerek dizlerini kırıp oğlu ile aynı boya geldi. Uğuralp minik kollarını adamın boynuna sararak yanağına tüy kadar hafif bir öpücük bırakarak odasına yürüdü.


Uğur, çocuğun arkasından donmuş bir şekilde bakarken kapı açılma sesi duydu ve daha sonra Aysu'nun kokusu genzini doldurdu. Ayağa kalkarak arkasını döndü.


"Gelmişsin" bu soğuk bir karşılaşmayı Uğur aslında ilk gece hak etmişti. Ancak Aysu o gece kendini bir rüyaya inandırdığı için soğuk karşılamayı şuan yapabilmişti.


"Geldim. Bana boş bir oda gösterirsen yerleşeceğim " diyen adamın pişkinliğine ağzı açık kaldı Aysu'nun.


"Oda mı? Uğur sen ne yapmaya çalışıyorsun?" diyerek adama yaklaştı.


Uğur da bir adım atarak Aysuya yaklaştı. Boğuk sesiyle fısıldadı. "Yakın olmaya çalışıyorum."


Aysu, adamın kokusuna ve sesine hipnotize olmuş gibi çekiliyordu. "Kime?" diye fısıldadı Uğur gibi.


Uğur, uzatsa tutabileceği o ince bele sarılmak, o kırmızı dudakları ağzının içine almak istiyordu. Ancak bunlardan önce yapması gereken önemli bir şey vardı..


"Uğuralp'e "


Aysu rüyadan uyanır gibi sarsıldı. Salak kafası ne sanmıştı ki! Uğur buraya onun için değil oğlu için taşınıyordu.


"Onu kırma sakın" benim kalbimi kırdığın gibi..


"Onu çok seveceğim." Seninle birlikte..


...........................................


Akşam yemeği büyükle için sessiz bir şekilde geçerken masada sadece Uğuralpin neşeli sesi duyuluyordu.


"Anne hadi pasta da yiyelim"


"Olmaz bebeğim önce yemeğini bitirmelisin"


Uğuralp o küçük dudaklarını büzdü. "Ama anne ben doyarsam nasıl pasta yerim ki"


Uğuralp bazen hatta çoğu zaman ısrarcı ve inatçı bir çocuk olabiliyordu. Böyle zamanlarda ona söz geçirememek Aysuyu çok yoruyordu. Bıkkınlıkla bir nefes verip oğluna istediğini yapmasını söyleyecekken Uğurun sesini duydu.


"Önce neden yemek yenir biliyor musun aslanparçası?"


Uğuralp babasının sesiyle elinden çatalı bıraktı. Meraklı iri mavi gözlerini babasına dikti."Ne den baba?"


Uğur ellerini masada birleştirip kafasını hafif yana eğdi. Oğluna benzeyen mavi gözleri ışıl ışıldı." Eğer aç karnına tatlı yersen miden bulanır. Böylece pastayı yiyemezsin. En iyisi önce karnını doyur ki sonra miden bulanmasın "


Uğuralp şirin gülümsemelerinden birini babasına sunup usluca yemeğini yemeye devam etti.


Aysu, Uğuralpin daha fazla zorlamadan söz dinlemesine mutlu oldu.


.


Günler geçtikçe Uğuralp babasına daha çok alışır olmuştu. Onunla oyunlar oynuyor, minik yüzü sürekli gülüyordu.


"Gooll" diye sevinç çığlıkları atan oğlunu alkışlayarak yanına yürüdü Aysu.


"Anne gördün mü? Kaleye attım topu" diyerek ona sarılan oğluna sarılırken sırtını da kontrol etmeyi ihmal etmedi Aysu. Oğlu terlemişti.


"Aferin benim oğluma ama yeter artık hadi gidip duş alalım."


Uğuralp dudaklarını sarkıtarak itiraz etti. "Hayır anne biraz daha oynayacağım"


"Bebeğim ama hasta olac-" cümlesini tamamlayamadan kendisi gibi yanına çöken adama baktı.


Uğur da minik oğlu gibi terlemiş kızarmıştı. "Hadi ufaklık yeter bu kadar futbol. Önce güzel bir banyo yapalım. Sonra da annenin hazırladığı o güzel yemeklerden yiyelim."


Uğuralp istemsiz de olsa bu öneriyi kabul etmişti. "Tamam babacım" diyerek eve girerken Aysu, Uğura bakakalmıştı.


Uğurun yanlarında olduğu şu bir haftalık zaman diliminde bile her şey daha kolaylaşmıştı. Tek başına çocuk büyütmek çok zormuş bunu şu an daha iyi anlıyordu Aysu. Her şeyden önce tek başına olduğu zamanlar ne kadar otoriter olsa dahi oğluna söz dinletemiyordu. Bunun nedenini babasızlığın verdiği hırçınlığa yorarak oğlunu zorlamıyordu. ancak şu an oğlu daha uysal olmuştu. Bunda Uğurun payı da yadsınamazdı. bütün zamanı oğluna ayırıp onu mutlu ediyordu. Karşılığında da otoritesini sağlayıp sözünü dinletiyordu.


"Niye bana öyle bakıyorsun?" diye soran Uğur ile kendine geldi Aysu.


"Düşündüğünden de iyi işler çıkarıyorsun. Baba olmak sana yakıştı sayın Kayalı.." diyerek gülümsedi Aysu.


Uğur eliyle ensesini kaşıyarak yüzünü astı. "Onu mutlu edebildiğimi sanmıyorum. Sanki hala bir şeyler eksik gülüşünde ya da bakışında"


Aysu gülümseyerek baktı karşısındaki adama. Uğuru daha önce bu kadar endişeli görmemişti. "Böyle hissetmen çok normal Uğur. Uğuralp eksik büyüyen bir çocuk ve ben sürekli onu bu haliyle gördüğüm için yadırgamıyorum. Sen de alışsan iyi olur."


"Onu bir daha eksik bırakmayacağım sana söz veriyorum su perisi. Oğluma gerçek gülüşlerini vereceğim. Benden çalınan ne varsa misli ile oğluma vereceğim" diyerek kararlı adımlarla oğlunun arkasından eve yürüdü.


Aysu, Uğurun arkasından bakarken hafif gülümsedi. Uğurun baba olma çabaları bazen onda hayranlık uyandırıyordu. Suratındaki sırıtmanın farkına varınca kendisine kızdı. Bu adama bu kadar yumuşamamalıydı. Sonra aklına Uğurun gitmeden önce söylediği şey gelmişti. Benden çalınan ne varsa demişti Uğur. Bu da ne demekti? Bunu Hulusi dedesine sorması gerektiğini aklına not aldı.


Bölüm Sonu..


Loading...
0%