Yeni Üyelik
14.
Bölüm
@dikenligul

Uğur ile Aysu eve gittiklerinde dedelerinin onlara kızgın bakmasıyla yerlerine mıhlandılar. Hulusi dedenin "Bu gün Fatma teyzeniz geldi buraya" demesiyle Uğur ile Aysu yavaşça içeriye girdi. O gün Fatma teyzenin onları öpüşürken yakalamaması Uğurun işi dalgaya almasıyla unutulmuştu.


Zafer bey Aysu ile Uğuru karşılarındaki kanepeye çağırdı.

" Gelin oturun çocuklar. Bu işin aslı astarı neymiş bir de bize söyleyin."


Aysu, konuşmaya girmek için zaman kollarken Uğurun elini elinde hissetti. Uğur elini geri çekip konuştu." Ben anlatırım." diyerek Hulusi beye döndü. "Dede her şey benim yüzümden oldu."


"Demek öyle seni hayta. Ben sana demiştim değil mi Zafer? Her şey ancak bizim oğlanın başından çıkar diye" dedi Hulusi bey.


"Dedin dostun. Peki şimdi söyleyin. Ne aceleniz vardı da köşede kenarda halt yiyordunuz? Hem de ekmek yediğiniz yerde. Eczanemi böyle bir şeye nasıl alet edebildiniz." diyerek kızdı Zafer bey.


Uğur ağzı açık kalmıştı. "Dede yanlış anlad-"


Hulusi bey, Uğurun sözünü kesti. "Seni hayta! Küçükken Aysuyu elinden tutup evleneceğim dediğinde kızmadık size. Gelip yine deseydin hayır mı derdik. Yüzümüz eğilmeden gereken neyse yapardık. Fatma teyzen gelip siz iki aşığın eczaneye kapandığını söyleyince nasıl utandık biliyor musun?"


Zafer bey devreye girdi. Suratı ciddi ve asıktı. "Uğur sen unutmuş olabilirsin ancak burası küçük yer. Birbirinizi sevseniz de öyle eczaneye kapanmalar olmaz. Bak insanlar hakkınızda konuşmaya başlamış."


Aysu duyduğu şeylerle tokat yemişe döndü. "Dede biz yanlış birşey yapmadık. Siz de biliyorsunuz Uğur bana eczanede yardım ediyordu. Genelde çırakta yanımızda oluyordu. O konuşan insanlar bunu da söylemedi mi?"


Zafer bey, torununa kıyamasa da kızması gerektiğini kendine hatırlattı. "Orasını bilmiyorum Aysu. Bu sabahta sizi çay bahçesinde oldukça samimi görmüşler. Uğurun sevgisi bu kadar mı kör etti senin gözünü. Sen daha önce bu kadar edepsiz değildin " diyerek sesini yükseltti Zafer Bey.


Aysu'nun gözleri dolmaya başlamıştı. "Dede deme öyle gözünü seveyim" diyerek ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Uğur, Aysunun elini tuttu. Hulusi Beye bakarak konuştu.


"Dur Aysu onları görmüyor musun? Elin sözlerini bizimkilerin üstüne koymuşlar bile.. Bu saatten sonra ne desek anlamazlar." Uğurun sesi çaresiz çıkmıştı.


Uğur, Aysu'nun dolu gözlerine baktı. bunların tek sebebi kendisiydi. Yine Uğursuzluğuyla birinin hayatını karartıyordu. Uğur bu işte Aysu'yu elinden geldiği kadar koruyacaktı. Kendi kendine bunun sözünü verdi..


"Zafer dede sen de ileri gidiyorsun dur artık. Söylediğin şey çok küçük düşürücü. " diyerek Aysu'yu korumaya çalıştı.


Zafer beyin sinirden kızarması ile Hulusi bey devreye girerek Uğura kızdı.


" Terbiyesizlik etme Uğur. Senden büyük birine nerede durması gerektiğini söyleyemezsin. Kaldı ki Zafer Aysu'nun dedesi torunuyla nasıl konuşacağına o karar verir."


"Ama dede görmüyor musunuz? Kız ne kadar da üzüldü."


Zafer bey sinirle ayağa kalktı. Kapıya hızla yürürken Aynur hanımın önünde durdu. Aysuya bilerek sırtını dönmüştü. Bu Aysu'nun içini paramparça olmasına yeter iken dedesinin dediklerini duymasıyla içinin paramparça olması deyimini saç diplerine kadar yaşadı..


Zafer bey, "Aynur kızım, beni yanlış anlama senden yana hiçbir utancım olmadı ancak bu yaştan sonra da başımı eğerek gezemem. Kızınla konuş. Bu evde benim başımı eğerek kalmak mı istiyor yoksa kocasının kolunda çıkmak mı istiyor? Bunun kararını vermeden yanıma gelmesin." diyerek odayı terk etti.


Hulusi bey de Uğura olumsuz anlamda kafasını sallayarak yerinden kalktı. Arkadaşını takip ederek salondan çıktı.


Aysu kendisini tutamayarak oturduğu yerde ağlamaya başladı. Yaşlı gözleriyle annesine baktı. "Anne ya?"


Aynur hanım tekli koltuktan kalkarak Uğur ile Aysu'nun oturduğu koltuğa oturdu. Kızına sarıldı Onu koynunda sakinleştirmeye çalışarak konuştu.


"Deden haklı kızım. İmalar gün geçtikçe daha çirkin bir hal alacak. Acele bir karar almanız gerekiyor. Bu karar sonucu ne olursa olsun deden artık seni bu evde evlendirmeden tutmaz."


Uğur, elleriyle saçını karıştırırken göz ucuyla Aysu'nun perişan haline bakıyordu. Aynur hanımın söylediği son şey ile Uğur da sakinliği bir kenara bıkarak ayağa kalktı. Ayakta sağa sola giderken inanmazmışçasına bağırıyordu.


" Aynur teyze sen ne diyorsun kafayı yiyeceğim lan. Hepiniz mi delirdiniz? Aysu ya bu sizin kızınız.. Buna nasıl izin verirsiniz. Ne demek bu evde evlendirmeden tutmaz. Ne yani kızın gözünüzde aklanmasının tek nedeni evlenmesi mi?


Aysu, Uğurun bağırmasıyla tamamen dağıldı. Annesinin koynuna daha çok sığınırken ağlaması şiddetlendi. Dedesinin gözünde Asumandan daha ucuz görünüyordu şu an.


"Oğlum sakin ol Aysu'yu korkutuyorsun. "


Uğur anlamsızca önce Aynur hanıma sonra onun koynuna daha çok saklanan Aysuya baktı. Sakin olmaya kendini zorlayarak yerine oturdu.


"Aynur teyze bir şey söyle o zaman. Bu olanlar çok saçma"


"Değil oğlum. Burası küçük yer böyle şeyler dillendikçe ailelerin başını eğer. Hani sordun ya Aysu senin kızın değil mi diye Aysu benim kızım ancak babamı da gözardı edemem. Ben kızıma güveniyorum ama babamı da kınayamam. Eskilerin adamı o. O da ailesinden böyle görmüş"


"Ne yapacağız Aynur teyze bir şey söyle o zaman."


"Senin yapacağın iki şey var oğlum. Ya Aysu'nun elinden tutup yüzünü aklayacaksın ya da buradan çekip gideceksin."


Uğur ikinci şıkı şüphesiz seçip buradan defolup gitmeyi tercih ederdi en kolayı da buydu ancak onun için kolay olan bu şık Aysu için nasıl olurdu?


"Peki ben buradan gidersem Aysu ne olacak Zafer dede onu evlendirmeden tutmaz demedin mi az önce?"


"Senin için iki şık mevcutken Aysu'nun böyle bir tercihi yok oğlum. Aysu her ihtimalle evlenecek."


Uğur şaşkınlıkla yerine oturduk. "Ne demek bu Aynur teyze. Ben olmasam da kimle evlenebilir ki?"


Aynur hanım soğuk kanlılıkla "Bülent ile" dedi.


Uğur çaresizce sordu. "Bülent kim?"


"Aysuyu küçüklükten beri seven genç. Eminim ki onu her haliyle kabul eder."


Uğur aklını kaçırmak üzereydi. Sadece öpüşmüşlerdi. Ama aileleri sanki daha ileri gitmişler gibi namussuz damgasını yapıştırmıştı. "Aynur teyze gözünü seveyim. Her hali ne ya. Aysu kadar masum birini nasıl böyle çabucak harcayabilirsiniz."


"Oğlum ben kızımın masumiyetini senden daha iyi biliyorum. diyerek sinirlendi. "Ama sizin yaptığınız şeyin de savunulacak bir yeri yok. Dikkatsizliğiniz yüzünden herkes bunun tersini konuşuyor." diyerek Aysu'yu yavaşça göğsünden kaldırarak ayağa kalktı.


"Ben size yardımcı olmaya çalışıyorum çocuklar Aysu'yu seviyorum ama babama karşı gelmesine de izin veremem. Siz en iyisi biraz düşünün." diyerek odadan çıktı Aynur hanım.


Uğur ağlamaktan burnu kızarıp dudağı şişen kıza acıyarak baktı. Bunlar dolaylı yoldan onun suçuydu. Ne söylemesi gerektiğini bilemeyerek Aysu'nun eline elini koydu amacı yanında olduğunu hissettirmekti.


Aysu kurumuş dudaklarını ıslatarak konuştu. Teni donuk gözleri yere sabitliydi. "Bülent iyi biridir. Beni de sevdiği için bana zararı dokunmaz. Zaten yaşım da gelmişti en iyisi onunla evlen-" Uğur sinirle Aysu'nun sözünü kesti.


"Aysu sen de mi?" Aysu yere sabitlediği kırmızı gözlerini Uğura çevirdi.


"Ne sende mi Uğur? Yaptığımız çok büyük hataydı. Bir kaç dakikalık mutluluk ömür boyu mutsuzluğuma neden oldu. Dedemi ezip geçemem ne isterse onu yapmak zorundayım.."


"Dedeni ezmemek için sevmediğin bir adamla mı evleneceksin? Saçmalama ne olur"


"Görmüyor musun Uğur. Başka çarem yok. Sevdiğim adama kendimi mecbur edip nefretini kazanacağıma, sevmediğim adamın sevgisiyle yaşamayı seçiyorum bunda ne yanlışlık var?"


Uğurun ağzı açık kalmıştı. Aklı şu an hiçbir şeye çalışmıyordu. "Sevdiğin adam kim?" Aysu gözlerindeki hayal kırıklıklarıyla Uğura baktı.


"Sen tabi ki!"


Aysu bunu ne kadar da duygusuzca söylemişti. Oysa ne hayalleri vardı. Uğuru sevdiğini yıldızlı bir yaz akşamında, gülen gözleriyle itiraf edecekti. Hayat böyle bir şey di işte. Kalbindeki adamla biraz yakınlaşmak istemişti sonucu ise bir ömür boyu hüsran olacaktı.


Uğur ise olanlara hala inanamıyordu. Gün o kadar zor ve yorucu geçmişti ki. Önce dedesi onlara sırtını dönmüştü. Sonra ise Aysu'nun itirafı.. Uğur ne hissedeceğini şaşırmıştı mutlu mu mutsuz mu hissetmeliydi?


Aysu'nun sesi o kadar boş ve bitik geliyordu ki bu saatten sonra önemsiz bir ayrıntıymış gibi söylemişti onu sevdiğini.. Sonra Uğurun kafasına dank etti. Aysu onu seviyormuş.. Sadece onu.. Bu mutluluk duyacağı bir haberdi değil mi? Elleri bir anda Aysu'nun yanaklarını kavradı. "Aysu sen gerçekten beni mi seviyorsun? Benim gibi bir adamı mı?" diye sordu.


Aysu'nun gözleri tekrar dolarken kafasını salladı. "Senin gibi bir adam benim kalbim Uğur. Sabahlara umutla uyanma nedenimsin. Kalbimdeki hayalim, paramparça olan bedenimdeki tek sağlam yersin. Hem yazım hem kışım, hem acım hem mutluluğum, hem korkum hem sevincim, hem her şeyim hem de hiçbir şeyim.. Her şeye rağmen İyi ki tanımışım, iyi ki sevmişim seni."


Uğurun elleri titremeye başlamıştı. Aysu'nun itirafı ile içi ılık ılık akıyordu. Biri tarafından tüm kusurunla sevilebilmek.. Bu imkansız bir şeydi Uğur için. Uğurun bir yanı Aysu'yu tutup sarmak isterken diğer yanı onunda bir gün pişman olup iyi ki tanımışım seni cümlesinin keşke tanımasaydım a dönme korkusuydu...


"Ama ben senin instagram hesabını gördüm. Orada yazdıklarını hep -K- ya ithaf ediyordun." diyerek sorguluyordu Uğur.


Aysu, Uğurun instagramı görmüş o yazıları okumuş olduğuna şaşırmıştı. Ancak K yı sorgulaması içinin umutlanmasına neden oluyordu. Dudağındaki gülümsemeyle alnını Uğurun alnına yasladı. Şimdi ikisinin de elleri yüzlerinde, alınları alınlarına yapışmıştı. Uğur da Aysunun sıcak teması ve kokusuyla gözlerini kapattı. "Ah Uğur.. O cümlelerimin sahibi de ithafımdaki -K- da sendin. Bunu görür görmez anlamalıydın Kayalı..."


Bölüm Sonu..     


Loading...
0%