@dikenligul
|
Günler Aysu için mutlulukla geçiyordu. Daha doğrusu Uğurlu geçiyordu. Uğura bakmak, onunla koşuya çıkmak, onunla sohbet etmek ve gülmek Aysu için pahabiçilmez derecedeydi. Aysu mutluydu hem de çok. Zaten insan en çok sevdiğinin yanında mutlu olurmuş ya.. Ancak Aysunun mutluluğu sadece bir hafta sürdü ve bundan sonra Aysu, sevgisiyle sınanacaktı.. Aslında o gün herşey normal başlamıştı. Önce erken kalkıp Uğurla koşuya çıkmış sonra simit alarak dükkanda başbaşa kahvaltı keyfi yapmıştılar. Yoğunluk çok bastırınca Uğur, Aysuya yardım edip kasada duruyordu. Sonunda yoğunluk dinmişti. Ellerindeki kahvelerle dükkanın önüne çıkıp sohbet etmeye başladılar. "Uğur, Ahmet amcayla ne konuşuyordun?" Uğur çayından bir yudum aldı. "Ahmet amca bana kızının resmini gösteriyordu." Aysu sinirli bir soluk bıraktı. İnsanların özellikle de Uğuru potansiyel damat adayı görenlerin sayısı artıkça Aysu sinir krizi geçirmeye biraz daha yaklaştığını hissediyordu. "Öyle mi? Demek ki gözünü uzun süre fotoğraftan ayıramamanın nedeni buymuş" Uğur tatlı tatlı gülümsedi. "Abartma Aysu, uzun süre bakmadım adama ayıp olmasın diye normal süre içinde bakıp verdim." Aysunun gözü kısa sürelik Uğurun dudaklarının tatlı kıvrılışına kaysa da sinirli olduğunu kendine hatırlatarak aklındaki soruyu sordu. "Hıhı öyle oldu kesin. Neyse bari beğendin mi Mineyi?" Uğurun dudaklarındaki tatlı kıvrılış kaybolarak yüzü çapkın bir ifadeye büründü. "Valla ne yalan söyleyeyim Ahmet amcaya ayıp olmasın diye baktım ama kız cidden güzelmiş." Yaklaşık bir haftadır eczane, hastadan çok Uğurun yakışıklılığını duyup gelenlerle doluyordu. Bazen öyle oluyordu ki kızlar kendilerini göstermek için en güzel kıyafetlerini giyerek gelip ağrı kesici ya da ateş düşürücü gibi basit ilaçlar alıyordu. Aysu, Uğurun son söylediği ile kıskançlık hissini içinde tutmaya çalışsa da birden içindeki kıskanç kadın gün yüzüne çıkarak elindeki sıcak çayı Uğurun göğsüne fırlattı. Uğurun yüzü, Aysuya şokla dönerken Aysunun gözü açık olan düğmelere kaydı. Uğurun cildi saniyeler içinde kıpkırmızı olmuştu. Uğurun acı çeken yüzünü görmesiyle Aysu yaptığı şeyden utandı. Uğuru kolundan tutup aceleyle kaldırırken elbisesinin eteğinin havalanıp açılması bile umurunda değildi. Eczaneye girdiklerinde yanık kremlerini olduğu dolapta durdular. Uğur acı ile çenesini kasmıştı. Aysu neyin doğru neyin yanlış olduğunu düşünmeden Uğurun gömleğinin düğmelerine asılarak ıslak gömleği Uğurun kollarından çıkardı. Karşısına çıkan kaslı göğüs ile donup kaldı parmağı istemsizce kızaran yeri hafifçe okşarken Uğurun aldığı derin nefes ile kendine geldi. Uğura bakmaktan utanarak hemen yanık kremini aldığı gibi sürmeye çalıştı. Uğur kaslı kollarıyla Aysuyu iki kolundan tuttu. Yanık acısı başka bir şeyin acısına dönmeye başlamıştı Uğur için. "Ben yaparım" diyerek kremi almaya çalıştı ancak Aysu inat etmişti. "Hareket etme Uğur, benim yüzümden oldu. Bırak ben süreyim." Uğur, Aysunun parmağıyla yaptığı tatlı işkenceye kendini bırakarak elleri yenilgiyle iki yanına düşürdü. Aysu parmağını pürüzsüz ancak kızaran kaslı göğüste gezdirirken Uğura çok yaklaştığını bilmiyordu. Uğur ise saçları burnuna değen, parmağı ğöğüsüne masaj yapan kadınının kokusunu koklamamak için kendiyle çatışıyordu. Aysu, ona uzun gelen ancak kısa sürede kremi yanığa sürüp kafasını kaldırdığında Uğur ile burun buruna geldi. İkisinin de gözleri dudaklarına kaymıştı. Aysu hayalini kurduğu ana bir daha bu kadar yakın olamayacağı gerçeğiyle geri çekilmedi. Bir kereliğine bir kaç dakikalığına mutlu olmanın bedeli en kötü ne olabilirdi ki? Uğur, Aysunun çekilmemesini onay olarak kabul ederek kollarını Aysunun beline doladı. Onu kendisine çekerken bedenler arasında hiçbir mesafe kalmamıştı. Aysu fazlalıkmış gibi duran kollarını Uğurun çıplak omuzlarına sararken titrememeye çalışıyordu. Uğurun limon ağaçı kokusunu hiç bu kadar yakından koklamamıştı. Uğurun ferah kokusu ile gözleri kapanırken dudaklar arasında mesafe kalmamıştı. Uğur, Aysu'nun dolgun dudaklarına dudaklarını öncelikle sürttü. Daha sonra alt dudağını dudakları arasına alırken Aysu'yu sanki hala uzakmış gibi kendine bastırmaya başladı. Aysu, dudaklarına değen ilk dudakların Uğura ait olmasıyla hayaldeymiş gibi hissediyordu. Uğurun önce sakin daha sonra dudaklarını sömürürcesine öpüşüne karşılık vermeye çalışıyordu. Bu hayatında yaşadığı en muhteşem şeydi.. Elleri, işini bilirmişçesine hep dokunmak istediği saçlara çıktı. Yumuşak tutamlar ellerinin altında, Uğurun bazen küstah bazen sıcakça gülümseyen dudakları dudaklarının üstünde, bedenleri tek bir bedenmişçesine yapışık ve burnunda limon ağacı kokusuyla kendisini anın tadına bıraktı.. İki genç nefes alma ihtiyacı bile duymadan öpüştüler, dünyada sadece onlar varmış gibi, iki sevgili iki aşık gibi.. Bunu belki sonsuza kadar sürdürmek isteyebilirlerdi ancak kapının açılma sesini duymasalardı.. Gelen Fatma teyzeydi. Aysu telaş ile Uğurun kollarından çıkarken Uğura siper olmaya çalışarak önde durdu. Fatma hanım arsızca gülümseyerek elindeki ilaçları tezgaha koydu. "Bölüyorum gençler ama bana şu ilaçları verin de sonra işinize kaldığınız yerden devam edersiniz." Aysu utançla kızarırken, konuşmaya çalıştı. "Fatma teyze Uğurun gömleğine çay döküldü krem sürüyorduk. Canı yandığı için gömleği çıkarttık" Fatma hanım Uğurun kaslı göğsünü süzdü. "Çocuğun canı yanıyor o belli de nedeninin ufak bir yanık olduğunu sanmam. Kızım sen bunun acısını ufak tüp kremle dindiremezsin sen benim ilacımı ver de sonra ilgilen arkadaşınla" diye imalar da bulanarak tezgaha döndü. Uğur, Aysu'nun utangaç hareketlerle Fatma hanıma ilaçlarını vermeye çalışma çabalarına bıyık altından gülümseyerek gömleğini kollarına geçirdi. Fatma hanımın son kez Uğura bakıp çıkmasıyla Aysu kafasını olumsuz sallayarak Uğurun karşısına geldi. "Dur canını acıtacaksın." diyerek kafasını eğip gömleği iliklerken yanakları kıpkırmızıydı. Uğur, Aysu'nun çenesini tutup yüzüne bakmasına zorladı. "Su perim sen utandın mı?" "Uğur lütfen dalga geçme." diyerek yüzünü kaçırmaya çalıştı ancak Uğurun kalçalarına inen ellerini hissedince sinirli gözlerini Uğura kaldırdı. "Ne yapıyorsun daha az önce basıldık" "Ne yapalım Su perisi mateme mi girelim?" "Uğur ya dalga geçme Fatma teyze mahallenin dedikoducusudu-" diyemeden sözlerini Uğurun dudakları kesti. Uğur, Aysu'yu şaşkına çevirerek ufak bir öpücük kondurup geri çekildi. "Kendine dert çıkarma su perisi. Geçen sefer de böyle dedin bak kadın söylememiş seninle sevgili olduğumu. Çok büyütme şu Fatma teyzeni gözünde." "Uğur ama kadını görmedin mi bize nasıl hesap sorar gözle baktı. Çok utandım ya" "Utanma su perim. Hem Fatma teyzen, amcayla kim bilir kaç kere öpüşmüştür. Biz ona hesap soruyor muyuz?" diyerek göz kırpmasıyla Aysu da rahatlayarak gülmeye başladı. "Sen beni dükkan köşelerinde sıkıştırmak için mi yaktın itiraf et hadi." diyerek Aysu'ya takıldı. Aysu utanarak Uğurun göğsüne vurdu. "Ah! Kızım unuttun mu orayı zaten pert ettin" "Ayy pardon acıdı mı" diyerek düğmenin üstünden Uğurun göğsüne üflemeye başladı Aysu. Uğur bu kızın masum hallerine tutulmaya başlıyordu. Aysu'nun alnına öpücük bırakarak onu kollarına çekti. Aysu da yüzünü Uğurun göğsüne yaslarken hep buraya yaslanmayı diledi.. ......................................................... Akşam olmuş eve geçmişlerdi. İçeri girdiklerinde haset komşunun, haset kızı Asuman elindeki revani tatlısıyla salonda oturmuş Hulusi ve Zafer Beyle konuşmaya çalışıyordu. Aysu, Uğuru salonda bırakarak annesine mutfağı işaret etmişti. "Anne bu kızın ne işi var burada?" "Bilmem ki kızım! Almış eline tatlısını gelmiş" Aynur hanım da Asumanın yüzsüzlüğüne şaşkındı. Aysu, Asumanın attığı sahte kahkahalarla sinir krizine girmek üzereydi.. "Anne gidip şu kızı gönder yoksa ben onu yaka paça atacağım bu evden!" Aynur hanım da Asumanı sevmezdi ama evine misafir geleni de kızının dediği gibi yaka paça atmasına izin veremezdi. "Aman ses etme annem. Ne olursa olsun o bizim misafirimiz" Aysu derin nefes alıp bırakarak sakinleşmeye çalıştı. "Şimdilik susuyorum annem ama inşallah düşündüğüm şey için gelmemiştir. Yoksa misafir demem atarım dışarı" Aynur hanım da şaşırmıştı. "Niyeti sence Uğur mu?" "Tabi ki Uğur için geldi. Ayyh anne daral geldi bana." diyerek sandalyeye oturarak anlatmaya başladı. "Eczaneyi bir görsen tıklım tıklım hani şu cuma günleri Bim'e indirimli eşyalar gelir ya heh aynı ordaki izdihamın biraz küçük çaplısı da bizim eczanede. Mübarek hiç erkek görmemişler sanki.." derken düşünür gibi yaptı. Düşündüğü şey ile yüzünde tatlı bir gülümseme oluştu. "Şey belki de Uğur gibi yakışıklısını görmemişlerdir. Amaan neyse işte." diyerek yüzünü astı Aysu. Kıskançlık duygusu damarlarında kol geziyordu. Aynur hanım masaya yaslanarak düşündü. "Ama şimdi hakkını verelim Uğur da yakışıklı çocuk. Bir de mesleği elinde, evi arabası var maaşı da iyiymiş. Çok iyi bir damat adayı." diyerek göz kırptı. Aysu annesine şok olmuş gözlerle bakarken yerinde mızıldandı. "Ya anne ben artık Uğuru eczaneye götürmeyeceğim." "Ah güzel kızım. Eczaneye götürmesen eve gelirler." diyerek Aysu'ya sarılarak saçlarını okşadı. Aysu, annesine sarılırken biraz daha sakinleşmişti. "Bu arada sen Uğuru kıskandın mı? Sanki çocuğu herkesten saklamak ister gibi bir halin var." diyerek kızının saklamaya çalıştığı yüzüne baktı. "Var da" diyerek düşünür gibi bir kaç saniye sustuktan sonra " Kime saklamak istiyorsun onu bilemedim." dedi. Aysu gözlerini kaçırdı. "Ne kıskanması, ne saklaması? Ay çıldırıcam anne! Ben adam ayda yılda tatile gelmiş dinlensin diye şey ettim." "Demek öyle" diyerek kızına şüpheci baktı Aynur hanım. Aysu annesinin kanatlarından çıkarken huzursuzdu. "Ay anne şöyle hırsızlık yapmışımda kanıtlıyamıyormuşsun gibi şüpheci bakmasana öyle işte. Annesinin kahkahasıyla gevşeyen Aysu gülümseyerek ayağa kalktı "Hadi annem, dedemin ilaç saati geçecek. Ben üstümü değiştirip geliyorum. Sonra hemen sofrayı hazırlarım." dedi. "Sen işine bak güzel kızım her şey hazır zaten" annesiyle konuşmaları bitince Aysu salona tiksintiyle bakarak merdivenlere yöneldi. Salonda elini Uğurun omuzuna koymuş, Uğurun ağzının içine düşen kıza söylenerek odasına geçti. 'Seni akbaba aldın yakışıklı adamın kokusunu koşuşturmuşsun eve.. Ay nasılda ahtapot gibi adamı sarmıştı. Hadi kızım Aysu bir an önce giyinde kurtar prensini kötü cadıdan' diyerek üstüne rahat şeyler giyip makyajını çıkarttıktan sonra saçlarını ev topuzu yapıp aşağıya indi. Ama inmez olaydı.. Asuman ağzını yayarak Uğurun koluna yapışmış bir şekilde Uğurla konuşmaya çabalıyordu. "Uğuuur sen ne iş yapıyorum demiştin." Uğur bıkkın bir şekilde cevap verdi. "Daha ne iş yaptığımı söylememiştim zaten Asuman" "Ah tatlım bana Asu diyebilirsin. İstersen 'A'sını atıp Su'da diyebilirsin." "Yok Asuman iyi. Benim tanıdığım bir su perisi var sana normal adınla seslenirim" dedi. Uğur, bu yapışkan kızdan kendisini kurtalacak bir şey ararken Aysu'yu görmüştü. Aysu, Uğurun söylediğini duyunca yerinde durup gülümsedi. Dedeler masaya geçerken Aysu da dudaklarındaki tatlı tebessümüyle Uğura yaklaştı. "Masa hazır, hadi yemeğe geçelim" Uğuru o kızdan kurtarmak için elini uzattı. Uğur da o ele can simidiymiş gibi tutunup oturduğu koltuktan kalktı. Aysu tiksinir bir şekilde Asumana döndü. "Sende artık evine gidebilirsin Asuman" diye tam adını söyledikten sonra "Hadi Uğur, sofraya geç kalmayalım herkes bizi bekliyor" diyerek yürüyecekken, Asuman arsızlığını konuşturdu. "Ay Aysuuu bende çok acıkmıştım. Hadi insanları bekletmeyelim." diyerek önden yürüdü. Uğur, Aysu'yla kenetlenen ellerine baktı. Aysu'nun şu an çok sinirli olduğunu derisine batan Aysunun tırnaklarından anlıyordu. Her ne kadar bu canını acıtmıyor olsa da Aysu'yu ilk kez vahşi bir kedi hırçın görmesi oldukça hoşuna gitmişti. Dudaklarındaki gülümseme ile Asumanın arkasından kızgınlıkla bakmakta olan Aysu'nun kulağına eğildi. "Su perisi biraz daha tırnaklarını derime geçirirsen kanatacaksın. Bu benim için hiç sorun olmaz aksine bu izlerden sırtımda da görmek isterdim ancak dedem görürse tırnak izlerinin kime ait olduğunu açıklayamam. Bu yüzden sakin ol ve yemek odasına geçelim." Aysu kulağında önce Uğurun nefesini sonrada ima ettiği şeyi duyunca yanaklarının kızardığını hissetti. Başını hala birbirine kenetlenen ellere indirdiğinde tırnaklarını Uğurun derisine batırdığını görünce utanarak Uğurun elini bıraktı. Arkasında kahkaha atan Uğurla kırmızı bir şekilde yemek odasına yöneldi. Yemek sırasında herkes sus pusken masada bir tek Asumanın yalaka sesi çıkıyordu. Sanki yemekleri kendi yapmış gibi sürekli bir ikram halindeydi. "Hulusi amcacım şundan da yedin mi çok güzeldir tadı , Uğuur sende aldın mı bak çok güzel olmuş. Ah Aysucum sende al istersen.." Aysu, Asumana sinirle bakıyordu.. Annesi de Asumanın hareketlerine gıcık olmuştu belli ama bu arsızla baş edilmeyeceğini bildiği için ses çıkarmıyordu. Artık dayanamayan Aysu, "Asuman masamızdaki şeyleri ikram etmene gerek yok. Hepimiz istediğimizi alıyoruz zaten" dedi. "Tamam tatlım!" diye Aysu'yu sallamadan karşısındaki Uğura patlıcan salatasını uzatarak "Uğurcum sen bundan aldın mı?" diye sordu. Uğur her an patlayacak gibi duran Aysu'dan gözünü ayıramıyordu. Şu yapışık kız bir an önce gitmezse Su perisinin içinden su canavarı çıkacak gibi görünüyordu. Dedelere bakınca Hulusi dede ve Zafer dede Asumanın hareketlerine başta garip bulsa da ilerleyen saatlerde Asuman yokmuş gibi kendi aralarında konuşmaya başlamıştı. Aynur hanım kızının her an Asumanın üstüne atlamasından korkarak gözlerini kızından ayırmıyordu. Yemekler yenildi. Hatta salonda çaylar içildi. Hulusi bey ve Zafer bey uyumak için odalarına çekildi. Ama Asuman hala Uğura çeşitli sorular soruyor gitmek aklının ucundan bile geçmiyordu. Aysu, annesinin de uyumak için gitmesiyle rahat bir nefes aldı. Asumana kızgın bakışlarını göndererek, "Sen genelde saat kaçta uyursun Asuman?" diye sordu. Asuman kıkırdadı. "Uykun mu geldi. Tatlım sen uyuyabilirsin. Bana Uğur refakat edebilir." " Yok tatlım" diyerek Asumanı taklit etti Aysu. Daha sonra devam etti. "Uğur normalde bu saatlerde çoktan yatar da.. Ben onu düşünüyordum. Hem sen yatmaz mısın hiç?" "Yani ben daha çok gecelerin insanıyım. Aynı Uğur gibi" diyerek Uğura göz kırptı. "Uğuru başta çıkaramamıştım ama konuştukça hatırladım" Uğura dönerek "Sen Uğur Kayalısın değil mi? Şu gecelerin yaramaz çocuğu. Firmaların peşine düştüğü Elektrik mühendisi ve meşhur Kerem Arslanlı'nın kankası" Uğur başından beri bu kıza kendisi hakkında ayrıntı vermekten kaçınsada şu an kızın ona niye bu kadar cilve yaptığını öğrenmiş oldu. 'Yine para için' diye düşündü ve kadın milletinin hepsinin olmasa da bir kısmının ki bu kısım Asuman gibileri için geçerli para avcısı olduğunu tekrar hatırladı. Sonra gözü Aysu'ya kaydı. Aysu.. 'masum perisi' O hiçbir zaman öyle kadınlardan olmamıştı. Uğurda artık sinirlenmeye başlıyordu. "Benim uykum geldi. Su perim ben odaya çıkıyorum sende çok geç olmadan uyu. iyi geceler güzelim" diyerek Aysu'nun yanağına bir öpücük koyarken o yamuk sesi tekrar duydu. "Aysuu siz yoksa Uğurla sevgili misiniz?" Aysu, Uğurun öpücüğünün üstüne 'değilim' diyemezdi. Zaten ne olurdu Uğurun herkese söylediği yalanı o da söyleseydi. Önce Uğurun kalkmış kaşına baktı. Sonra tam vazgeçmişken ağzından o kelimeler istemeden çıktı. "Sevgili değiliz tatlım." Uğur Aysu'nun onaylamaması ile sinirlendi. Ne bekliyordu ki.. Aysu, sürekli bu yalana kızarken şimdi de onaylayacak mıydı? Sinirle Aysu'nun yanından kapıya doğru yürümüşken Asumanın sesini duydu. Asuman genişçe gülümsedi "Biliyordum Uğur gibi biri seni ne yapsın ki zaten" Aysu kahkaha atarak Asumanı susturdu. "Tatlım dur daha cümlemi tamamlamadım biz Uğurla sevgili değiliz çünkü o aşamayı geçeli çok oldu. Uğur benim sözlüm." diyerek kapıda arkası dönük duran Uğura baktı. "Uğur gel hayatım Asuman arkadaşımız olduğu için ona açıklamak zorunda kaldım." diyerek elini Uğura uzattı. Uğurda yavaş adımlarla Aysu'nun yanına oturarak Aysu'nun ellerini avucunun içine alarak Aysu'nun gözlerine baktı. O kadar tatlı bakıyordu ki Aysu dayanamayıp yanağına bir öpücük kondurup Uğura daha da yaklaştı. Daha sonra omuzunda hissettiği sıcak kolla Uğurun onu kanatları altına aldığını anladı. Ellerini, Uğurun ellerine biraz daha kenetleyerek konuştu. "Biz sözlüyüz. Yani kendi aramızda daha dedelerimizin haberi yok ama en yakın zamanda söyleyeceğiz." Uğur gözlerini Aysunun tatlı yeşillerinden alıp Asumana sinirli bir ifade ile baktı. "Peki sen az önce ne diyordun? Ben uzakta kaldığım için duyamadım" diye sorarak tehditkar bir şekilde Asumana bakmaya devam etti. Asuman içine kaçan sesiyle "Şey çok sevindiğimi söylüyordum Aysu'ya" Aysu, kaşını kaldırarak Asumana hayret dolu bakış attı. Kız daha az önce onun Uğura yakışmadığını söylerken şimdi Uğurun korkusundan neredeyse tükürdüğünü yalamıştı. "Neyse sen de öğrendiğine göre bizi yalnız bırakta nişanlımla hasret gidereyim. Malum anca ailemiz uyuyunca sarılıp oturabiliyoruz." diyerek Aysunun elinin üstünü öptü Uğur. Asumanın yüzü düştü. Aysu, Asumanın üzgün haline sevinmeye fırsat bulamadı. Çünkü yüreğini titreten başka bir olay oluyordu. Elinin üstündeki sıcak dudaklar Aysu'nun oldukça hoşuna gitmişti. Asuman, "Şey tabi haklısın Uğur ben gideyim. Geçte oldu zaten" diyerek ayağa kalktı ama hala inanamıyordu. Bu sünepe şeyin nasıl Uğur gibi adamla sözlü olduğunu.. Bu ona biraz yalan gibi geliyordu. Bu yüzden onları sıkıştırıp yalan söylediklerini onlara söyletmeye karar vererek arkasını döndü. "Açıkçası ben sizin gerçekten nişanlı olduğunuza inanmıyorum. Şu hale bak parmağınızda yüzük bile yok!" Aysu sinirle atıldı "Ne demeye çalışıyorsun Asuman, Seni bir nimet sayıp da neden yalan atalım ki?" "Bilmiyorum Aysu. Ben de onu merak ediyorum bu yüzden. Size bir teklifim var. Yarın kafede buluşalım. bende sizin hareketlerinize bakayım." Uğur sinirlenmişti. "Beni sinir etme kızım. Aysu benim kadınım. Bunu ben söylüyorsam öyledir. Sorgulama hakkı düşmez sana. Şimdi bas git. Beni sinir etme" " Ne kadar kabasın Uğur. Sürekli sevgili değiştirmenin sebebini de anlamış oldum" diyerek kahkaha attı. "Neyse siz bilirsiniz. Yarın sahildeki kafede görüşürüz. Heh gelmezseniz bende Zafer amca ve Hulusi amcayla ufak bir konuşma yaparım" diyerek evden çıktı. Uğur kızgın boğa gibi Aysu'ya dönmüştü. Aysu ise ağzı açık kapıya bakakalmıştı "Aysu ben bu kızı öldürürüm" diyerek Asumanın peşinden gidecekken Aysu Uğurun önüne geçerek ellerini Uğurun öfkeyle inip kalkan gögüsüne koydu. "Uğur ne olur sakinleş. Asuman küçüklükten beri bana zorluk çıkarır. Neden böyle yapıyor bilmiyorum ama onun dediğini yapmalıyız yoksa dedemlere aramızda bir şeyler olduğunu söyler ve dedemler bizi gerçekten sözlü sanır ise olay daha da büyür." Bölüm Sonu.. |
0% |