Yeni Üyelik
20.
Bölüm

Minik Bir Intikam

@dikenligul


Uğur uzun bir süre duşta zaman geçirdikten sonra altındaki havlu ile bitkin bir şekilde odaya girdi. Aysunun çoktan odadan çıktığını düşünmüştü ancak karşısındaki kadın ile yanıldığını anlaması uzun sürmedi. Bu halini göreceğine ister istemez onun çıkmış olmasını dilemişti.


Aysu el kadar bikinisiyle karşısında dururken bu görüntü Uğurda tekrar banyoya koşma isteği yarattı. Gözleri baştan aşağıya kadını süzerken kadının bal dudaklarından çıkan alaycı sözle yüzü kasıldı.


"Biraz uzun kaldın banyoda sanki"


Uğur, "Kimin yüzünden acaba" diye fısıldayarak valizine yürürken Aysu duyduğu şeyle kıkırdadı. Yatağa oturarak saçlarını tek omuzunda topladıktan sonra yüzünü eline yaslayarak Uğura bakmaya başladı. Uğur hazır olduğu halde odadan çıkmayıp kendini izleyen kadına şaşkınlıkla döndü.


"Gitmiyor musun?" Aysu yerine biraz daha yerleşirken kafasını olumsuzca salladı. "Seni bekliyorum."


Uğur şaşkınca kadına baktı. Sabah itibariyle cesaretli olan karısına.. Tabi hala karısı ise.. Sahi bunu bir türlü konuşamamıştı. Aysu ondan boşanmış mıydı, yoksa hala karı koca mıydılar?


Karısının cesaretini kırmak için elini havlusuna attı. Aysudan hiçbir tepki alamayınca hareketlerine devam ederek havlusunu çözdü. Aysu karşısındaki adama gözünü kırpmadan bakarken kızarmamak için kendini zor tutuyordu. Kendini yeterince ezik göstermişti bu adama. Sabah onun üzerindeki etkisini gördüğünden beri kendine güveni gelmişti. Artık acı çeken yalnızca Uğur olacaktı.


Uğurun giydiği deniz şortu ile biraz olsa bile kapanan vücudu ile derin nefes almamak için zor tuttu kendini Aysu. Görmeyeli sanki daha mı gelişmişti Uğur? Kafasını iki yana sallayarak ayağa kalktı. Böyle şeyler düşünmemeliydi. Böyle şeyler onun gardını düşürürdü.


Aysu, dolaptan çıkardığı göğüs dekoltesi oldukça çok olan beyaz kısa elbiseyi üstüne geçirirken adamın keskin gözlerini üstünde hissediyordu. Giyinmesi bitince adama yürüdü.


"Hazırsan gidelim" diyerek adamın yanına geldi. Adamın gözleri göğüslerine takılı kalmıştı. Aysu keyifle gülümseyerek adamın dikkatini yüzüne çekmek için sıcak ve narin eliyle omuzuna dokundu. Adam sarsılır gibi yüzüne bakınca Aysunun gülümsemesi daha bir genişledi. "Hazırsan gidelim dedim. Duymadın mı?"


"T..tamam gidelim.." diyerek kadına geçiş üstünlüğü tanıdı.


Aysu etrafta dedesini göremeyip arayınca minik oğlunun dedesini alıkoyduğunu öğrenerek kahkaha attı. Dedesini çocuk havuzunda düşündükçe kahkaha atası geliyordu. Yanındaki adamın onu izleyen delici mavi gözleri keyfinin daha da yerine gelmesini sağlıyordu.


Üstündeki beyaz elbiseyi çıkarırken Uğurun eline güneş kremini sıkıştırdı.


"Sırtımı yağlar mısın?" diye sordu. Adam derin nefes alarak kafasını olumlu anlamda salladı. Sabah üstünde şimdi de ellerinin altında olan beden onu çok zorlamaya başlamıştı. Elleri kadının sırtında gezdikçe derin nefesler alıp sakinleşmeye çalışıyordu. Yeterince yağladığına kanaat getirse de ellerini o sıcak narin bedenden çekmek zor gelmişti. Kendini kadının yanındaki şezlonga bırakarak koluyla gözlerini kapatıp bir saniye bile olsa kadından uzak durup düşüncelerini toplamak istemişti. Ta ki Aysunun sesini duyana kadar..


"Kendine de sürmen gerek. Yoksa kötü şekilde yanarsın."


"Gerek yok. Ben iyiyim" dedi. Kolunu gözünden kaldırmadan. Bu kadın beş sene sonra bile nasıl bu kadar güzel kalabiliyordu. Bunun muhakemesini aklından yaparken vücuduna dokunan narin eli hissedince kasılıp kaldı. Aysu yanına oturup göğüslerini yağlamaya başlamıştı. İşte bu hareket Uğurun kaslarını kasmasına ve dişlerini sıkmasına neden olmuştu. Kadını hareketleriyle dişlerini o kadar çok sıkıyordu ki bir an dişlerinin kırılıp düşeceğini düşündü.


Eziyete daha fazla dayanamayınca Aysunun elini sert bir şekilde kavrayarak bağırdı. "Gerek yok dedim." Aysu elinin acısı ve bağırmanın etkisi ile onlara dönen gözleri görünce gözlerinin dolmasına engel olamadı.


"Tamam bağırma bırak elimi" diye fısıldadı. Uğur yaptığı hatanın farkına anında varırken sert elindeki narin bileği hemen bıraktı. Yanındaki kadının eşyalarını toplayıp yüzüne bile bakmadan gidişini sessizce izledi.


İşte Uğurun hayatı bundan ibaretti. Sevmeyi bilmiyordu. Acıtmadan, üzmeden davranamıyordu. Kendine hakim olamayıp bir anda her şeyi yerle bir ediyordu.


Kadının arkasından hızlıca kalkarak yetişmeye çalıştı. Asansörün kapısının önüne geldiğinde Aysunun kırılmış bakışlarını gördü. Asansöre tam binecekken kapının kapanması ile öylece kaldı. Hemen başka bir asansöre binerek Aysu odaya girmeden ona yetişmek için dua etti. Sonunda asansörden çıkarken uzun koridorun sonundaki odaya giden kadına yetişmek için koşuyordu. Son anda kapı kapanmadan içeriye girmeyi başarmıştı.


Aysunun kırgın yüzü sinirli hale bürünürken bu adam ile odada yalnız kalmak istemiyordu. Hızla dolabına giderek iç çamaşırlarını alıp banyoya gitmeyi amaçladı. Adama bakmadan yanından geçeceği sırada kolunun narince tutulması ile durmak zorunda kaldı.


"Bırak beni" bu iki kelime kadının tüm kırgınlığını anlatmaya yetmişti.


"Üzgünüm su perisi." diye kulağına fısıldayan adamın sıcak nefesi gardını düşürmeye yetmemişti. Aysu alaycı yüz ifadesi ile adama döndü.


"Üzgün müsün? Bana yaptıklarından hangisi için üzgünsün?" diyerek devam etti.


"Bana kendini bir türlü açmadığın için mi, beni her gece umutlandırıp sabahında günümü kararttığın için mi yoksa lanet bir plajda milletin içinde bağırdığın için mi?" derken kolunu sallayarak adamın narin tutuşundan kurtardı kendini. Bu sefer sesi daha da sinirli ve yüksekti. "Eğer bağırdığın içinse inan bana diğerlerinin yanında sinek ısırığı kaldı bu!"


Uğur çöken omuzları ile kadının haklılığını kabul etti. Onu her zaman üzmüştü. Şimdi kendine onu üzmemeye söz verirken bile üzüyordu.


"Ben hiçbir zaman seni mutlu edemedim değil mi? Şimdi bile sana zarar vermekten öteye gidemiyorum. Ne olur beni birkaç dakika oturup dinle. Anlattıklarımdan sonra bir daha seni rahatsız etmeyeceğim söz veriyorum"


Aysu, bir anda mahzunlaşan adama bakarken içinden ona sarılmak geldi. Adamın elini tutan eline anlamayan gözlerle baktı. Uğurun onu yatağın ucuna götürmesine sesini çıkarmadan uydu. Yatağın köşesine yan yana otururlarken ikisi de karşısındaki aynadan birbirlerine bakıyordu.


"Seninle tanışana kadar her türlü ilişkiden ve bağdan kaçtım. Kadınlar benim için basit ve eğlenceli yaratıklardı. Kendi mutsuzluğumu onların üzerinden unutmaya çalışıyordum. Ne tuhaf değil mi benim için değerli olan bir kadın bana acı çektirirken, değersiz diğer kadınların beni eğlendirmesi.. Ben bu psikolojide yoluma devam ederken sana tosladım. Senin başka bir adamla zorla evleneceğini duyunca tutamadım kendimi. Kahramanın olmak istedim. Herşey çok hızlı geçti ve biz evlendik. Seninle geçirdiğim geceler bana kadınlara olan nefretimi unutturuyordu ve ben annemin ihanetini unutmaya başlıyordum. " Aysunun irkilerek gözlerini aynadan alıp kendine baktığını gören Uğur devam etti konuşmasına.


"Şaşırdın değil mi? Ben de daha on dört yaşımdayken bunu duyduğumda şaşırmıştım. Başta inkar etmiştim ancak ta ki o kazaya kadar. Annemin ihaneti babamın sonu benim de nefretimin başlangıcı oldu. Annem babamdan boşanmak istiyordu. Nedeni ise karnında taşıdığı başkasının bebeğiydi. Babam başta anneme inanmadı ne bileyim belki de inanmak istemedi. Annemin ısrarı sonucu o evden doktora gitmek için çıktılar ve bir daha geri dönmediler. Beni bu dünyada tek başıma bıraktılar. O günden sonra ben de kadınlara güvenmeyi bıraktım. "


Aysu titreyen gözlerle yanındaki adama bakıyordu. Bunları niye daha önce anlatmamıştı. Belki Uğur bunları daha önce anlatsaydı. Aysu onun gitmesine izin vermez ona sımsıkı sarılırdı. Aysu gözünden damlayan yaşı silerken sordu.


"Neden bana anlatmadın. Sana kendimi sunarken. Tüm gururumu kenara bırakmışken bunları bana anlatmaya neden layık görmedin?"


"Çünkü sen de kadındın Aysu. Sende bir gün bırakıp gidebilirdin. Sen beni bırakmadan ben bırakmak istedim. Daha fazla bağlanmamak, günün birinde babam gibi çaresiz kalmamak için kaçtım. Babam onu sevmeyen bir kadının ayaklarına kapanarak gitmemesi için yalvardı. Ben öyle olmak istemedim. Öyle olamazdım.."


"Sırf kendini düşündüğün için beni, bizi harcadın yani. Tüm yaptıklarına rağmen kendimi sana sunarken, beni aşağılamalarına ve gece işini bitirip bir sokak kadını gibi yatakta bırakılmama rağmen seni sevmekten vazgeçmemiştim. Çünkü sana güveniyordum. Günün birinde beni sevebileceğini, artık kaçmayacağını sanıyordum Ama sen beni yanıltarak kaçtın gittin. Söyle bana Uğur. Bu saatten sonra sana nasıl güvenebilirim. "


Uğur gözlerini aynadan çekerek kendisine bakan kadına çevirdi. Elleri kendiliğinden kadının yanağına çıktı. Gözyaşlarını teker teker silerken Aysunun kapalı göz kapaklarında sonra da gözaltlarında parmaklarını gezdirdi. Bu güzelliği son kez aklına kazıdı.


"Hani sormuştun ya yüreğini karartan kişi kim diye.. işte benim yüreğimi karartan kişi kendi canım, kendi kanımdı. Annem bana mutsuz bir yaşamı reva gördü. Ben de seni mutsuz bir yaşama hapsettim. Tüm yaptıklarım ve yapamadıklarım için üzgünüm su perim. Canını yakmama rağmen bana sundukların için teşekkür ederim. Oğlum ve seninle geçirdiğim günleri ömrümün sonuna kadar hatırlayacağım." diyerek ayağa kalkan adamı hissediyordu Aysu.


Daha sonra genzine dolan koku ile adamın çok yakında olduğunu tahmin etti. Alnında hissettiği sıcaklıkla gözleri yavaşça açıldı. Karşısında daha önce görmediği bir adam vardı. Gözlerinin içi kıpkırmızı ve yarım saat içinde en az on yaş yaşlanmış kadar üzgün duran bir adama.


"Kendine ve oğluma iyi bak su perim." diyerek odayı terkeden adamın arkasından bakakaldı Aysu. Yıllar sonra gelen adam onları tekrar mı terk edecekti?


Bölüm Sonu..


Loading...
0%