Yeni Üyelik
4.
Bölüm

O Ibne Kim?

@dikenligul

"Annem, benim şimdi çıkmam gerek" dedikten sonra önce dedesine baktı. Aysu'nun Uğura soktuğu laf dedelerin hoşuna gitmişti. Dedesi gülmesini bastırmaya çalışırken kafasını sallayıp yemeğine döndü. Aysu, daha sonra Hulusi beye bakıp "Bu akşam yine geç kalsam ayıp etmiş olur muyum Hulusi dedem." diye sordu.


Hulusi bey, torunun yüzündeki şaşkınlık ifadesine kahkaha atmak isterken kendisini zor tuttu. Bu kız kesinlikle torununu adam ederdi. "Yok kızım siz gençsiniz. Ne yapacaksınız bizim yanımızda durup. Gez sen. Hatta Uğuru da al sana yardım etsin."


Aynur hanım kızının hızına zor yetişiyordu. Az önce ağlayan kızı şimdi cıvıl cıvıl görünmeye çalışıyordu. Kızının dinmeyen Uğur sevdasını biliyor, kızının mutluluğunu dilemekten başka elinden bir şey gelmiyordu.


"Kızım dükkanı kapattıktan sonra bir yere mi gideceksin?" diye sordu Aynur hanım.


"Evet annecim arkadaşım bir haftalığına üniversitesinden tatile gelmiş onunla buluşacağız ."


Aysu'dan az önce duyduğu hakareti sindirmeye çalışan Uğur, bir de akşam geç geleceğini duyunca sinir oldu. 'Hanımefendiye bak! Hiç deme zaten Uğurcum sen sıkıntıdan patlarsın bu evde, çıtır arkadaşımla beraber bizimle takıl.. Anca hakaret!' diye kendi kendine söyleniyordu. Aynur hanım kızının sadece bir tane üniversite arkadaşının olduğunu onunda Sarp olduğunu anlamıştı. Uğurun Sarpı görmesini istiyordu. Bu nedenle biraz ittirmeyle Uğuru da bu buluşmaya göndermeye karar verdi.


"Tamam kızım Hulusi dedenin dediği gibi Uğur da seninle gelsin. Eczanede sana yardım eder. Akşam da arkadaşınla hasret giderdikten sonra beraber eve dönersiniz. Senin içinde uygun mu oğlum?"


Uğur hevesli görünmemeye çalışarak onayladı. "Olur Aynur teyze" diyerek ayaklanan Aysu'nun peşine takıldı. Aysu bir ara Hulusi dedenin yanında eğildi. Hulusi bey Aysu'nun kulağına birşeyler fısıldarken Aysu kahkaha atıyordu. Uğur kafasını iki yana sallayarak Aysu'yu takip etti..


Arabaya binecekleri sırada Aysu kolunda bir baskı hissederek arkasını döndü. Uğur onun kolunu tutuyordu. "Dedem sana ne söyledi?" Aysu, Hulusi dedenin söylediklerini hatırlayınca dudakları iki yana kıvrıldı. Uğurun gözleri Aysu'nun kırmızı dudaklarına kaysa da sert duruşunu kaybetmemek için gözlerine çevirdi bakışlarını. "Kusura bakma ama aramızda olan bir konu bu.. Hem senin bilmeni isteseydi sesli söylerdi Hulusi dedem. Hadi bırak kolumu geç kalacağız" derken kolundaki sıcak ve büyük ele iç çekerek bakmamaya zorladı kendini.


Uğurun dokunuşu sıcak, yakıcı ve iç gıdıklayıcıydı.. "Arabayı ben kullanayım ver anahtarları." diyerek elini uzatan Uğura kaşını kaldırarak baktı Aysu. Sinirlenmeye başlamıştı. Bu adam küçükken hiç de hödük değildi. 'Sonradan olmuş demek' diye söylendi. Anahtarları vermeye hiç niyetli değildi. Elbette kendisinin de güzel araba kullandığını ispatlayacaktı. "Hah ne oldu Uğur bey? Şimdide araba kullanışıma mı laf edeceksin. Bırak kolumu kullandığım arabaya binmek istemiyorsan yürüyerek gel!" diyerek kolunu Uğurun tutuşundan kurtardı.


Arabasına binip kontağı çevirdi. Uğur sinirle Aysu'ya bakarak ön koltuğun kapısını açıp yerine oturdu. Gergin geçen yolculuk sonrası arabasını park eden Aysu dükkanına doğru yürüdü. Arkasından Uğurun geldiğini duyuyordu. Dükkanı açıp üzerine beyaz önlük giydi. Bir önlükte Uğura uzattı. Uğur burnuna kadar uzatılan önlükle ne yapacağını bilemeyerek "Bu ne?" diye sordu.


"Önlük görmüyor musun?"


"Onu görüyorum da niye burnumun dibine kadar sokuyorsun?"


"Ay çatlayacağım şimdi! Niye olabilir Uğur giy diye tabi ki"


"Ben senin çırağın mıyım Aysu?" diye sinirle sordu. Aysunun yüzünde sinsi bir gülümseme oluştu. Uğur bu sinsi gülüşün ardından ne geleceğini çok iyi anlamıştı. Masada laf sokmadan öncede bu gülüş vardı kızın gözlerinde. Kızacağı bir şey söyleyeceğini anlayıp derin bir nefes bıraktı.


"Gönder bakalım hakaretini" diyerek duyacaklarını kabullendi. Aysu kıkırdarken "Hulusi dedenin kulağıma fısıldadığı kelimeleri merak ediyordun ya işte söylüyorum.. Senin etinin benim, kemiğinin onun olduğunu ve seni çırağım gibi kullanabileceğimi söyledi" diyerek kıkırdaması kahkahaya dönüştü.


Uğur Aysu'nun kahkahalarını dinlerken "Yeter ki sen hep böyle güzel gül kahkahaların için tüm hakaretlerine katlanabilirim" diye fısıldadı. Aysu'nun duymasından çekinerek düşündüğünün aksini söyledi.


"Kes şu cırtlak kahkahanı kulağım ağırdı. Hem bu söz ne kadarda eğonu okşamış. Dedemin böyle dediğini bilseydim gelmezdim."


Aysu çok güldüğü için gözlerinden gelen yaşı silerek Uğurun mızıldanmasına bayıldı. Şu an Uğurun kirli sakallı yanaklarını sıkası gelmişti. Bir de ona sarılası şöyle sımsıkı.. Ah! onun tatlı Uğuru..


"Heh işte ilk müşterimiz geldi. Çalış Çırak" diyerek masanın önüne geldi.


O sırada içeri giren mahallenin fatma teyzesine hoş geldin diyerek karşıladı. "Hoş bulduk güzel kızım. Çırağı mı değiştirdin?" Aysu arkasında homurdanan Uğura bakış atıp önüne döndü. Gülümseyerek "Yok Fatma Teyze. Dün Ali nöbetçiydi. Bugün evde dinleniyor o.. Tanıştırayım Uğur. Bizim aile dostumuz olur kendisi. Dedesiyle İstanbul'dan bizi ziyarete geldi."


" Yaklaş oğlum biraz" dedi. Şaşkınca yaklaşan Uğurun çenesinden tutup daha çok kendine yaklaştırdı."Maşallah pek te yakışıklıymış. Konuştuğun var mı oğlum?"


Uğur teyzenin boyuna eğilip onu incelemesine izin vermişti. Teyzenin tükürür gibi maşallah demesine ve ilgisine şaşırmıştı. Kafasını Aysu'ya çevirdiğinde Aysu'nun gülmemek için kendini tuttuğunu gördü.Uğur ondan cevap bekleyen teyzeye tekrar döndü. Teyzenin sorusunu yanlış anladığı biçimde cevapladı.


"Ben herkesle konuşurum teyze çevrem çok geniştir."


"İlahı oğlan.." Diyerek kıkırdadı Fatma teyze. "Evli misin bekar mı? Bekarsan sevgilin neyim var mı?" Uğur, Aysunun gülerek teyzeyle kendisini izleyişine sinir oldu. Aysunun kulağına eğilerek "Çekirdekte ister misin?" Diye sordu.


"Yok canım böyle iyi. Sen beni bırak da Fatma teyzenin sorusunu cevapla." Aysu önünde dönen tiyatrodan aşırı zevk alıyordu. Bu yüzden araya girmeden eğlencenin tadını çıkarmaya karar verdi.


"Yok teyze evli değilim sevgilim de yok"


"Vah vah yazık çok da yakışıklısın neyse kısmet banaymış" deyip gözlerini süzünce Uğurun gözleri büyüyerek Aysuya 'Kurtar beni bu kadından' bakışı attı.


Aysu teyzenin Uğura yürümesine dayanamayıp kahkahayı bastı. Uğurun şaşkın yüzünü gördükçe kahkhası artıyordu. Yavaşça Uğurun kulağına eğildi.


"Ah Uğur karnıma ağrılar girdi. Ama bence siz bir çay için bu devirde böyle çıtırını bulamazsın" deyince Uğur da sinsice sırıtarak "Biraz da ben eğlenceyi tadayım" dedi.. Uğurun ne bomba patlatacağını merak ediyordu. Bir anda Uğurun büyük elleri Aysu'nun minik elini esir aldı.


"Teyze sana şaka yaptık. Benim sevgilim şu gördüğün güzel kız" diyerek birleşen ellerini teyzenin gözüne sokarcasına kaldırdı. Aysunun gülümsemesi yavaşça solmaya başladı. Yüzü ciddi bir ifadeye büründü. Uğur karşısındaki kadının yeri geldiğinde nasıl dedikodu makinesine dönüştüğünü bilmiyorsa da Aysu bunun bilincindeydi. Kuzey Anadolu'nun en olgun ayvasını yediğinin farkındaydı. Bu saatten sonra inkar etmesi hiçbir işe yaramazdı. Bu yüzden Fatma teyzenin ilaçlarını alelacele hazırlayarak ona dışarıya kadar eşlik etmişti.


Arkasına dönünce Uğurun kıskıs güldüğünü gördü. Sinirce soludu. "Uğur ne yapıyorsun sen? Fatma Teyzeyi tanımazsın. O ağır gıybet içerir. Mahallenin gıybet kraliçesidir."


"Ne oldu su perisi kısmetlerinin kapanacağından mı korkuyorsun?" Aysu şaşkınlıkla bakakaldı. Bu adamın bu rahat hareketlerine sinir oluyordu. Ya dedesinin kulağına giderse bugün olanlar. Onlara ne der nasıl açıklama yapardı.


Uğur bana misilleme yapmak için böyle dedi nasıl der?


"Uğur gerçekten sen hiç büyümez misin? Anlamıyor musun ikimizde eskisi gibi küçük değiliz ailem bunları duysa sevinir ama ben onlara bunlar Uğurun eşek şakasından ibaret nasıl derim" diyerek başını ellerinin arasına aldı.


Uğurun suratı duyduklarıyla ciddileşse de şakacı tavrını bozmadı. "Amma abarttın su perisi" diyerek Aysunun yanağından makas aldı. "Zaten dedem benim evlenmek istemediğimi bilir ortalığı toplar. Bende hayatım boyunca kimseyle evlenmeyeceğimi ailene açıklarım. Böylece olay kapanır"


Aysu, Uğurun dediklerini dinledikçe mahsunlaşmaya başladı. "Ne yani sen hiç evlenmeyi düşünmüyor musun?" diye umutsuzca sordu.


"Hayır su perisi, ben hayatım boyunca evlenmeyeceğim. Her gün aynı yemek yenir mi? Hem kendimden başka kimseyi sevmeyi bilmiyorum ben. Aklım da almıyor insan başkasını nasıl kendinden çok sevebilir ki ne saçma! " diyerek arkasını dönerek dolabın camına eğildi. Aysu umutsuzca fısıldadı.


"Aslında saçma değil o şeyin adı sevda" Uğur, kafasını dolaptaki incelediği ilaçlardan kaldırarak Aysuya baktı


"Ne dedin anlamadım?"


Aysu önce dediği şeyi yüksek sesle söyleyebilmek için cesaretini toplamaya çalıştı. "Saçma dediğin şeyin adı kimi zaman sadakat, kimi zaman bağlılık, kimi zaman vefa, kimi zaman sevda.. Mesela ben dedemi kendimden çok severim onun için herşeyi yaparım bunun adı vefadır. Aynı şekilde annem içinde herşeyi yaparım bu bağlılık. Annem beni büyütmek için bir çok sıkıntı çekmiş ama benden hiç vazgeçmemiş bunun adı sadakattir. Şayet.." diyerek diyecekleri boğazında düğümlendi.


"Şayet sevdiğim biriyle evlenirsem onun mutlu olması için elimden ne gelirse yaparım. Ona her bakışımda içim titrerse, onun bir sözüyle havlara uçarsam, teni tenimi alev gibi yakarsa, onsuz nefes bile alamazsam, gözüm ondan başkasını görmez ve kalbim ondan başkası için atmazsa bunun adı sevdadır." derin bir nefes alarak devam etti. Uğura hissettiklerini anlatmak onu kilometrelerce koşmuş gibi yormuştu. " Onu ve ondan gelecek olan çocukları canımın pahasına korurum. Buna da sevgi derler ama bu saydığım duyguların adı asla saçma diye anılamaz.."


Uğur gözlerini Aysunun dolan gözlerinden ayıramıyordu. Aysunun dedikleriyle kendini kötü hissetti. O duygulara önem vermezdi. Onun için önemli olan anı yaşamak ve zevk almaktı. Bağlılık, sevda.. Bu duygularladan kaçardı. Peki neden şu an bu duyguları Aysunun kendisine karşı hissetmesini diliyordu. Sonra aklına gelen düşüncelerle sinirden ellerini yumruk yaptı


Acaba Aysunun böyle candan tasvir ettiği sevdayı gerçekte birine karşı hissediyorsa..


"Kim o?" Aysunun kolunu tutarak oturduğu yerden onu kaldırdı. Aysuyu hızla kendine bedenine yaslarken tehditkar bir şekilde Aysunun ağzından çıkacak olan o ismi bekledi.


Bir anda Uğura bu kadar yakın olmak Aysuyu heyecanlandırdı. Uğurun gözleri ateş saçıyordu. Sinirli ve sabırsız nefesi aralık dudaklarından nefesine karıştı. Bedeni Uğura yaslanmışken Aysunun aklı karıştı. Uğur en son ne sormuştu ve bu duruma nasıl gelmiştiler?


"N..ne ?" diye kekeledi.


"Kim o diyorum! Sevdalı olduğun adam kim?"


Aysu tedirgin olarak fısıldadı. Yoksa Uğur o adamın kendisi olduğunu anlayıpta hesap mı soruyordu? "Uğur bırak beni.. Hem bunu nerden çıkardın" diyerek gözlerini kaçırdı.


"Bak işte gözlerini kaçırıyorsun. Seni tanırım. Tedirgin olunca gözlerini kaçırırsın. Söyle bana Aysu. Tarif ettiğin o ibne kim?" Aysu, Uğurun yine onu tarif ettiğini anlamamış olmasına üzülmüştü. Az önceki tedirginliği yerini hırçınlığa bıraktı. Kolunu Uğurdan kurtarırken bağırdı.


"Niye soruyorsun öğrenip ne yapacaksın?"


Uğur şaşkınca bakarak 'demek varmış' diye düşündü. Yakınlıklarından bir adım geri atarak kurtuldu.


"Ben senin çocukluk arkadaşınım senin iyiliğini isterim. Onu benimle tanıştır bende onun niyetini öğreneyim"


"Ne niyetinden bahsediyorsun Uğur. Kimi sevip sevmediğim seni ilgilendirmez. Rahat bırak beni."


Uğurun eli istem dışı Aysunun yanağına uzandı ve yavaş yavaş yanağını okşayarak konuşmaya başladı.

"Su perisi sen erkekleri tanımazsın. Onlar kendilerini kendi istedikleri gibi tanıtır. Eline düşünce de kışa çevirir yazını, yaralar seni, zorlar, üzer.. İstediğine ulaşınca peçete gibi buruşturup atar kalbini. Söyle bana. O adam kim? Senin için araştırayım."


Aysu kendini yanağındaki ele yaslamamak için zor tutuyordu. 'Belki o an bu andır sevgisini ilan etse ne olurdu ki? En fazla karşılıklı olmadığını söylerdi ve Aysu da günden güne içinde büyüttüğü bu lanet duygudan vazgeçerdi. Bir cesaretle konuşmaya başladı.


"Uğur.. Aslında sevdalandığım kişi-" derken eczaneye giren Sarpla sözü yarım kaldı Aysunun. Bakışları Uğurun arkasına kaydı. Uğur ise duyduğu sesle Aysunun yanağındaki elini aşağıya indirdi. Eli sanki hala Aysunun yanağındaymış gibi sıcacıktı. Bu histen kurtulmak için elini yumruk yaptıktan sonra konuşmalarını bölen sesin sahibine çatık kaşlarıyla döndü.


Bölüm Sonu..


Loading...
0%