Asi karşısında gördüğü adamla nutku tutulmuştu. Hani Sarp yurtdışına çıkmıştı temelli?

"Ne işin var burada?"

"Bal yanağımın doğum gününü kaçıracağımı düşünmedin değil mi?"

"Bilmem belki ben varım diye gelmek istemezsin diye düşünmüştüm"

"Doğru düşünmüşsün inkar edemeyeceğim daha fazla" diyerek ayağa kalkan adamın gidişini boş gözlerle izledi. Arkasından giderken adamın çıkışa gittiğini görüp bahçeden çıkmadan durdurdu. Eli adamın elini tutarken ona dönen adama ne diyeceğini bilemiyordu.

"Hemen mi gidiyorsun?"

"Evet gitmem gerekiyor." diyerek kendini çeken adamın eline daha da asıldı.

"Niye Sarp? Niye sürekli gitmen gerekiyor. Niye kalmıyorsun yanımda?"

Sarp, yakınlığını özlediği kadının belini kavrayarak vücuduna yasladı. Kulağına fısıldama bahanesiyle özlediği kokuyu kokladı. "Gitmeliyim, kalırsam seni aşkın ile görürüm ve sizi görürsem bir daha kendimi toplayamam"

Asi anlamayan gözlerle Sarpa baktı. "Ne diyorsun sen? Benden gitmek istiyorsan. Bunu yalan şeyler söylemeden yap. Seni sevmiyorum Asi, yakamı bırak Asi diyebilirsin."

Adam kadının kulağına tekrar yaklaştı. Fısıltısı bu sefer var ile yok arasındaydı. "Seni seviyorum Asi. Hep benim ol benimle kal istiyorum Asi ancak sen istemiyorsun Asi "

Asi duyduğu şey ile dizlerinin bağı çözüldü. "Ben de seni seviyorum."

"Peki ya aşkın Meriç o ne olacak. Yoksa ikimizi mi- " Adamın söylediği ile taş kesti Asi.

Adamı kendinden iterek uzaklaştırdı. Adamın yanağına sert bir tokat atarken gözleri dolmuştu. "Seni aşağılık o benim kardeşim. Sen ne saçmalıyorsun?"

Sarp duyduğu şey ile kaskatı kesildi." Meriç az önce karısıyla yanıma gelen çocuk muydu?" diye kendi kendine soran soruyu yanıtladı Asi "Evet muhtemelen oydu."

"Asi ben özür dileri-"

"Dileme Sarp, sen bencil pisliğin tekisin, demek bu yüzden o gece benden uzaklaşıp defolup gittin. Ne olurdu da bana sorsaydın Meriç kim diye, niye haftalardır bana bu acıyı çektirdin. Sana bileğimin çıktığı gün de demiştim CANIMI YAKMA diye!"

"Asi ben üzgünüm, çok üzgünüm" diyerek ona sarılan adam ile elleri havada kaldı Asinin. Burnuna dolan liman kokusu ile daha fazla acı çekmek istemediğini anladı. Kolları adama sarılırken hem ağlıyor hem gülümsüyordu. Adamın ellerini yüzünde hissetti. Daha sonra tadını bilmediği dudaklar bir daha hiç ayrılmamak üzere birbirine kapandı.

"3 ..2... 1.. diye saydıktan sonra mumları üfleyen Uğuralp ile herkes alkış tutmaya başladı. Herkes Uğuralpe hediyesini verirken babası oğlunu kucağına almıştı.

"Buraya gelip bizi yalnız bırakmadığınız için hepinize teşekkür ediyoruz. Siz bizim dostlarımız değil aynı zamanda ailemizsiniz de başta beni senelerce bekleyen karım, çocuklarımın annesi Aysu Kayalıyı çok sevdiğimi belirtmeden duramayacağım" diyerek kucağındaki çocuğuyla karısının alnına uzandı Uğur. Karısının gülümsemesi ile bir kolunu karısına doladı. "Anlayacağınız üzere Aysu hamile, yakında küçük bir kayalı daha geliyor" diyerek oğlunun yanağını öptü. Bu habere şüphesiz en çok Uğuralp sevinmişti ellerini çırparak babasına sarıldı. Dostları bu mutluluğa ıslıklarla ve alkışlarla katıldı.

Uğur sözlerine devam ederken Aysu da aşık gözlerle kocasını izliyordu. "Biz sevmeyi bilmeyen ya da çok az bilen erkeklerdik hayatlarımıza giren güzellikleri yeri geldi üzdük, yeri geldi terk ettik ama onları sevmeyi hiç bir zaman bırakmadık. Kalabalık içinden bir ses duyuldu.

"Hatalarımız bize birbirimizi getirdi güzel karım" dedi Kerem, karısı Edanın alnından öperek.

"Sen benim nefesim oldun, Sen ben oldun be kadın" dedi Koray, Elayı boynundan öperek.

"Senin cesaretin benim mutluluğum oldu karanfil kokulu aşkım" dedi Fırat, Dicle'nin yanağını öperek ve Uğur karısını dudaklarından öpmeden önce "Bir peri gibi hayatıma girip güzelleştirdin bizi" diyerek öptü karısını.

Uzaktan gelen ses ile herkes arkasını döndü.

"Adı kadar asi olan kadın, benim ile evlenip, kokunla yaşamama izin verir misin?" diye Asinin önünde eğilerek sordu Sarp.

Asi dolan gözlerle etrafına baktı. Güzel aşklar yaşamış olan insanlar gülümseyerek onlara bakıyordu.. Asi ruhu, sonunda ehlîleştirilmişti. Bunu yapan adam şu an önünde diz çökmüş cevap bekliyordu. Bulanıklaşan gözlerini silerek adamın ellerini tuttu.

"Evet. Seninle yaşamaya ve yaşlanmaya, seninle yaşayacağım her şeye evet. Teklifini kabul ediyorum orman gözlüm. "

Hikaye Sonu..