Yeni Üyelik
13.
Bölüm

Ucuz Kadın Asuman

@dikenligul

Uğur, Aysunun teması ve kokusuyla gözleri kapalı bir şekilde derin nefes alıyordu. Sonunda gözleri Aysunun gözleriyle buluştu.


" Tamam sakinim su perim. Aslında bana bıraksan yarın oraya gidip o kızın boynunu kırarım. Böylelikle böyle şeylerle uğraşmak zorunda kalmayız."


Aysunun gözlerini korkak bir şekilde pörtletmesiyle Uğur gülümseyerek soluğunu bıraktı. Demek masum Su perisi daha önce görmediği bu sinirli Uğurdan korkmuştu..


Nazik olmaya çalışarak alnını Aysunun alnıyla birleştirdi. Aysunun şirin yüzünü elleri arasına aldı.


"O kızın bir daha sana zorluk çıkartmasına izin vermeyeceğim. Yarın oraya birlikte gideceğiz ve birbirine aşık bir çift gibi davranacağız. Tamam mı su perim?"


Aysu yüzü hala Uğurun avuçları içindeyken alev almıştı. Ciğerleri ise Uğurun kokusuyla bayram ediyordu.


Hani Uğur dedi ya aşık bir çift gibi davranırız diye.. Aysu 'ben zaten sana aşığım be adam' diyemedi. Sadece başını sallamakla yetindi.


................................


Sabah olmuş Uğurla Aysu kahvaltı yaptıktan sonra saat on bir gibi sahildeki kafeye gitmişlerdi. Erken gitmelerinin sebebi birbirlerini daha iyi tanımak ve Asumanın yanında açık vermemekti. İkisi de çay söyledikten sonra Uğur konuşmaya başladı.


Anlatmaya önce sen başla. Hayatındaki her ayrıntıyı bilmek istiyorum.


Aysu afalladı . "Abartma istersen Uğur bir kaç şey bilsen yeter"


"Sen karışma orasına. Tüm arkadaşlarını özellikle erkek olanları anlat. Hakkında herşeyi bilmek istiyorum." Aysu bir an heyecan yaptı.


Niye hakkımda herşeyi bilmek istiyor ki.. Hem de erkekleri vurgulaması da gözünden kaçmamıştı.


"Bildiğin gibi İstanbulda Tıp okuyordum. Dedemin rahatsız olduğunu öğrenir öğrenmez okulu dondurup buraya döndüm. Altı aydır dedemin eczanesini işletiyorum." Aysu bilerek erkek arkadaşlarından bahsetmek yerine hayatını üstünden anlatmakla yetindi.


Ancak Uğura bunlar pek de yetmemişti. "Peki ya Sarp. O kim? Geçen gece sana çok yakınınmış gibi davranıyordu. Sanki şeyinmiş gibi" diyerek söyleyecekleri boğazına takıldı.


Gözlerini etrafta gezdirerek yutkunmaya çalıştı. Alacağı olumlu cevabı düşününce boğazı tıkanıyordu.


Aysu, Uğurun rahatsızca etrafına bakınmasını, öksürmesini şaşkınlıkla izliyordu. Uğur çok sıkıntılı görünüyordu. Zira daha önce Uğuru hiç bu kadar sıkıntılı görmemişti.

Uğur, kuru bir öksürükten sonra sorusunu tamamladı. "Sevgilinmiş gibi."


"Sarp mı benim sevgilim? Tabiki hayır! Biz Sarpla çocukluk arkadaşıyız. Annesiyle babası Sarp küçükken boşandılar. Sarp kışları burda kalır onunla beraber okula giderdik."


Uğur sakallarını düşünceli bir şekilde kaşıdı. "Çocukluk arkadaşın demek. Peki ya ben niye daha önce hiç görmedim. Size bir ara nerdeyse her yaz gelir olmuştuk."


Aysu, Uğurun meraklı haline gülümsedi. "Dedim ya kışın burada okula giderdi. Yazında babasının yanına İstanbula giderdi. Siz de yazları geldiğiniz için onu hiç görmedin ama o seni tanır" dedikten sonra gözlerini kaçırdı.

"Ben anlatırdım seni.. Şey.. Yani tek seni değil. Tabiki dedeni de"


Yerinde rahatsızca kıpırdanarak konuşmaya devam etti.


"Hani bilirsin. İnsanlar yaz tatillerinde neler yaptığını anlatır ya birbirine. Biz de birbirimize anlatırken anlatmışımdır seni yani sizi.. Yoksa öyle özel olarak değil tabi ki" diyerek daha bir dibe batmayı başarmıştı.


Oysa Aysu yalan söylüyordu. Uğuru söz gelişi değil, ağzını açtığı her an arkadaşına anlatırdı. Sarp, Uğuru o kadar iyi tanıyordu ki..

Bunun nedeni Sarpa her gün her dakika sevdiğini anlatmasıydı..


Uğur, Aysunun saçını kulağının arkasına koyarak açıklama yapma çalışmalarını yüzünde çapkın bir gülüşle izledi.

Demek benim su perim benden 'Sap arkadaşına' yani Sarp'a bahsedermiş. Bu düşüncelerle keyfi yerine gelmişti..


"Peki su perim şu Sap" derken Aysunun uyarır gibi kaşını kaldırmasıyla düzeltti. "Yani Sarp senden büyük değil mi? "


"Evet Sarp benden büyük ve üniversiteyi bazı nedenlerden dolayı geç kazandı. Neyse artık beni bırakta sen anlat."


Uğur güldü. "Ne anlatayım ki işte ben bildiğin gibi Karaarslanlı inşaatta elektrik mühendisi olarak çalışıyorum. Oranın ortakları en yakın arkadaşlarım."


"Karaarslanlı demek . Ne kadar da uzun bir adı varmış." diyerek Aysu da gülümsedi.


"Çalıştığın yer iki kuzenin ortak şirketi olunca soyisimler birleşmiş tabi ki. Koray Karahanlı ile Kerem Arslanlı soyadlarının birleşimi işte. Dediğim gibi Koray ile Kerem benim en yakın arkadaşlarımdır. Liseden beri sıkı dostluğumuz vardır. Birbirimizin bir sıkıntısı, derdi ya da sevinci olsa toplanıp çare buluruz."


Aysu, sıcacık gözlerle Uğuru dinliyordu." İstanbulda gerçek dostlar edinmene sevindim"


Aysu seneler geçse de burada Uğuru dinlemekten asla bıkmayacağını biliyordu. Uğur hep yanı başında olsun ve hep konuşsun isterdi.


Onu yakından tanımak ne de güzeldi. "Peki arkadaşların evli falan mı ya da sevgilileri var mı?"


Uğurun arkadaşlarının pekalada evli olmadığını, hep beraber gecelere aktığını takip etse de sorma gereksinimi duydu. Uğur kahkaha atmaya başladı.


Koray ile Keremi evli düşününce komik gelmişti. Uğurun evlenmesi ne kadar imkansızsa arkadaşlarının evlenmesi de o kadar imkansızdı.


"Yok ya. Evliliği bırak sevgili bile yapmayız biz" diye kahkasına devam etti. "Kerem, çocukluktan bir takıntısı varmış onu bahane ederek sevgili yapmaz. Koray desen inanmayacaksın ama benden de çapkındır. Onun da evlenmesi imkansız. Bana gelirsek evlilik hakkındaki düşüncelerimi biliyorsun. Evlilik saçmalıktır."


Aysu yerinde diklendi. "Niye Uğur niye evlenmek istemiyorsun? Evlilik güzel şeydir.. Evlilik, karşılıksız sevgi, vefa,bağlılık, hoşgörü ve şanslıysan da evlat kokusudur. Ölene kadar verilen bir sözdür. Seni evlilikten korkutan ne? "


Uğur da yerinde dikleşti. Suratı ciddileşmişti. "Bunca boşanma, aldatma ve şiddet varken evliliği bu kadar şirin bir şey olarak tanımlaman tuhaf bence. Sen tam bir cahil cesaretiyle konuşuyorsun."


Aysu, ona cahil diyen adama sinirlendi. Sinirlenince de açtı ağzını yumdu gözünü. "Asıl cahil olan sensin ama bir dakika.. Sen olsan olsan korkak olursun. Ne var biliyor musun? Sen evlilikten deli gibi korkuyorsun. Evet dışarıda milyonlarca boşanmış ve birbirini aldatan sadakatsiz evlilikler var ama bunların evlilikle, sevgiyle ilgisi yok. O bireysel olarak insanların kendi şerefsizliği.. Kaldı ki bir evlilikte karşılıklı sevgi,saygı ve güven olunca o evlilik armağandır. Aldatma, küçük görme, şiddet ve yalan olursa o da sınavındır.. Sınavının müfakatıda diğer taraftadır. Cesaretim de buradan geliyor. Bu cahillik değil! Bu benim inancım.."


Uğur, Aysu ona komik bir şey anlatıyormuş gibi gülümseyerek cümlesine başladı. "İnsanlar maymun iştahlıdır su perim. Bu gün sana sevdiğini söyleyen senden sıkılınca başkasını bulabiliyor. Ve ben hiç bir zaman aldatılmak istemem." diyerek sıkılganca etrafa bakındı. "Neyse benlik bu kadar. Şimdi sen söyle."


"Neyi söyleyeyim Uğur. Her şeyi anlattım ya" diyerek konunun değişmesine itiraz etmedi. Çünkü Asumanın gelmesine az kalmıştı ve Asumanın karşısında Uğurla gergin bir şekilde görünmek istemiyordu.


"Mesela en sevdiğin şarkıcı, renk,meyve, şair ne bileyim.. Alerjin var mıdır yada korkun"


"Hm önce korkudan başlayayım o zaman. Ben genelde yalnız kalmaktan ve yalnız ölmekten korkarım onun dışında köpek falan severim ama uzaktan severim. Mümkünse yaklaşmasın bana" dedikten sonra sımsıcak gülümseyerek gözlerini Uğurun gökyüzü mavilerine dikerek devam etti. "Zaten uzaktan sevmek aşkların en güzeli değil midir?" Şu zamana kadar da Uğuru öyle sevmemiş miydi? Eskiden olsa bu Aysu'ya yeterli gelirdi. Uğurun nefes aldığını bilmek, nerdeyse her zaman onu sosyal medyadan takip etmek Aysu'ya yeterliydi ama şimdi Uğur burada karşısındayken daha azıyla yetinme düşüncesi Aysu'nun kalbini kırıyordu.


Aysu, Uğuru tekrar uzaktan severdi ama yakından daha bir güzel severdi. Uğur da o sıra buğulanan gözlerine bakıyordu. Az önce köpek hakkında konuşurlerken şu an konunun köpek olmadığını anlayabiliyordu.


'Aysu acaba kendisini kast etmiş olabilir miydi? En son Sarpla olan konuşmasında Sarp ona, Aysu'nun hislerinden bahsetmişti. Bir de dün geceki öpüşmeyi hatırladı ve Aysu'nun verdiği duygusal karşılığı da..


Uğur bu konunun üstünde durmaktan kaçınmıştı ama bazen Aysu öyle bir bakıyordu ki gözleriyle konuşuyordu sanki.. ama Aysu, Uğurun onu anlamasını istiyorsa dilini kullanmalıydı gözlerini değil!


"Ben daha çok türkü severim. En sevdiğim renk gök mavisidir. Kıymalı pideye bayılırım. Yazın çileği, kışın kiviyi severim." Her mevsim ise seni.


Maalesef son cümlesini içinden söyleyerek sustu. Uğur su perisini ilgiyle dinledi. Onun susmasıyla sıranın kendisine geldiğini anladı.


"Sıra bende sanırım" diyerek gülümsedikten sonra ciddi olarak konuştu.


"Ben aldatılmaktan korkarım. En sevdiğim renk siyahtır, En sevdiğim meyve kiraz .. Son olarak soya soslu piliçli rotiniyi hem severim hem de çok güzel yaparım. Bir gün isersen sana da yapabilirim"


"Çok isterim." diyerek gülümsedi Aysu.


"Olur.. Ancak benim aklıma bir şey takıldı Aysu. Deden zaten yaşlı ve hasta eczaneyi kapatsaydı. Sende okuluna devam etseydin. Niye dondurma gereksinimi duydun ki"


Aysu şu an ne demeliydi ki? Maddi sıkıntı çektiklerinden bahsedemezdi. Tedirginlikle etrafına bakarken Asumanın kapıdan girdiğini gördü. Hemen yerinden kalkarak Uğurun yanına oturdu.


Uğur kolunu Aysu'nun omuzuna atarak onu yakınına çekti. Yanağına bir öpücük kondurarak Aysu'nun kulağına fısıldadı. "Su perim sana o kadar aşıkmış gibi yapacağım ki sen bile inanacaksın buna.."


Aysu sırtından terin aktığını hissetti. Uğur daha yeni başlamıştı 'mış' gibi yapmaya ve Aysu daha şimdiden eriyordu. Günün sonunda Aysu'dan geriye bir şey kalır mıydı acaba?


Asuman dik dik yürüyerek masaya geldi. Önce elini Uğura tokalaşmak için uzatsa da Uğur nerdeyse içine sokacak kadar sarıldığı Aysu'dan ayrılmadı. Asumanın gözlerinin içine bakarak Aysu'nun saçlarının arasına öpücük kondurdu.


Asuman tokalaşmanın gereksiz olduğunu anlayarak çiftin karşısına geçti. Sahte bir sevecenlikle "Sizi bekletmedim umarım." Dedi.


Uğur, yüzündeki çapkın gülümsemeyle su perisine bakarak konuştu. " Aslında, keşke biraz daha geç gelseydin. Su perimle bu güzel atmosferin tadını doya doya çıkarsaydım." Dedi.


Uğurun tatlı tatlı konuşmasını izleyen Aysu, bunların bir oyun olduğunu kendine hatırlatarak Asumana döndü. "Bırak şu sahte hareketleri. Ne için burada toplandık anlat artık."


Asuman kahkaha attı. Bu kızın dili yanındaki adama güvendiği için bu kadar uzamış demek diye düşündü. "Tatlım biraz sakin ol da konuşalım" diyerek göz kırptı.


Aysu bu edepsiz kadına gıcık olmasının haklı bir davranış olduğunu düşündü. Gözleri Uğura kaydı. Uğur bir kaplan gibi Asumana bakıyor, öte yandan elini koyduğu Aysu'nun omuzunu okşarak saçlarının kokusunu içine çekerek rahatlatıyordu kendisini.


"Uğur ilk sorum sana. Bu bir aşk mı yoksa zorunluluk mu?"


Uğurun çenesi kasıldı. Aysuya dönerek "Gerçekten buna cevap vermemiz gerekiyor mu güzelim? İzin ver kafasını koparayım." dedi. Aysu kafasını sallayarak güldü.


"Başka çaremiz yok sevgilim. Bir an önce cevap verip gidelim buradan."


Uğur, Aysu'nun 'sevgilim' demesinden sonra söylediği şeyleri duyamamıştı. Aysunun sevgilisi, Uğur Kayalı.. Kulağa ne de güzel geliyordu. Daldığı yerden çıkarak karşısında kendisine korkuyla bakan Asumanı görünce keyfi yerine geldi.


"Aşk.. Aysu'yla aramızdaki şey sadece aşk değil" diyerek kafasını kaldırıp kollarında ona bakan Aysu'nun gözleriyle, gözlerini birleşirdi.


"Bu bir adanış, bir söz.. Sonsuzluk sözü. Bitmez tükenmez bir tutku.. Derin bir hasret.. Dili ve vücudu lal eden bir armağan. Sevdiğinin ateşinde yanmak, suyunda ferahlamak, vazgeçemeyiş, unutamayış bunlar aşktan da fazla.."


Asuman gelmeden önce Uğurun söylediği 'Sen bile, sana aşık olduğumu sanacaksın' lafını aklına mıhlamasaydı kesinlikle şu an kendisine bakan adamın gözlerinde aşk gördüğüne yemin edebilirdi. Asuman biraz bozularak devam etmeye çalıştı. Ne kadar belli etmemeye çalışsada rengi kaçmıştı.. Bu adam nasıl bir şeydi ki şu an Aysu'nun yerinde olmak için her şeyini verirdi


"Neyse hayatım ee nasıl tanıştınız?" Aysu kafasını hafif kaldırarak Uğurdan izin aldı. Uğur başını sallayıp tekrar kafasını Aysunun saçlarına gömmüş kokusunu derin derin solumaya devam ediyordu.


"Uğurun dedesiyle dedem asker arkadaşı. Bizde Uğurla o sayede tanıştık. Uğur on dört yaşına kadar tatillerde ailece bize gelirdi. Bir kaç kez de biz gittik. Böyle böyle arkadaşlığımız aşka dönüştü."


"Demek öyle. Peki aşk olduğuna nasıl emin olduğunuz ya sizinkisi bir alışkanlıksa?"


Aysu bir zamanlar Sarptan da çok duyduğu bu lafa sinir oluyordu. Ne alışkanlığı o sırılsıklam aşıktı.


"Alışkanlık ile aşkın farkını bilmiyorsun değil mi Asuman. Senin adına çok üzülüyorum niye biliyor musun bu fesat kalbinle asla sevdanın, aşkın ne olduğunu öğrenemeyeceksin." Diyerek hızını alamadan devam etti. "Alışkanlıkta şuran" diyerek kalbini gösterdi. "Onu görünce, onun kokusunu duyunca ya da en azından onun sesini duyunca kasılıp kalır mı? Vücudun durduramadığın titremelerle sarsılır mı? Ellerin onu arayıp, gözlerin onu görmek ister mi? Şu an acaba nerede ne yapıyor, Üstü açık mı, Canı sıkkın mı? diye düşünmekten geceler boyu uykusuz kalınır mı? Onun bir dokunuşuyla hem buz tutup hem de tüm hücrelerinin kavrulduğunu hissedebilir misin? Bir bakışıyla bir gülüşüyle ölüp ölüp dirililir mi insan? ya peki onsuzluğu düşününce nefesin kesilir mi? Onun gözleriyle gözlerin birleşince dünyan durur mu? ya da o ana kadar yaşamadığını hissedip onun bir sarılmasıyla, elini tutmasıyla, yanağına dokunmasıyla yüreğine bahar gelir mi, kalbin çiçek açar mı? Benim açar.. Açtı da.. ve bunun alışkanlıkla zerre ilgisi yok. Bizim bağımız burası" diye tekrar kalbini gösterdi.


"Sen kalbine istediğin zaman istediğin kişiyi alıp kovabilirsin ama benim öyle bir lüksüm yok çünkü benim kalbim Uğuru ilk gördüğüm gün ona ait oldu. O benden ne kadar uzağa giderse gitsin. Kalbim onu yine bana getirir. Tıpkı şu an olduğu gibi.."


Asuman sinirle soludu. Uzun tırnaklarını fark etmeden etine geçirdi. Bu sümsük nasıl olmuştu da Uğur gibi zengin ve yakışıklı bir adamı kafalamıştı. Keşke Uğurla ilk o tanışsaydı. Şimdiye evli olur, parasını çatır çutur yerdim diye düşündü.


Yüzüne yapmacık bir ifade koyarak çifti kışkırtmanın zamanı geldiğini de göstermiş oldu.


"Kız Aysu sende evlenmeden olmazcılardan mısın yoksa gösterip elletmeyenlerden misin?" diyerek edepsizce güldü.


Uğur, Aysu'yu kolunun altından yavaşça çıkararak öne doğru eğildi. Kastığı çenesinden oldukça sinirli olduğu belli oluyordu. Tehditkar bir sesle "Çok ileriye gidiyorsun pişman olacağın şeyler söyleme. Yoksa zevkle seni pişman ederim" diye tısladı.


Aysu, Asumanını bu kadar da aşağılık olacağını tahmin bile edemezdi. Bir kadın olarak bu laflardan sonra Uğurun yüzüne bakmaktan utandı. En çokta bu kadınla aynı cinsiyette olmaktan utandı. Asuman gözlerini şehvetle Uğura dikmişti.


"Utanılacak ne var değil mi Aysu? Sonuçta birbirinizi seviyorsunuz ya evliliğiniz de yakındır. Evlenince birbirinize oldukça yakın olacaksınız ama merak ettiğim Aysu evlenmeden seks yapmayacak biri. Sen ihtiyaçlarını nasıl gideriyorsun Uğur. Bu senin için oldukça zor olmalı."


Uğur sinirle masadan kalktı. Eğer karşısında bir kadın olmasa şimdiden onu boğazlamış nefesini kesmiş olurdu. Gerçi şu an karşısında kadın diyemeyeceği bir mahlukat vardı ama yanında da masum su perisi varken Asumanın kışkırtmasına gelmemek için dışarıya nefes almaya çıkacaktı. Aysunun kulağına eğildi. "Bu kadın elimde kalacak az kaldı. Aysu şimdi ben dışarıya çıkıyorum. Sende şu edepsize edebini bildir ve gel" diyerek hızlı adımlarla dışarıya attı. Sigarasını çıkararak sinirinin geçmesini bekleyerek düşündü.


Asuman gibi kadınlar yüzünden erkekler kadınlardan soğuyordu. Bir de Aysu gibi adının hakkını verenler vardı.. Asumanın edepsiz laflarıyla kızarmış başını yerden kaldıramamıştı su perisi. Sanki Asuman çirkinliklerinden utanmazken Aysu onun yerine de utanmıştı. Peki içeride söyledikleri neydi gerçekten Aysu'nun kalbi mi onu buraya getirmişti. Uğur artık birşey bilmiyordu. Aysu onu seviyor mu, sevmiyor mu? 'Peki ya ben' diye düşündü. İçeride Asumana söylediklerim ağzımdan değil yüreğimden mi geldi? Yok be oğlum. Sadece gecelerden uzak kaldığın için yüreğinle düşünüyorsun. Normalde hep belinin altındaki organınla düşünürdün. Zaten bir kaç güne İstanbul'a gideceklerdi ve Uğur artık yüreğini değil. Yaramaz uzuvunun sesini dinleyecekti..


Aysu hırkasını alarak ayağa kalktı. "Bir daha seni evimin ve işyerimin yakınında görürsem. Lisede bekaretini verdiğin yağızı babana söylerim. Benim sabrım çoktur bilirsin Asuman ama sana karşı sabrım kalmadı." diyerek gidecekken kollarındaki parmaklarla durdu.


"Vay demek bizim sessiz Aysu'muz yanında güçlü biri olmadan da vahşi kedi olabiliyormuş. Şaşırdım doğrusu"


Aysu, Asumana yaklaştı." Asuman ben her zaman sevdikleri için savaşan bir insanım. Bunu bir zamanlar yakın arkadaşım olan sen bile bilirsin ama benim damarıma basma sonun kötü olur. Seni bir daha babanın elinden alacak bir Aysu olmayabilir."


Asuman kızgınlıkla geçmişi hatırladı. Bir zamanlar Aysu'nun en yakın arkadaşıydı. Sırf Yağıza yakın olmak için.. Çünkü, Yağız Aysu'yu seviyordu. Aysunun en yakın arkadaşı olarak Yağızla Aysu'nun yanında takılabiliyordu.


Aysu şu zamana kadar Asumanın yaşadıklarından dolayı üstüne gelmelerine karşı sessiz kalmış, tüm sataşmalarına, arsızlıklarına ses etmemişti ta ki sevdiği adamın rahatsızlığını görene kadar.. Bu gün sesinin yüksek çıkması da ondandı. Kolundaki ojeli eli tiksinerek itti. Yanından geçecekken Asumanın zehirli dilinden çıkanları duydu.


"Sen eski arkadaşımsın Aysu. Bu yüzden sana ufak bir tavsiye.. Uğur gibi adamlar evlilikten korkup kaçar onu kendine bağlamak için yatağına gir. Ama şunu da unutma sakın! Sen ne yaparsan yap Uğur gibi bir adamı mutlu edemezsin. Hikayenin sonunda ne olacak biliyor musun? Uğur senden sıkılıp kaçacak ve benim gibi kadınların koynuna sığınacak işte o zaman senin şu halinden eser kalmayacak güçlü Aysu zavallı bir şekilde ağlayarak dede evine dönecek"


Aysu arkasına bile bakmadan oradan uzaklaşırken Asumanın zehir dilinin acısını çok sonradan yaşayacağını bilmiyordu.


Bölüm Sonu.. 


Loading...
0%