Samar ve Shanti Türkiye' ye İstanbul şehrine geldiklerinde etraftaki güzellikleri

görünce büyülenmişlerdir..

Her yerde rengarenk dükkanlar vardır.

Serin rüzgar esintisi ile Shanti'nin saçları dalgalanır ve Samar'ın yüzüne gelir.

Samar bu durumdan hoşnut bi şekilde saçlarının kokusunu içine çeker.

" Salman bize bu güzel şehri gezdirebilir misin ?" diyip etraftaki dükkanları gösterirler...

" Tabi ki de.. Önce gelin sizi

ailemle tanıştırayım , dinlenin

sonrasına bakarız.." diyip gülümser.

"Samar , burası çok güzel.." dedi heyecanlı şekilde Shanti.

Samarsa içinden 'Senin kadar güzel değil..' diyip öylece kaldı.

Samar'ın onu duymadığını anlayıp birden bağırdı.

"Samaaaaaaaarr.." Samar bu bağırışı

duyduğu anda neye uğradığını şaşırır...

"Efendim Shanti. Ne oldu, niye bağırıyorsun?" diyip Shanti'ye bakar

. 

" Burası diyoruuum , çok güzel

diyoruuummm.." diyip etrafı gösterir.

" Ha, evet öyle , daha once bi kaç kez gelme imkanım olmuştu görev için ama gezememiştim..." diyip gülümser ve önüne döner.

" Evin nerede Salman ?"

" Bakırköy'de , 1 saatten az yolumuz var."

Salman 'ın bu söyleyişinden sonra

Samar arkasını döner ve Shanti

nin uyuyakaldığını görür..

Koltuğun

üstündeki kırmızı örtüyü alır ve üstünü örter...

1 saat çabucak geçmiştir.

Evin önüne geldiklerinde Samar Shanti' yi

uyandırmak istemez ve kucağına

alır..

Salman yavaş yavaş evin

kapılarını açar..

Samar Shanti ' yi duvarları kırmızı renkli, pencerelerinde rengarenk çiçeklerle çevrili bir odaya götürür ve büyük beyaz yatağa yatırır..

O anda Shanti Samar 'ın yeşil gömleğinin yakasından tutmuştur..

Samar Salman'a fısıldayarak " Sen git ben buradayım..Uyanana kadar yanında bekleyeyim.." diyip gülümser.

"Tamam Rasika ' ya diyeyim de size bir şeyler

hazırlasın.." diyip kapıyı kapatır..

Samar'da yatağa uzanır. Shanti ' ye değil de sanki bir peri kızına, bir meleğe bakıyormuşçasına huzurludur ve onu seyretmeye dalar...

Samar tüm yanlış anlamaları bu ülkede bu büyüleyici şehirde bitirmek

istiyordur ve bunun için Salman ve

Rasika ' dan yardım almaya kendini de açıklamak için bi plan yapmaya karar verir..

Shanti uyandığında başucunda Samar 'ı uyurken görünce huzurlu ve güvende hisseder kendini ve uyandırmak için seslenir

"Samar , kalk.." diyip dürter.

Samar'dan tepki alamayınca yine seslenir.

" Samaaaaaaarr , Kalksanaaaaaa.."

Samar yine tepki göstermeyince içinden ' Hay Maşallah seninde ne ağır uykun varmış. Gösteririm şimdi sana ben.' diyip yanındaki su dolu bardağı Samar ' ın kafasından aşağıya boşaltır..

Samar soğuk suyun etkisiyle yataktan düşer..

" Ne oldu yaaa? Ne ıslatıyorsun?"

"O kadar seslendim uyanmadın, bağırdım yine uyanmadın. Ağır uykun varsa suç benim mi?"

diyip kahkaha atar, Samar' ın haline bakarak.

"Illa su mu dökmen gerekirdi. Dur seeen yapacağımı bilirim sana ben."

diyip etrafına bakınır.

Kendini toparlayıp masanın üstündeki diğer yarısı su dolu bardağı bu sefer Samar Shanti‘nin üstüne döker.

"Çocuksun Samar, çocuk." diyip mızmızlanır.

"Ben mi çocuğum sen mi. Başlatan sensin küçük hanım." diyip gülmeye başlar.

"Küçük hanım haaa. Şimdi bittin sen küçük beeyy." diyip güler ve yastığı Samar'ın kafasına vurur.

"Bu bir savaş ilanı haaa. Bittin seen." diyip Samar'da diğer yastıkla Shanti'ye vurmaya başlar.

Bu sesler üstüne Salman ve Rasika içeri girer...

"Ne bu haliniz.. Evde su savaşı yapacak yaşı çoktan geçtiniz ..Odada savaş alanına dönmüş. Çocuk gibisiniz ikinizde, tencere kapak gibisiniz yeminleee." diyip hallerine gülmeye başlarlar.

"Samar'ı uyandırmak istedim ama kalkmadı son çare suyu üstüne döktüm ve oda intikam almak için aynı şeyi yaptı , suyu üstüme döktü sonra sonuç bu." diyip utangaç bi şekilde başını öne eğer..

"Üstünüzü değiştirin sofraya

gelin.. Odayı sonra toplarsınız.Yemekler hazır.." diyip gülmeye devam ederler..

Salman ve Rasika odadan çıkar.

"Ben çıkıyorum önce sen giyin Shanti..Bavulun orada" diyip gösterir ve çıkar..

Shanti üstünü değiştirmek için odayı kilitler...

Gül kurusu bi elbise, üstüne gri ince bi hırka, altına da beyaz sporlarını giyer.

"Ben hazırım şimdi sıra sende üşütmeden giyin..." diyip odadan çıkar.

Shanti Rasika ' ya yardım etmek için mutfağa doğru yönelir..

Samar' sa Mavi gömlek, altına krem rengi pantolon ve kahverengi ayakkabılarını giymeyi tercih etmiştir.

Samar su istemek için mutfağa yönelir kapıdan Shanti'nin yemek yapışını bir süre seyretmeye karar verir..

Rasika Samar'ı görür ve ikisini baş başa bırakmak için mutfaktan çıkar...

"Shanti, bir bardak su verir misin?" diyip ahşap masanın ordaki tabureyi çeker ve Shanti'te yakınca bi yere oturur.

" Sevdiğin yemek neydi ? Kızartma ve Salataydı demi ?" diyip Samar'a suyunu verir.

" Nasıl bildin? Oysaki bilmezsin sanıyordum." diyip kaşlarını kaldırır şaşkın ve mutlulukla.

"Kaç kere nerede

yemek yesek aynı şeyleri isteyip

durdun.. Aklımda kalmış demek ki" diyip tebessüm eder ve yemeğini yapmaya geri döner.

Patatesleri keserken birden elini

keser ve o anda parmağı kanar.

Samar bunu abartarak sanki çok

kanamış gibi, parmağı kopmuş gibi tepkiler gösterir. Shanti ' nin yanına

koşar...

"Canın acıyor olmalı , hemen

bir doktora gösterelim.." diyip parmağını ağzına götürür.

" Abartma Samar , küçük bir kesik bu.." diyip güler

"Ben abartmıyorum.. Gel istersen Salman ve Rasika ‘ya gösterelim yaranı." diyip elinden tutup büyük salona götürür...

"Bakın elini kesti ve ne kadar çok kan akıyor..Doktora göstermek istiyorum ama kabul etmiyor. Siz bir şeyler söyleyin..” der telaşlı ve korkmuş şekilde.

İkisi bir ağızdan Samar ‘a gülmeye başlar...

" Samar ,olayı abartıyorsun. Küçük bir kesik, durmuş bile..Rasika sen içeriden bir yara bandı getir. Sende otur şuraya elin ayağına dolaşmış, kendine zarar vereceksin" diyip gülmeye başlar Salman.

Rasika yara bandını küçük eczane dolabından hemen getirir ve Shanti' nin kesilen parmağına yapıştırır..

İkisi tekrar içeri yatak odalarına giderler..

"Gördün bişeyim yok iyiyim. Şimdi izninle yemeğime döneyim yoksa aç kalacağız." diyip mutfağa doğru adım atarken Samar kolundan tutar.

"Hayır efendim, sen yaralısın. Bu gün yemekler benden, Samar Şeften. Sen otur bakayım şuraya." diyip oturtturur..

Samar'ın yemek yapışını daha doğrusu yapamayışını izler ve gülmeye başlar.

"Mutfakla ilk deneyiminiz galiba Samar Şef." diyip dalga geçer.

"Aaa ne münasebet canım, unutma ki ben bekar bir erkeğim. Mutfakla aram iyidir."diyip unu Shanti'nin burnuna dokundurur.

"Sakar ve beceriksiz bi bekar şef." diyip gülmeye başlar.

"Samar Şef ben odama gidiyorum. Yemek hazır olunca çağırırsın. Tabii olursa" diyip odasına gider gülerek.

Shanti yatağa uzanıp düşünmeye başlar 'Bana mı yoksa ölen sevgilisine benzerliğimden dolayı mı bu kadar çok seviyor, Sonia'ya benzerliğimden mi beni bu kadar önemsiyor da elimin ufak kesiğini abartıp beni pamuklara sarıyor aceba.' diyip iç çeker...

Samar yemekleri yapmış etrafa bakınır..

Shanti'se ona yardıma gelmiştir. Samar tabakları alırken istemeyerekte olsa Shanti ' nin elini tutar.

Bakışmaya başlarlar..

Samar' ın elini tutmasıyla utanan Shanti, Samar'ın ayağına basar.

"Alllaaahhh!!" diye birden bağırır Samar.

Bağırışını duyan Rasika ve Salman mutfağa koşarlar.

" Ne oldu neden bağırıyorsun?" diyip Samar'a bakarlar..

"Shanti ayağıma bastı." diyip gülmeye başlar..

"Ahh çocuklaaar. Hadi gidelim biz Rasika." diyip Salman ve Rasika'da gülmeye başlar.

İyice utanan Shanti mutfaktan uzaklaşır.