Yeni Üyelik
1.
Bölüm

İlk Mesaj

@efsoviaa

bir sıkıcı sınav haftasının daha sonu gelmek üzereydi. Birazdan ilk dönemin son sınavı olan din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin sınavına girecektim.

Sınavlarımıza kelebek sistem ile girdiğimizden dolayı, nöbetçiler son yirmi dakika kala sınava hangi sınıfta gireceğimizin yazdığı kağıtları getireceklerdi.

Kağıtlar geldiğinde sınıf başkanı okumaya başladı. Listeye göre bu sefer 12/D sınıfında sınava girecektim. Şansa en yakın arkadaşlarımdan biri olan Beren de 12/D sınıfında sınava girecekti.

Zil çaldığında çantamı topladım ardından da Beren ile sohbet ederek sınava gireceğimiz sınıfa doğru gittik.

Merdivenleri çıkarken Beren'in beni dürtmesiyle dağılan dikkatimi zar zor toparlayarak Beren'e döndüm.

Beren sağ kaşını kaldırınca bana bir şey göstermeye çalıştığını anladım ve o yöne baktığımda uzun süredir hoşlandığım ve adını öğrenmek için sürekli takip ettiğim deri ceketli çocuğun da 12/D sınıfına doğru gittiğini gördüm.

"Bakışlarınla yeme çocuğu Melis."

"Saçmalama Beren ona bakmıyorum bile." dedim ve inandırıcı olması için genişçe gülümsedim.

Sınıfa girdiğimizde deri ceketli çocuğun yayılarak en arka sırada oturduğunu gördüm.

"Bebek eğer hâlâ bu çocuğun ismini öğrenmek istiyorsan şans ayağına geldi. Kaçıncı sırada oturduğunu hesapla ve imza listesinden adına ve soyadına bak."

"Tamamdır o iş bende, bugün adını ve soyadını öğreneceğim."

Ders zili çaldığında herkes listedeki yerine göre oturmaya başladı.

Deri ceketli çocuk oturduğu yerden kalkıp, benim arkamdaki sıraya oturunca bu kadar yakın olmamızdan kaynaklanan içimdeki kelebeklerin uçmasına engel olamadım.

Deri ceketli çocuğun yanında oturan çocuk beni kalemle dürtünce arkamı döndüm.

Çocuk,"Kaçıncı sınıfsın?" diye sordu.

Zor olsada hoşlandığım çocuğa bakmadan soru soran çocuğa cevap verdim; "10. Sınıfım."

"Bende 10. Sınıfım, lütfen biraz kopya verir misin?"

"Kopya verme konusunda iyi değilim, yakalanırız ama istersen kağıdımı açarım bakarsın."

Deri ceketli çocuğun sırıttığını hissetsem de bakmadım. 10. Sınıf olan çocuk ise "Teşekkür ederim." dedi ve ben yine önümü döndüm.

Hoşlandığım kişi ve kopya vereceğim çocuk kısık sesle bir şeyler konuşmaya başladılar fakat ne dediklerini anlayamadım.

Öğretmenler zili çalınca okulun en saf ve yaşlı hocası olan Ahmet Hoca sınıfa girdi.

Ayağa kalkma senfonisi bittiğinde, hoşlandığım çocuk, "Hocam kopya çektirmiyorsunuz değil mi?" dedi ve güldü.

O an ilk defa sesini duymuştum. Çok kalın ve güzel bir sesi vardı.

Ahmet Hoca, "Evet kopya çektirmiyorum, çeken olursa alırım kağıdını." diyerek cevap verdi.

Bunun yalan olduğunu sınıftaki herkes biliyordu. Ahmet Hoca her zaman kopya çektiren bir hocaydı.

Ahmet Hoca sınav kağıtlarını dağıttıktan sonra imza listesini verdi. Listeyi ilk ben imzalayacaktım çünkü birinci sırada oturuyordum.

Ben birinci sırada sırada oturduğuma göre hoşlandığım çocuk üçüncü sırada oturmuş oluyordu.

İmzamı atarken üçüncü sırada yazan isme baktım, Mirza Kara yazıyordu.

Demek ki benim hoşlandığım çocuğun adı Mirza'ymış. Listeyi imzalaması için yanımdaki çocuğa verdikten sonra hoşlandığım kişinin ismini unutmamak için sıraya yazdım.

Sınav din kültürü sınavı olmasına rağmen gerçekten çok zordu. Altıncı soruyu çözerken arkamda oturan kişinin dürtmesiyle arkamı döndüm.

Hoşlandığım çocuk yani Mirza beni dürtmüştü. Bunun farkındalığı ile karnımda uçuşan kelebeklerin sayısı arttı.

Mirza, "Silgini kullanabilir miyim?" diye sordu. Kafamı aşağıya ve yukarıya 'evet' anlamında salladıktan sonra silgimi uzattım.

Mirza yanlış yazdığı yeri sildikten sonra silgimi 'Eyvallah' diyerek bana uzattı.

Silgimi aldığımda, "Rica ederim." dedim ama o an aklımda sadece bu silgiyi asla başka biriyle paylaşmama düşüncesi vardı.

Sınav bittiği zaman yerimden hızla kalkıp, Beren'in yanına gittim ve mutlu bir sesle konuşmaya başladım; "Beren benden silgi istedi. Adı da Mir-" Beren'in beni dürtmesiyle cümlem yarıda kesildi.

Beren'e n'oluyor dercesine baktım ve Beren de baş parmağı ile arkamızı gösterdi.

Çaktırmadan arkama baktığımda Mirza'nın hemen arkamızda olduğunu gördüm.

Arkadaşına bir şeyler söyleyerek gülüyordu. Duymadığını ümit ederek Beren ile beraber sınıfımıza gittik.

Ceylan ve İzgi'nin yanına gittiğimizde sınav hakkında konuşuyorlardı.

İzgi, "Melis koridorda gezelim mi?" diye sordu.

"Olur gezelim."

Koridorda dolaşırken bir anda İzgi'ye dönüp, "İzgi, adı Mirza Karaymış." dedim.

İzgi onun adını öğreneceğimi tahmin etmediği için biraz şaşırdı. "Oha Melis nasıl öğrendin çocuğun adını ve soyadını, yoksa gidip sordun mu?"

"Hayır tabiki İzgi, nasıl sorayım?"

"Ee nasıl öğrendin?"

"Aynı sınıfta sınava girdik, imza kağıdından ismine baktım."

"Akıllıca bir plan. Peki instagramını bulup yazmayı düşünüyordun, yapacak mısın?"

"Bilmiyorum İzgi. Yazmak istiyorum ama ben 10. Sınıfım o ise 12. sınıf. İkinci dönem okula bile gelmeyecek, hem belki sevgilisi vardır."

"İnstagramını bulup yaz Melis, ben arkandayım."

Sevinçle konuştum. "İzgi sen ciddi misin?"

"Evet ama fake hesaptan yaz ve anonim olarak kal. Konuşmanız ilerlerse kim olduğunu söylersin."

"Tamam, o zaman çıkışta instagramını bulalım."

"Bulalım Melis."

🌸

Son dersteydik ve ders maalesef ki matematikti. Kafamı sıraya koyup, Mirza ile sevgili olma hayalleri kurarken, Erhan Hoca'nın bağırışı yüzünden hayal dünyam beni kapı dışarı etti.

Kafamı sıradan kaldırıp, tahtadaki soruyu defterime geçirirken son 10 dakika kaldığı için sınıf başkanımız telefon kutusunu almaya gitti.

Soruyu yazdıktan sonra çantamı topladım ardındanda gidip başkanın getirdiği kutudan; Benim, İzgi'nin, Ceylan'ın ve Beren'in telefonlarını aldım.

Telefonumu açıp direkt İzgi'nin yanına gittim ve instagramda fake hesabıma giriş yaptık.

Arama kısmına Mirza Kara yazdığımızda en üstte onun hesabı çıktı.

Hesabı herkese açık bir hesaptı ve bir story paylaşmıştı.

"İzgi?"

"Efendim Melis?"

"Storysini açayım mı?"

"Aç Melis. Aç ben arkandayım." İzgi'nin arkamda olmasının ve fake hesaptan bakmamın rahatlığıyla storysini açtım.

MHP başkanının yaptığı bir konuşmayı paylaşmıştı.

İzgi, "Yanıt olarak ne yazacaksın." diye sorunca aklıma yazacak bir şey gelmemişti.

"Bilmiyorum ki."

"Acaba kurt emojisi atıp, auuu mu yazsan?"

"Ne?"

"Baksana öne çıkanlarının adlarına sürekli kurt emojisi kullanmış. Eğer yazarsan mantıklı olabilir hem seni dişi kurt sanar ve tersleme ihtimali düşer."

"Dişi kurt sanar mı bilmiyorum ama gerizekalı sanacağı kesin İzgicim."

"Tamam ya o zaman Ceylan'a ve Beren'e mi sorsak?"

"Bence de soralım."

Storysini kızlara da izlettim ve "Sizce buna ne yazabilirim?" diye sordum.

Hiçbirimiz yazacak bir şey bulamayınca Ceylan "Kalpli göz atsana Melis. Hem seninde kurt olduğunu sanar hem de yazmış olursun."

Ceylan'ın fikri kulağa mantıklı geldiği için hikayesine yanıt olarak kalp gözlü emoji attım.

Kolay kolay utanacak biri değilimdir ama mesajı attığım an utandığımı hissettim. Aradan sadece iki dakika geçmişti ki bildirim geldi;

'ccmirza_' mesajınıza ❤ ifadesini bıraktı.'

Sınıftakilerin varlığını unutup heyecandan bağırdım.

"Mesajımı beğendi!"

İzgi ayağıyla beni 'bağırma' anlamında dürtene kadar bağırdığımı farkında bile değildim

"İzgi başka ne yazacağız?"

"Bilmiyorum Melis ama bağırmadan konuş."

Bakışlarımı İzgi'den çekip, kızlara baktığımda ilk konuşan Ceylan oldu. "Bence bir süre böyle devam et Melis. O story attıkça hem beğen hem de yanıt olarak emoji at."

Beren, "Ceylan haklı gibi ona bir süre emojilerle yürü."

Tekrardan İzgi'ye döndüğümde İzgi de kızların dediklerini onayladı.

"Tamamdır o halde bir süre öyle yaparım."

🌸

İlk mesajı attığım günün üstünden bir hafta geçmişti. Mirza'nın attığı storylere yanıt olarak emojiler atmıştım fakat beklediğim yanıt bir türlü gelmiyordu, Mirza sürekli mesajımı beğenip duruyordu.

Şimdi ise saat 20:40'tı ve ben yaklaşık iki saattir mesajıma neden bakmıyor diye İzgi'yi WhatsApp'dan darlıyordum.

+ "İzgi mesajıma cevap versin diye ateş bile attık ya, neden cevap vermiyor?"

- "Melis tekrar baksana belki story atmıştır."

+ "Peki bakıyorum."

Yarım saat önce bakmama rağmen İzgi'nin önerisini kabul edip tekrar baktım.

Story atmıştı.

Hemen WhatsApp'a yeniden girip İzgi'ye yazdım.

+ "İzgi story atmış, açayım mııı?"

- "Elbette aç Melis, niye bekliyorsun?"

Storysini açtığımda karlı bir yerde, gülerek karşıya baktığı bir fotoğrafını Yüksek Sadakat Grubu'nun 'kadınım' şarkısı ile paylaştığını gördüm.

Şarkıyı duyunca ilk aklıma gelen şey sevgilisi olma ihtimaliydi.

Storysinin ekran kaydını alıp İzgi'ye attım.

+ "İzgiiii,"

+ "Sevgilisi var galiba."

+ "Ne yapacağız?"

- "Melis biraz sakin olur musun?"

- "Henüz videoyu izlemedim şimdi izleyeceğim."

- "Bu durumda ne yazılır bilmiyorum Melis."

- "Sanırım sevgilisi var ya da eski sevgilisini unutamamış."

+ "Sağol İzgi ya gerçekten bu teşhisinle içime su serptin."

+ "Acaba storysine yanıt olarak ateş mi atsam?"

- "SAÇMALAMA MELİS!"

- "İyice abaza dayılara bağladın."

- "Sakın çocuğa ateş falan atma."

Abaza dayılar mı? Ben ve dayılar, hemde abaza olanı? İmkansız! Ben güzel ateş atarım onlar gibi değilimdir.

Acaba Mirza da mı hakkımda böyle düşünüyordur? Off İzgi! Senin yüzünden düşündüğüm şeylere bak.

+ "Peki ne yazacağım?"

- "Beste'ye sorsana. Beste daha iyi anlar bu işlerden."

+ "Olur sorayım."

WhatsApp'ı kapattıktan sonra Beste'nin odasına koştum.

"BESTE!" heyecandan yine bağırarak konuşmaya başlamıştım.

"N'oluyor abla?"

Konuşmak yerine Mirza'nın storysini açıp Beste'ye gösterdim.

"Kim bu dağ ayısı?"

Beste kumral sevdalısı bir kızdı, Mirza ise tam aksine esmer erkek kelimesinin vücut bulmuş hali gibiydi. Dağ ayısı deme sebebinin bu olduğunu düşündüğüm ve şuan onun tavsiyelerine ihtiyacım olduğu için kardeşimin alakasız benzetmesine karşılık, sadece göz devirmekle yetindim.

"Kim olduğunu boşver Beste, söyle buna hangi emoji atılır?"

"Ne emojisi, saçmalama Melis."

"Kızlar emoji at dediler, başka bir şey yazamam ama sevgilisinin olup olmadığını da öğrenmek istiyorum. Bana bu tarz bir emoji söyler misin?"

"Yüzük emojisi ile kırmızı kalp emojisi atıp soru işareti koy o zaman Melis."

Beste'nin dediklerini yazarken, telefonum bir anda elimden çekildi.

"Saçmalama abla, düzgünce sorsana sevgilisi olup olmadığını emoji ile anlaşmak ne?"

"Bilmiyorum Beste, ya terslerse?"

"Şimdi de okuma yazma bilmeyen bu yüzden de emojilerle anlaşmaya çalışan bir çocuk olduğunu sanıp engelleyebilir."

"Haklısın, peki ne yazabilirim?"

"Çok ilginç gelecek ama 'Sevgilin mi var?' gibi bir şey yazabilirsin ablacım."

"Düzgün ve net bir şey söylesene Beste."

" Tamam o zaman 'Umarım sevgilin olduğu için bu şarkıyla story paylaşmamışsındır.' yaz Melis."

Beste'nin yaz dediği cümle kulağa mantıklı geldiği için yazdım fakat bir türlü gönder tuşuna basamıyordum.

"Beste?"

"Efendim abla?"

"Mesajı gönder tuşuna basar mısın?"

Beste uzattığım telefonumu alıp direkt mesajı gönderdi.

Telefonumu geri aldığımda instagram'dan çıkıp, WhatsApp'da İzgi ile olan sohbetime girdim.

+ "İzgiiiii!"

+ " 'Umarım sevgilin olduğu için bu şarkıyla story paylaşmamışsındır.' yazdım."

İzgi'nin cevap vermesini beklerken, İnstagram'dan Mirza'nın mesajıma yanıt verdiğine dair bir bildirim geldi.

+ "Aaaaa!"

+ "İzgi, cevap yazdı."

🍀 

◉Lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayınn ᜊ

◉Bölüm hakkındaki düşünceleriniz nedirr

𖤐Tiktok: efsoviaa

 

 

Loading...
0%