@elifimben
|
Keyifli okumalar;
Herkesin bir çocukluk hayali vardır bence , benimkide belki çok uzaktı ama evlenmek istiyordum.
Bende beyaz bir gelinlikle evlenmek, beni seven bir adamla sonsuza kadar mutlu olmak istiyordum.
Belki de bir kızım olurdu belki de oğlum ama ben en çok kız çocuğum olsun isterdim. Yalnız büyütmezdim onu sürekli yanında olurdum.
Acıyı öğretmezdim,en mutlu gününde yanında olurdum, büyüdüğünde yanında olurdum. Doğum günlerini sevdirirdim .
Bende sokaklarda yürürdüm el ele sevdiğim adamla pencereden baktığımda ve el ele yürüyen çiftleri gördüğümde hep bunun hayalini kurardım.
Ama beni severlermiydi , sevilirmiydim beni annem ve babam sevmemişken o neden sevsin?
1 ay sonra ;
Üstümde beyaz uzun bir gelinlik vardı . Aynadan kendime bakıyordum güzel beyaz bir odadaydım .
Son bir kez kendime baktım mutluluğum gözlerimden okunuyordu hatta ilk defa kendimi bu kadar mutlu görüyordum.
Kapıya doğru yöneldim kapıyı açtığımda önümde uzun bir kolidor vardı . Kocaman kolidor o kadar sessizdi ki sadece benim topuklu ayakkabılarımdan çıkan ses vardı.
Kolidorun sonunda bir salon , salondan girdiğimde rahatlatıcı bir müzik karşıladı beni ve tanımadığım birçok insan ve ilerde gelin masasında arkası dönük bir adam
Koşar adımlarla yanına giderken gelinliğime takıldım ve düştüm tam o anda ışıklar gitti müzik durdu .
Sadece bir kaç saniye sonra ışık açıldı ama hiç kimse yoktu . Masadaki adama baktığımda yoktu .
Yanlızdım , ben çok yanlızdım
" Alya , lütfen uyan " diye yalvarışlar duydum. " Lütfen güzelim yapma bunu kendine ,yapma."
Ve gözlerimi açtım nefesimi kontrol altına almaya çalışırken onun yüzünü gördüm, yorgun bakışlarını kafamı avucunun içine aldı ve alınlarımızı birleştirdi.Ben ise hala nefes nefeseydim " geçti " dedi. " Ben buradayım " hep buradaydı .
Bir aydır iyileşmeye başlamıştım ama kalbimde büyük bir yara kalmıştı.Bu sürede ise her sabah kabus görmüş, geceleri uyuyamaz olmuştum . Her sabah uyandığımda ise Boran hep yanımdaydı.
Bu sürede benim gibi hiç uyumamış yanımdaydı ve hep kendini suçluyordu . Sadece Boran'da değil diğerleri de kendini suçluyordu.
Şaşırtıcı derecede Cem Abi ' de beni sık sık ziyaret etmişti.Melek ise bir yurda güvenli bir şekilde bırakılmış çoktan iyi bir aile tarafından sahiplenilmişti .Bu işle ise bizzat Yiğit ilgilenmiş içini bana dökmüştü.
Boran beni sakinleştirdikten sonra beni kahvaltıya çağırarak aşağı indi , bende oyalanmadan üstümdeki siyah bol eşofman takımı ile aşağı indim.
Merdivenden aşağı inerken aynadan kendimi gördüm göz altlarım şişmiş saçlarım dağılmış berbat bir haldeydim.
Oturma odasına yaklaştığımda yine o mutlu sesleri duydum ve içimi huzur kapladı . Ben artık yanlız değildim artık gördüğüm rüyalardan kurtulmak için kendimi böyle avutuyordum. Ama içimdeki onları kaybetme duygusu bile beni korkutuyordu.
Masada Boran'ın yanına oturdum. "Daha iyimisin ?"Olumlu anlamda kafamı salladım .
Bu aralar iştahım açıldığı için her şeyden bol bol yedim.Alaz ise biraz hava almamı söyledi ve beni bahçeye çıkardı.
Bahçede evin etrafında dolanırken kalbimi zorlamamak için küçük adımlarla yürüyordum o ise sabırla benimle yürüyordu ." Sana çok alıştık hatta en çok Boran alıştı"dediğinde siyah hanelerine baktım.Bugün daha derin bakıyordu .
" Bende size çok alıştım ve artık kendinizi suçlamayı bırakın ben gitmek istedim ve gittim. " Gerçekten artık kendilerini suçlamamalılardı.
"Ben gitmemeni istesem emin ol gidemezdin ama konu bu değil. " Yürümeyi durdurdu ve tam karşımda durdu. " Konu biziz uzun zamandır dört kişi bir ekipiz. " Derin bir nefes aldı." Ve ben bu ekibin kurucusu sayılırım çünkü Cem Abi ilk beni buldu. "
" Cem Abi " dedim "İyi bir insan " alay edercesine güldü.
"Sana neden bu kadar iyi bilmiyorum ama sana bize yaşattıklarını yaşatamayacak buna hiç birimiz izin vermeyiz."
Evin bahçesini dolaştığımızda tekrar kapının önüne geldik . Evden diğerleri çıktığında Boran "Yiğit sen evde Alya ile kal." Alaz Boran'ın yanına gitti " şimdi mi gidiyoruz ?" Boran sadece kafasını salladı ve benim yanıma geldi. " Yiğit sana anlatır kendine iyi bak " dedi ve ben ne olduğunu anlamadan motosikletlerine binerek gittiler.
Ben ise hava çok soğuk olduğu için hemen eve girdim .
Yiğit ile oturma odasında otururken "nereye gittiler ?" Diye sordum. "Göreve Meleği eskiden yerleştirdiğimiz yurttan bir çocuk kaçırılmış. "
" Peki sizene ki bundan polislerin işi değilmi bu ? " Diye sordum bu seferde " Çocukken bütün kimsesiz çocukları koruyacağımıza söz vermiştik."
Derin bir nefes verdi."Biz çok acı yaşadık Alya.Hepimizin farklı bir hikayesi var.Başka çocuklar yaşamasın."
Sonraki saatlerde ise Yiğit ile çizgi film izlemiştik ve bu gerçekten keyifliydi.Sonra ben uyuyakalmıştım, sonra Boran geldiğinde beni yukarı taşımıştı. Gözlerimi açmasam da onun olduğunu kokusundan anlamıştım.
Bu gece huzurlu uyusamda sabah yine bir kabusla uyanmıştım .
Aşağı indiğimde yine bir görevden bahsediyorlardı . Artık neredeyse iyileştiğim için daha rahat yürüyordum.
Beni ilk Zeynep gördü ve " Günaydın uyuyan prenses saate bakmak ister misin ?" Duvardaki saate baktığımda saatin on ikiye geldiğini gördüm.
Rahat bir şekilde kahvaltı sofrasına otururken "Ee neymiş bu görev umarım beni de dahil etmişsinizdir."
Boran yanıma otururken " Sadece bir davet ve evet benim eşim olarak sende davetlisin. " dediğinde yediğim ekmek boğazımda kaldı ve öksürdüm .
Boran gülerek suyu bana uzattığında hızlıca elinden aldım ve içtim."Eşin mi ? " Diye tekrarladım.
" Eşin olmadan davete giremezsin. " Dediğinde gözlerimi kaçırdım ve bu haraketime hepsi kahkaha attı.
Yiğit " Biraz daha kızarırsan sofradaki domateslerden farksız olucaksın." Dediğinde bende dayanamayarak güldüm.
Sofrayı Zeynep'le beraber topladık ve hazırlanmak için yukarı çıktık.
Zeynep bana " hangi renk bir elbise giymek istersin." dediğinde güzel bir yeşil elbise ve kırmızı bir elbiseyi elinde tutuyordu.
Elindeki uzun saten yeşil elbiseyi aldığımda hemen denedim askılarının üzerindeki zincirlerle tam olarak bir davet elbisesiydi.Saçlarımı büyük bir özenle maşaladık ve göz farım elbisemin renginde olacak şekilde ağır bir makyaj yaptık.
Zeynep beni etrafında döndürdüğünde hala üstünü giymemişti . Kırmızı derin dekolteli elbiseyi giydiğinde oldukça güzel görünüyordu elbise dizlerini örtecek kadar uzundu .
Bir taraftan makyajını yaparken "Seninle alışverişe gitmemiz lazım" dedi bende " neden olmasın " dedim .
Normal insanlar gibi bir davete katılıp alışverişe mi gidecektik, düşüncesi bile yüzümdeki tebessümü koruyordu.
Hava soğuk olduğu için üstümüze ceketlerimizi aldık. Hava çok soğuk olmasına ve aralık ayının neredeyse bitmesine rağmen hala kar yağmamıştı.Bir yandan da yılbaşı geleceği için mutluydum .
Aşağı indiğimizde Zeynep saçlarını savurarak Alaz'ın koluna girdi galiba onlarda çiftti. Peki Yiğit ne olacaktı?
Boran siyah takımıyla karşımdaydı gömleğine kadar siyah olan adam yakışıklılığının farkındaydı.
Bende onun koluna girdiğimde yutkunduğunu gördüm.Hep beraber büyük bir arabaya bindik Yiğit ise arabayı sürüyordu.
Zeynep sessizliği bozmak için " yılbaşı yaklaşıyor." dedi. Bende heyecanımı saklamadan " Evet kutlarız dimi ben hiç yılbaşı kutlamadım ama kutlamak çok isterim özellikle de sizinle ,daha önce hep yanlızdım ve yanlız kutlamak hiç eğlenceli değildi. Çekiliş yapar mıyız?Beş kişiyiz bir kişi daha bulmalıyız. "
Soluksuz ve hızlı konuştuğum için hepsi bana şaşkın şaşkın bakıyordu hatta Yiğit bile ama hemen önüne döndü .
" Ne " dedim dayanamayıp " biraz fazla konuşmuş olabilirim. "
Alaz " biraz mı? " Diye sorduğunda Boran elini omzuma attı " Sen istersen çekiliş yaparız ama altıncı kişiyi bulmak zor olabilir." ona gülümseyerek baktım ve araba durdu.
" Geldik"
Spoiler olmasın ama bundan sonraki bölümler muhteşem özellikle bir sonraki bölüm ama sınav haftası olduğu için zorlanıyorum ve bölümler çok uzun olmasın diyede uğraşıyorum aklımda öyle senaryolar var ki...
Bu bölümü şuan yazdığımdan bir hafta sonra yayınlı yayınlayacağım çünkü kitabım okunmadığı için iki haftada bir bölüm atıyorum .
Sizce bölümlerin uzunluğu uygun mu ?
Sizi çok seviyorum ❤️
|
0% |