" En korktuğun şey ne ? " Diye sordum cevap verip vermemekle kararsız kaldı " ölmek " dedi " ölünce yaptığım hatalardan çok korkuyorum"
Kalbim acıdı " sen " dedi " sen korkuyor musun ?"
" Hayır " dedim sert bir şekilde yutkundu . Bakışlarından derin duygular gezindi.
Yine uzun bir sessizlik oldu saniyeler uzun dakikalara dönüştüğünde " cennet " dedi .
Sandalyesini biraz daha yaklaştırdı . Artık ona daha dikkat ettiğimde saçlarının dağılmış olduğunu ve göz altlarının mosmor olduğunu gördüm sanki hiç kalkmamıştı buradan
" İsminin anlamı cennet bu yüzden senin ismini çok seviyorum" birşey söyleyemedim .
" Benim cennetim olurmusun ? "
" Belki o zaman ölümden korkmam " gözlerime öyle bakıyordu ki yalvarır gibi ilk geldiğimde bana asla bakmayan adam gözlerimin içine büyük duygularla bakıyordu .
Gözlerimi kaçırıp odada gezdirdim o an buranın hastane olmadığını fark ettim bakışlarımı tekrar gözlerine çevirdim .
" Olamam " dedim . Gözlerindeki kırgınlık yüzünden ağlayabilirdim .
" O kadar güzel değilim " güzelsin diyemedi .
Sandalyesini benden biraz daha uzaklaştırdı ve ayağa kalktı " iyi hissettirecek " dedi " başkasını düşünerek uyumak "