Yeni Üyelik
3.
Bölüm

2.Geçmişin İzleri

@elifimben

Keyifli okumalar,

 

Alya'nın geçmişi,

 

Beş yaşında küçük bir kızdım , küçük ve karanlık bir odam vardı iki katlı evin ikinci katında hiç penceresi bulunmayan bir odadaydım kapımı kilitleyip uyumuştum.

 

Korkuyordum , yanlız olmaktan babam eve geç gelirdi ve sabah erken giderdi.

 

Bir gün uyanmıştım genellikle odam kilitli uyurdum. Aşağı indiğimde babam bir kadınla oturuyordu. Kadın beni merdivende görünce kim olduğumu sordu babam ise umursamaz bir sesle "hiç " dedi. Benim kızım demedi . Ben bir hiçtim babam içinde bu hayat içinde sadece hiç.

 

Beş yaşındaydım hiç bir şey anlamamıştım ama o günün akşamında beni zorla odama kilitlemişti acıkmıstım , ama en önemlisi burada olduğum anlaşılmaması için ışığı kapatmıştı.

 

Bacaklarımı karnıma çekip sabaha kadar o pozisyonda beklemiştim. Zaten sesler de sabaha kadar dinmemisti.

 

Alya'nın beşinci yaşı

 

 

Aradan yıllar geçsede anılar özellikle kötü anılar bir çocuğun beynine kazınır ve bir daha asla unutamazdı. Bir çocuğun gözlerinin içine dikkatli bir şekilde bakarsanız o çocuğun gözünde acıyı görürsünüz.

 

Bir çocuk her ağladığında , her korktuğunda gözlerinin önüne acı geçmişi gelir ama güldüğünde geçmişine değil geleceğine güler.

 

Çünkü geçmişinin izlerini silemez .

 

Odama çıkmıştım saate baktığımda geç olmuştu yatağıma girdim yaklaşık bir saat sonra Zeynep de uyumak için odaya geldi.

 

Uyandığımda gece ikiydi su içmek için aşağı indiğimde Boran'da mutfaktaydı. Bana baktığında mavi gözlerinin içi kızarmıştı .

 

" Ne oldu " diye sordu.Sesinde şüphe vardı ve bunu gizleme zahmetine girmiyordu.Gözlerini aşağılayıcı bir duygu kaplamıştı.

 

"Şu içecektim."Suyumu aldım ve içtim onun yanında tedirgin ve gergin olduğum için ellerim titriyordu.

 

Boran da bunu farketip " benden korkmana gerek yok " dedi.

 

" Senden korkmuyorum."Tabi ki ondan korkmuyordum.

 

Bana üstten üstten bakıyordu bu sabah ona sorduğum soruyu hatırladım fakat sorup sormamakta tereddüt ettim ama en sonunda" beni neden istemiyorsun? " dedim aslında onu anlıyordum bunca yıldan sonra aralarına yeni biri gelmişti.

 

" İstemiyorum demedim " dediğinde bu sefer bende ona üstten bakışlar atıyordum.Evet bunu konuşarak dile getirmemişti ama haraketleri hatta bakışları dahi yetiyordu.

 

" O zaman neden mesafeli davranıyorsun? " diye sordum bu seferde hiç düşünmeden cevap verdi.

 

" Diğerleri gibi seni kabullenmemi mi bekliyorsun?Cem Abi merhametli bir adamdır kendini ona acındırmışsındır. "

 

Bu dediklerine sinirlenmiştim bu yüzden sesim yüksek çıkmıştı. " Ben bir şey yapmadım bir sabah uyandım ve Cem Abi beni buraya getirdi ." Umursamaz bir şekilde nefesini verdi.

 

" Nasıl böyle bir şey düşünebilirsin? " sanki sesim içime kaçmıştı ellerim daha fazla titriyordu ama onun karşısında güçlü durmaya çalışıyordum.

 

" İster ajan ister masum ol ama asla beşincimiz olamayacaksın. " acımasızdı duygu yoktu .

 

Yanımdan hızlıca çıktı bir daha ona kendimi açıklamayacaktım. O kabul etmese de diğerleri kabul etmişti ya da gerçekten bana acıyorlardı belki de geçmişimi biliyorlardı.

 

Bana acısınlar istemiyordum.

 

Yukarı çıktım ama asla uyuyamadım.Dokuz yaşındaydım babalar günü olduğunu karşımızdaki evin duvarına asılmış olan reklam panosundan görmüş ve babama güzel bir resim çizmiştim ve içinde ikimiz de gülüyorduk. Bunu geldiğinde verecektim belki de sever ve bana sarılır diye ümit ediyordum bütün gün onu beklemiştim saat on iki olmasına rağmen uyumamış onu beklemiştim ama en sonunda uyumuştum.

 

Bir daha değil babalar günü hiç bir günü kutlamamıştım.

 

Sabah kalktığımda Zeynep yatağında yoktu aşağı indiğimde yüksek sesli kahkaha sesleri duydum kapıdan onları dinlediğimde tekrar aile sıcaklığını hissetmiştim.

 

Ama ben tamamen yabancıydım.

 

İlk günden Alaz bana güvenmişti, Alaz beni korumuştu ve bu dört kişi bana aileyi anımsatmıştı.

 

Bu ailenin parçası olma ihtimali bile bana yetiyordu .

 

Zeynep beni farkettiğinde " gelsene Alya " dedi masaya ilerlediğimde benim için bir sandalye vardı. Benimdi, bana aitti.

 

Bir an kendimi onlar gibi hissetmiştim sadece bir an sandalyeye oturduğumda karşımda oturan Boran ile göz göze geldik ilk gözlerini çeken ben oldum.Onun gözleri hala benim üzerimdeydi.

 

Masa büyük bir özenle hazırlanmıştı. Sanki her şey cetvelle ölçülüp konulmuş gibi eşit mesafedeydi.

 

Yiğit ağzından çıkardığı zeytin çekirdeklerini Alaz 'ın üstüne atıyordu Alaz ise sinirlenmiş gibi görünse de aslında ona kızamıyordu.

 

Bu hallerine istemeden bende gülmüştüm.

 

Kahvaltının sonuna geldiğimizde Alaz kolunu benim omzuma attı " Bugün ne yapmak istersin? " Diye sordu Boran ise direk Alaz 'ın eline bakıyordu gözlerinden sanki bir an gözlerine kıskançlık duygusu bulaştı ama sonra yerini hiç bilmediğim bir duygu sardı.

 

Zeynep " Bahçe de oturmaya ne dersiniz? " Diye sordu. Herkez başıyla onaylandıktan sonra bahçeye çıktık .

 

Küçük bir bahçeydi evin yanında küçük bir garaj vardı ve hemen önümüzde beş kişilik bir masa.

 

Herkez masaya oturdu fakat Boran direk garajdan motorunu çıkardı. Zeynep elinde kurabiye ile gelirken "nereye? " diye sordu.

 

Nedenini bilmesem de küçüklükten beri bir motorumun olmasını isterdim en çokta binmek defalarca Pamir'e söylesemde bir kere dahi binmemiştim.

 

Boran r25'ine bindiğinde bende yanına gittim utangaç ve masum bir çocuk gibi " bir kere binebilirmiyim? " diye sordum Boran ise " İşim var " dedi.

 

Bir kez daha hayallerim kırılmıştı ona öyle gözlerle baktım ki gözlerini üzerimden çekip motoru çalıştırdı. Motorun üstünde öyle havalı duruyordu ki imrendim.

 

Gaza basıp yanımdan uzaklaştıginda yerimden kıpırdamadan onun gittiği yere baktım Alaz gelip elini omzuma koydu " Ben seni bindiririm " dedi.

 

Alaz'ın gözlerinde acıma gördüm bana acıyormuydu. Hayır bana acısın istemiyordum.

 

" Gerek yok " dedim çünkü artık hiç bir hayalimin gerçekleşmemesine alışmıştım, alıştırmışlardı .

 

Masaya geri döndüğümde Zeynep'in yaptığı kurabiyeden ağızıma attım ve konuyu benden uzaklaştırmak için "ellerine sağlık " dedim.

 

Kimse konuşmadı

 

Masadan kalktığımızda içeri geçtim ve koltuğa oturdum evin duvarları tamamen fotoğraflarla kaplıydı ve Boran hepsinde gülüyordu. Ben geldiğimde bana bir kere gülmeyen adam dünyanın en mutlu insanı gibi gülümsüyordu.

 

Duvarda büyük bir televizyon vardı ama üstündeki tozlardan izlenmediği belliydi.

 

İçeri diğerleri de geldiğinde Zeynep "Hadi ama bütün gün böyle oturamazsın. "

 

Alaz kollarını önüne bağlayıp " akşam bizim mekan, ma gitmeye ne dersiniz? "

 

Zeynep sanki dünden meraklıymışcasına " eveeet " diye bağırdı."Alya oraya bayılacaksın biz sık sık gideriz.Hadi gel hazırlanalım."

 

Zeynep beni hızlıca yukarı çıkardı ve gardolapı açtı.Hızına yetişmeye çalışıyordum.İçinden kırmızı saten bir elbise çıkardı, üstüme tuttu " bu olur gibi , hadi giy " elbiseyi elinden aldım ve giydim.

 

Kendime baktığımda Zeynep "harikaaaa " diye bağırdı ve beni makyaj masasının önüne oturttu.

 

" Bu kadar güzel makyaj yapmayı nereden öğrendin? " diye sordum heyecanlıca, çünkü gerçekten de güzel yapıyordu .

 

Gözlerini kapattı içinden üçe kadar saydı . " Annem öğretti " Aslında hikayesini merak etsem de sormaya cesaret edemedim .

 

Konuyu dağıtmak için " işte bitti , sen aşağı in ben geliyorum "

 

Aşağı indiğimde hepsi merdivenin sonunda kapının önünde bekliyordu.

 

Alaz yakası açık bir gömlek giymişti. Saçlarını dağıtmış kendine serseri görünümü vermişti ama o kadar yakışıklı görünüyordu ki , hemen yanında gözlerimi alamadığım Boran vardı lacivert bir takım giymişti sürekli dağınık olan saçlarını taramıştı.

 

O an ona mavinin tonlarının çok yakıştığını düşündüm.

 

Arkamdan topuklu ayakkabı sesleri geldiğinde arkamı döndüm ve Zeynep'i gördüm . Üstünde pembe mini bir elbise altında yüksek topuklu ayakkabıları ile harika görünüyordu.

 

Saçlarını iki taraftan toplamıştı bu ise onu daha çekici göstermişti.

 

Boran'a baktığımda kaşları çatık bana bakıyordu . Yiğit ise ağzı açık bize bakıyordu.

 

Alaz beni kendi arabasına bindirdi. Sürekli göz ucuyla bana bakıp gülüyordu. " Bu akşam çok eğleneceğiz."

 

Mekana girdiğimizde küçük ve sade bir ortama benziyordu . Alaz kolunu girmem için işaret verdiğinde koluna girdim .

 

Mekana girdiğimizde çok kalabalık değildi hatta sadece beş , altı masa doluydu.

 

Bizde bir masanın etrafında oturduk Yiğit ile Zeynep ise çoktan dans etmeye başlamışlardı. Boran ise bizden ayrı bir yere oturmuş bir kaç kişiyle konuşuyordu .

 

Alaz da beni dansa kaldırdı ve dans etmeye başladık .

 

Bir süre sonra Boran geldi ve beni kolumdan çekerek sertçe dışarı çıkardı .

 

" Ne yapıyorsun?"

 

Bir insan kend

i yazdığı bir kitabın devamını merak edebilir mi ? Ben ediyorum .

 

Oy vermeyi, yorum yapmayı unutmayınız.

 

Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere...

 

Loading...
0%