Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Bölüm 2

@elizinhikayeleri

"Ee kızım anlatsana."

 

"Ya Yasemin başımın etini yedin. Dersi dinlemeye çalışıyorum şurada."

 

Söylediklerim tabii ki doğru değildi. Dersi dinlemem için önce Doğan'ın aklımdan çıkması lazımdı. Dün gece ben uyumadan önce söyledikleri fazlasıyla hoşuma gitmişti.

 

"Görende hiç hukuk dersime girmedi sanırlar. Kızım ne konuştunuz anlatsana." dediğinde tam kendimi anlatmaya hazırlarken hocanın sesi duyuldu.

 

"Kızlar konuşacaksanız çıkın dışarı."

 

Sustum, kırdım dizimi oturdum derken Yasemin kolumdan tuttuğu gibi beni çıkışa doğru götürdü. "Tamam hocam bir daha ki derse geliriz görüşmek üzere."

 

Resmen sınıftan zorla çıkarmıştı beni. Ve bu sadece Doğan yüzündendi. Benim normal bir arkadaşım olmazdı zaten. Yasemin normalliğin yanından geçmiyordu.

 

Kafeteryaya vardığımızda ellinci kez "anlat." dedi Yasemin.

 

"Peki." Diyerek söze başladım. "Zaten biliyorsun o Fransa'ya taşındıktan sonra konuşuyorduk mesajlaşıyorduk. Sonra uzun bir süre yazmadı bana. Dün biz okuldayken yazmıştı ya akşam çıkınca cevapladım bende. Doğan Türkiye'deymiş şuan. Askerliğini yapıyormuş. Son dört ayı kalmış."

 

Beni pür dikkat dinleyen Yasemin'e olayları anlattığım için bir nebze rahatlamıştım.

 

"Peki görüşecek misin enişteyle?"

"Ne eniştesi Yasemin saçmalama. Öyle bir şey asla olmayacak."

"Ahh aşk sen nelere kadirsin kısmetsin." dedi Yasemin yüzünde ki büyük sırıtmasıyla.

 

Gözlerimi tavana kaldırdım ve ikinci bir kez asla öyle bir şey olmayacağını belirttim.

O an aydınlanan telefon ekranım Yasemin'inde benimde dikkatimi çekti.

 

Gelen mesaj (2)

Doğan; Ben yarın İstanbul'a geliyorum. İznim var kardeşimin düğünü için.

Doğan; Düğüne gelecek misin? ˝

 

Düşünmeden cevap yazmak için telefonu elime alacaktım ki Yasemin telefonu elimden çekerek arama tuşuna basarak hoparlörü açtı. 2 çalıştan sonra bir erkek sesi duyuldu.

 

"Alo? Sude? Sen beni arar mıydın?"

İstemeyerek yutkundum. Sesini en son gitmeden önce ki gün duymuştum. Yani seneler önce. Sesi çok değişmişti.

 

Hafif kalın, kalınlığının yanında huzur, güven verici bir sesi vardı. Saatlerce konuşsa dinleyebileceğiniz bir ses tonuna sahipti. Anlattığı her şeyi bıkmadan, usanmadan, sıkılmadan saatlerce dinlemek...

 

"Sude?" diye sordu tekrardan. Ne cevap vereceğimi bilmediğim için telefonu Yasemin'in elinden çekerek anında kapattım. 10 saniye sonra telefonum tekrar çaldı. Bu sefer arayan oydu.

 

İkinci bir kez telefonuma atılan Yasemin elimden tekrar çekerek aramayı açtı ve "Enişte ya senin bu sevdiceğin çok suskun sessiz bu gidişle zor sevgili olursunuz siz pinti bu kız bir el at." Dedi ve ben ağzı açık bir şekilde kaldım.

 

Telefonun diğer ucundan gelen ufak bir kahkaha sesi hücrelerime işlemişti. "Yanında mı?" diye sordu.

 

Cesaretimi toplayarak "buradayım" diye cevap verdim. İçime işleyen o sesi ile "Tamam görüşürüz düğünde" dedi ve kapattı.

 

Sıra Yasemin'e hesap sormaya gelmişti. Hiç beklemeden "Canım sen hayırdır ne bu enişte ayakları?" dedim.

 

"Hadi ama bir birinizi seviyorsunuz. Nasıl kahkaha attı ama eniştem? Acayip derecede yakışıklı olmuştur o şimdi ay düşünemiyorum." dediğinde gözleri ışıldıyordu. Sevgilisinin olmadığını bilsem, hoşlandığını düşünürdüm. "Oldu canım siz beraber çıkın Doğan'la." dediğimde tüm üniversitede bir anons duyuldu.

 

"Sude Durukan ve Yasemin Öz rektörlüğe bekleniyorsunuz." Birbirimize şüpheli gözlerle bakarak kafeteryada bize bakanları umursamayarak çıktık.

 

Vardığımızda karşımızda duran dekan elleri cebinde rahat bir şekilde "On saniye içinde derste olmazsanız külahlar değişir kızlar sayıyorum bir" dediğinde biz koşturmaya başlamıştık bile.

 

Düğün günü

 

Funda'ya yardım etmek amacıyla erken gelmiştim. Saçlarının son dokunuşlarını yaparken çalan kapı ile Funda'nın eşi, Demir'in geldiğini düşünerek paniklemiştik azda olsa.

 

Fakat içeri giren Demir değil, Doğan'dı. Onu gördüğümde yüzümün gülümsemesine engel olamadım. İşte karşımdaydı.

 

Aradan geçen senelere, aylara, günlere inat karşımdaydı. Dimdik, kendinden emin, güçlü ve değişmiş olarak karşımdaydı. O küçük çocuk gitmiş yerine bir adam gelmişti.

 

İlk olarak Funda'ya doğru ilerleyerek üvey kardeşine sarıldı doya doya. İkisinin yıllar sonra buluştuğunu görmek beni aşırı mutlu etmişti. Elimde olmadan daha çok gülümsedim. Bir an kafasını çeviren Doğan beni gördüğünde Funda'yı bırakarak bana yöneldi. Yaklaşık beş metre önümde durdu ve gözleriyle beni süzdü.

 

Gördüğü görüntüden şaşırmış fakat aynı zamanda hoşnut duruyordu. Bir an dudaklarını araladı konuşmak istercesine, fakat gülümsedi.

 

İlk konuşan Funda oldu. "Böyle bakacak mısınız birbirinize?" dediğinde bakışlarımın Doğan'a sabitlendiğinin farkında bile değildim. Toparlanarak makyaj masasına yönelerek yerde ki çantamı kaparak Funda'ya son bir kez sarıldım. Kolsuz, üstü simlerle kaplı altı kabarık gelinliği ile mükemmel bir gelin olmuştu.

 

"Aşağıda görüşürüz bebeğim" dedim ve odadan çıkmak için Doğan'ın önünden geçerken "görüşürüz Doğan" dedim.

 

İşte o an hiç beklemediğim bir şey oldu. Kolumun aniden tutulması ve arkaya doğru çekilmem ile Doğan'ın göğsüne yapışmamın arasında saniyeler yok denilecek kadar azdı. Ben neye uğradığımı şaşırmışken Doğan dudaklarını aralayarak "seneler sonra sadece görüşürüz diyerek mi hoş geldin diyeceksin Sude'm?"

 

"Ben ne zamandır senin Sude'n oldum Doğan bey?" dediğimde sesimde ki öfkeyi gizlemeye çalışmama rağmen başaramamıştım.

 

"Şu an bana bu kadar yakınken söylenecek bir söz mü bu Sude Durukan?"

 

"Bence tam yeri ve zamanı Doğan Türkmen."

 

"Yıllardır aynı soyadını kullanmaktan sıkılmadın mı Sude Durukan?"

 

"Senelere rağmen adam olamadın mı Doğan Türkmen?" dediğimde kolumu hızla bıraktı ve gözlerinde ki öfkeyi rahatça görebiliyordum. Düşünmeden odadan çıkmak için geri adım attım ki konuşmaya başlaması ile tekrar durdum.

 

"Adam oldum mu bilemiyorum. Babamın şirketini almak için uğraşıyorum. Yani nasip olursa iş adamı olacağım. Ve avukat oldum. Fakat sorun bu değil, sorun sensin. Ben aşık oldum Sude Durukan."

 

Yıllardır beni her gün aramaktan vazgeçmeyen her seferinde telefonlarımı açmadığım adam bana aşkını ilan etmişti resmen.

 

Funda'nın sesi duyuldu birden. "Ee artık çifte düğün yaparız ha?" dedi gülerek. Fakat ne ben ne Doğan ona cevap verebilecek durumda değildik. Bir birimize deliler gibi kenetlenmiştik, gözlerimiz bir başka şeyi görmüyordu.

 

Kapı açıldı, kalın bir ses duyuldu.

 

"Funda? Funda çok güzel olmuşsun ama Doğan bu sen misin? Vay kardeşim" arkamı döndüğümde Demir'i gördüğümde fırsattan yararlanarak gelin odasından kaçarak dışarı çıktım.

 

Bu aşk nereden çıkmıştı şimdi?

 

Ve ikinci bölüm sonu

 

⇨ Nasıl buldunuz?

 

Hikayeye yavaş yavaş giriyoruz;

 

⇨ En sevdiğiniz karakter kim?

 

⇨Gelecek bölümlerden bekletiniz neler?

 

Üçüncü bölümde görüşmek üzere,

Sağlıcakla kalın ❤

 

 

 

Loading...
0%