@ern07_
|
"Hoş geldiniz Almira Hanım." "Han nerede?" "Han Beyler yukarıda toplantı salonundalar." "Teşekkürler sen işine dön." "Tamamdır, iyi günler Almira Hanım." Kadının ayakkabısının zeminde bıraktığı tok ve güçlü ses zeminde bir dalga gibi yayılırken sandalyesinde oturan genç adam doğruldu. Toplantı başlamak üzereydi ve bu kata girişler kapalıydı, misafirleri arasında kadın olan biriside yoktu. Şüpheli ve gergin bakışları kapıya tutundu. Genç kadın hışımla kapıyı açıp içeri girdiğinde bakışları masanın başındaki adamla buluştu. Herkes şaşkın ve yargılayıcı bakışlarla kadına bakıyordu. Kumral saçları bukle bukle omuzlarına dökülmüş, bir ölünün suretini andıracak kadar beyaz ve ruhsuz yüzü, yüzüne yansıyan ışıkla parlıyordu. Elindeki dosyaları sertçe masaya fırlatıp sunum tahtasına doğru ilerledi. Ağzını bıçak açmıyordu. Nihayet birisi onun ne yaptığını sorgulamak için ayaklandığında masanın başında oturan genç adam eliyle oturmasını işaret etti ve konuşmaya başladı. "Bu davranışları neye borçluyuz Almira Hanım?" "Bende size bunu göstermeye gelmiştim zaten, Han Bey." "Toplantıyı bölüyorsun çık odadan." "Bu toplantının lideri bendim fakat şansa bakın ki toplantıdan sadece 10 dakika önce atıldığımı öğreniyorum." "Bunu odamda özel olarak konuşuruz." "Atıldıktan sonra odanızda konuştuğunuz kişileri bir daha göremiyorum kalsın." "Almira hemen odadan çık." "Gerçek yüzünüzü gösterene kadar hepiniz bu odaya mahkumsunuz." Adam güvenliği çağırmak için telefonunu aldığında bir gözü kadının üzerindeydi. Tahtaya bir sunum kağıdı asmaya çalışıyordu. Neyin nesiydi bu kağıt? Herkes şaşkınlık ve sessizlikle kadını izliyor ara sıra adama kaçamak bakışlar atıyordu. O odadaki herkes masanın üzerine fırlatılmış dosyaları almak için can atsada liderin önünde bunu yapamayacaklarını biliyorlardı. Nihayet adam saniyelikte olsa kadından çektiği gözleriyle tabloya baktığında neye maruz kaldığına şaşırmıştı. Bu odadaki kimsenin bunları görmemesi gerekiyordu. Hışımla yerinden kalkıp bağırmaya başladı. Bir yandan ise sunum kağıdını sökmeye çalışıyordu. "Bunu nereden buldun sen? Ne cürretle bunu burada gösterirsin!" "Yaptığınız haksızlıkları görsünler istedim. Beni sırf bu projeleri, bu bilgileri bildiğim için attınız öyleyse bende gereğini yaparım." "Ne hadle bana cevap verirsin!" Adam kadının üzerine yürüdüğünde masadaki genç adamlardan birisi kalkıp adamın önüne geçti. "Asıl siz ne hadle bir kadının üzerine yürürsünüz! Kendinize gelin." Adam burnundan soluduğunda tekrar tabloya yöneldi. Fakat odadaki en yaşlı kişi yani baş misafir konuştuğunda herkes buz kesmişti. "O tabloya dokunma ve yerine otur Han." Genç adamın elleri donduğunda gizlemeye çalıştığı korkuyla adama baktı. Bu verileri görmemesi gereken asıl o kişiyken nasıl eski lideri gelip burada bunları açıklamıştı? Sessizce ve büyük bir korkuyla yerine geçtiğinde yaşlı adam başıyla eski lidere konuşması için izin verdi. Genç kadın masaya fırlattığı dosyaları alırken bir yandan da konuşuyordu. "Bildiğiniz üzere Star Level ve MYT uzun süredir ortak projelere, etkinliklere imza atıyor. Çok büyük kazanç sağlayan ve hatta dünya çapında adını duyurmuş bu projeler ülkemiz ve holdinglerimiz için büyük öneme sahip. Fakat dün akşam toplantıyı hazırlarken tesadüfen bulduğum bir dosyada bu projeleri lekeleyen ve değerini düşüren anlaşmalar buldum." Kadının gözleri oturduğu yerde stresten terleyen adama kaydı. "Projelerimiz gizliden gizliye başka şirketlere pazarlanıyor ve satılıyormuş. Bu durumda olmayan çok az sayıda projemiz bulunmakta. Projelerin satış taslaklarını hazırlayan ve bunların satışına onay verdiğine dair imzası olan kişi ise MYT'ın müdürü Han Alaca." Kadın sessizliğe bürünüp tüm toplantı odasının bu durumu kabullenmeye çalışmasını izlediğinde genç adam pişmanlık ve korkuyla onlara bakıyordu. Nihayet mırıldanmalar ve cümleler arada dolanmaya başladığında herkes tiksinti, nefret ve onaylamaz gözlerle genç adama bakmaya başladı. Genç adam kravatını çekiştirip ayağa kalktığında herkesin gözü ondaydı. "Ne diyeceğimi bilemiyorum." Kadın adamın sözünü aniden kesip onun yerine oturmasın neden olduğunda. Kazanılmış bir zaferin gururuyla adama baktı ve gözlerini odaya çevirdi. "Bu evrak ve dosyaları ben dışında pek çok çalışan tesadüfen gördü. Tüm bu çalışanlar önce şirketten atıldı daha sonra ise ortadan kayboldu. Hepsinin ortadan kaybolmadan önce Han Bey'in odasında bulunmaları ise dikkat çeken bir konu. Dün akşam o evraklara benim de eriştiğimi gördükleri için beni de işten attılar üstelik yarına Han Bey'le görüşme düzenlemişler. Eğer ben burada sizlere bunları açıklayacak cesareti bulamayıp yarın Han Bey'in odasına gitsem aynı durum benim de başıma gelecekti. Şimdi size soruyorum Han Bey. İşten attığınız o çalışanlar nerede? Neden kimse onlara ulaşamıyor? Neden polis onları bulamıyor?" Genç adam gözlerini yumup bu durumdan nasıl sıyrılacağını düşünürken odanın içinde bir kaos hakimdi. "Adi herif." "Pislik bizim emeklerimizi çöpe atmış resmen." "Kim bilir o çalışanların başına ne geldi..." "Cevap da veremiyor ne beklersin ki bu şerefsizden." Asıl konuk olan baş misafir konuşmaya başladığında herkes susup ona baktı. "MYT'la olan anlaşmamız bitmiştir. Mahkemede görüşürüz Han." Kadın yaşlı adamın söylediği cümleye karşı yamuk bir şekilde güldüğünde tiksinircesine genç adama baktı.Ne zavallıca. Yaşlı adam yerinden kalkıp odadan çıktığında herkes doğrulup toparlanmaya başladı. Yaşlı adamın asistanları masanın üzerindeki dosyaları ve sunumda asılı olan kağıdı alıp odadan çıktığında kadın çantasını alıp kapıya yöneldi. "Avukatlarını hazırlasan iyi edersin Han. Ve ne yapacağım nereye gideceğim diye düşünmeyi de bırak. Birazdan polisler seni almaya gelir." Kendinden emin bir şekilde odadan ayrılıp güçlü bir duruşla yürümeye başladı. Alt katlara indiğinde şirketteki durum herkese yayılmıştı. Tüm çalışanlar hayranlık ve kararsızlıkla ona bakıyordu. Bir çalışan önünü kesip soru sorduğunda kadın gözlerini hedefinden çekip kendinden biraz daha yaşlı olan çalışana baktı. "Şimdi ne olacak Almira Hanım?" "Ben artık bu şirketin çalışanı değilim ama size şunu söyleyeyim. Bu durumun arkasında Müdür Han değil şirket var. Yani kendinize iş aramaya ve eşyalarınızı toplamaya başlasanız iyi olur. İyi günler." Genç kadın hızlı adımlarla hedefine yöneldiğinde yaşlı adam onu beklemeye başladı. "Başarılı bir toplantıydı Almira Hanım." "Şirketin başarısızlığının konuşulduğu bir toplantı nasıl başarılı olsun ki Rasim Bey." "Öyle bile olsa gerçekleri göstermek ve bu oyuna bir son vermek büyük cesaret ister. Sahi bundan sonra ne yapacaksınız?" "Yeni bir şirkette işe başlayacağım gibi görünüyor." "Bizde çalışmaya ne dersiniz?" "Harika olur derim." "Pekala öyleyse yarın için size görüşme ayarlatırım. Hayırlı olsun şimdiden." "Teşekkür ederim ama öncesinde bir şey sorabilir miyim?" "Tabii buyurun." "Hangi pozisyon boş acaba?" "Şu anda baş mühendis pozisyonumuz boş. Gülten Hanım hamilelikten dolayı işten ayrıldı. Ve bizimde size güvenimiz tam. Çok büyük ve başarılı projelere imza attınız. Dünyaya bile adınızı duyurdunuz. Bizim için sen seçilmiş kaftansın." "Teşekkür ederim." "O zaman yarın görüşürüz. İyi günler Almira Hanım." Yaşlı adam ve yanındaki asistanlar oradan ayrıldığında genç kadın büyük bir zafer ifadesiyle yürümeye başladı. Star Level Türkiye'deki en büyük şirketti. Orada çalışmak için dedikleri gibi seçilmiş kaftan olmak gerekiyordu. Zafer gülücüğüyle çıkışa yöneldiğinde üzerindeki gözlerin farkında değildi. Birinin gözüne kestirilmiş olmanın duygusunu daha tatmadığı için her şeyden habersiz diyebilirdik genç kadın için. Gözleri uzun bir süre kadının geçtiği yolda takılı kalan adam doğruldu. Burada olmasa bile onun etrafa yaydığı liderlik ve korku duygusu hala üzerindeydi. Ne garip bir kadındı. Kravatını düzeltip yürümeye başladı. Cesur ve geri çekilmeyen, kendinden emin olan biriydi. Fakat işin kötü yanı duygusuz bir ifade taşıyordu yüzünde. Ama o duygusuzluğun ne olduğunu da merak etmeden duramıyordu. Meraklarının peşinden giden birisi için bu kadından uzak durmak imkansızdı. Ufak bir araştırmadan sonra kadını rahat bırakacaktı planına göre. Fakat hayatın kurduğu planda işler böyle ilerlemiyordu. Devam Edecek... |
0% |