İşten yorgun argın çıkmış bir şekilde ilerliyorum yolda .hanemle işim arasında pek mesafe olmadığından yürüyerek gidiyorum çoğu zaman .bu gün ellerimde poşetlerle ilerlemek ne kadar zor olsa da yine de yürüyerek geçiyorum haneme .
Bir ara yürümek benim için zor oldu .Bir kenara çekilip poşetleri yere koydum .yer yer kızarmış parmaklarımı gidecekmiş gibi ovmaya başladım .yüzümde acı çektiğimi belli eden izler belirdi .çok geçmeden poşetleri yeniden elime alıp ilerliyordum ki önümde iki beden belirdi .gördüğüm kişiyle parmaklarım bir anda gevşedi ve poşetler yere düştü .
Furkan ve Mehmet ...
İkisi de telaş içine girdi bir anda .Tek donmuş olan bendim .Furkan yere düşen poşetleri alırken o ,iyi misin diye soruyordu .nutkum tutulmuş gibiydi adeta .yüksek sesle ismimi seslenmesiyle kendime geldim
"iyi misin ?"
"İyiyim ..çok yoruldum ondan "
Başka bir şey demeyip eğdi başını .her zamanki gibi kaşlarını çatmıştı,yine neyden rahatsız oldu merak ettim. Furkan, eve kadar yardım edebiliriz derken onun gözleri istemediğini belli ediyordu .dolan gözlerimi saklayarak halledeceğimi söyledim ve gittiler ..gitmeden önce gözlerime bakıp
"Bu kadar çok yorma kendini Zehra ,bi ihtiyacın olursa bizden çekinirsen zülal'e söyle .o iletir "
Demişti ben de gereken cevabı içimde oluşan kırıklarla vermiştim
"Teşekkür ederim ama Zülali aracı yapmama gerek yok. Diyorsan ki yardımcı olur ,aksine o yenilerde geldi henüz hakim değil her şeye .siz iletin o ihtiyacı olursa gelsin "
Verdiğim bu tepkiyi manasız buldu belki ,bilmiyorum. Bildiğim: sevdiğim her fırsatta sevdiği kızı gözümün içine baka baka dile getiriyor .canımı yakan bu ..
Geri kalan yok çekilmez oldu .o kısa dediğim yol uzadı...uzadı ..uzadı .bitti diyip hanemin anahtarını çıkarmıştım ki biraz ötede toplanmış oturan kadın topluluğunu gördüm. Bir panikle daha hızlı olmak için çabaladım ama nafile .Bir defa gözlerine çarpmıştım
"Zehra ! kızım ,gel bi çayımızı iç "
"Sağ ol teyze ,inan çok yorgunum "
"Bak zülal kızım da burda .gel ,gel "
Yine o isim geldi baş ucuma oturdu .sanki herkes bilerek yapıyormuş gibiydi. Eve girince akıtmayı düşündüğüm yaşlarım oracıkta süzüldü yanağımdan .içimde oluşan hüzün yere oturup ağlatacak cinstendi .
Bir şey diyemedim kadına, öylece haneme girip kapının arkasında ağlamaya başladım.
Mehmet ,beni beş yıldır bilmezken onu altı ay da bildi ..
...
Ocaktaki yemeğin altını kapatıp çayı demledim .yemekten hemen sonra çay içme gibi bir adetim vardı. Yemeği biraz soğumaya bırakıp pencereme doğru gittim. Yüreğim gitme derken aklım git diyordu .sessizliği dinledim ,ondan başla ses yoktu. Demek bu gün konuşma yok ..
Yaptığım şeyden utanç duyarak uzaklaştım pencereden. Kapatıp perdeyi de çektim .
Çok iştahım olmasa bile iki üç lokma yemek yedim .fazlası gelmeyince kaşığı bırakıp masa da düşüncelere daldım
Zülal..buraya geleli altı ay oldu .yakınlardaki hastanede hemşire .anne ve babasıyla yaşıyor,kızlarının peşinden ta buraya kadar gelmişler .Zülal, tesettürlü çok da güzel olmayan bir kız .bunu Mehmet onu sevdiği için mi diyorum bilmiyorum. Belki öyle belki değil .ama ona mahalleli çok sıcak davranırken ben öyle olamıyorum. Yüzüne karşı bi hoşnutsuzluğum yok belki ama çok yakın değilim .o da bunun farkında .
Mahalle halkına gönlüm kırık biraz .beş yıl öncesine gidiyor aklım .onların içinde var olmam iki yılımı almıştı .onda olup ben de olmayan ne vardı da herkes onu seviyordu ?
Küçük bir mahalleyiz biz .toplasan on hane etmeyiz belki. Ondan sebep herkes çok yakın ,bir aile gibi .Ne yapılsa beraber yapılır .girmeden önce de gördük ya ,o kadınlar çoğu zaman oradadır. O yüzden gelenlere ilk başta çok sıcak bakmazlar. Yani bana öyle olmuştu ama benden sonra gelenler öyle olmadı..
Şimdi kendime yurt bellediğim yere karşı kötü laflar etmek istemiyorum .Ne kadar geç olsa da aralarına girdim .beni de bir evlat gibi sarıp sarmaladılar. Ama yine de gönlüm onlara da kırık
...
Hanım teyzeler dün ben gelmeyince merak etmişler . O yüzden bu gün de toplaşıp bana gelmişler. Onları görünce sevinmiştim .çünkü bu günlerde hanem de benim dışımda kimsenin sesi yok .
Onlara çay demledim sadece. Bana zahmet vermek istemedikleri için her biri evlerinde bir şeyler yapıp gelmişler .bu düşünceleri dün akşam onlar için kötü şeyler düşünen beni utandırdı .
Bu defa benim bahçemin önünde çocukların şen kahkahaları eşliğinde oturuyorduk. Sohbetlerine biraz dahil olmuş sonra da sadece onları dinlemeye koyulmuştum .onları dinlemek iyi geliyor
"Zehra abla "
"Efendim ?"
"Sen çok güzelsin ,biliyor musun "
Utandım, başımı yere eğdim .
"Teşekkür ederim Ali ama nerden çıktı bu şimdi?"
Hâlâ bana bakarken omuz silkti
"Hep vardı abla "
"Aman Ali "
Diyorum küçük çocuğa . takılmıyorum bu dediğine . Henüz ortaokul çağında bir çocuk o
"Büyüyünce benimle ev-"
"Ali !"
İkimiz de sinirli çıkan sese doğru döndük. Furkan ,kaşlarını çatmış bir şekilde Ali'ye bakıyor. Ne oldu diye merak ederken en son diyeceği şey aklıma geliyor ve gülümsüyorum
"Benimle uğraşıyor Furkan "
Bu defa gözleri bana döndü .o sinirli gözlerden nasibimi alacağımı düşünmezdim. Gülen yüzüm soluyor o yüzden.
Olayı kapatmak için ayağa kalkıp oturmaz mısın diyorum ,Çay getireyim .sinirli hali gitmiyor .
"Ben annem için gelmiştim Zehra, bir şey istemiyorum "
"Sen nasıl istersen .."
Gözlerimin içine kırgın olduğunu düşündüğüm gözlerle bakıyor..
"Benim istediğimi sen istemezsen ne olacak Zehra?"