13. Bölüm

~¹⁰~

Nur 🕊
evdekisessizol

günlerden bir gün babamla oturmuş kitap okuyoruz .tabi ben zorla okuyorum .Ayaz ,telefonda beni tembihledi.eve geldiği zaman bu kitap bitmiş olacakmış mış mış... kitap okumayı çok sevmem ama el mecbur ne yapalım.

Babam benim gibi zorla okumuyor tabii .o büyük bir sevgiyle okuyor .bu gün evimizde bir misafir yok Elhamdülillah. Bize gelmesinler diye annemi yolladık misafirliğe .Bir ara 'siz bize gelin ' diyecek oluyordu ki engelledim çok şükür.

Misafir gelmesinden nefret etmiyorum. Beni yanlış tanımayın lütfen. Sadece bir güncük iznim var onu da güzel geçirmek istiyorum .kalan 6 günde isteyen gelebilir.

Tabi ki de ben yokum diye gelebilirler demiyorum .üstüme iyilik sağlık tı tı

-Hafsa ,kızım

-Buyur baba

-Bu gün seninle miniklerin yanına gidelim mi ? Kaç zaman oldu görmüyorsun çocukları .onlar özledi Hafsa ablalarını

Aniden bir çığlık atıp ayaklandım .Babam bu halime güldü .Ona hazırlanıp geleceğimi söyleyip çok da oyalanmadan Hazırlandım. Babamı da koluma takıp indim aşağı .inmeden önce yemeklerin altını kapatmayı unutmadım. Annemi ,teyzemlere bırakmıştık. Yemeklerin altının açık olduğunu düşünecek olursanız daha bir saat bile olmadı. Yoksa ben yapmadım .

Arabaya bindik ve abimgilin oradan çocukları alarak devam ettik yolumuza . .Babam, yeğenlerim de oradaki çocuklarla arkadaş olsun tanışsın diye hep götürürdü.

Yağız Ahmet'in elinde kocaman bir poşet vardı ve tabi Ömer Asaf'ın da . Ne olduğunu bildiğim halde sordum .Yağız, ilk söylemek istemedi .sonrasında oradaki arkadaşları için birkaç hediye ayarladığını söyledi .bal yanaklarından öpüp sevdim onu .Ömer Asaf bana çekmiş olsa gerek ki hiç düşünmeden ne yaptığını söyledi, üstüne bir sürü sevap kazanıp sizden önce cennete gideceğim dedi .şu an hak kazanan herkesin aynı anda cennete gireceğini bilmese de olur :)

Oraya geldiğimiz vakit ilk inen biz olduk. Bir baktım yeğenlerimle ilk kim gidecek yarışı yapmaya başlamışım. Hiç onlar küçük, gönülleri olsun diye düşünmeden ben ulaştım kapıya . Ahmet Yağız onaylamaz gözlerle bana bakarken Ömer Asaf kolumu ısırmaya çalışıyordu .neyse ki babam yetişip beni kurtardı.

Bahçe kapısından girdiğimiz anda minik minik bedenler bizi büyük bir sevinçle karşıladı

yeğenlerim onları büyük bir sevinçle karşılayan arkadaşları ile sarılırken ben de eteklerime gelip sarılan mimiklerimle ilgileniyordum

Asım Enes abim ,şehit olmadan önce Gökalp abim ve babam ile bir olup yetim çocuklar için büyük çalışmalar yapmıştı .burası da onun bir mahsülüydü. Abim varken bu şekil değildi ama Babam ve Gökalp abim tam da onun istediği gibi yapmıştı burasını .

İşin iç kısmında nasıl bir çalışma var bilimyorum ama şu an burada ailesi olmayan miniklere aile olmaya çalışan bir sürü insan var ...

Kendimi o miniklerin içinde sevilmeyen birisi olarak buldum ve bir kenara çekilip beklemeye başladım. İçlerine karışmaya çalışsam bile beni almadılar aralarına .birazdan benim çocuklar gelsin de siz görün gününüzü .Allahın mübarekleri. Sanıyorlar ki oturup ağlayacağım. Siz öyle sanın bir kere !

-Hafsaaa

Senin Hafsa diyen dillerini yerim ya .

Ali İshak, 12 yaşında bir bebe .derste olduğu için beni karşılayamadı ilk .şimdi de koşarak yanındaki diğer veletlerle yanıma geliyor .

Bana koşarak gelen çocuk gibi ben de aynı şekil koşmaya başladım. Annem olsa kızardı ama neyse ki bundan haberi olmayacak.

Ali ihakı kucaklayıp etrafta döndürdüm. Ne kadar en son gördüğüm günden biraz daha tombik olsa bile onu kırmadım. Baktım diğerleri de aynısını istiyor çareyi kaçmakla bulmadım tabii .onları da kucakladım. Hepsi bir oyun havasına girmişken Ali İshak kolumdan tutup bir köşeye çekti .büyümüş de küçülmüş bir adam gibi aynı

-şimdi kaç zamandır nerdesin diye sorsam bin tane yalan söylersin Hafsa

-Müslüman yalan söyler mi lan çocuk

-senin Müslümanlık biraz şüpheli

-estağfurullah tövbe .niyetin beni kafir etmek galiba

-Hafsacım, henüz kafir ne demek bilmiyorum ama o örneği verdiğine göre kesin öylesin .

-çarpılmak için yer arıyorsun öyle mi

-Allah çocukları çarpmaz a akıllı Hafsa

-doğru söyle Akın gitmeden seni tembihledi mi

-Ben Müslüman bir çocuk olduğum için yalan söylemem

-Yani Akın tembihledi

-yalan söyleyemem demekten ne anlıyorsun Hafsa

-yalan söylediğini.

Ciddi misin der gibi bakıp göz devirdi .ben bu çocuğu döverim ya .

-Ben size küsüm zaten .

-niye ?

Gözlerime gerçekten kırgın olduğunu düşündüğüm gözlerle bakıp başını sağa sola salladı

-hadi sen unuttun .Nida annem nasıl unuttu ki

-söylesene evladım

-Hani bizi i Askerlerin yanına götürecektin ?

-Ben mi dedim onu

-senden ne bekliyorum ki .biz isminle seslenmesek adını bile unutursun sen

-ayıp oluyor ama aaaa

Birden koluma yapışıp beni sarsmaya başladı

-lütfen Hafsa .Zehra askerleri görmeyi çok istiyor .uzaktan gördük ama onunla konuşsunlar da istiyor .

Şimdi meseleyi anlamıştım işte .iş aşk işi kardeş. Biz anlamayız yani .

Zehra da 9 yaşında bir tatlı kız .çok utangaç ve benimle hiç konuşmuyor.konuştuğu sayılı insan var ve onlardan biri onu seven Ali İshak .

Bu masum isteğine karşı ne diyeceğimi bilemedim. İstesek asker abiler bizi kırmadan gelirlerdi .Hatta Benim de tanıyor olduğum Ensar Abi tüm askerleri toplayıp bile gelir .düşününce bu fikir çok iyi geldi .neden yapmıyorduk ki.

-tamam lan

Dedim bir anda .hiç babama bile sormadan. Sanki ayarlayacak olan benmişim gibi .nasıl bir rahatlık anlatamam size .sanki ben deyince hemen geliyorlar .girdik bir işe ...

Ali İshak bunu dediğim an beni unutup sevdiği kıza demek için koşarak gitti .yine tek başıma kaldım. Altına girdiğim şey nasıl olacak bilmiyorum, hadi hayırlısı .

Sonrası çocuklar için Babamın hazırlattığı tatlıları dağıttık .o her cumartesi gider genelde .o yüzden ne zaman hazırlattığını düşünmedim. Bana teklifte bulunmuştu ama o zaten gelecekti buraya.

Burada görevli olan öğretmen hanımla çocuklar tatlıların yerken biz de onları kontrol ettik .Bir sorun olmadığını görünce daha fazla dayanamayarak ben de bir tabak aldım ve yemeye başladım. Biraz olsun hocadan utanmıştım ama ne yapayım.

....

Akşam vaktine kadar orada kaldık. Gideceğimiz zaman Akşam ezanı okununca babam Müdürden de izin alarak çocuklarla cemaat yaparak namazlarımızı kılmak istediğini söyledi. Müdür amca da hemen kabul etti ve bu defaki koşturma ilk ben abdest alacağım koşturması oldu .

Namazlarımızı kılıp evin yolunu tuttuk. Yağız ve Ömeri evlerinde bırakmadık çünkü teyzem hepimizi evlerine davet etmişti .Ne kadar çok yorgun olsam bile itiraz etmeden, bir hanımefendi olarak yoluma baktım ...

 

....

annemle babam uyuduğunda ben yine ilk abimin odasına gittim .bu gün yaşadığımız şeyleri anlattım ona. Ali ishakın gönül meselesinden bahsettim ne kadar o 'ikimizin arasında ' dese bile .sonra mesele başka yerlere geldi ağlayacak gibi oldum .bunu ne ben ne de abim isterdik. O yüzden onun odasından çıkıp çocukların odasında ağlamaya başladım .

Sadece abimin odasında ağlamak yasaklıydı.

Gün içinde ne kadar iyi olsam bile akşam olunca içime kara bulutlar çöküyor .çocuklar gittiğinden beri belki biraz fazla zaman geçti ama bu bizim için kolay değil. Güzel şeyleri düşünmeye çalıştım ama olmadı, o an hissetmiş gibi Ayaz aradı .onun Akın gibi telefon kullanma sıkıntısı yok.

Açmadan önce biraz kendime gelmeye çalıştım .sesimden hemen anlayabilir çünkü

-Selamünaleyküm doktor Hafsa hanım

-aleykümselam mühendis Ayaz bey

-nasılsın abla

-iyiyim elhamdülillah yavru kurt. Sen nasılsın .İstanbulu feth ettin mi ?

-henüz 21 yaşında değilim abla ya

 

-tüh lan olmadı bu iş .neyse sen 18 yaşında hallet bitsin gitsin

-Bi fatih Sultan Mehmet olamam ki

 

-olamasan bile onun torunusun sen .

 

-öyleyim değil mi ya

 

-hemen de göğsü kabardı. Bak bak

 

Ayaz sayesinde iyi olmuştum .konuştuğu şeyler iyi gelmişti. Bir ara ona yakın davranmaya çalışan kızı dövmek için İstanbula gidiyordum ama neyseki ay sonu olduğu için param bitmişti .parasızlıktan bile şikayet etmemek gerek demek ki. Her şeyde bir hayır var ...

 

....

 

Bölüm : 04.01.2025 16:07 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...