
"emin misin abla ?"
"yani şimdi nereye çıkar onu da bilmiyoruz ki ."
" eminim çocuklar. Hem devlet daha çok para veriyor "
"Allah iyiliğini versin abla ya "
"sanki açlıktan ölüyoruz!"
"Sen sus Akın.... istifa ettim ve atamamı istedim çoktan . İnşallah senin olduğun şehire çıkar da orada da hayatı zindan ederim sana ."
"Sen nasıl kötü bir kız oldun ya ,bu ne böyle.çok ayıp "
"Abla ,senin gittiğin yere beni de al ."
"olduğun yerde kal Ayaz , döverim seni. "
"beni dövmene izin verdim ama ikizimi dövemezsin .bil bunu. "
"Efendim ,işitmedim .bana bir şey mi dedin ?"
"iki orta bir sade hadi bana müsade . Kapatmam lazım canım ikizim Ayaz. Seni çok özledim . Bir gün delilik yapıp yanıma gelsene . Çok uzak sayılmayız "
"bir defa geldim-"
Ayaz lafını yarıda kesip elini ağzına koydu. Akın da hay seni der gibi bakıyordu .
"ne ne ne neee, siz bizden gizli buluştunuz mu yani ? Niye haberim yok "
"aaa şarj bitti hadi güle güle "
"aaa ders vardı hadi güle güle "
"LAN "
Ve iki görüntü de kayboldu. Ben burada kardeşsizlikten can çekişeyim onlar oh buluşsun . Zaten şu dünyada açı çekenler bi analar bi de ablalar .
Ablalar üzgün
Ablalar kahırlı
"HAFSAAA"
"EFENDİİM"
"BAĞIRMA ,GEL YANIMA "
"SEN NİYE BAĞIRIYORSUN ANNEE"
"TERLİK GELİYOR "
"geldim anne geldim "
Ayaz'ın yatağından çıkıp savsak adımlarla annemin yanına ulaştım . Yatağı çocuklarla konuşurken harabeye çevirmiştim ama annem görmediği müddetçe sorun yoktu .
"şu tencereyi al ,içine su doldurup ocağa koy ."
Yaklaşık bir aydır yatıyorum. İzinli olduğum günlerle beraber iki aya oldu olacak. Canım annem de bundan hayli rahatsız gibi . O yüzden beni hep çalıştırıyor . Küçücük işlerde bile . Geçen gün hemen yanında olan çay bardağını vermem için çağırmıştı mesela . Sanıyordu ki ben bilerek evdeyim....evet , atamamı daha iki hafta önce istediğimi düşünürsek öyleyim :)
"içindeki su kaynayınca beni çağır ."
.....
Yıllar evvel hipograt amcaya yemin ederken onun üzerine değil de Allahın şahitliğinde yemin etmiştim . Öğrendiğim tüm bilgiyi insanlar üzerinde uygulayacağım konusunda bir şüphem yoktu Allahın izniyle ama insanlara gerçekten iyi niyetimle yaklaşabilir miydim şüpheli...o yüzden korkuyordum. Hem de çok . Gelen kişilere güler yüzlü olabilir miydim mesela . Küçük bir çocuk geldiğinde onun o can acısıyla ağlayan halinde ne yapardım ?.. 6 yıl eğitim görürken dersler değil de bu yıpratmıştı belki de beni . Hem bedenlerini hem de ruhlarını iyi etmek gerekirken ben ne yapacaktım... zamanında bu konuları asım abim ile konuştuğumda bana benim bende görmediğim güzel huylarımı gösterip iyi etmişti. O güzel dilinden benim içinde güzel laflar çıkmıştı...ama o gidince her şey değişti . Okulumu bile bırakıp dünya içinde görünmez olmayı çok istedim.
Ben var olmadan var olan ve benim büyümemi benden iyi bilen abimin ,canımın varlığına olan şükrünü tamamlayamadan yokluğu ile sınanmıştım.
Abimin isteği üzerine kendimi düşünmeden annemin ,babamın göz yaşını silecek el , omuzlarını yaslayacak omuz olmuştum . Peki ben ne yapmıştım?
Kim yaşımı silmiş ,kim omzunu uzatmıştı?
Kimse
Ağlamıştım ama gören olmadı . Gören olsa da kendine baktı .annem mi gelip silecekti yaşımı, benden çok olan acısıyla ?
Bir tek Rümeysa, acımı anlamasa bile yanımda oldu . Derslerime çalışmazken destek oldu. O kadar çalışması gerekmeyen derslerine benimle çalışmak için çalıştı .
Okulumu bitirdim . Ama zorla . Ailemden uzak olmak istemediğim için özelde çalıştım . Abim hep derdi ki : sana ihtiyacı olan Çok insan var , uzak yakın demeden çalış . Öyle yapmadım. Korktum ve gidemedim .
Şimdi ise vakit geldi . Hissediyorum . O yüzden elimdeki bilgisayarla benimle birlitke heyecanla bekleyen aile üyelerimin yanındayım .
Gökalp abim hemen yanı başımda . Annem ve babam karşımda. Yengem de abimin yanında. Ve görüntülü arama ile Ayaz ve Akın ..
Babam , uzağa çıkacak korkusuyla tedirgin.Annem 'devlet Almaz ' seni diyip benimle uğraşıyor ...gözlerim babamdayken derin bir nefes aldım . O da beni rahatlatmak için tebessüm etmek istemese bile etti .
Telefonla vakti kısıtlı olan Akın söylenmeye başlayınca bir çırpıda bilgilerimi girdim ve abime uzattım bilgisayarı . Bir elimle gözümü kapatıp diyer elimi de dizlerimin oradan elini uzatan Ömer Asaf'a verdim .
Allahım...
Abim birden kuvvetlice elhamdülillah diyince anladım ki uzağa gitmedim.
Ama
Ama ben uzağa gidip bir asker yari bulacaktım kendime. Kitaplardaki gibi bir aşk yaşayacaktım. Kötü adamlar sevdiğime düşman olacak ve beni av olarak kullanacaktı ..sonra sevdiğim beni kurtarıp kahramanım olacaktı . Hem ilk başta anlaşamayacaktık biz onunla ...nefretten doğan bir aşk ile birbirimize bağlanıp mutlu olacaktık ...ben onu sinir edecektim o bana sabır edecekti..
Çok mu kitap okudun dediğinizi duyar gibiyim . Zamanında okuyup hayallere daldığım çok olmuştur ;)
" çatlatma insanı oğlum ,söyle . Almamışlar mı yoksa . Ben biliyordum zaten . "
Abim daha fazla uzatmayıp bana döndü ve tebessüm etti . Ben de aynı ona tebessüm ettim .
Bakışlarını benden çekip diğerlerine baktı .
" Yani şehir dışına yollamıyoruz ama evden yolluyoruz gibi ."
Ayaz ,anlamayıp nasıl yani diye sorarken Akın
"Evden atıyoruz yani ikiz canım " Diyip beni sinir etmek istedi ama sadece dil çıkarttım.
" yanii Gökalp oğlum açık ol ."
Abim evde olduğum için açık olan saçımı okşadı.
"Yani anneciğim Deli Hafsa'mız burada da ama ...(hangi il hangi ilçe bilmiyorum ) ataması oraya çıkmış . Gidip gelmesi çok zor olur ."
" her gün götürür getiririm ben kızımı ."
Babam büyük bir duygusallıkla atılmıştı . Onu böyle görmek beni de üzdü bir anda . Kalkıp hemen dizinin dibine oturdum ve ellerini tuttum .
" evlenip gideceğime atanıp gidiyorum .sevin bence ."
Annem bu dediğimi tasvip etmeyip tı tı yaptı . Babam ise tebessüm edip haklı olduğumu söyledi . Benim için en çok sevinen kişi ise yengem oldu . Büyük bir sevinçle sarıldı . Tek bana sarılmakla kalmadı aynı zamanda kırgın olduğu abime kırgınlığını unutup ona da sarıldı. Bu durumda karlı çıkan abim oluyordu. Alttan alttan sırıttı ve ayrılmak isteyen Yengemi daha sıkı sardı . Annemin uyarı dolu sesini duyunca ayrıldılar ama abim çoktan yüz bulmuştu.
Olaylar ondan sonra çok çabuk gelişti . Bir anda kendimi eşyalarımı toplarken buldum . 24 yıldır var olduğum ve birkaç gün dışında hiç ayrılmadığım evimden ayrılacaktım. Bu bende bir hüzün oluşturdu . Bu hüzün kendim için miydi yoksa ben gidince hepten yalnız kalacak olan anne ve babam için miydi bilmiyorum . Ayaz yok Akın yok ...abim yok . İkisi baş başa kendi içleriyle kalacaktı ve daha kötü olacaktı...Bir de Asım abim burada kalacak . Ondan nasıl uzak kalacağım ?
Atandığımı öğrenen Akrabalar hayırlı olsun için evimize gelecek . Babaannem, büyükbabam, amcamlar ,halamlar..memleketten geldikleri için de birkaç gün yatılı kalacaklar . Annem ,o yüzden benim gidecek olmamı unutmuş ve misafirlere odaklanmıştı...
Ve ikiz canlarım da geliyor . En çok buna seviniyorum
Atandığım yere daha önce hiç gitmedim . Aynı şehir olsa bile farklı ilçesi ve bize uzak...nasıl olacak bilmiyorum ama hayırlısı olsun diye temenni ediyorum.
"Hafsa "
"Efendim yenge ?"
"Güzelim, gelmişler. Gökalp ve babam almaya gitti ."
Dedi ve kapıyı kapatıp yanıma geldi . Oturduğum yere oturup Ellerimi tuttu.
"İyi misin ?"
Dedi ilgili bir sesle
"İyiyim kız ,niye kötü olayım. "
İnanmayan gözlerle baktı bana yengem. Ne hissettiğimi hemen anlatmak istedim ama ağlarım diye sustum
Bak Kadın,ben bülbül değilim !
" onlar gelmeden Asım Enes'in yanına gitmek ister misin?"
"Yengee."
Dedim artık bir damla akıtan gözlerimi silme çabası içinde . Ama o izin vermedi .
" hadi güzelim . Eminim o da seni bekliyordur. "
"Bekliyordur değil mi ?"
" Bekliyordur .."
......
Gözlerime geçmişin güzel anıları bir bir gelirken adımlarımı gözlerim yerde bir şekilde atıyorum . Sanki ağaçlarla kaplı, dünyanın en nasipli insanlarının bulunduğu yerde değilmişim de yerin bin kat dibindeymişim gibi nefes alamıyorum. Nefeslerimi kesen ,her adımda abime biraz daha yaklaşıyor olmamdı . Birkaç yıl önce yanımda o varken yasin okumaya geldiğim yere bu gün onun için yasin okumaya gelmiştim . Canlı kanlı halini gören ben , toprağın altındaki halini de görmüştüm.
"Abii, ben geldim ."
Dedim çoktan ağlamaya başlayıp.
"Ben geldim ,abim "
Abim ,canlı bir şekilde yanımdaymış gibi göz yaşlarımı gizlemek istedim ama kendimi durduramadım . Sanki kaç gündür bunu bekliyormuş gibi ağladım. Oysa Abim için onun odasında bile ağlamıyordum...her şeye olan hüznüm bir yağmur olup burada yağdı . Bir süreden sonra susmak için çabalamadım .
" Ben gidiyorum Abi, dediğini yaptım . Hep istediğin şeyi yaptım . İlk başta cesaret edemedim .annemle babama iyi bak dedin ya o yüzden. Ama abi ben ister iyi bakayım ister kötü biz seni hep özlüyoruz ve o günün acısını yaşıyoruz.
Ayaz ve Akın gidince de şüpheye düştüm .annem sen de git deli olayım ,dedi . Yani çök üzülecekmiş. Bilmiyorum çok üzülür mü ama üzülür. Anne ne de olsa . Ama seni çok özlüyor abi ,annem çok değişti hem . Hani hep Derdin ya ' ben asker olmadan önce böyle değildi bu kadın sultan ' şimdi de diyoruz ki ' abim gitmeden önce böyle değildi .' Sen gittin çok şey değişti . Annem,babam ,abim .hatta yengem bile .
Kendimi saymıyorum abi . Ben seninle o konuyu konuştuğumuz gün gittim ...ah neyse seni üzmek değil niyetim. Kim cennette üzülmek ister ki...
Sonuçlar açıklandı .kardeşin çok uzağa gitmiyor. Bizim ilçelerden birisine çıktı . Yine gidip gelemem belki ama kafam estiği an eve gelirim . Acaba annemle babamı da mı götürsem abi . İyi olur aslında ...aaa demiş miydim ben sana Ensar abi buraya atanmış ...ama kızgınım ona .görsem söylerim hatta . Bizim Rümeysa Var ya , o onu seviyor ama o olmaz demiş . Sen yaşasan Rümeysa'yı yengem yapacaktım. Tamam tamam kızma . O da kız kardeşin senin . Seni çok seviyorum, biliyorsun değil mi ? Yine geleceğim . Benden kurtuluşun yok ....Abi ,seni çok özledim .yemin ederim çok özledim..."
........
Tarla işlerinden dolayı gelemeyen bir amcam dışında diğerleri gelmişti . Genişçe gülümseyip ağırladım hepsini. Öyle ki beni sinir edenlerin bsşında gelen kişi olan tarık'a bile selam verip hal hatır sordum. O da şaşırılacak şekilde benimle uğraşmadı. Herkese selam verip babaannemin yamacına oturdum . Biraz konuştuktan sonra lafı evliliğe getirdi ve Tarık da hâlâ evlenmedi diyerek sanki bir şeyler anlatmaya çalıştı . Bu hoşuma gitmedi ve yardıma ihtiyaç vardır diyerek mutfağa geçtim . Mutfak kapısından giriyordum ki Tarık'ın annesi Nermin yengemin sesini duydum
" hiç mi demedin Nida ?"
"Kız istemiyor ,ne diyeyim ben . Hem atandı. artık hiç kabul etmez. "
"Aaa ne diyorsun yani , benim oğlumun da işi gücü var şükür ."
"Onu mu diyorum ben Nermin . "
" Sen demezsen ben derim . Gitmeden söz nişan yaparız hem ."
" aaa sen de canım , kabul etse bile iki hafta da vermem ben kızımı . "
"Aman aman yemedik . "
"Senin oğlunun haberi var mı hem ,kendi kendine gelin güvey oluyorsun? "
Bu sorunun cevabına dayanamayacağım için hızla girdim mutfağa. Annem bir şeyler duydum diye korkarak yüzüme bakıyor ama çaktırmadım.
Ne var canım ,sadece Nermin Yengeme kötü kötü baktım .
Tarık ,benim sadece kuzenim. Onun için farklı bir niyet beslemedim. Hep kavga ettiğim, nefret ettiğim kuzenim olarak var zihnimde ve öyle devam edecek . Tamam seviyorum ama kuzen olarak.
Ya onun zihninde o şekilde yoksam ?
Tövbeler olsun
.....
" Hafsa ,sen gidiyor musun şimdi ?"
Ali ishak ve çok sevdiği Zehra'yı gelen küçük kuzenlerimle tanışıp oynasınlar diye izin alıp birkaç saatliğine bize getirdik . İlk başta yabancılık çekip uzak kaldılar ama yeğenlerimi tanıdıkları için alışmaları zor olmadı . Şimdi de aşağı bahçede onlar oynarken ben de bilgisayardan gideceğim yere bakıyorum. Hastanesi falan nasıl ,ev ,kira vs.
Ali ishak'a gideceğimi söylememiştim. Zaten tek başına bir de gideceğim için üzülsün istemedim .ama belli ki birisinden duydu .
Bankta yanıma oturup elimi tuttu .
" ben kötü bir çocuk değilim ,biliyor musun?"
Hiç istemediğim bir şey olmuştu . Onu sevmediğim için gittiğimi düşünüyordu.
"Yavruum, biliyorum tabi ki .nereden çıktı o söz ."
Gözleri dolu dolu oldu ve konuşmaya başladı .
"Hafsa bak, ben sana şaka falan yapıyorum ama sevdiğim için . Sevmesem konuşmazdım. Özür dilerim . Çok mu ileriye gittim de beni istemiyorsun artık . Beni bırakma, sen nasıl istersen öyle davranırım. Hafsa beni bırakma lütfen . Lütfen Hafsa gitme. Annem beni bırakıp gitti . Sen de gitme . Ama sen beni seviyordun , benim için asker abileri getirdin . Neden şimdi gidiyorsun Hafsa , insan hemen değişir mi ..."
Ali ishak kendinden geçmiş bir şekilde sözleri tekrar ediyordu. Ellerini başına koymuş sallanıyordu. Zaten hâlâ üzerindeki ağlamaklı hali atamamış olan ben onu kendime çekip kollarımla korumaya aldım . Sıkı sıkı sarıp onu hâlâ sevdiğimi ve hep seveceğimi söyledim kulağına. Kendine gelip o sardı kollarını bana .
Minicik kalbi ,terkedilmek ne demek anlamıştı..ve bunu hiç terketmeyecek bir insansan öğrenmişti.
Terkedilmemek için kendinden taviz vermeye bile hazırdı...
Ve daha o minicikti..
Ona güzel bir dille anlattım . Terketmediğimi sadece biraz uzak olacağımızı ve hep sevdiğimi söyledim . Kendine gelip yeniden şakalar yaptı ,güldü ,eğlendi ama benim düşündüğüm tek şey annesinin bu kıymetli cana yaşattığı acı oldu.
Ali İshak beni derin düşüncelere salmış gitmişti . Yeniden işime dönmek istesem bile yapamadım. O yüzden gidip babaannemle uğraşacaktım. Tam kalkıyordum ki Tarık geldi ve izin isteyip oturdu.
Annem ve annesinin konuşmasını duyduktan sonra yan yana olmak istemiyordum. Ama o konuşmak istiyordu ki konu açtı . Ve böylece onun benim hissettiğim gibi hissetmediğini anlamış oldum .
" hayırlı olsun ,senin adına çok sevindim ."
"Allah razı olsun ,eyvallah Tarık ."
" ne demek kardeşim yaa "
Diyip güldü .
Tamam çok erkekce cevap vermiş olabilirim ama gülmesin .
" uzun zaman oldu gelmeyeli. Çok değişik hissettirdi ."
" öyle oldu evet . Ama bir değişikliği yok ya ."
Tam karşısında oturan bana bakıp yeniden güldü.
Oğluum ,gülme ya .
Sinirleneceğim artık .
" görmeyince öyle geldi sanırım. Neyse. Çok heyecanlı mısın?"
" bir şey diyeceğim ama yanlış anlama Tarık "
"Tabi buyur ."
Gözlerimi kısıp bir şey anlamak ister gibi baktım . Ya bu kadınlar benim aklımla oynadı ya da bu çocuk değişti .
" en son köyde birbirimizi dövecek gibiydik . Gerçi şu an da öyle sayılırız. Hayırlı olsuna geldin diye ses etmiyorum . Ne oldu da konuşuyoruz ?"
O da aynı gözlerini kıstı.
"Belki bir çıkarım vardır ."
"Biliyordum . Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez diye boşa dememişler . Ne çıkarın var lan ay Tarık ?"
Ellerini bankın üzerinden birleştirip bir süre sustu . Sinirimi bozmaya başladı. Bir de diyor ki çıkarım var .
" Benim numaram sende kayıtlı değil mi ?"
"Geçen yıl kavga ettikten sonra silmiştim . Neden ?"
Bunun çıkarı ile ne alakası varsa
"Aylar önce bir mesaj atmıştım . Cevap gelmedi henüz . Konuşmalarından anlıyorum ki ciddiye almadın ki peşine düşmemişsin. "
"Ne mesajı?"
Dedim ama aklıma geldi . Annemgil köyden geldiği zaman bir numaradan mesaj görmüş ama açamadan çocuklar çağırınca öyle kalmıştı . Sonradan da okudum mesajı . Ve dediği gibi ciddiye almadım
Bir dakika ama
O mesaj itiraf mesajıydı.
" Hafsa , biliyorum kedi köpek gibiyiz ama belki ,bir ihtimal bana şans verirsin umarım .."
...........
Selamünaleyküm 🥹
Ne diyeceğimi bilemiyorum. Aylar olmuş . Bir aralar kitabı kaldırmak niyetim vardı . Üniversite dersleri ,ev ,yurt derken yoğundu günlerim . Sonraları da başka kurgulara başlayınca bu kitabı boşladım .
Kitabı okuyup değer veren ve bölüm bekleyenlere karşı mahcubum, üzgünüm değerli okurlarım.
Diğer bölümlerde düzenlemeye gideceğim, bazı değişiklikler yapacağım ve devamlı olmak niyetindeyim.
Bu arada tıp mezunu olunca hemen ilk olarak özelde çalışamıyormuşsun galiba ama bu kurgu dünyası 😊 . İlk başta bilmiyordum ama sorun değil bence .
Ve Tarık'ı çok sahiplenmeyin 🥲
Görüşmek üzere
Allaha emanet olun .
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |