~⁵~ Yüzbaşım :)

Ensar'ın tahmin ettiği gibi Nida hanım ona
kızmıştı, sonra da bir anne olarak affetmişti. Affetmesi de kızması gibi kolay oluyordu işte .

Ensardan sonra gelen asker sayısı çok oldu .onlara kapıyı açan Hafsa veya rüm olmadı .Ensar içeriye geçtikten sonra Nida hanım kızının huyunu bildiğinden hem de Ensarı kapıda beklettikleri için kapı açma işini Ayaz'a vermişti .Ayaz da askerler içinde kalmaktan bir kaç saniye olsun kurtulacağı için mutluydu .hepsi koca koca adamlardı canım ,onların yanında 5 yaşındaki küçük bir çocuk gibi kalıyordu.

O gün gelen askerler ve ev ahalisi için en mutlu gün oldu .Asım Enes'in ve diğer kahramanların yanına gittiler .ağlayıp ağıt yakmak yerine hepsinin yüzünde onurlu bir gülüş vardı .

Ensar, kuran okurken diğerleri de ellerini açmış dua ediyordu .yüzlerinde gururlarıyla Asım Enesi ve diğerlerini unutmadıklarını kanıtladılar ...


....

O günün üstünden iki hafta geçti .Hafsa yeniden müslim doktor görl olmaya devam ediyordu .son hastasına da baktıktan sonra arkaya doğru süzülen sandalyesinde gidebildiği yere kadar gitti .az kalsın düşecekken son anda düzeldi

-yüce mevlam ,bu gün de ölümden döndüm çok şükür .azraili kendi elimle çağırıyorum ben .Ay maşallah ya

Ayağa kalkıp üzerinde Doktor Hafsa hanım yazan önlüğünü çıkartıp sandalyeye düzgün olmayan bir şekilde attı .çok şükür ki bu oda sınırları içinde ona karışan biri yoktu

Masanın dağınık duruşuna aldırmadan çantasını aldığı gibi çıktı Odadan. Kitlemeyi unutmamıştı tabii .

Koridorda yürürken yüzünü buruşturmasına sebep olan bir mahlukla karşılaşıp başını öte yana çevirdi .

Hafsanın insan ayrımı yaptığını biliyordunuz değil mi ?

...

Ensar, sağlık raporu almak için hastaneye geldi .sekreterlerin olduğu yere geldiğinde kolay gelsin dedi ve cüzdanını çıkartmaya çalıştı .

Rümeysa da hoş geldiniz Diyerek başını kaldırdığı anda gözlerine inanamadı. Ensarı görmek yine o gün hissettiği duyguları hissetmesine sebep olmuştu .gözlerini ondan çekip bi estağfurullah dedi .neden böyle oduğunu anlamış değildi

-aaa tevafuk'a bak

Genç adamdan duyduğu şey onu hatırlamış olduğu anlamına geliyordu .sadece kısa bir an gördüğü kızı nasıl hatırlıyor diye düşünecekken onun bir asker olduğunu hatırladı .

-Hafsanın arkadaşıydınız değil mi?

Yüzünde hafif bir tebessüm oluşsun istedi ama başarılı olamadı .sadece başını sallamakla yetindi .karşısındaki adamın kimliği uzatmasını dahi göremeyecek bir haldeydi .

-hanımefendi

Denmesiyle kendine gelip silkelendi. Kimliği alıp işlemleri yaparken sanki ilk defa bilgisayar başına geçmiş gibi hissediyordu .öyle ki ilk başta ne yapacağını bile unutmuştu .Genç adam ona bakmasa dahi bakıyor gibi hissediyor ve bu daha da geriyordu onu .sonunda işini halletti ve genç adama ne yapacağını söyledi .söylerken sesi titriyordu...

Ensar tam gidecekken yanlarına doğru Hafsa gelmeye başladı. O son gördüğü kişi yüzünden kaşlarını çatmış bir şekilde geliyordu .bazı insanları sevemiyordu işte zorla mı arkadaş ?

Ensarı görünce o yüz ifadesi geçti ve küçük kız moduna girdi .abilerinin yanında nasıl oluyorsa nedeni bilinir şekilde onun yanında da böyle oluyordu. Asker abilerin geldiği günden sonra bir defa yine gelmişti Ensar onlara .pek tabii o hastanede olsa bile ikiz kameraları her şeyi kaydetmişti ve ona anlatmıştı .Ensarın artık burda mesleğine devam edeceğini de biliyordu yani .

Tatlı kız modundan çıkması zor olmadı .ne kadar abi dese bile gerçek abi değildi ne de olsa .

Yanlarına gidip selam verdi .Ensar ,normal bir haldeyken kırk yıllık dostunun iyi olmayan halini anlamıştı tabi ki. Kaş gözle bakmaya çalıştı ama rüm ,başını eğmiş öylece duruyordu .

-size hayırlı günler bacım kardeşler. Gideyim ben

-git işlerini hallet Ensar Abi.kolay gelsin

Ensar ,yoluna bakarken Hafsa masaya iyi bir yaklaşıp rümü süzmeye başladı. Kaşlarını da çatmıştı iyice

Bi o günü düşündü ,bi bu günü düşündü sonra da bu iki haftada rümün tuhaf davranışlarını düşündü ve aşka dair bir yaşanmışlığı olmadığı halde bir şeyler anlayıp hafif tebessüm etti .dalga geçecek değildi bu konuda .Hem daha gerçek olup olmadığını da bilmiyordu .

-Ben bana ne oldu bilmiyorum Hafsa ..

Tebessümü çoğalıp küçük gözlerini minicik hale getirdi ...

-Ben biliyorum

Dedi ve rümeysayı kendi içindeki savaşla bırakıp ayrıldı. Bu savaş şeytanla verilen savaş kadar çetindi .ama unutulmamalı ki kuvvetli bir iradeyi şeytanın yenmesi de kolay değil

Yine o otobüs macerasını atlatıp yerli topraklara adım attı Hafsa. Evini çok seviyordu doğrusu .

Babasına uğradı yine ama annesi de oradaydı. Babasının yüzündeki tebessümle annesine baktığını ve konuşmasını dinlediğini görünce serseri aşık gibi geri döndü geldiği yolu

..
Evin kapısına gelince o günden sonra çantamın düzgün yerine koyduğum ve üzerine süslü anahtarlık taktığım anahtarımı çıkarıp hiç zorlanmadan açtım kapıyı
Bu bile bir şükür sebebi

Evde kimsenin olmadığını düşünerek bağırarak marş söylemeye başladım

- Koç yiğidim, Bahadırım, Ozanım
Alp Dadaşım, Yağız Efem, Ozanım
Bir narada dokuz tümen bozanım,

-Tuğ kaldırıp yürüyecek Bozkurdum!
Tanrı Türkü koruyacak Bozkurdum!

-Dört yaman sızım var inceden ince;
Vatanca, Bayrakça, Törece, Dince.
Ay-yıldızın ışığını görünce,

-Arsız otlar çürüyecek Bozkurdum!
Tanrı Türkü koruyacak Bozkurdum

-Aslanım benim beeee

Evde kimse yok sanarken marşa karşılık veren Akın büyük sevinç olmuştu
Karşılıklı yüksek sesle marşı söyledik ve o içimizde oluşan türklük gururunu etrafa duyurduk .

-yavru kurdum benim

Dedi Akın .elimle göğsüme vurup eyvallah dedim.

Yorulmuş bir şekilde koltuğa oturduğum vakit o da geldi yamacıma oturdu .
Bir şey demek ister gibi kıvranıyordu yine

-noldu ?

Gözlerindeki sevinci saklamadan koluma yapışıp karın ağrısını söyledi

-Yarın sınav sonuçları açıklanacak

-essah mı ?

-gerçekten abla ..eminim başardığıma. Ama annem korkutuyor

-kork zaten

Birden eline telefonunu aldı ve galeriye girdi .videolar kısmına bastığı an aklım tak etti

-Şaka şaka ,gül diye oğlum ahahah hemen ciddiye alıyorsun

Gözlerini çevirip meydan okuduğunu gösterdi

Benim için o gün videolar çekti evet ama şart olarak sınavın açıklandığı gün vermeyi koştu. Ben de onu unutup videolarımın silinmesine neden olacaktım az kalsın

-Yarın abimi de çağırırız. Annemi ikna ederiz hatta çocukları bile alet ederim işin içine .Sen dert etme tamam mı ?

-abi sözü mü ?

-abi sözü
...

Kapı çalmış ve beklenen kişiler de gelmişti .dün annemgil gelince kaç zamandır abimi davet etmediğimizi, çocukları çok özlediğimi ve bunun gibi bir sürü şeyi öne sürerek anneme abimi aratmıştım ve yarın ,yani bu gün ,bize davet ettirmiştim .şimdi de gelmişlerdi işte .büyük bir neşeyle Ellerimi çarpıp kapıyı açmaya gittim

Açtığım gibi üç minik beden bacağıma yapışmıştı bile .o yapışan bedenlerin arasından bir ciyaklama sesi gelince olaya müdahale eden abim kızını bu oğlanların içinden almıştı .geldiği gibi bana küsen berre çiçeğim babasına sığınıp ben engelini aşarak içeriye geçmişti. Omuz silkip ondan önce hayatıma giren nimetleri sevip içeriye gönderdim .son olarak yengeme de sıkıca sarılıp içeriye geçtim .

Herkes oturmuş annemle uğraşan çocukları izlerken sessizce abimin yanına ulaştım. Bizim dilimizde gel anlamına gelen hareketi yapıp içeriye odama kaçtım .çok geçmeden şaşırılmayacağı üzere yanındaki yengemle beraber geldi .

Allahım ,güzel mevlam. Bana da abimgibisinden ama biraz da espri yapabileninden ha ,biraz daha yapılısından nasip et (abim de aslan gibidir, yanlışlık olmasın)

-Ne oldu abicim

Şey ,Allahım bir de bana hep güzel söz söyleyeninden lüüüfen.

-Bu gün Akının sınav sonucu açıklandı

Bak yine sabah beni erkenden uyandırmasına rağmen bi sevinç oluşmuştu içimde

Onun da yüzünde bir sevinç oluştu

-eee

-istediği alana gidebilir. Hava ,kara ,deniz ..nereyi isterse

-ağzın bal yapıyor yine

-arı gibi kızım maşallah

Abime ne yapmamız gerktiğini anlatırken nasıl oldu bilmem babam geldi yanımıza .üçümüzün yüzüne baktı tek tek, uzun uzun. Bir süre hiçbir şey demeden bakmaya devam etti .gözlerinde bir hüzün hakimdi ...bunu görünce anladım ben zaten. Başını çevirip baş köşemde duran abilerimin , ikizlerim ve ortalarında benim olduğum beşli kardeş fotoğrafımıza baktı. Hüznüne buruk bir tebessüm eklendi .

Abim ,baba ,dedi ama o gözüne bakmakla yetindi. Bizi arkasında bırakıp annemle çocukların olduğu odaya gitti .Bir telaşa içerisinde biz de onu takip ettik . oturacak sanarken babam ' Akın ,oğlum içeriye gelin yavrum ' dedi .gözleriyle oturmamızı işaret etti ve itirazsız oturduk. Çocuklar bile sessizleşmiş ,abim ve yengemin yamacına oturmuştu .

Akın ve Ayaz içeriye girdi .Ayaz ,gözlüklerini takmadığından şu an onları ayırt etmemize sebep olan tek şey Akın'ın kısa saçları oluyordu

İkisi de ellerini önlerinde birleştirip babama baktılar

-Buyur baba

Dedi Akın.

Babam, annemin elini tutup kaldırdı .içimdeki garip ama bir şeyleri anladığımdan oluşan o hoş duygu ağlama isteği oluşturuyordu

Babam, Akına bakıp sahici bir tebessüm oluşturdu

- yüzbaşım ...

Ve sonu baba diyip akan yaşları gizlemeden babama sarılan Akın oldu .
Babamdan anneme geçti .annem 'gözümün nuru ' Diyerek sarıldı .Akın ' çiçeğim ' Diyerek karşılık verdi .

Bu sırada ben deniz de ağlıyordum .sahici bak
Salya sümük hem de . Böyle içli içli
Çok korkmuştum dünden beri .Ne olacak diye düşünürken ne olmuştu bak

Ben ağladıkça onlar da gülüyordu tabi .yine maskara olduk ,iyi mi ?

Abim ,yanındaki beni kollarının arasına aldı

-kıskandı benim erkek fatmam

- Oğlum, Hafsa bir hanımefendi

Şaşırmadık sanki
Hım??
;)



Üzgünüm ,daha çok yazarım dedim ama düşündüğüm gibi olmadı. Kalbimde hüzün olunca Hafsa gibi bir kralı yazması zor oluyor .yazsam bile içime sinmiyor

Bu bölüm de böyle oldu
Umarım okuyan ama sesi hiç çıkmayan okuyucular beğenirsiniz

Allaha emanet

Hemen yazacağım diye söz veremiyorum

Malum

En son yazmaya başladım dediğim zamanın üstünden bir haftayı geçgin oldu

Ve umarım isim hayal kırıklığı yaşatmamıştır
🫠