Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1.BÖLÜM PORTAL

@ezginur543

"Toprak uyan kızım okula geç kalacaksın." Annem beni uyandırmaya çalışıyordu. Fakat annem bilmiyordu ki benim kalkmak gibi bir niyetim yoktu.

 

"5Dakika daha" dedim. Ama bu beş dakikanın 60 dakikaya kadar uzayacağını bilmiyordu annem.

 

"Eğer hemen şimdi kalkıp hazırlanmazsan istediğin kitabın siparişini iptal ederim Toprak ." Harika daha ilk dakikadan tehditler başlamıştı.

 

"Offfff" dedim. "Kalktım."

 

"Offflama anneye taş olursun." Dedi annem. Cidden annesine ofladığı için taşa dönüşen var mıydı? Annem neden her defasında bana bunu söylüyordu anlamıyordum.

 

"Tamam annecim çıkar mısın üstümü giyinip lanet okuluma gideyim." Dediğimde bana ters ters baktı.

 

"Aman ne halin varsa gör." Dedi trip atarak. "İyilikte yaramıyor sana Toprak." Diye de ekledi. Daha sonrasında ise suratıma bakmadan odayı terk etti. O odayı terk edince derin bir nefes aldım.

 

Neden okulu sevmiyordum peki? Hiç sormuyordu. Bir bilse orada neler neler oluyor, kendi göndermezdi beni okula...

 

"Hazırlandın mı?" diye bağırdı oturma odasından buraya.

 

"Evet hazırım ." Dedim ben de.

 

"Hadi görüşürüz kuzum dikkat et kendine." Dedi. Bana olan tribi en fazla bu kadar sürebiliyordu işte.

 

"Görüşürüz." Dedim yanağına öpücük kondurarak. Ve ayakkabılarımı giymeye başladım. Fakat unuttuğum bir şey vardı. Kitabımı unutmuştum!!!!!

 

"Annneeeeee" diye bağırdım. Biraz fazla bağırmış olmalıydım ki annem telaşla yanıma gelmişti. "şeyyy kitabımı verir misin raftan?" Dediğimde bana ters ters baktı.

 

"Bunun için mi o kadar bağırdın Toprak" Dedi. "Aklımı aldın be kızım."

 

Sırıttım. "Özür dilerim. Kitabımı verecek misin?"

 

"Aklın fikrin şu kitaplarda ne var bunlarda bu kadar anlamıyorum ki. Derslerde de okuyormuşsun zaten öğretmenin söyledi." Dedi elindeki tuğla kadar kitabımı bana uzatarak.

 

Bu öğretmenler niye her şeyimize karışıyordu? Hem kitap okumamıza kızıyorlardı, hem de okumamamıza...

 

"O öğretmenin de ALLAH BELASINI VERSİN hadi görüşürüz." Dedim ve kaçtım. Annem arkamdan söylenmeye devam ediyordu ama bu sefer sonuna kadar haklıydım. O öğretmen benim anam, babam ya da herhangi bir akrabam değildi. Her şeyime karışamazdı.

 

O öğretmenin de kim olduğunu tahmin edebiliyordum zaten. Edebiyatçı Tülay hocaydı. Kadın her şeye karışıyor, her şeye laf atıyordu. Öğretmen oldum diye burnu hava da geziyordu. Böylelerine de hep ayar oluyordum zaten.

 

Okuduğum kitaplara gelince ise evet genç kurgu kitapları okuyordum. Ne vardı bunda? Okumak suçtu da ben mi bilmiyordum? İnsanların ne yaptıklarına kimsenin karışmaya hakkı olmadığını düşünüyordum. Bence herkes böyle düşünmeliydi...

 

•••

 

Okula gelmiştim derse girmiştik fakat Tülay Hoca ders işlemiyordu. Sadece oturup elindeki telefonu kurcalıyordu. Ben ise kitabımı okuyordum öyle heyecanlı bir yerdeydim ki kalp krizi geçirebilirdim.

 

"Toprak ne o elindeki?" Dedi Tülay Hoca başımda dikilerek.

 

"Kitap hocam" dedim alayla.

 

"Onu görebiliyorum kızım"

 

"E niye sordunuz o zaman hocam?"

 

"Aa ne biçim konuşuyorsun sen benimle. Bakın son seneniz diye disipline göndermiyoruz ama siz iyice şımardınız. Kendinize gelin artık!"

 

Klasik öğretmen cümleleri...

 

Zil çaldı.

 

"Artık okuyabilir miyim hocam?" Dedim alayla.

 

"Klasik oku bunu okuyacağına hiçbir faydası yok bunun sana."

 

"Siz okuyabilirsiniz hocam" dedim. Bana ters ters bakıp sınıftan çıktı. Çok gıcıktı bu yaşlı pörsük...

 

Bazen diyordum ki keşke istediğimiz bir kitaba ışınlanabilsek. Çok güzel olmaz mıydı? Açıkçası ben fantastik bir kitaba ışınlanmak isterdim. Şuan okuduğum kitap biraz sıkıcıydı fakat sipariş ettiğim kitabın konusu çok güzeldi. Hele ki karakterleri...

 

Ders zili çaldı.

 

Sınıf tekrardan dolmaya başladı. Bense kitabıma iyice gömüldüm.

 

Benim kadar sınıfından nefret eden bir kişi olamazdı. Eylemden de. Eylem çok cringe bir kızdı. Sürekli dikkat çekmeye çalışıyor, herkese yalaklık yapıyordu. Sadece bunla da kalmıyor sınıftaki herkesin arkasından konuşuyordu. Ayrıca sürekli Tülay hocanın peşinden koşuyordu. Eylem de daha sevmediğim bir milyon özellik daha sayabilirdim ama buna vaktim yatmezdi.

 

•••

 

Okul nihayet bitmişti koşarak eve gidiyordum çünkü kitap kargom gelecekti. Annem ben okuldayken fotoğrafını göndermişti. Altına da şey yazmıştı;

 

"Bir daha öğretmenlerinden bir şikayet dahi olsa duyarsam bunları rüyanızda görürsünüz Toprak hanım." Aslında bu beni güldürüyordu. Tülay hoca koşa koşa anneme beni şikayet etmeye gitmiş olmalıydı. Ama Tülay Hoca bilmiyordu ki bu benim umurumda değildi.

 

Evdeydim sonunda hafta sonu tatiline girmiştik. Rahat rahat kitaplarımı okuyabilecektim. Koşarak annemin yanına gittim kargomu teslim almak için.

 

"Anne kargom nerede?" Diye sordum heyecanla.

 

"Kargon bende Toprakçım."

 

"E anne versene kitabımı."

 

"Veremem toprak hanım. Her saniye başı öğretmenlerinden şikayet geliyor. Bir de seni bunun için ödüllendiremem."

 

"Özür dilersem..."

 

"Olur." Dedi. Ama yarın okul yoktu mecburen mesaj atacaktım.

 

Hemen telefonumu alıp "yaşlı pörsük" diye kaydettiğim Tülay hocanın numarasına tıkladım ve şunu yazdım;

 

"Tülay hocam bugün okulda yaptıklarımdan dolayı sizden özür diliyorum. Lütfen beni affedebilir misiniz?"

 

Çevrimiçi

 

Yazıyor

 

"Önemli değil Toprakçım. Bir daha olmasın."

 

Koşarak telefonu anneme gösterdim. Allah'ım çok heyecanlanmıştım kargomu alacağım diye.

 

"Tamam Toprak çek şu telefonu gözüme mi sokacaksın kızım?" Dedi. Bir kıpırdanma, bir hareketlenme yoktu.

 

"Toprak beni bunaltma kızım kitabın sandalyenin altında git al."

 

"Sağol annemm" dedim yanağına bir öpücük kondurarak.

 

Ve koşarak kitabımı almaya gittim. Kargo paketini aldıktan sonra odama incelemeye gittim. Paketi heyecanla parçaladım ve kitabı içinden çıkardım. Kapağı çok güzeldi. Kitabın konusu ise şuydu;

Ormanın içinde bir krallık vardı. Krallığın prensi Aren'di aynı zamanda kitabın başrol karakteriydi. Ormanın içinde ise bir katil vardı. Katili bilmiyordum ama... kitabın başrol kız karakteri ise Masaldı...

 

Kitabı rafa yerleştirdim ve tekrar aynı şeyi söyledim kendime "keşke bu kitabın içinde olabilsem."

 

Yatağa uzandım. Ve yorganı kafama kadar çektim. Kendimi uykunun kollarına bıraktım. Rüyamda hayalim gerçekleşiyordu. O kitabın içinde buluyordum kendimi. Ormanın içinde koş

uşturuyordum saraya doğru. Daha sonra sarayın önünde bir ağacın gölgesinde uyuya kalıyorum.

 

RÜYADA UYUMAK VAY BE

 

Loading...
0%