Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. BÖLÜM DEHŞETE DALIŞ

@ezginur543

"AFRAAA" Okuldaydım. Çağrı yanıma geldi "Afra" dedi gülümseyerek. Ben de gülümsedim. "Efendim Çağrı?"

"Afra" yüzündeki gülümseme soldu. "Ben ölüyorum biliyor musun?" Dedi.

Daha sonrasında ağlamaya başladı.

"Ne?" Diye bir kelime süzüldü dudaklarımdan.

"Beni kalbimden vuracaklar bugün." Dedi ağlamaya devam ederek.

"Seninle olan bütün hayallerim gerçekleşemeyecek." Elimle akan yaşlarını silmeye çalıştım ama işe yaramıyordu. Ben bir tanesini sildikçe 5 tane birden akıyordu.

"Afra" dedi ağlamaya devam ederken.

"Beni hiç unutma olur mu güzelim. Ben seni hiç unutmayacağım." Diye fısıldadı. Daha sonra kayboldu. Karanlık bir oda beni içine çekti. Ve o odada ben de kayboldum.

 

Gördüğüm en saçma rüyayla sabaha uyandım. Gerçekten saçma bir rüyaydı. Çağrı neden rüyama girmişti anlamamıştım. Sadece bizim okuldan saçma bir çocuktu. Aynı sınıfta bile değildik, tuhaftı.

"Kızım kalk artık geç kalacaksın." Annemin bağırması ayılmam için yeterli olmuştu.

Hemen kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve pijamalarımla oturma odasına gittim. Beni böyle gören annem "oooo Afra hadi. Hala pijamalarınla geziyorsun çocuğum." Diye mızmızlandı. Daha sonra yanıma gelip "hadi kızım hadi koş odana iniformalarını giy." Dedi ve popoma iki şaplak attı. Beni hala küçük bir kız çocuğu sanıyordu. Kabullenmek istemiyordu ama 18 yaşındaydım.

"Tamam anne gidiyorum." Dedim gülerek. Lise sona gidiyordum ve okuldan nefret ediyordum. Ama otistik sınıfımı seviyordum. Çünkü eğlencelilerdi.

 

Odama girip okulun saçma salak üniformasını giydim.

Maalesef okulda kızlar kırmızı etek ile gezmek zorundaydı. Üstüne ise tabi ki beyaz gömlek, ve onun üstüne de kırmızı kravat. Tam olarak "bok gibi" kelimesinin tanımıydı. Hayır erkekler rahat pantolonla gezerken biz neden eteğin orasını, burasını çekiştirmekle uğraşıyorduk ki?

 

Çalan telefon irkilmemi sağladı. Yine dalıp gitmiştim.

Arayan kişi Ayça olmalıydı.

Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Alo?"

"Kızım sen yine neredesin yaaa? Her sabah seni mi bekleyeceğim ben böyle. Yeter artık sıkıldım. 5 dakika içinde gelmezsen okula tek başına yürürsün bilgin olsun!" Dedi ve suratıma kapattı.

Ayna karşısında saçlarımı düzelttikten sonra koşar adım evden attım kendimi.

Ayça'ların evinin önüne koşar adım vardıktan sonra can dostuma sarıldım fakat kendisi şuan çok sinirliydi.

"Nee? Uyanamadım. Öyle bakma." Dedim tatlılık yaparak.

"Erken yat o zaman! Tam 20 dakikadır seni bekliyorum." Dedi. Sinirlenince o kadar komik oluyordu ki gülmemek için kendimi sıktım.

"Tamam hadi gidelim." Dedi tekrar sinirle. Kahkaha attım. Haklıydı gerçekten. Onu çok fazla bekletmiştim.

 

•••

 

Tarih dersi geçmek bilmiyordu. Hoca ruhsuz gibiydi. Tüm enerjimi sınıfa girdiği an sömürmüştü.

Gözlerim kapalı bekliyordum.

Neyi mi? Zilin çalmasını...

"Hocam elektrikler gitti!" Diye bağırdı aptal Cevdet.

"Tamam sakin olun çocuklar müdür beyi arayacağım." Dedi. Mükemmel ders kaynıyordu.

Hoca müdürle konuşurken ki tepkilerini izliyordum. Kesinlikle müdüre aşıktı. Bunu çok belli ediyordu. Yaklaşık 30 yaşlarındaydı bu kadın. Çok güzeldi, ama dediğim gibi ruhsuzdu. Girdiği ortamı sıkıcıllaştırıyordu.

"Tamam hocam." Dedi ve telefonu kapattı Aslı hoca.

"Çocuklar herkes sessizce konferans salonuna insin müdür konuşma yapacakmış."

Tüm enerjim yerine geldi ve koca bir gülümsemeyle aşağı indim. Aklıma bir fikir gelmişti.

Herkesin dikkati dağılmıştı, çoğu kişi konferans salonundaydı. Yani okulu terk etsem kimsenin haberi olmayacaktı mükemmel bir fırsattı bu. Karanlık koridorlarda tek başıma yürümeye devam ettim. Çıkış kata geldiğimde, şeytanca gülümsedim ve kapıyı açmaya yeltendim.

"Hayırdır nereye?" Diyen ses korkmamı sağlamıştı. Yerimde sıçramıştım adeta.

Arkamı döndüğüm an Çağrı ile göz göze geldim. İğrenç suratını görmek hiç hoşuma gitmemişti.

"Okuldan kaçamazsın sevgili arkadaşım. Kapılar kilitli!" Dedi gülümseyerek.

Kapıyı kontrol ettim. Evet gerçekten kitliydi.

"Neden geldin?" Dedim sinirle ona dönerek. Kapının kilitli olması hiç iyi olmamıştı.

"Rüyanda beni görmüşsün merak ettim." Dedi sırıtarak. İğrenç suratının aldığı ifadeyi taklit ettim.

"Neyini merak ettin?"

​​​​​​"Rüyanda da şuan ki gibi karizmatik miydim?" Diye sordu. Bunu ciddiyetle sormuştu bir de. Kocaman bir kahkaha attım.

"Hayır gerizekalı salya sümük ağlıyordun." Dedim ve onu iterek önümü açtım. Daha sonrasın da konferans salonuna indim.

 

"Herkes toplansın!" diyen sese odaklandım. okulda elektrikler kesilmiş, kapılar sonuna kadar kapanmıştı. Bunun bir açıklaması olmalıydı.

"Çocuklar!" dedi müdür derin bir nefes alarak.

"kapana kısıldık!" diyerek devam etti.

"Birileri bizimle oyun oynuyor. telefon çekmiyor, ışıklar çalışmıyor. Anlayacağınız kimseye haber veremiyorum." uğultu ve itiraz sesleri yükseldi.

"Lütfen dikkatli olun. Uzun bir süre burada kalacak gibi duruyoruz."

Herkes bağırarak kapılara hücüm etti. Hayır ya büyün okul gerizekalı olamaz dı. Kapı kilitli diyeli iki dakika olmamıştı.

Müdür tekrar bağırdı "lütfen sakin olun." Dedi ama nafile. Kimsenin umurunda olmamıştı.

Onca kalabalığın arasından süzülüp sınıfa doğru yol aldım. Bu kadar kaos yeterliydi!

 

Loading...
0%