@ezginur543
|
Sınıfa girmek beni çok rahatlatmıştı. Aşağıda kıyamet kopuyor, dışarı çıkabilmek için herkes birbirini çiğniyordu. İnsanları anlamak zordu... "A-Ann-Anne" kekeleyen bir kız çocuğu yanıma doğru yaklaştı. Beni annesi sanmış olmalıydı. "Merhaba" dedim gülümseyerek. Yeterince korkmuş görünüyordu. "Merhaba" diye yanıtladı beni. Kaybolmuştu sanırım. Kız çocuğunun saçları sarıya yakın tonlardaydı. Yeşil gözleri ile çok güzel görünüyordu. "Ben annemi bulamıyorum." Dedi ağlamaya başlayarak. Gerçekten çok korkmuş görünüyordu. "Annenin ismi nedir?" Diye sordum. "Gülten. Annemi tanıyor musun?" "Elbette tanıyorum." Dedim ama hayır burada öyle biri yoktu. Hademelik mi yapıyordu acaba?
"Annem ne zaman gelecek?" Diye sordu ve daha çok ağlamaya başladı. "Kiminle konuşuyorsun?" Diye sınıfa dalan Çağrı benimle dalga geçiyor olmalıydı. "Kör müsün?" Dedim önümdeki kız çocuğunu göstererek. "Şaka mı yapıyorsun?" Diye sordu ne demek istediğini anlamıyordum. "Orada kimse yok!" Dediği an önümdeki kız çocuğu kayboldu. Telaşla ayağa kalktım ve kulakları sağır edecek şekilde çığlık attım. Ellerimin titrediğini fark ettim. "Afra sen gerçekten iyi değilsin. Ne oluyor? Neden çığlık atıyorsun? Manyak mısın?" Bir çığlık daha attım. "Ben delirdim mi?" Dedim korkak bir şekilde bağırarak ve dizlerimin üzerine çöktüm. Vücudumdaki adrenalin oranı gittikçe artmaya devam ediyordu. Az önce gördüğüm kız çocuğu ise bir gelip bir gidiyordu. Kafayı yemiştim galiba gerçekten.
Bayılmak üzere olduğumu gören Çağrı yanıma koştu. "Sakin ol kızım!" Diye bağırdı. "İyice saçmaladın şakanın dozu kaçtı yeter." Şaka yaptığımı sanıyordu. Ağrımaya başlayan kalbimin üstüne elimi koydum. "Şa-şaka yapmıyorum!" Dedim zorlanarak. Elime kalbime bastırdım. Sıkışmaya başlamıştı. Çağrı beni sakinleştirmek için ellerimi tuttu. "Nefes al! Nefes al boğulacaksın! Dedi o söyleyene kadar nefesimi tuttuğumu bile fark etmemiştim. Dediğini yaptım, derin bir nefes aldım. "Tamam bir şey yok! Sadece hayal gördün tamam mı? Sakin ol." Dedi ellerimi daha çok sıkarak. Zor da olsa gerçekten işe yaramıştı. Kalbimin ağrısı geçmişti fakat bu sefer de feci şekilde hızlı atmaya başlamıştı. Tuttuğu ellerimi geri çektim ve doğruldum. Kendime gelmeliydim.
"Derin nefes almaya devam et!" Dedi Çağrı. "Panik atak geçirdin!" Diyerek karşı taraftaki duvara doğu ilerledi. Sırtını oraya yasladı ve beni izlemeye devam etti. "Tam olarak ne gördün?" Diye sordu. Tekrar korkuyla atmaya başlayan kalbimi sakinleştirmeye çalıştım. "Yeşil gözlü, sarı saçlı küçük bir kız çocuğu." Dedim derin nefesler almaya devam ederken. "Sana ne söyledi peki?" "Annesini kaybettiğini, Annesinin isminin Gülten olduğunu." Diye yanıtladım. Biraz düşündü daha sonra beni telaşlandırmamak için yanıma geldi. Ellerimi tuttu ve derin bir nefes aldı. "Sakin ol olur mu Afra. Önemli bir şey olmadığına eminim boşuna kendini telaşlandırma." Dedi. "Tamam." Dedim sakin olmaya çalışarak. Başımı göğsüne yasladım ve öylece biraz dinlendim.
Gözüm kapının önüne çarptı ve tekrar onu gördüm. Anında doğrulduğum için Çağrı'nın çenesi kafama çarptı. Yine aynı şekilde kocaman bir çığlık attım ve ağlamaya başladım. "Gerçekten Delirmişim." Dedim çığlık çığlığa. Çağrı telaşla beni izliyordu. Daha sonunda nihayet kapıya bakmayı akıl edebilmişti. "Afra sus! Afra sus güzelim sakin ol!" Dedi kapıya bakmaya devam ederek. "Delirdim ben delirdim." Diye sızlanmaya, ağlamaya devam ediyordum. "Afra ben de görüyorum bir dur ağlama lütfen. Sen ağlayınca o korkuyor." Dedi küçük kız çocuğunu göstererek. "Gel bakalım yanıma." Dedi beni mi çağırıyordu kız çocuğunu mu anlayamıyordum. "Afra gel" dediğinde beni çağırdığını anlamıştım. Kız çocuğunu baştan aşağı süzdü. "Abi ben annemi kaybettim. Onu tanıyor musunuz ismi Gülten." Dediği an ikimizde birbirimize baktık ne ben ne de o olayı çözebilmiştik. Korkudan titriyordum adeta. |
0% |