@ezginur543
|
"Abi ben annemi kaybettim. Onu tanıyor musunuz ismi Gülten." Dediği an ikimizde birbirimize baktık ne ben ne de o olayı çözebilmiştik. Korkudan titriyordum adeta. "Gel bakalım yanımıza." Diyerek kız çocuğunu buraya çağırdı. "İsmin ne?" Diye sorduğunda kız tekrar kayboldu. Çağrı gözlerini büyüterek bana baktı. "Ben kâbus görüyorum değil mi?" Dedim tekrar ağlamaya başlayarak. Kolunu omzuma attı ve bana sarıldı. Sakinleştirmeye çalışıyordu beni ama bu imkansızdı. O kız çocuğu gelip gitmeye devam ederse psikolojim yerle bir olacaktı. "Sınıftan çıkalım. Okulu inceleyelim biraz olur mu?" Diye sordu. Başımı sallayarak onayladım. Uzun koridoru birlikte gezdik. Kimse yoktu. Aşağı indiğimizde ise yine aynı şekilde kimseyi göremedik. "Afra ayrılmamız gerekiyor. Bu gidişle olayı çözemeyiz. Sen kantin katını incele ve gördüğün bir kaç kişiye o kız hakkında bir şeyler sor." Dedi derin nefes aldı ve cümlesine devam etti. "Telefon numaram 0544***78** beni ararsın" dedi ve spor salonuna doğru yol aldı. Dediğini gerçekleştirmek amacıyla ben de kantine doğru ilerledim. Uzun ve karanlık koridorda dolaşmak artık beni rahatsız etmiyordu. Hiç etmemişti zaten.
Kantine geldiğimi fark ettiğimde duraksadım. Kimse yoktu. Kantinde kimse yoktu??? Bu nasıl mümkün olabiliyordu?
Kantinden çıkarak ilerlemeye devam ettim. Farklı bir yere bakacaktım. Örneğin ben sınıfa çıkmadan önce herkes giriş katta birbirini itip duruyordu, dışarı çıkmak için. Oraya bakabilirdim. Merdivenlere doğru yöneldim ve hızla indim en aşağı kata geldiğimde kapkaranlık bir yer karşıladı beni. Hiç bir şey görünmüyordu. Aklıma telefonum geldi. El fenerini yakıp ilerlemeye başladım. Kapıya doğru ışık tuttum. Kimse yoktu. Ayağıma bir şey çarpmıştı. Korkuyla ürpermeyi de engelleyememiştim. Işığı aşağı doğrulttum. Gördüğüm şey nefesimi tutmamı sağlamıştı. Koca bir çığlık attım, kalbim hızlandı ve nefeslerim daraldı. Tam o sırada Çağrı aradı. "Alo? Afra o çığlığı sen mi attın? Neredesin?" Diye bağırdı. "G-Giriş kattayım." Dedim nefes almaya çalışarak. "Ne oldu?" Dedi bu sefer nefesi kesile kesile. Koşuyor olmalıydı. "Ça- Çağrı burada bir sürü ceset var" dedim ağlamaya başlayarak. "Hepsinin derisi yüzülmüş ve etlerine bir şeyler kazımışlar." Bakamıyordum. Hem feci görünüyordu, hem feci kokuyordu. "Çağrı çok korkuyorum." Dedim. Telefon kapandı. Şarjım bitmişti tam şu an.
"Abla? Annemi kaybettim gördün mü?" Yanıma yaklaşan kız çocuğu gülümsüyordu. Bir çığlık daha attım ve elinde tuttuğu kanlı bıçağa baktım. "Yaklaşma! Lütfen ne olur! Gelme!" Dedim ağlayarak. Ellerim titriyor, başım dönüyordu. "Afra!" Dedi kız çocuğu yaklaşmaya devam ederek. "Sana zarar vermeyi herşeyden çok istiyorum ama bil ki buna daha vakit var. Sonra görüşürüz." Dedi nihayet kaybolmuştu.
"Afra!" Dedi yanıma yaklaşan Çağrı. "İyisin. Çok şükür iyisin." Dedi titreyen bedenime. Bilincimi kaybettim ve yere düştüm. Gözlerim kapandı ve yeni kâbuslara merhaba dedim.
☠️☠️☠️
"Afra!" Dedi başımı okşayan Çağrı. "Uyan artık lütfen!" Diye fısıldadı. Ben bu dehşete tekrar uyanmak istemiyordum ama... Ellerimi başıma götürdüm. Deli gibi ağrıyordu. Başımı yere vurmamdan kaynaklıydı sanırım. Haraket ettiğimi gören Çağrı derin bir nefes aldı. "Ne oldu orada?" Dedi ben doğrulup kucağından kalkarken. "O kız geldi! Bana zarar vermek istediğini söyle-" cümlemi bitirmeme izin verilmedi. "Doğru söylüyor." Dedi kapıdaki kız çocuğu sırıtarak. Kanlı bıçağı hala elindeydi. Gözlerimi kapattım ve sakinleşmeye çalıştım. İMKANSIZDI. "Onu öldürdükten sonra" dedi Çağı'ya bakarak. "Seni de öldüreceğim?" Bana bakmaya başladığını fark ettiğim an yeni bir krizin kapıda olduğunu anladım. Kıza baktığımda gülümsedi ve kayboldu. Bu sefer başımı çağrı'ya çevirdim. Başımı omzuna yatırdım ve bekledim. "Hepsini öldürmüş!" dedim. Kafasını salladı. "Bizi de öldürecek." Dedi saçlarıma öpücük kondururken. |
0% |