@ezginur543
|
Polis sirenleri ve ambulans sirenleri susmak bilmiyordu. Üstelik kafamın içindeki ses beni mahvediyor du. Esma'nın cesedi nasıl evime gelmişti hiç bir fikrim yoktu. Tolga da benden şüphelenmiş olacak ki ağzını açıp tek kelime etmemişti. Çatı katı kan doluydu. Etrafı su basmış gibi, çatı katını kan basmıştı. "Sen yapmadın." Dedi Tolga cesede bakarak. "Ben yapmadım." Dedim ben de aynı şekilde. Daha sonra polisler geldi bizi evden çıkardılar ve karakola götürdüler. Sorguya çekilecektik. Karanlık bir odada beni sorgulayacak polise bekliyordum. Ortam pek iç açıcı değildi. Sadece bir masa ve onun üzerinde yüzüme dönük olan bir ışık... Polis geldiğinde kafamı kaldırıp polise baktım. Sert görünüyordu. "Cesedi neden senin evinde bulduk?" Diye bir soru yöneltti. "Ben akşama kadar evde yoktum. Tolga'yla birlikte AVM'DE doğum günümü kutladık. Sonrasında evde film izlerken çatı katından bir kaç ses duyduk. Cesedi öyle bulduk." Diyerek herşeyi anlatmaya başladım. "Bakalım sevgilin de böyle anlatacak mı? Herşeyi planladınız mı yoksa?" "İlk olarak Tolga benim sevgilim değil! İkinci olarak ise cesedi gördüğümüz an geldiniz yani hiç bir şey planlamadık. Ki planlamaya da ihtiyacımız yok çünkü cinayeti biz işlemedik." "Çok emin konuşuyorsun!" "Çünkü ben yapmadım." "İçeri girdiğinde bu laflarını hatırlatırım. İçeri de olan herkes böyle konuşuyordu." Deyip çıktı. İki dakika sonra ben de çıktım.
•••
Dava günümdü. Sorgudan sonra kimse bana inanmamıştı. Bu yüzden cinayet davası açılmıştı. Açık konuşmak gerekirse işler pek iyi gitmiyordu. Tolga sorgu odasında ne söylemişti hiç bilmiyordum. Ama pek iyi şeyler olacak gibi durmuyordu. Davam iki dakika sonra başlayacaktı. Hepimiz onu bekliyorduk.
•••
Davam bitmişti. Avukatım beni bir kere bile savunmamıştı. İçeri atılacaktım. Şahidim olan Tolga ağzını bile açmamıştı. Bana kumpas kurmuşlardı. Ve çıktığımda bana kumpas kuranları tek tek bulup parçalayacaktım. Buna Tolga da dahildi. İki polis koluma girmişti. Beni arabaya doğru sürüklüyorlardı. O kadar canım yanıyordu ki hiç bir kelimeyle anlatamazdım. Tolga dan da ihanet yemek hiç hoş olmamıştı. Kendimi berbat hissediyordum. Cezaevine gönderileceğim söylenmişti. Suçsuz yere 9 yıl yatacaktım. Bu yüzden söylüyordum. Çıktığımda bana bunu yapanları bulacaktım.
(Ceza evi ilk gün)
Kadınlar bana dik dik bakıyordu. Evet burada da sevilmemiştim. Hakkımda türlü türlü dedikodu çıkartmışlardı. Kimi sevgilisini öldürmüş diyordu, kimi de annesini... Fakat benim annem yoktu. Olsa da öldürmezdim zaten. Burada beni hizmetçi olarak kullanıyorlardı. Ziyaretçim yoktu. Hiç olmamıştı. Burada arkadaşımda yoktu. Biraz korkuyordum aslında burada katil, dolandırıcı, hırsız gibi herşeyi yapmış olan kadınlar vardı.
(9 yıl sonra)
Tam 9 yıl yatmıştım burada. Bugün özgürlüğüme kavuşuyordum ve bana bunları yaşatanları mahvediyordum. İlk olarak Tolga'nın evine gidecektim. Onu bir güzel sorgulayacak, gerekirse tehdit edecektim. Ben gereksiz yere burada 9 yıl yatmıştım. Birileri bana bunun hesabını verecekti! Bu dokuz yıl hastalığımı yenmemi sağlamıştı. Artık güçlü bir kandındım.
Ceza evinden çıktığım an hızlı adımlarla yürümeye başladım. Tolga'nın evi benimkinin yanındaydı, tabi taşınmadıysa. Taşınsa da bir şey değişmezdi onu yine arar bulurdum. Ama şuan o evi kontrol etmek istiyordum. Hızlı adımlarla yaklaşık 1 saat yürüdüm yorulmuştum ama yapacak bir şey yoktu. Tolga'nın evinin önünde duruyordum. Hızla içeri girdim. Kapıyı çaldım ve açılmasını bekledim. "Açelya hoşgeldin. Gel iç-" sözünü bitirmesini beklemeden onu içeri ittim. Mutfağa girip bir bıçak aldım ve salona geçtim. Üstüne yürüyerek onu duvarla kendi aramda sıkıştırdım. Daha sonra bıçağı boğazına dayayarak konuşmaya başladım. "Bana dürüst ol. Uğraşmayalım." Diye girdim söze. "Kiminle iş birliği yaptınız?" Dedim ve yanıt bekledim. Yanıt gelmeyince bıçağı boğazına daha çok bastırdım. Cevap anında geldi. "Kimseyle iş birliği yapmadım. Neyden bahsettiğini bile anlamadım." "Adi herif senin yüzünden 9 yıl içeride yattım. Katil olmadığımı biliyordun neden herkese yanında olduğumu söylemedin." "O zaman senin katil olduğunu düşündüm çünkü. Esma ile kavga etmiştiniz ve o gün Esma öldü. Senin yaptığını düşündüm." "Ulan it o gün senin yanındaydım. Söylesene nasıl yapmış olabilirim. Cesedi ilk defa ikimiz birlikte gördük." Dedim sinirle sonra geri çekildim. Ve suratına bir yumruk geçirdim. "Çabuk Sevgilini ara!" Diye emir verdim. "Sevgilim yok benim Açelya." Dedi. "Gerizekalı herif Derya'yı arayacaksın. Sen aradığında koşa koşa geliyor zaten o sarı çiyan." Dedim .
Tolga, Derya'yı aradı. 6.çalışından sonra telefon açıldı. Tolga telefonu hopörlere alarak konuşmaya başladı. "Alo sarı çiyan" bu çocuk gerçekten gerizekalıydı. "Pardon Derya acil bize gelmen gerekiyor bir işim çıktı çabuk ol." Diyip kızın suratına kapattı. Kız muhtemel şuan Tolga'ya saydırıyordu.
Yaklaşık yarım saat sonra kapı çaldı. Tolga kapıya ilerliyordu ama onu durdurdum. Kendim gidip açacaktım.
Salondan çıktım ve kapıya doğru ilerlemeye başladım. Daha sonra kapıyı açıp Derya'nın o iğrenç suratını gördüm. "Geç içeri!" Dedim sert bir şekilde. Elime tekrar bıçağı aldım ve bu sefer de ona konuştum. "Benimle oyun oynamayın. Baştan uyarayım. Esma'nın neden öldüğünü ya da kimin öldürdüğünü söyleyin çabuk bana!" Diye bağırdım. Derya "Sen öldürdün" dediği an çıldırma noktasına geldim. "Kızım sen gerizekalı mısın? Ya da herhangi bir engelin mi var? Niye anlamak istemiyorsunuz." Diye bağırdım. Derya bir işime yaramazdı, beni çıldırtmak dışında... "Derya gidebilirsin. Seninle işim yok. Beni çıldırtmak dışında herhangi bir şey yapabileceğini düşünmüyorum. Ha bir de sarı çiyan burada olanları herhangi birine söylemeye kalkarsan..." Dedim ve elimde ki bıçağı gösterdim. "Keserim seni!' bunun üzerine Derya koşar adım evden çıktı. Sıra verdiğim kararları dile getirmekteydi. "Tolga bana yardım edeceksin! Seninle birlikte katili bulacağız. Evet senden nefret ediyorum ama bunu yapmak zorundayım."
|
0% |